TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
E.A.Ö. VE M.Y. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/16032)
|
|
Karar Tarihi: 7/3/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Şermin
BİRTANE
|
Başvurucular
|
:
|
1. E.A.Ö.
|
|
|
2. M.Y.
|
Vekili
|
:
|
Av. Selmin
Cansu DEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, babası tarafından istismar edildiği iddiaları
bulunan çocuğun babası ile görüştürülmesine karar verilmesi nedeniyle özel ve
aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 28/9/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
7. Başvurucuların tedbir talebi Anayasa Mahkemesi İkinci
Bölümünün 5/11/2015 tarihli kararıyla başvurucuların yaşamına ya da maddi veya
manevi bütünlüğüne yönelik gerçek ve ciddi bir tehlike bulunmadığı gerekçesiyle
reddedilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Birinci başvurucu E.A.Ö. ile eşi R.Y., Büyükçekmece 3. Aile
Mahkemesinin 12/11/2014 tarihli kararıyla boşanmışlardır. Bu evlilikten olan
2008 doğumlu ikinci başvurucu M.Y.nin (çocuk
başvurucu) velayeti, annesi olan birinci başvurucuya verilmiş ve babası ile her
ayın birinci ve üçüncü hafta sonları ile dinî bayramlar, yarıyıl ve yaz
tatillerinde kişisel ilişki kurabileceğine hükmedilmiştir.
10. Birinci başvurucu, çocuk başvurucunun yaşı ile uyumsuz
cinsel içerikli hareketler sergilemeye başlaması, tuvaletini tutamaması,
cadılar ve benzeri varlıklarla ilgili korkularının yoğunlaşması nedeniyle
destek almak amacıyla çocuk başvurucuyu Çocuk ve Ergen Sağlığı ve Hastalıkları
Uzmanına (Psikiyatr) götürmüştür.
11. Psikiyatr tarafından 22/4/2015 tarihinde rapor
düzenlemiştir. Anılan raporda çocuk başvurucunun psikiyatr ile yaptığı
12/3/2015 tarihli üçüncü görüşmede "babası
küvette ve çıplak iken kapının arkasından seslendiğini, ... babasına sürpriz
yapmak istediğini, babasının bunun üzerine çıplak olarak kapıyı açtığını, o
esnada babasının ayıp bölgesini gördüğünü ... " ifade ettiği
belirtilmiştir. Çocuk başvurucunun babasıyla ilgili "ben yatarken omuzlarıma masaj yaptı. Sonra sırtımdan arkama
uzandı. Ayıp bölgesini popomun etrafında gezdirdi. Nefesini sırtımda duydum. Bu
bir süre devam etti. Sonra sırtımdan indi." şeklinde
beyanlarına da raporda yer verilmiştir.
12. Başvurucular, anılan rapora dayanarak baba hakkında
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına (Savcılık) suç duyurusunda
bulunmuşlardır. Savcılık, İstanbul Çocuk İzleme Merkezinden çocuk başvurucuyla
görüşerek rapor hazırlanması talebinde bulunmuştur. Merkez, raporunda, çocuk
başvurucunun psikiyatristi ile paylaşımlarını aktarmadığını ancak "çocuk istismarı açısından halen şüphe
barındıran mağdurun terapi sürecine devam etmesi gerektiğini"
belirtmiştir.
13. Yaşanan gelişmeler üzerine 28/4/2015 tarihinde İstanbul
Anadolu 7. Aile Mahkemesi tarafından 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca babanın
başvuruculara yaklaşmamasına karar verilmiştir. Aynı karar ile babanın çocuk
başvurucu ile kişisel ilişki kurmasına dair kararın yürütmesi altı ay süreyle tedbiren durdurulmuştur. Babanın farklı tarihlerde yaptığı
itirazlar ise aile mahkemeleri tarafından reddedilmiştir.
14. Baba, çocuk teslimi konusunda icra takibi başlatmış ancak
başvurucular çocuk teslimi için gelen icra memurlarına İstanbul Anadolu 7. Aile
Mahkemesi tarafından verilen kararı göstererek çocuk teslimini reddetmişlerdir.
15. Savcılık, 22/6/2015 tarihinde babanın yüklenen suçu
işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer
olmadığına dair karar (KYOK) vermiştir.
16. Anılan KYOK'a karşı yapılan itiraz
Bakırköy Sulh Ceza Hâkimliğinin 12/8/2015 tarihli kararıyla kabul edilmiştir.
Baba hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan cezalandırılması istemiyle
Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesine dava açılmıştır.
17. Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince görevsizliğe karar
verilmiş, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen yargılama neticesinde
verilen 14/12/2016 tarihli kararla babanın beraatine
hükmedilmiştir. Karar gerekçesinde, mağdurenin Çocuk
İzlem Merkezinde görevli uzman bilirkişiler tarafından alınan beyanlarında
sanığın cinsel istismar veya sarkıntılık teşkil edecek şekilde herhangi bir
davranışının olmadığını ifade ettiği belirtilmiş ve mevcut dokunma ve
temasların aynı evde yaşayan baba kız arasında normal kabul edilebilecek,
cinsel içerik içermeyen hareketler olduğu kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
Karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup dava hâlen derdesttir.
18. Bu arada babanın talebi üzerine, İstanbul 8. Aile
Mahkemesinin 13/8/2015 tarihli kesin nitelikteki kararıyla Savcılığın KYOK
kararı gerekçe gösterilerek baba ile çocuk başvurucunun kişisel ilişki
kurmasını durduran tedbir kararı kaldırılmıştır.
19. Bu karar 26/8/2015 tarihinde başvuruculara tebliğ
edilmiştir. Başvurucular 28/9/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
20. UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırma neticesinde,
birinci başvurucunun bireysel başvuruda bulunduktan sonra 15/10/2015 tarihinde
İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinde çocukla kişisel ilişkinin kaldırılmasına
ilişkin yeni bir dava açtığı ancak bu durumu Anayasa Mahkemesine bildirmediği
tespit edilmiştir.
21. İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi anılan dava kapsamında
19/10/2015 tarihli kararıyla cinsel istismar iddiasını dikkate alarak baba ile
çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurmuştur. Söz konusu dava hâlen derdesttir.
22. Davalı baba tarafından anılan dava dosyasına sunulan ve
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünden temin edilen 2/11/2015 tarihli yazıda
başvurucuların 13/9/2015 tarihinde Amerika'ya gittikleri ve o tarihten beri
yurda giriş yapmadıkları bildirilmiştir.
23. Başvurucular vekili tarafından anılan dava dosyasına sunulan
8/2/2016 tarihli dilekçede birinci başvurucunun Amerika'da doğduğu,
başvurucuların aynı zamanda Amerikan vatandaşlığına da sahip oldukları ve
çocuğun hâlen eğitimine Amerika'da devam ettiği bildirilmiştir.
24. Davalı baba, 17/11/2015 tarihli cevap ve karşı dava
dilekçesinde, tedbire ilişkin mahkeme kararları ve birinci başvurucunun çocuğu
Amerika'ya götürmüş olması nedenleriyle uzun süredir çocukla şahsi ilişki
kuramadığını ifade etmiştir. Baba, hakkındaki isnatların tümünün iftira
olduğunu belirterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi talebiyle karşı dava
açmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere dava hâlen derdesttir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
25. Mahkemenin 7/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
26. Başvurucular, hakkında istismar iddiasıyla soruşturma
yürütülen ve dava açılan babayla çocuğun görüştürülmesinin çocuğun üstün
menfaatine aykırı olduğunu, kişisel ilişki kurması hâlinde yeniden istismara
maruz kalabileceğini belirtmişler, bu nedenle kişinin maddi ve manevi
varlığının korunması ve geliştirilmesi ile özel ve aile hayatına saygı
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 80.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi gereği Anayasa Mahkemesi, ihlalin
ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması hâlinde başvurunun düşmesine karar
verebilir (S.Ö., B. No:
2013/7087, 18/9/2014, § 23; Mehmet Emin
Bülbül, B. No: 2014/4463, 16/6/2016, §§ 46-48).
28. Somut olayda başvurucular, hakkında istismar iddiasıyla
soruşturma yürütülen ve dava açılan babayla çocuğun kişisel ilişki kurması
yönünde karar verilmiş olmasından şikâyet etmektedirler. Ancak bireysel başvuru
yapıldıktan sonra birinci başvurucunun İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinde
baba aleyhine çocukla kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin bir dava açtığı
ve Mahkemenin 19/10/2015 tarihli kararıyla baba ile çocuk arasında kişisel
ilişki kurulmasının dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmuş olduğu
anlaşılmaktadır.
29. Bunun yanı sıra babanın çocuk ile kişisel ilişki kurmasının
engellenmesine dair tedbir kararının kaldırıldığı 13/8/2015 tarihi ile kişisel
ilişki kurulmasını durduran kararın verildiği 19/10/2015 tarihi arasında
babanın çocukla hiç görüştürülmemiş olduğu anlaşılmaktadır (bkz. §§ 22-24). Dolayısıyla
13/8/2015 tarihli kararın hiç uygulanmamış olması nedeniyle kararın geçerli
olduğu yaklaşık iki aylık süre içinde herhangi bir mağduriyete yol açılmadığı
tespit edilmiştir. Başvurucular tarafından da bunun aksi iddia ve ispat
edilmemiştir.
30. Buna göre başvurucuların hak ihlaline sebep olarak
gösterdikleri ve bireysel başvuruya konu ettikleri derece mahkemesi kararının,
taraflar arasında şahsi ilişki kurulmasına yönelik iddia ve şikâyetlerin
esasını incelemeye yetkili İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesinin kararıyla
ortadan kaldırılması nedeniyle iddia edilen mağduriyete neden olan bir hususun
kalmadığı anlaşılmaktadır.
31. Açıklanan gerekçelerle İçtüzük'ün
80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca başvuru hakkında düşme kararı verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucuların kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kalkmış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
7/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.