TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
OSMAN GÜNDÜZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/1197)
|
|
Karar Tarihi: 8/5/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Engin GÜNDÜZ
|
Başvurucu
|
:
|
Osman GÜNDÜZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Recepmuti ALTUNTAŞ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, taksirle kişinin yaralanmasına neden olma
suçlamasıyla açılan ceza davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesi ve yargılamanın
makul sürede tamamlanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/1/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Konya'nın Ereğli ilçesinde Toplu Konut İdaresine
ait yapı inşaatında yüklenici Özekip-Hedef İnş.Ltd.Şti. İş Ortaklığının işçisi olarak çalışmakta iken
27/5/2005 tarihinde harç karma makinesine kaptırdığı sağ eli bilek hizasından
kopmuştur. Başvurucu, makineyi yıkadığı sırada işçi arkadaşı İ.E.nin yanlışlıkla makinenin düğmesine bastığını, ancak
arkadaşının bir kastı olmadığından kendisinden şikâyetçi olmadığını, güvenlik
önlemlerini almayan işveren firma yetkililerinin olayın sorumlusu olduğunu
beyan ederek şikâyetçi olmuştur.
9. Konya Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma
sonucunda yüklenici firma yetkilileri K.D., Y.B., M.B. ve taşeron firma sahibi
A.C. hakkında taksirle kişinin yaralanmasına
neden olma suçundan dolayı iddianame düzenlenmiştir. İddianamede;
işyerinde kullanılan ekipmanların işçilerin sağlığına ve güvenliğine zarar
verici durumda olmaması gerektiği, bu hususun yüklenici firma tarafından
tamamen yerine getirilmediği, şüphelilerin gerekli özeni göstermediği
belirtilmiştir.
10. Ereğli 2. Sulh Ceza Mahkemesince yürütülen yargılama
sonucunda, karar tarihi itibarıyla 7 yıl 7 ay 20 günlük bir sürenin geçmesi
nedeniyle zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle 16/1/2013 tarihinde davanın
düşmesine karar verilmiş, başvurucu tarafından temyiz edilen karar onanarak
kesinleşmiştir.
11. Başvurucu 20/1/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunmuştur.
12. Başvurucu ayrıca, işyeri güvenliğinin yeterince sağlanmadığı
iddiasıyla işveren aleyhine maddi ve manevi zararlarının karşılanması istemiyle
dava açmış, Ereğli (Konya) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2015 tarihli
kararıyla davanın kısmen kabulü ile 114.034,10 TL maddi, 40.000,00 TL manevi
tazminatın başvurucuya ödenmesine karar verilmiştir. Karar gerekçesinde;
bilirkişi raporu uyarınca iş kazasının meydana gelmesinde yüklenici iş
ortaklığının %60 oranında, taşeron firmanın %15 oranında kusurlu oldukları,
haksız fiil nedeniyle davacının meslekte kazanma gücünde meydana gelen
azalmanın tazmin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Karar taraflarca temyiz
edilmediğinden 14/6/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
13. Başvurucu lehine sonuçlanan tazminat davasında yargılamanın
uzun sürmesi ve bu süreçte işverenin iflas etmesi sebebiyle alacağını tahsil
etmesinin imkânsız hâle geldiği iddiasıyla 18/12/2015 tarihinde bireysel
başvuruda bulunmuş, 2015/20246 numarasıyla kayda alınan başvuru aynı konudaki
2014/486 numaralı bireysel başvuru dosyasıyla birleştirildikten sonra Anayasa
Mahkemesi Birinci Bölümünün 12/12/2018 tarihli kararıyla, makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce yapılan
başvurular için Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna başvuru
imkânı getirildiğinden bahisle başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun "Taksirle yaralama" kenar
başlıklı 89. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Taksirle başkasının vücuduna acı
veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi,
üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
... (5) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/5 md.) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve
kovuşturulması şikâyete bağlıdır..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 8/5/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
16. Başvurucu; soruşturma ve yargılama sürecinde ifadeleri
alınmasına rağmen bununla yetinilmeyip sanık ifadelerinin tekrar alınmak
istendiğini, yakalama kararına rağmen sanıkların ifadesi alınamadığından dosyanın
tekemmül etmediğini, yargı mercilerinin özensiz davranması, usul ekonomisi
ilkelerine aykırı hareket etmesi nedeniyle yargılamanın makul sürede
tamamlanamadığını ve suçun cezasız kaldığını, sakat kalmasına neden olanların
ceza almamış olmaları karşısında ızdırap duyduğunu
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat
talebinde bulunmuştur.
17. Bakanlık görüşünde; beden bütünlüğüne yönelik üçüncü
kişilerce ihmal suretiyle yapılan müdahaleyle ilgili olarak yalnızca ceza
muhakemesi yoluna başvurulduğu, hukuki tazmin yoluna başvurulmadığı
belirtilerek bireysel başvuru öncesinde tüketilmesi gereken olağan hukuk
yollarının başvurucu tarafından tüketilmediği ileri sürülmüştür.
18. Başvurucu, Bakanlık görüşüne itiraz ederek ağır ihmal veya
kasten işlenen suçlarda etkili yargı sistemi kurulup başka şekilde işlenen
suçlarda etkili bir yargısal sistem kurulmamasının kabul edilemeyeceğini ileri
sürmüştür. Başvurucu ayrıca ceza davası yanında maddi ve manevi tazminat davası
açarak hakkını aradığını, hukuki tazmin yollarını tükettiğini belirtmiştir.
B. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı
fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından
ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının
yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu
Sözleşme'ye ek protokoller kapsamına da girmesi
gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan hak ihlali
iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, §
18).
20. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve
ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile
ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara
bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla
sınırlandırılmıştır. Bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının
ihlali iddiasına dayanan başvurular, Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında
kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz. Dolayısıyla bir ceza davasında,
haklarında suç isnadı bulunmayan mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya
katılan sıfatını haiz kişiler Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında
kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
21. Somut olayda başvurucu hakkında bir suç isnadına ilişkin
olmayan ve üçüncü kişinin cezalandırılmasına yönelik ihlal iddialarının adil
yargılanma hakkının kapsamına girmediği anlaşılmaktadır.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin konu
bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/5/2019
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.