Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Gülsüm Gizem GÜRSOY
|
Başvurucu
|
:
|
Ali Ergin DEMİRHAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Sercan ARAN
|
|
|
Av. Doğukan Tonguç CANKURT
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir internet haber sitesine erişimin tamamıyla
engellenmesine karar verilmesinin basın özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 9/10/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu,
Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucu, www.sendika.org
isimli internet sitesinin temsilcisidir. Başvuruya konu site, başvuru formunda "emek hareketinin gündemi" sloganı
etrafında yayın çizgisini belirleyip dünyaya emekçilerin penceresinden bakarak
toplumsal hareketlerin gündemini tutmaya çalışan, "ırkçı-gerici-cinsiyetçi-gerçek dışı ve hakaret içeren içerikler
dışında" en geniş tartışmalara yer veren bir internet sitesi
olarak tanımlanmıştır. Başvurucuya göre anılan internet sitesi binlerce telifli
makale ve çeviriler dâhil yüz bin civarındaki içeriği ile akademik alanda
çalışma yapan akademisyenler için ulusal ve uluslararası referans kabul
edilmektedir.
9. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğünün talebi ve
(kapatılan) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) 25/7/2015 tarihli
yazısı ile başvuruya konu sitenin de aralarında bulunduğu 118 internet sitesi
ile sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
10. TİB, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla
Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesinin (2) numaralı fıkrası
gereğince erişimin engellenmesi kararlarını Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğinin
onayına sunmuştur. TİB tarafından Hâkimliğe, "bahse
konu içeriklerin yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline
sebebiyet vermesi" nedeniyle erişimlerinin engellenmesine karar
verildiği bildirilmiştir.
11. TİB tarafından onaya sunulan erişimin engellenmesi kararları
Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğince aynı gerekçeyle 26/7/2015 tarihinde
onaylanmıştır.
12. Başvurucunun onaylama kararına itirazı 14/8/2015 tarihinde
Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiştir.
13. Ret kararı 9/9/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve başvurucu
9/10/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Wikimedia Foundation Inc. ve diğerleri
(GK), B. No: 2017/22355, 26/12/2019, §§ 29-35.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 11/3/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
16. Başvurucu;
i. Temsilcisi olduğu internet portalına erişimin bütünüyle
engellendiğini, ancak hem idarenin erişimin engellenmesi kararlarında hem de
sulh ceza hâkimliklerinin onaylama ve onaylama kararına itirazın reddi
kararlarında söz konusu tedbirin hangi gerekçeyle alındığının açıklanmadığını
belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
ii. İnternet sitesinin tümüne yönelik olarak alınan gerekçesiz
tedbir kararlarının sansür niteliğinde olduğunu ve ifade özgürlüğüne yönelik
orantısız bir müdahale oluşturduğunu belirterek ifade ve basın özgürlüklerinin
ihlal edildiğini iddia etmiştir.
17. Bakanlık görüşünde, erişime kapatılan içeriklerin terörü öven, şiddete ve suça teşvik eden ve kamu
düzenini ve millî güvenliği tehdit eden nitelikte yayınlar olduğu ve
uygulanan tedbirin demokratik toplumda gerekli olduğu, zorlayıcı toplumsal bir
ihtiyacı karşıladığı ve orantılı olduğu belirtilmiştir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sulh ceza hâkimliklerinin
erişimin engellenmesi kararına itirazın bu yargı mercilerince karara
bağlanmasının etkili bir itirazda bulunmayı imkânsız hâle getirdiği ile ilgili
şikâyetlerine benzer şikâyetler Anayasa Mahkemesince daha önce birçok kararda
incelenmiştir. Bu kararlarda Anayasa Mahkemesince sulh ceza hâkimliklerinin
yapısal özellikleri dikkate alınarak söz konusu iddiaların açıkça dayanaktan
yoksun olduğu sonucuna varılmıştır (Hikmet
Kopar ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 101-115; Mehmet Baransu (2), B. No: 2015/7231, §§
64-78, 94-97). İncelenen başvuruda Anayasa Mahkemesinin bu kararlarından
ayrılmayı gerektirecek bir durum görülmediğinden başvurucunun diğer şikâyetleri
ve iddiaları ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.
19.
Anayasa’nın “Düşünceyi açıklama ve yayma
hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Herkes, düşünce ve
kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi
olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması,... başkalarının
şöhret veya haklarının,... korunması ... amaçlarıyla sınırlanabilir…”
20. Anayasa’nın "Basın
hürriyeti" kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Basın hürdür, sansür edilemez…
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini
sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın
26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır…”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade
ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
22. Somut olayda internet sitesine erişimin tümüyle
engellenmesine karar verilmiştir. Söz konusu mahkeme kararları ile başvurucunun
ifade ve basın özgürlüklerine yönelik bir müdahalede bulunulmuştur.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
23. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Temel hak ve
hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik
toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
24. Anılan müdahalenin Anayasa’nın 13.
maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanunlar tarafından
öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşullarını sağlayıp
sağlamadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
25. İfade ve basın özgürlüklerine yönelik müdahalenin 5651
sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında yapıldığı tespit edilmiştir.
ii. Meşru Amaç
26. Başvuruya konu internet haber sitesine erişimin
engellenmesine ilişkin kararın yaşam hakkı
ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunmasına yönelik önlemlerin
bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk
(1) Genel İlkeler
27. Somut olaya uygulanan genel ilkelerin geniş anlatımı için
Anayasa Mahkemesinin Wikimedia Foundation
Inc. ve diğerleri (aynı kararda bkz. §§ 65-72) kararına bakılabilir.
(2) 5651 Sayılı Kanun'un
8/A Maddesine Dayanan Erişimin Engellenmesi Kararı Hakkında Bazı Tespitler
28. Anayasa Mahkemesi
Wikimedia Foundation Inc. ve diğerleri ve Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. ([GK], B. No:
2015/18936, 22/5/2019) kararlarında 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi ile
getirilen içeriğin yayından çıkarılması ve yayına erişimin engellenmesi
kararlarına yönelik usulü, ayrıntılı bir şekilde incelemiştir (Wikimedia Foundation Inc. ve diğerleri, §§
73-77; Birgün İletişim ve Yayıncılık A.Ş.,
§§ 63-72). Buna göre Kanun'un 8/A maddesi ile kanun koyucu, internet ortamında
işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin bir şekilde yapılabilmesi ihtiyacı
nedeniyle özel ve hızlı sonuç alınabilecek bir tedbir usulü öngörmüştür (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. ,
§ 63).
29. 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında Başkan (Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı) tarafından internet ortamında yer
alan yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin
engellenmesi yolu ancak gecikmesinde sakınca bulunan, dolayısıyla ivedilikle
müdahale etmeyi gerektirecek hâllerde işletilmesi gereken istisnai bir yoldur.
Yetkili makamlardan bu yolun gecikmesinde sakınca bulunan hâllere özgü olarak
kullanılması gereken istisnai bir yol olduğu bilinciyle hareket ederek
hassasiyetle karar vermeleri beklenir (Wikimedia
Foundation Inc. ve diğerleri,§ 74;
Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 71).
30. Şiddeti öven, kişileri terör örgütünün yöntemlerini
benimsemeye, şiddet kullanmaya, nefrete, intikam almaya veya silahlı direnişe
tahrik ve teşvik eden yayınlar gibi internet ortamında demokratik toplum
düzenini tehlikeye atan yayınların daha ileri bir inceleme yapılmaya gerek
olmaksızın ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde 5651 sayılı Kanun'un 8/A
maddesinde öngörülmüş olan ve Başkan tarafından verilen kararı içeren istisnai
usul işletilebilir (Wikimedia Foundation
Inc. ve diğerleri,§ 75; Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A. Ş., § 72).
31. Böyle durumlarda başvuruya konu internet yayınına erişimin
engellenmesi tedbirinin alınmasının haklılığı, ancak görünüşte veya ilk bakışta
haklılık olarak nitelendirilebilir. İnternet ortamındaki yayınlara idare
tarafından yapılan müdahalelerin, gecikmesinde sakınca bulunan hâller ve
müdahalenin haklılığının ilk bakışta anlaşılabildiği durumlarla sınırlanması
kamusal menfaatlerin hızlı bir şekilde korunması ihtiyacıyla ifade hürriyeti
arasında adil bir denge sağlayacaktır (Wikimedia
Foundation Inc. ve diğerleri,§ 76; Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §§ 71, 72).
32. İnternet yayınının demokratik toplum düzenini tehlikeye atıp
atmadığının belirlenmesi daha ileri bir incelemeyi gerektiriyorsa ve
müdahalenin haklılığı ilk bakışta anlaşılamıyorsa yayınların idare tarafından
engellenmesi biçimindeki istisnai usul yerine yine 5651 sayılı Kanun'un 8/A
maddesinde öngörülmüş olan mahkeme yolunun
işletilmesi gerekir (Wikimedia Foundation
Inc. ve Diğerleri,§ 74).
(3) 5651 Sayılı Kanun'un
8/A Maddesi Kapsamında Erişimin Engellenmesine Karar Verilmesi Biçimindeki
Müdahalelerde İdari ve Yargısal Makamlar Tarafından Gözetilmesi Gereken
Hususlar
33. Anayasa Mahkemesi Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararında, ifade özgürlüğüne
yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul
edilebilmesi için 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında verilen erişimin
engellenmesi kararlarında idari ve yargısal makamlar tarafından gözetilmesi
gereken hususları açıkça ortaya koymuştur (Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §§ 73-75).
34. Erişimin engellenmesi kararı onayına sunulan sulh ceza
hâkimliğinin ve itiraz merciinin, erişimin engellenmesi kararının verilmesini
talep eden ve/veya kararı veren idari makamlarla aynı sonuca ulaşması ve bunu
aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararlarına yansıtması kararın
gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir. Bununla birlikte, sulh ceza
hâkimliğinin erişimin engellenmesine ilişkin idari kararların gerekçelerini
tekrar ettiği veya atıfla yetindiği hâllerde Anayasa Mahkemesi, dayanılan idari
kararların gerekçelerini denetleyecektir. İfade özgürlüğüne gerekçesiz olarak
veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe
ile yapılan müdahaleler Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edecektir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
73).
35. Wikimedia Foundation Inc.
ve diğerleri ve Birgün İletişim
ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararlarında, mevcut başvuruya benzer
şikâyetlerde derece mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların
gerekçelerinin ilgili ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması
gereken ve benzer başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurlar şu
şekilde sıralanmıştır (Wikimedia Foundation
Inc. ve diğerleri, §80-81; Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. § 74):
i. İnternet içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi
için gecikmesinde sakınca bulunan bir durumun varlığı idari ve yargısal
makamlar tarafından ortaya konulmalıdır.
ii. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerin yaşam hakkı ile
kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin
korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması
sebeplerinden bir veya birkaçına bağlı olarak ortaya çıkabileceği dikkate
alındığında yayının içeriği ile bu sebepler arasındaki ilişkinin tam olarak
gösterilmesi gerekir.
iii. Böyle bir analizin yapılabilmesi için eğer söz konusu
yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru gösterilmesiyle bir
ilişkisi varsa ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör örgütlerinin
faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında denge
kurulmalıdır.
iv. Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
- Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Yayınla bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp
bırakılmadığının, bireylere karşı nefretin alevlendirilip
alevlendirilmediğinin,
- Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
- Yayınla şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin, kişilerin
nefrete, intikam almaya, silahlı direnişe tahrik edilip edilmediğinin,
- Yayının suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak
ülkenin bir kısmında veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip
vermeyeceğinin,
- Yayının kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve
yanlış bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde ülkenin bir kısmında veya tamamında
çatışmaların yoğunluk derecesi ile ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin
yayına erişimin engellenmesi kararına etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin demokratik bir toplumda
zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının
ve tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının
yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi gerekir.
36. Bir terör örgütünün şiddet eylemlerini öven, destekleyen ve
haklılaştıran açıklamaların silahlı direnişe tahrik, şiddeti yüceltme veya kin
ve düşmanlığın kışkırtılması olarak kabul edilmesi mümkündür. Bununla birlikte
yalnızca bir terör örgütünün fikirlerini ve hedeflerini içerdiği, resmî
politikaları ağır bir şekilde eleştirdiği veya terör örgütünün resmî
politikalarla olan ihtilaflarını değerlendirdiği gerekçesiyle internet
içeriğine erişimin engellenmesi -yukarıda bir kısmı gösterilen sebeplerden bir
veya daha fazlası da bulunmadığı takdirde- müdahaleyi haklı göstermez (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
75).
(4) İlkelerin Olaya
Uygulanması
37. Somut olayda TİB, Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel
Müdürlüğünün talebi üzerine 25/7/2015 tarihinde başvuruya konu internet
sitesinin de aralarında bulunduğu 118 internet adresine yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin
ihlaline sebebiyet vermesi nedeniyle erişimin engellenmesine karar
vermiş; daha ileri bir değerlendirmede bulunmamıştır. TİB, bu kararları Sulh
Ceza Hâkimliğinin onayına sunmuş ve Hâkimlik kararları aynı gerekçeyle
onaylamıştır. Başvurucunun onaylama kararına yaptığı itiraz da reddedilmiştir.
38. Çekişmesiz bir dava sonucunda bu kararı verebilmenin ancak
hukuka aykırılığın ve kamusal menfaatlere müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak
kadar belirgin olduğu, zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde
mümkün olduğu hatırlanmalıdır (Birgün
İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 85). Somut olayda 5651 sayılı
Kanun'un 8/A maddesinde sayılan meşru sebeplere dayanılarak başvuruya konu
internet sitesinin de aralarında bulunduğu toplam 118 internet adresine erişim
engellenmiş, ancak ne idari makamlarca ne derece mahkemelerince anılan Kanun
maddesi kapsamında yapılan müdahalelerde gözetilmesi gereken hususlar
değerlendirilmiştir. Erişimin engellenmesi kararlarında isimleri sayılan 118
internet adresi arasında yer alan başvuruya konu internet sitesine erişimin
engellenmesine yönelik olarak bu adreste yer alan içerikler ile sınırlama
sebebi arasındaki ilişki ortaya konulamadığı gibi gecikmesinde sakınca bulunan
bir durumun varlığı da gösterilememiştir. Bahsi geçen sayıdaki adrese erişim
genel tek bir gerekçe ile engellendiğinden başvuru konusu internet sitesinde
yer alan yayınların hangi kısımlarının hangi nedenlerle yaşam hakkı ile
kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet vereceği kararda yer
almamaktadır.
39. Üstelik internet sitesine erişim tümüyle engellenmiştir.
5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesinin (3) numaralı fıkrasında; anılan madde
kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararlarının ihlalin gerçekleştiği
yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb.) içeriğe erişimin engellenmesi
yöntemiyle verilebileceği, ancak teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişim
engellemesinin yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla
ihlalin önlenemediği durumlarda internet sitesinin tümüne yönelik olarak
erişimin engellenmesi kararı verilebileceği belirtilmiştir. Söz konusu hüküm
karşısında içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği hususunda
bir gerekçelendirme de yapılmadığı dikkate alındığında başvuruya konu internet
sitesine tamamıyla erişimin engellenmesi şeklindeki müdahalenin ifade ve basın
özgürlükleri önünde orantısız müdahale teşkil ettiği açıktır.
40. Yukarıda yer verilen hususlar ışığında idari ve/veya
yargısal makamlarca başvuruya konu internet sitesine tümüyle erişimin
engellenmesi şeklindeki kısıtlamanın zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığı ve
orantılı olduğu, dolayısıyla demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun
olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilememiştir.
41. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ve 28. maddesinde güvence altına alınan basın
özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
42. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata
hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.
Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal
kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse
dosya üzerinden karar verir.”
43. Başvurucu ihlalin tespit edilmesini istemiş ve 100.000 TL
manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
44. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875,
7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan
kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi diğer
bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin
sonuçlarına değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi ilgili
hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına da işaret etmiştir (Aligül
Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).
45. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal
edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan
kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle
getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için
ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması,
ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan
kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların
giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması
gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§
55, 57).
46. İhlalin mahkeme kararından kaynaklandığı durumlarda Anayasa
Mahkemesi, 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü’nün 79. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi
uyarınca, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama
yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder.
Anılan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farklı
olarak ihlali ortadan kaldırmak amacıyla yeniden yargılama sonucunu doğuran ve
bireysel başvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle
Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararına bağlı olarak yeniden yargılama
kararı verildiğinde, usul hukukundaki yargılamanın yenilenmesi kurumundan
farklı olarak ilgili mahkemenin yeniden yargılama sebebinin varlığını kabul
hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla böyle bir
karar kendisine ulaşan mahkemenin yasal yükümlülüğü, ilgilinin talebini
beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı nedeniyle yeniden yargılama
kararı vererek devam eden ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri
yerine getirmektir. (Mehmet Doğan, §§ 58-59; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), §§
57-59, 66, 67).
47. İncelenen başvuruda, başvuruya konu internet sitesine
tümüyle erişimin engellenmesi nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal
edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla ihlalin mahkeme kararından
kaynaklandığı anlaşılmıştır.
48. Bu durumda ifade ve basın özgürlüklerine ilişkin ihlalin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmaktadır. Yapılacak yeniden yargılama ise bireysel başvuruya özgü
düzenleme içeren 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına
göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda
yapılması gereken iş yeniden yargılama kararı verilerek Anayasa Mahkemesini
ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere
uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin
yeniden yargılama yapılmak üzere Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğine gönderilmesine
karar verilmesi gerekmektedir.
49. Öte yandan somut olayda ihlalin tespit edilmesinin
başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı
açıktır. Dolayısıyla eski hâle getirme
kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için
ifade ve basın özgürlüklerinin ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle
giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 6.000 TL
manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
50. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 3.000
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.226,90 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan
ifade ve basın özgürlüklerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın birer örneğinin ifade ve basın özgürlüklerinin
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak
üzere Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğine (2015/646 D.İş) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuya 6.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata
ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 3.000
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.226,90 TL yargılama giderinin başvurucuya
ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
11/3/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.