TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BARIŞ SARITAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/161)
|
|
Karar Tarihi: 11/6/2018
|
R.G. Tarih ve Sayı: 19/7/2018-30483
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
YusufŞevki HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Gizem Ceren DEMİR KOŞAR
|
Başvurucular
|
:
|
1. Barış SARITAŞ
|
|
|
2. Ferit SARITAŞ
|
|
|
3. Gülay SARITAŞ
|
|
|
4. Haydar SARITAŞ
|
|
|
5. Hüseyin SARITAŞ
|
|
|
6. Irmak SARITAŞ
|
|
|
7. Nezahat SARITAŞ
|
|
|
8. Tülay KURU
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Gülsüm KARACAN
|
Başvurucu
|
:
|
9. Mustafa GENÇ
|
Vekili
|
:
|
Av. Yıldız İMREK
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, inşaatta meydana gelen asansör kazasında on
işçinin hayatını kaybetmesi olayına ilişkin etkili ceza soruşturması
yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 5/1/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2015/974 başvuru numaralı bireysel başvuru dosyasının
konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2015/161 başvuru numaralı bireysel başvuru
dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2015/161 başvuru numaralı bireysel
başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular yakını İ.S. ve H.A.G. 6/9/2014 tarihinde,
eski Ali Sami Yen Stadyumu arsası üzerine yapılan inşaatta işçi olarak
çalıştıkları sırada üzerinde bulundukları asansörün 31. ila 32. kat
seviyesindeki yükseklikten düşmesi sonucu diğer sekiz işçiyle birlikte
hayatlarını kaybetmiştir.
8. Olaya ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında yedi kişilik bilirkişi
heyetinden rapor alınmıştır. 23/9/2014 tarihli anılan raporun sonuç ve kanaat
bölümünde; cephe asansörünü kiralayan, şantiyeye montajını ve bakımını yapan G.
M. firmasının yetkilileri ve teknik personelinin asli kusurlu, asıl işveren
konumundaki asansör kiracısı T. GYO-T. Yapı-T. Gıda Proje Ortaklığının idari ve
teknik sorumlularının asli kusurlu, iş sağlığı ve güvenliği firması olan N. İş
Güvenliği Danışmanlık ve Ticaret A.Ş. ortaklarının tali kusurlu, N. İş
Güvenliği Danışmanlık ve Ticaret A.Ş. firmasının iş güvenliği uzman ya da
uzmanlarının tali kusurlu, kazada hayatını kaybeden müteveffa işçilerin olayda
kusursuz oldukları şeklinde görüş bildirilmiştir.
9. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15/10/2014
tarihinde, işveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve
yükümlülüklerinden doğrudan işverenin sorumlu olduğu hükme bağlanmış ise de
buradaki sorumluluğun hukuki bir sorumluluk olduğu (tazminat sorumluluğu), ceza
hukukunun genel prensiplerinden olan suç ve cezaların şahsiliği ve fiil ile
netice arasında uygun illiyet bağının olmaması nedeniyle asıl işveren
konumundaki şüpheliler M.T., Y.E.T., A.T.nin cezai bir sorumlulukları olmadığı,
bu şüpheliler hakkında kamu davasını açmaya yeterli, kesin, inandırıcı ve
şüpheden uzak delil elde edilemediği gerekçeleriyle anılan şüpheliler hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Aynı tarihte diğer altı
şüpheli hakkında farklı gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilmiştir.
10. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/10/2014
tarihinde verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan
itiraz, İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliğince 2/12/2014 tarihinde reddedilmiştir.
11. Anılan karar başvuruculara 5/12/2014 ve 16/12/2014
tarihlerinde tebliğ edilmiş olup başvurucular başvuru süresi içinde sırasıyla
5/1/2015 ve 15/1/2015 tarihlerinde anılan karara yönelik bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
12. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
17/10/2014 tarihinde, T. GYO-T, G. M. isimli asansör firması ve N. isimli iş
güvenliği firmasının yönetici ve çalışanlarının aralarında bulunduğu yirmi beş
kişi hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme suçundan
cezalandırılmaları istemiyle iddianame düzenlemiştir.
13. İddianamenin kabulü ile başlayan yargılama sürecinde
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince 23/3/2018 tarihinde, bir kısım sanığın
beraatine bir kısım sanığın ise adli para cezası ile cezalandırılmasına
hükmedilmiştir. Dosyanın istinaf incelemesinin devam ettiği anlaşılmaktadır.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
14. Mahkemenin 11/6/2018 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
15. Başvurucular, yakınlarının ölümü ile sonuçlanan olaya
ilişkin yapılan ceza soruşturmasının yetersiz olduğunu, işveren sorumluluğunun
yeterli şekilde araştırılmadığını, eksik inceleme yapıldığını, M.T., Y.E.T. ve
A.T. hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ve yapılan
itirazın da gerekçesiz şekilde reddedildiğini, işveren sıfatıyla sorumlulukları
bulunmasına karşın bu kişiler yönünden soruşturmanın kapatıldığını belirterek
adil yargılanma hakkı, etkili başvuru hakkı ve yaşam hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Yakınlarının ölümüyle sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde sorumluluğu
bulunan kişilere yönelik yürütülen ceza soruşturmasının etkili olmadığına
yönelik başvurucuların iddialarının tamamı yaşam hakkı kapsamında incelenmiştir.
Adil yargılanma ve etkili başvuru hakkına ilişkin ayrıca değerlendirme
yapılmamıştır.
17. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği
Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun
yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu
şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne
uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu
makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli
özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013,
§ 17).
18. Bir ceza soruşturması veya ceza yargılaması sürecinde
kovuşturmaya yer olmadığı, beraat, mahkûmiyet veya hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararlarıyla farklı zamanlarda neticelenmiş aşamalar bulunması
durumunda anılan aşamaların tek bir olay bazında, farklı kişilerin
sorumluluklarına yönelik olduğu gözetildiğinde soruşturmaların bir bütün olarak
değerlendirilmesi gerekebilecektir (S.D., B. No: 2013/3017, 16/12/2015,
§ 69).
19. Anayasa'nın yaşama hakkını güvence altına alan 17.
maddesi ile devletin temel amaç ve görevlerini belirten 5. maddesi birlikte
değerlendirildiğinde meydana gelen ölüm olaylarının sorumlularının
belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir ceza
soruşturması yürütülmesi gerekmektedir. Ancak yürütülen bu soruşturma, belirli
bir kişinin sorumlu olup olmadığıyla sınırlı olmamalı; olayın tüm yönlerini
ortaya koyacak kapsamda ve nitelikte olmalıdır. Nitekim soruşturmanın etkili
olup olmadığına ilişkin değerlendirme -somut olayın kendine özgü koşulları
dikkate alınarak- belirli bir kişi hakkında verilen kararla sınırlı olarak
değil yürütülen soruşturma bir bütün olarak incelendikten sonra
yapılabilecektir (Gülcan Keleş ve diğerleri, B. No: 2014/797,
22/03/2017, § 30).
20. Somut olayda, meydana gelen kaza ve ölüm olayında
sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla yirmi beş kişi hakkındaki ceza yargılamasının
devam ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Savcılık soruşturması aşamasında
yeterli araştırma yapılmadığı ve soruşturmanın etkili şekilde yürütülmediği
başvurucular tarafından ileri sürülmüşse de devam etmekte olan yargılama
sürecinin maddi olayın koşullarını belirleyebilecek, sorumluların tespitini ve
cezalandırılmalarını sağlayabilecek nitelikte olmadığına ilişkin bir veri
bulunmamaktadır.
21. Başvurucular ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından olayla ilgili olarak yürütülen soruşturma sonucunda olayda
sorumluluğu bulunan bazı kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair
karar verilmesi nedeniyle soruşturmanın etkili olmadığını ileri sürmüşlerse de
devam eden yargılama sürecinde olayda sorumlulukları bulunan kişiler tespit
edilerek haklarında kamu davasının açılmasının sağlanmasının her zaman mümkün
olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair
karar verilen kişilerin de sorumluluklarının tespit edilmesi hâlinde haklarında
kamu davası açılması önünde bir engel bulunmadığı görülmektedir.
22. Dolayısıyla başvuru konusu olayda devam eden
yargılama süreci dikkate alındığında kanunda öngörülen yargısal başvuru
yollarının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olduğundan söz edilemez.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA 11/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.