TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
GENEL KURUL
|
|
KARAR
|
|
TASFİYE HALİNDE NURİ AYKON GAZETECİLİK LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/956)
|
|
Karar Tarihi: 25/10/2018
|
|
GENEL KURUL
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Recai AKYEL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Recep KAPLAN
|
Başvurucu
|
:
|
Tasfiye Halinde Nuri Aykon Gazetecilik Ltd. Şti.
|
Temsilcisi
|
:
|
Ahmet Can KARAHASANOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, üst düzey kamu görevlileriyle ilgili haber ve
yorumlar nedeniyle aleyhe tazminata hükmedilmesinin ifade ve basın
özgürlüklerini ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 15/1/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Birinci Bölüm tarafından 11/10/2018 tarihinde yapılan
toplantıda, niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması
gerekli görüldüğünden başvurunun Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevkine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucunun sahibi olduğu Anadolu'da Vakit isimli ulusal
gazetede, üst düzey bazı kamu görevlilerinin adının geçtiği bir haber
yapılmıştır.
8. Bu haber üzerine anılan kamu görevlileri kişilik haklarının saldırıya
uğradığı iddiasıyla başvurucuya tazminat davası açmıştır.
9. Bir dizi yargılama süreci sonunda Ankara 8. Asliye Hukuk
Mahkemesince 12/6/2012 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu
karar Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından 30/10/2014 tarihinde onanmıştır.
Onama kararı başvurucuya 17/12/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
10. Başvurucu 15/1/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
11. Anayasa Mahkemesi, başvurunun incelenmesi sırasında
başvurucunun temsilcisine başvurucunun tasfiye sürecinin sonlanıp sonlanmadığı
ve tüzel kişiliğinin sona erip ermediğiyle ilgili bilgileri göndermesi için
12/6/2018 tarihli müzekkereyi göndermiştir. Müzekkerenin gönderildiği adres
başvurucunun temsilcisinin başvuru formunda belirttiği adrestir.
12. Anayasa Mahkemesine ulaştırılan 19/6/2018 tarihli tebliğ
mazbatasında "muhatabın belirtilen
adresten taşındığı aynı adreste bulunan ...'nın sözlü
beyanından anlaşıldığından tebliğ evrakı çıkış merciine iade"
ibaresi yer almaktadır.
13. Başvurucu adres değişikliği konusunda işbu karar tarihi
itibarıyla Anayasa Mahkemesine herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.
14. Başvurucu Şirketin tasfiye sürecinin sonlanıp sonlanmadığı
ve tüzel kişiliğinin sona erip ermediği hususuyla ilgili olarak İstanbul
Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğüne Anayasa Mahkemesince gönderilen
müzekkereye verilen 18/10/2018 tarihli cevapta; Şirketin tasfiyesinin sona
erdiği hususunun Müdürlüklerince 21/8/2015 tarihinde tescil edildiği, Şirketin
kaydının terkin edildiği ve tasfiye sonu kararının 27/8/2015 tarihli Türkiye
Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlandığı belirtilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat Hükümleri
15. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar"
kenar başlıklı 46. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"(2) ...Özel hukuk tüzel
kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle
bireysel başvuruda bulunabilir."
16. 6216 sayılı Kanun’un "Esas
hakkındaki inceleme" kenar başlıklı 49. maddesinin (7) ve (8)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(7) Bireysel başvuruların
incelenmesinde, bu Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan hâllerde ilgili usul
kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümleri uygulanır.
(8)
Esas hakkında incelemenin usul ve esasları ile ilgili diğer hususlar İçtüzükle
düzenlenir."
17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun "Taraf ehliyeti"
kenar başlıklı 50. maddesi şöyledir:
"Medenî haklardan
yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir."
18. 6100 sayılı Kanun'un "Dava
şartları" kenar başlıklı 114. maddesinin ilgili bölümü
şöyledir:
"(1) Dava şartları
şunlardır:
...
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip
olmaları..."
19. 6100 sayılı Kanun'un "Dava
şartlarının incelenmesi" kenar başlıklı 115. maddesinin ilgili
bölümü şöyledir:
"(1) Mahkeme, dava
şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden
araştırır...
(2)
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar
verir..."
20. 21/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 48.
maddesi şöyledir:
"Tüzel kişiler, cins,
yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar
dışındaki bütün haklara ve borçlara ehildirler."
21. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun
125. maddesi şöyledir:
"(1) Ticaret şirketleri
tüzel kişiliği haizdir.
(2)
Ticaret şirketleri, Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde bütün
haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanuni
istisnalar saklıdır."
22. 6102 sayılı Kanun’un 588. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
"Şirket, ticaret
siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır."
23. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"(5) Başvurucuların, ... başvuruyla
ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu Mahkemeye
bildirmeleri zorunludur."
24. İçtüzük'ün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“(1)
Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde
düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden
ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmemesi.
…”
25. İçtüzük'ün "Genel hükümlerin uygulanması" kenar
başlıklı 84. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuruların
incelenmesinde, kararların infazında Kanun ve İçtüzükte hüküm bulunmayan
hâllerde ilgili usul kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun
hükümleri uygulanır."
B. Yargıtay Kararları
26. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 3/5/2017 tarihli ve
E.2017/203, K.2017/1874 sayılı kararı şu şekildedir:
"Taraf ehliyeti, 6100
sayılı HMK'nın 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş
olup, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni
(maddi) hukuktaki TMK'nın 8. maddesinde düzenlenen
medeni haklardan yararlanma (hâk) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil
olarak anlaşılmalıdır. Davacının gerçek kişi ise sağ olması, tüzel kişi ise
tüzel kişiliğinin bulunması taraf ehliyetiyle ilgili olup 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarındandır.
Dava şartlarının varlığının yargılamanın her aşamasında aranması gerekir. HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı noksanlığı
halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir ise de;
aynı maddenin ikinci cümlesinde dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise
bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı
noksanlığı giderilmemişse davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden
reddedilebileceği hükmü getirilmiştir.
Bilindiği üzere ticaret ortaklıklarının tüzel
kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişinin,
tüzel kişiliğinin sona ermesi durumunda taraf ehliyeti de son bulur..."
27. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 29/2/2016 tarihli ve
E.2016/345, K.2016/3011 sayılı kararı şu şekildedir:
"Dosya içeriğinden
aleyhine hüküm kurulan [A.B.T. San. ve Tic. AŞ'nin] ticaret sicil kaydının TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca 31.01.2014 tarihinde re'sen terkin edildiği anlaşılmıştır.
Dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin
kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir
davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme
ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde
tutulması gerekir.
Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret
sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir
tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden anonim
şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına
gidilerek yargılamanın anonim şirket tüzel kişiliğine karşı devamının
sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat
yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
28. Mahkemenin 25/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
29. 6100 sayılı Kanun’da taraf ehliyeti bir dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Türk hukukunda taraf ehliyeti 4721 sayılı Kanun’da düzenlenen hak ehliyetinin
varlığına bağlanmıştır. Buna göre ancak hak ehliyetine sahip olanlar yargı
mercileri önünde taraf statüsü kazanabilir ve ancak hak ehliyetini haiz olanlar
lehine veya aleyhine hüküm kurulabilir (Gümüşdere İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., B. No: 2013/5016, 12/6/2018,
§ 32).
30. Özel hukuk tüzel kişilerinin hak ehliyetini haiz oldukları
hususunda kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla bunların yargı mercileri önünde taraf
olma sıfatı vardır. Nitekim 6216 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının ikinci cümlesinde özel hukuk tüzel kişilerinin bireysel başvuruda
bulunabilecekleri kabul edilmiştir. Ancak özel hukuk tüzel kişilerinin yargı
mercileri önünde taraf statüsünde bulunabilmeleri için hukuken var olmaları,
diğer ifadeyle tüzel kişiliği haiz olmaları zorunludur (Gümüşdere İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., § 33).
31. 6102 sayılı Kanun’un 588. maddesinin (1) numaralı fıkrasına
göre şirket, ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Dolayısıyla
henüz ticaret siciline tescil edilmemiş bir şirketin tüzel kişilik kazanması
mümkün olmadığı gibi ticaret sicil kaydı silinen bir şirketin tüzel kişilik
vasfı da sona erer. Başka bir deyişle ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik
niteliğini edinen ticari şirketin sicil kaydının silinmesiyle de hukuki varlığı
sona erer (Gümüşdere İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., § 34).
32. Bu itibarla sicil kaydı terkin edilen bir ticari şirketin
yargı mercileri önünde taraf statüsünde bulunması mümkün değildir. Tabiatıyla
bu durum bireysel başvurular yönünden de geçerlidir. Buna göre tüzel kişiliğini
yitirmiş bir şirketin bireysel başvuruda bulunması mümkün olmadığı gibi
bireysel başvuruda bulunan bir şirketin tüzel kişilik niteliğini bireysel
başvuru sürecinin sonuna kadar koruması gerekmektedir. Dolayısıyla hiç tüzel
kişilik kazanmamış veya tüzel kişiliği ortadan kalkmış şirket adına yapılan
bireysel başvuru ile bireysel başvuru devam ederken tüzel kişiliğini yitiren şirkete
ilişkin bireysel başvurunun esasının incelenmesi mümkün değildir (Gümüşdere İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., § 35).
33. Özetle şirketin bireysel başvuru anında tüzel kişiliği haiz
olması ve bunu bireysel başvuru sürecinin sonuna kadar koruması şirketler
tarafından yapılan başvurunun esasının incelenebilmesi için zorunlu bir
koşuldur. Bu bakımdan bireysel başvuru yapıldığı anda şirketin tüzel
kişiliğinin bulunup bulunmadığına dair bilginin ve özellikle başvuru süreci
devam ederken şirketin tüzel kişiliğini yitirmesi durumunda bunun Anayasa
Mahkemesine bildirilmesi büyük
önem taşımaktadır (Gümüşdere İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., § 36).
Nitekim İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı
fıkrasına göre de başvurucuların başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir
değişiklik meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine bildirmeleri zorunludur.
34. Buna karşın somut olayda; başvuru tarihinden işbu karar
tarihine kadar geçen süre zarfında başvurucu Şirketin tasfiyesinin sona erip
ermediği hususunda Anayasa Mahkemesine herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır.
Ancak İstanbul Ticaret Odası Ticaret Sicil Müdürlüğünce Anayasa Mahkemesinin
müzekkeresine karşılık gönderilen 18/10/2018 tarihli cevapta Şirketin
tasfiyesinin sona erdiği hususunun Müdürlüklerince 21/8/2015 tarihinde tescil
edildiği ve Şirketin kaydının terkin edildiği belirtilmiştir (bkz. § 14).
35. Şirketin ticaret sicil kaydının silinmesi ve tüzel
kişiliğini yitirmesi olgusu bireysel başvurunun esasının incelenmesine engel
teşkil eder. Anayasa Mahkemesi, başvurunun incelemesi devam ederken başvuru ehliyetinin
yitirilmesi durumunda başvurunun düşmesine karar vermektedir (Gümüşdere İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., §§ 38,
39).
36. Bu koşullar çerçevesinde başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan
bir neden kalmadığından düşmesine
karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığından DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
25/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.