logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Gündoğdular Gıda Madencilik Tem. Oto. İnş. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2015/1122, 30/10/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GÜNDOĞDULAR GIDA MADENCİLİK TEM. OTO. İNŞ. SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/1122)

 

Karar Tarihi: 30/10/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucu

:

Gündoğdular Gıda Madencilik Tem. Oto. İnş. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Selahattin KAYA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tazminat davasında karar gerekçesinin yeterli olmaması ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 16/1/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Millî Savunma Bakanlığına (MSB) bağlı askerî birliğin yakıt ihtiyacı için kömür alım ihalesi düzenlemiştir.

9. Başvurucu şirket ihaleye iştirak etmiş ve kazanmıştır. MSB ile yapılan 12/5/2006 tarihli satış sözleşmesiyle başvurucu şirket, ihale şartnamesinde nitelikleri belirtilen 2.500 ton linyit kömürünü bedeli karşılığında satmayı taahhüt etmiştir. İhale şartnamesinde kömürün tanımı, niteliği, tipi, kömür tanelerinin boyutu, numune alma vemuayene yöntemleri ile muayene yöntemlerinde izlenecek sıranın yanı sıra ihaleyi kazanan firma ile yapılacak idari şartname hususları yer almaktadır.

10. Başvurucu şirket taahhüt ettiği kömürü 18/9/2006 ve 21/9/2006 tarihinde iki parti hâlinde ilgili askerî birliğe teslim etmiştir.

11. İlgili askerî birlik yetkilileri teslim edilen kömürü muayene ederek 22/9/2006 tarihli fiziki muayene tutanağını düzenlemiştir. Söz konusu muayene tutanağında teslim edilen kömürün çeşit, tip ve ambalaj itibarıyla şartnameye uygun olmadığı belirtilmiştir.

12. Başvurucu şirket yetkilisinin itirazı üzerine aynı tarihte itiraz muayenesi yapılmışsa da düzenlenen muayene tutanağında benzer gerekçe ile kömürün şartnameye uygun olmadığı belirtilmiştir.

13. MSB teslim edilen bir kısım kömürün farklı cinste bulunduğu ve bir kısım ambalajın yırtık olduğu gerekçeleriyle başvurucu şirketin teslim ettiği kömürün ihale şartnamesine uygun olmadığını ileri sürerek 29/9/2006 tarihinde sözleşmeyi feshetmiştir.

14. Başvurucu şirket ile yapmış olduğu sözleşmeyi fesheden MSB, askerî birliğin yakıt ihtiyacını 13/10/2006 tarihinde doğrudan temin ve pazarlık usulüyle -1.625 ton kömürü rayiç bedeli üzerinden- satın alarak karşılamıştır.

15. Başvurucu şirket 13/10/2006 tarihinde Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla zarar tespiti yaptırmıştır. Anılan tespitte sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın 330.250 TL olduğu belirtilmiştir.

16. Başvurucu şirket 26/10/2006 tarihli dilekçesiyle ihale sonucunda düzenlenen satış sözleşmesinin MSB tarafından haklı bir neden olmadan feshedilmesi nedeniyle maddi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 330.250 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.

17. MSB, başvurucunun edimini gerektiği gibi yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedene dayanarak feshettiğini ve ilgili askerî birliğin yakıt ihtiyacı için ikinci bir ihale yapmak zorunda kaldığını, iki ihale arasındaki 100.786,75 TL fark kadar zarara uğradığını belirterek bu farkın yasal faizi ile başvurucu şirketten tahsiline karar verilmesi isteğiyle dava açmıştır. MSB tarafından açılan bu dava aralarındaki fiilî ve hukuki bağlantı nedeniyle ilk dava ile birleştirilmiştir.

18. Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Mahkeme) yapmış olduğu yargılamada başvurucu şirket tarafından teslim edilen kömürün ihale şartnamesi ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olup olmadığı başka bir ifadeyle davalı MSB'nin sözleşmeyi feshetmesinin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı yönünde araştırma yapmıştır. Bu kapsamda kömürün hâlen istiflenmiş olduğu sahada maden mühendisi bilirkişiler vasıtasıyla birden fazla keşif yaptırmış ve buradan elde edilen veriler akademik unvanı bulunan maden mühendisi bilirkişilere göndererek bir sonuca ulaşmaya çalışmıştır. Söz konusu bilirkişiler düzenledikleri raporlarda inceleme konusu kömürün ebatı, kükürt miktarı, nem durumu, ısı değeri ve kül miktarını belirtir raporlar düzenlemişlerdir. 31/7/2008 tarihli bilirkişi raporunda kömürün özellikleri itibarıyla şartnameye uygun olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmamış, buna karşılık 8/7/2010 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi, teslim edilen kömürü temsil ettiği kuşkulu olan numune üzerinde yapılan teknik inceleme ve analizlere göre teslim edilen kömürün şartnamedeki belirtilen niteliklere uygun olduğunu bildirmiştir.

19. Mahkemece kömürün niteliği hususunda bilirkişi vasıtasıyla yapılan incelemeden sonra sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve zararın varlığı hâlinde miktarı hususunda ayrı bir bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bu hususta düzenlenen 10/1/2011 tarihli raporda başvurucu şirket tarafından kömürün fiziksel muayenesiyle yetinilmeyerek laboratuvar incelemesi yapılması talep edilmişse de taraflar arasındaki sözleşmede fiziksel muayenenin yeterli olduğu hususu kararlaştırılmış olup yapılan kömür teslimatı sözleşmeye uygun olmadığından başvurucu şirketin herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. İtiraz üzerine aynı konuda düzenlenen 10/4/2012 tarihli raporda benzer saptamalara yer verilmiş ve ilk rapora ek olarak davalı/karşı davacı MSB'nin yapmak zorunda kaldığı ikinci ihale nedeniyle uğramış olduğu zarar miktarı belirtilmiştir.

20. Mahkeme 18/9/2012 tarihli kararla başvurucunun davasının reddine ve karşı davanın kısmen kabulü ile 99.956,25 TL'nin sözleşmenin fesih tarihi olan 29/6/2006 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile başvurucu şirketten tahsiline karar vermiştir. Mahkeme gerekçeli kararında, başvurucunun 12/5/2006 tarihli sözleşme uyarınca davalı idareye 2.500 ton kömür teslim ettiği ancak teslim edilen bu kömürün yapılan kimyasal analizlerle belirlendiği üzere sözleşmede kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı saptamasında bulunmuştur. Mahkeme bu saptamadan hareketle sözleşmenin feshinin haklı ve başvurucu şirketin ikinci ihalede ortaya çıkan farkı ödemek zorunda olduğu sonucuna ulaşmıştır.

21. Hüküm başvurucu şirket tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 26/5/2014 tarihinde hükmü onamış ve 1/12/2014 tarihinde de karar düzeltme isteğini reddetmiştir.

22. Nihai karar 22/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu şirket 16/1/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Mahkemenin 30/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun iddiaları

24. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

25. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu, ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek etkililiğini tartışmıştır.

26. Anılan kararda özetle; anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35-36).

27. Mevcut başvuruda söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

29. Başvurucu şirket, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim üyesi olan bilirkişiler tarafından düzenlenen iki ayrı raporda teslim edilen kömürün şartnameye uygun olduğu belirtilmiş olmasına ve dosyada bu raporların aksini gösterir başkaca teknik rapor bulunmamasına rağmen hangi nedenle bu raporların dikkate alınmadığının kararda gösterilmediğini belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

30. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).

31. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu, § 76).

32. Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve kişileri denetlemeyi amaçlamakta; tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli olmaktadır (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

33. Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı olarak yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56).

34. Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucunu etkilemesi, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35).

35. Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

36. Mahkeme; taraflar arasındaki uyuşmazlığı başvurucu şirketin üstlenmiş olduğu 2.500 ton kömürün tesliminden ibaret edimini ihale şartnamesi ve sözleşmeye uygun olarak yerine getirip getirmediği şeklinde tespit etmiştir. Mahkeme, kömürün fiziksel ve kimyasal niteliklerine ilişkin bilirkişi raporlarıyla ile dosya içindeki hesap uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlara atıf yaparak teslim edilen kömürün ihale şartnamesi ve sözleşmede kararlaştırılan niteliklere uygun olmadığı gerekçesiyle hükmünü kurmuştur.

37. Bu durumda yapılan yargılama sonunda hükme ulaşılması için yeterli gerekçe (bkz. § 20) bulunduğu, kanun yolu aşamasında değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu dikkate alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.

38. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Diğer İhlal İddiaları

39. Başvurucu şirket, fiziki muayene tutanağında teslim edilen kömürün şartnameye uygun olmadığı belirtilmişse de kömürün şartnameye uygun olup olmadığının ancak kimyasal analizler sonucunda tespit edilebileceğini, ODTÜ öğretim üyesi bilirkişi tarafından yapılan kimyasal analiz sonucunda düzenlenen rapordan bu kömürün istenilen niteliklere sahip olduğunun belirlendiğini ve bu durumda muayene tespit tutanağının aksi ispatlandığından sözleşmenin feshinin haksız olduğunu ileri sürmüştür. Başvurucu şirket ayrıca, çözümü özel ve teknik bilgi gerektiren hususlarda bilirkişiye müracaat mümkün ise dehukuki konularda bilirkişi dinlenemeyeceğinden mali müşavir ve Sayıştay emekli denetçisi tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınamayacağını iddia etmiştir. Başvurucu şirket karşı dava yönünden de birinci ve ikinci ihaleye konu olan kömürün farklı olması nedeniyle iki ihale arasında fiyat farkı oluştuğunu ve bu husus dikkate alınmadan aleyhine karar verildiğini belirterek mülkiyet hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

40. Anayasa mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki nitelendirmesini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B.No: 2012/969,18/9/2013, § 16). Başvurucu, mülkiyet hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüşse de bu yöndeki iddialarını aleyhe verilen mahkeme kararının sonucuna dayandırdığından iddiaları bir bütün olarak adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

41. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

42. Somut olayda Mahkeme, tarafların iddia ve savunması ile ihale şartnamesi, bu şartnameye uygun olarak düzenlenen sözleşme, muayene teslim tutanakları, bilirkişi raporları ile dosya kapsamını değerlendirerek bir sonuca varmıştır. Bu itibarla başvurucu şirket tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

43. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Yargılamanın sonucunun adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Gündoğdular Gıda Madencilik Tem. Oto. İnş. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. [2.B.], B. No: 2015/1122, 30/10/2018, § …)
   
Başvuru Adı GÜNDOĞDULAR GIDA MADENCİLİK TEM. OTO. İNŞ. SAN. VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
Başvuru No 2015/1122
Başvuru Tarihi 16/1/2015
Karar Tarihi 30/10/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tazminat davasında karar gerekçesinin yeterli olmaması ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Gerekçeli karar hakkı (hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Makul sürede yargılanma hakkı (hukuk) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi