logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fatmana Uçan ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/12508, 11/10/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

 

 

ANAYASA MAHKEMESİ

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FATMANA UÇAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

 

(Başvuru Numarası: 2015/12508)

Karar Tarihi: 11/10/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan y.

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Kadir ÖZKAYA

Raportör

:

Murat İlter DEVECİ

Başvurucular

:

1. Fatmana UÇAN

 

 

2. Tolga UÇAN

 

 

3. Habibe UÇAN

 

 

4. Azize UÇAN

 

 

5. Nazlıcan UÇAN

Vekili

:

Av. İbrahim BAYKAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, üçüncü kişilerin gerçekleştirdiği ölüm hadisesi ile ilgili soruşturmanın makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/7/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAYLAR VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu Fatmana Uçan'ın eşi, diğer başvurucuların ise babası İ.U. 24/10/2005 tarihinde saat 17.00 sıralarında ateşli silahla öldürülmüştür.

10. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı (Cumhuriyet Başsavcılığı) olaya ilişkin resenbir soruşturma açmıştır. Yürütülen soruşturmada, ölü muayene ve otopsi işlemleri yapılmış; şüphelilerin ellerinde atış artığı olup olmadığı ve şüpheliye yaptırılan yer gösterme işleminde bulunan tabancanın olayda kullanılıp kullanılmadığı hususlarında Kriminal Polis Laboratuvarından uzman raporları alınmış; tanıkların bilgi ve görgüleri tespit edilmiştir. ŞüphelilerB.A. ve S.T. 25/10/2005 tarihinde tutuklanmıştır. Soruşturma sonunda S.T. ve B.A. hakkında diğer suçların yanında tasarlayarak kasten öldürme suçundan da 25/11/2005 tarihli iddianameyle kamu davası açılmıştır. İddianamede, S.T. ve B.A.nın yağma yapmak amacıyla İ.U.nun aracına bindiği, B.A.nın ateşli silahla İ.U.yu öldürdüğü ve S.T. ile B.A.nın İ.U.nun cebindeki paraları aldığı ileri sürülmüştür.

11. Yargılama, Aksaray Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) yapılmıştır. B.A.nın İ.U.yu tasarlayarak öldürdüğü, S.T.nin de suçun işlenmesi sırasında B.A.ya yardım ettiği kanaatine varan Mahkeme 25/5/2006 tarihinde, B.A.nın ağırlaştırılmış müebbet hapis, S.T.nin ise 12 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

12. Hüküm Cumhuriyet savcısı, sanıklar müdafii ve başvurucu Fatmana Uçan vekili tarafından temyiz edilmiştir.

13. Yargıtay 1. Ceza Dairesi (Daire), 19/3/2009 tarihinde hüküm fıkrasında kanun yoluna başvuru şeklinin belirtilmediği tespitinde bulunarak katılan ve hükmü temyiz hakkı bulunan müteveffanın kardeşi E.U.ya kanun yoluna başvuru şekline ilişkin açıklama içerir davetiyenin tebliği amacıyla Mahkemeye iade edilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar vermiştir.

14. Temyiz incelemesi için dosyanın yeniden gönderilmesinden sonra Daire, 5/1/2011 tarihinde sanıkların tahliyesine karar vermiştir. Başvurucu Fatmana Uçan vekilinin yasal süresinden sonra yaptığı temyiz talebini reddeden Daire, 27/1/2011 tarihinde ise hükmün bozulmasına karar vermiştir. Bozma kararının gerekçeleri şöyledir:

i. Duruşmada nüfus kayıt örneği ile adli sicil kaydı B.A.ya, ölü muayenesi ve otopsi işlemlerine ilişkin tutanak her iki sanığa okunmamıştır.

ii. B.A. psikolojik rahatsızlığı olduğu yönünde iki dilekçe vermesine rağmen adı geçenin akıl sağlığı ve cezai ehliyeti hakkında Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmamıştır.

15. Bozma kararına uyulması üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkeme 2/7/2013 tarihinde, bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme suçunu işlediği gerekçesiyle B.A.nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir. Aynı kararda Mahkeme, isnat edilen eylemi gerçekleştirdiğine dair yeterli ve kesin delil elde edilememesi nedeniyle S.T.nin beraatine hükmetmiştir.

16. Bahse konu karar sanıklar ve başvurucular tarafından temyiz edilmiştir.

17. Temyiz incelemesini yapan Daire 18/2/2015 tarihinde, B.A. hakkında kurulan hükmün onanmasına karar vermiştir. S.T. hakkında verilen beraat hükmü ise adı geçenin nitelikli öldürme suçuna asli fail olarak iştirak ettiğinin gözetilmediği, ölü muayenesi ve otopsi işlemlerine ilişkin tutanağın duruşmada okunmadığı gerekçeleriyle aynı kararla bozulmuştur. Kararda, ilk hükümdeki sonuç cezanın nazara alınması gerektiğine de işaret edilmiştir.

18. Bozma kararına uyulması üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkeme 27/5/2015 tarihinde, bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme suçu nedeniyle S.T.nin 12 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

19. Bahse konu karar S.T. ve başvurucular tarafından temyiz edilmiştir.

20. Başvurucular 15/7/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

21. Daire 29/12/2015 tarihli kararla S.T. hakkında verilen mahkûmiyet hükmünü onamıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Mahkemenin 11/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

23. Başvurucular; İ.U.nun vefat etmesine neden olan olaya ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturmasının makul süratle sonuçlandırılamadığını ve bu sebeple sanıkların 2011 yılında tahliye edildiğini belirterek adil yargılanma ve kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri sürüp ihlalin tespit edilmesini ve manevi tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir.

24. Bakanlık görüşünde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesinin bazı kararlarına yer verilerek başvuruya konu soruşturma kapsamında yapılan işlemler özetlenmiş ve katılan E.U.nun yeni adresini bildirmemesi nedeniyle yurt dışında yaşayan katılana tebligat yapılmasını sağlamak amacıyla dosyanın ilk temyiz incelemesinde üç yıl beklediği belirtilerek yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutunun bir sonuç yükümlülüğü olmadığı vurgulanmıştır.

25. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında yargılamanın uzamasına kendilerinin sebebiyet vermediğini ve davanın karmaşık olmadığını belirtmişlerdir.

B. Değerlendirme

26. Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 "Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir."

27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, yakınlarınınölümü ile ilgili yürütülen soruşturmanın makul sürede sonuçlandırılamamasına ilişkindir. Bu nedenle söz konusu başvuru, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında incelenmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

28. Yaşama hakkının doğal niteliği gereği, yaşamını kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan ölüm olayı nedeniyle ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından yapılabilecektir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 41). Başvurucu Fatmana Uçan müteveffanın eşi, diğer başvurucular ise müteveffanın çocuklarıdır. Bu nedenle başvuruda, başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik bulunmamaktadır.

29. Diğer taraftan açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan yaşama hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

30. Devletin yaşama hakkı kapsamındaki pozitif yükümlülüklerinin usule ilişkin yönü, doğal olmayan her ölüm olayının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütmeyi gerektirir. Bu soruşturmanın temel amacı, yaşam hakkını koruyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 54).

31. Soruşturmanın etkili olabilmesi için diğer şartların yanında makul bir sürat ve özenle yürütülmeside gerekir (Salih Akkuş, B. No: 2012/1017, 18/9/2013, § 30).

32. Anayasa Mahkemesinin bu tür olaylara ilişkin başvurulara yönelik inceleme görevi, hukuk sisteminin caydırıcı etkisinin ve yaşama hakkı ihlallerinin önlenmesinde oynaması gereken rolün zayıflatılmaması için yetkili mercilerin Anayasa'nın 17. maddesi ile öngörülen dikkatli ve özenli inceleme şartını ne ölçüde yerine getirdiklerini belirlemekten ibarettir (Perihan Uçar ve diğerleri, B. No: 2013/5860, 1/12/2015, § 52).

33. Bu noktada Anayasa Mahkemesinin soruşturmanın makul bir özen ve süratle yapılıp yapılmadığına ilişkin değerlendirmelerindeki tespitin başvuruya konu olayın kendine özgü koşullarına, soruşturmadaki davalı, şüpheli veya sanık sayısına, suçlamaların niteliğine, olayın karmaşıklık derecesine ve soruşturmanın ilerlemesine engel olan unsur ya da güçlüklerin bulunup bulunmadığına göre farklılık gösterdiğinin belirtilmesi uygun olacaktır(Fahriye Erkek ve diğerleri, 2013/4668, 16/9/2015, § 91).

34. Somut olayda, ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların tespitine yaracak tüm deliller toplandıktan sonra şüpheliler hakkında 22/11/2005 tarihli iddianameyle açılan kamu davası, bir yıldan daha kısa bir sürede 25/5/2006 tarihinde Mahkemece sonuçlandırılmıştır. Ne var ki yargılamayı sonlandıran kararın temyiz edilmesi üzerine Daire -dosyanın hangi tarihte Yargıtaya gönderildiği tespit edilememekle birlikte- ancak 19/3/2009 tarihinde dosyayı incelemiş ve yukarıda (bkz. § 13) belirtilen nedenle dosyayı Mahkemeye iade etmiştir. Katılan ve hükmü temyiz hakkı bulunan müteveffanın kardeşi E.U.ya kanun yoluna başvuru şekline ilişkin açıklama içerir davetiyenin tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmişse hangi tarihte tebliğ edildiği saptanamasa da Daire 27/1/2011 tarihinde temyiz incelemesini yapmış ve yukarıda (bkz. § 14) belirtilen nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermiştir. Mahkemenin hüküm tarihi ile bozma kararı arasında dört yıl sekiz aydan daha uzun bir süre geçmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda verilen 2/7/2013 tarihli hüküm Dairece 18/2/2015 tarihinde "S.T.nin nitelikli öldürme suçuna asli fail olarak iştirak ettiğinin gözetilmediği ve ölü muayenesi ve otopsi işlemlerine ilişkin tutanağın duruşmada okunmadığı" gerekçesiyle yeniden bozulmuştur. Bu bozma sonrasında yapılan yargılamada verilen 27/5/2015 tarihli mahkûmiyet kararı ise 29/12/2015 tarihinde onanmıştır. Sonuç olarak ölüm olayıyla ilgili soruşturma, 10 yıl 2 ayı aşkın bir sürede sonuçlandırılabilmiştir.

35. Bakanlık görüşünde, katılan E.U.nun yeni adresini bildirmemesi nedeniyle yurt dışında yaşayan katılana tebligat yapılmasını sağlamak amacıyla dosyanın ilk temyiz incelemesinde üç yıl beklediği ifade edilmiş ise de bahse konu üç yıllık süre dikkate alınmasa bile soruşturma, yedi yılı aşkın bir sürede sonuçlandırılmıştır.

36. Soruşturmada yer alan hiçbir unsur -başvuruya konu soruşturmanın ilerlemesine engel olan herhangi bir unsur ya da güçlüğün bulunmadığı, sanık sayısının iki olduğu, olayın aşamaların bu derece uzun sürmesine sebebiyet verecek nitelikte bir karmaşıklığa sahip olmadığı ve soruşturmada yaşanan gecikme üzerinde başvurucuların herhangi bir etkisinin bulunmadığı dikkate alındığında- soruşturma sürecinin bu denli uzun bir sürede sonuçlandırılmasını haklı kılmamaktadır. Bu nedenle somut olaya ilişkin soruşturma sürecinin makul bir süratle yürütüldüğünün söylenemeyeceği sonucuna varılmıştır.

37. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşama hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

38. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

39. Başvurucular, yaşama hakkının usul boyutunun ihlali nedeniyle 100.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmişlerdir.

40.Başvuruda, yaşama hakkının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

41. Yaşama hakkının usul boyutunun ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara müşterek olarak takdiren net 27.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

42. Kararın bir örneğinin bilgi için Aksaray Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

43. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvuruculara müşterekenödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşama hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşama hakkının usul boyutunun İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Net 27.000 TL manevi tazminatın başvuruculara müştereken ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

D. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin bilgi için Aksaray Ağır Ceza Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Fatmana Uçan ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/12508, 11/10/2018, § …)
   
Başvuru Adı FATMANA UÇAN VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/12508
Başvuru Tarihi 15/7/2015
Karar Tarihi 11/10/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, üçüncü kişilerin gerçekleştirdiği ölüm hadisesi ile ilgili soruşturmanın makul sürede sonuçlandırılamaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Üçüncü kişiler arası eylemler sonucu ölüm/Ağır yaralanma - Usul yükümlülüğü İhlal Manevi tazminat
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi