TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
UTHMAN DEYA UD DEEN EBERLE BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/16437)
|
|
Karar Tarihi: 11/10/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan y.
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Şermin
BİRTANE
|
Başvurucu
|
:
|
Uthman Deya
Ud Deen EBERLE
|
Vekili
|
:
|
Av. Seçil
ASİ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Türk vatandaşı ile evliliğe rağmen sınır dışı edilme
kararı nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ve sınır dışı edilme durumunda
tehlikeye düşüleceğinden bahisle kötü muamele yasağının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/10/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Bölüm tarafından tedbir talebinin değerlendirildiği
10/11/2015 tarihli toplantıda, başvurucu hakkındaki idari gözetim kararının
kaldırılmasına ilişkin tedbir talebinin reddine, dosyada mevcut bilgi ve
belgeler kapsamında başvurucunun Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) sınır
dışı edilmesi durumunda yaşamının tehlikeye gireceği sonucuna ulaşmanın mümkün
olmadığına ancak başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde eşi ve çocuğundan
ayrı kalacağı anlaşılğından
sınır dışı işleminin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin kabulü ile
başvurucu hakkındaki sınır dışı işleminin tedbiren
uygulanmamasına karar verilmiştir.
5. Komisyonca 31/3/2016 tarihinde, başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6.Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
8. Başvurucu vekili tarafından Anayasa Mahkemesine verilen
12/2/2016 tarihli dilekçede başvurucunun sınır dışı işleminin uygulanmasına
dair tedbir talebinden feragat ettiği belirtilmiş ve ayrıca başvurucu
hakkındaki idari gözetim kararının kaldırılması talep edilmiştir.
9. Anayasa Mahkemesinin 6/5/2016 tarihli kararıyla idari gözetim
kararının kaldırılmasına ilişkin tedbir talebinin reddine dair kararda
değişiklik yapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı ifade edilmiştir.
Bunun yanı sıra başvurucu tarafından sınır dışı işleminin uygulanmamasına dair
tedbir talebinden feragat edildiği dikkate alındığında devamında yarar
görülmeyen tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
10. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
11. Başvurucu 30/5/1989 tarihinde Suudi Arabistan'da doğmuş, ABD
ve Pakistan İslam Cumhuriyeti vatandaşıdır.
12. Başvurucu 20/2/2014 tarihinde Türk vatandaşı L.A. ile
evlenmiş olup söz konusu evliliğe istinaden başvurucuya 22/10/2014 ile
22/10/2015 tarihleri arasını kapsayacak şekilde aile ikamet izni verilmiştir.
13. Türk vatandaşı L.A. ile başvurucunun evliliğinden 26/6/2015
tarihinde bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.
14. Başvurucunun, Yalova’da bulunanbir
hastanede doğum yapan eşine refakat ettiği sırada 27/6/2015 tarihinde yapılan
bir ihbar üzerine kimlik kontrolü yapılmıştır.
15. Yalova Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 27/6/2015
tarihli kararı ile başvurucunun sınır dışı edilmesine ve bu amaçla idari
gözetim altına alınmasına karar verilmiş; evrakta, başvurucu hakkında yapılan
tahdit sorgulamasında hakkında (G-87) ve (Ç-114) kodlu tahdit kayıtlarının
bulunması nedeniyle kamu güvenliği için tehdit oluşturduğu değerlendirmesi ile
4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun
54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca işlem yapıldığı
belirtilmiştir. Yalova'da geri gönderme merkezi bulunmadığından bahisle
başvurucu Kocaeli iline nakledilmiştir.
16. Başvurucu 29/6/2015 tarihinde Kocaeli Geri Gönderme
Merkezine teslim edilmiş ve 1/7/2015 tarihinde hakkında idari gözetim kararı
alınmıştır.
17. Başvurucu vekili tarafından Kocaeli Valiliği İl Göç İdaresi
Müdürlüğüne verilen 3/7/2015 tarihli dilekçe ile Geri Gönderme Merkezinde
bulunan başvurucuya 6458 sayılı Kanun uyarınca hukuki destek sunmak üzere
dosyasını inceleme ve örnek alma hususunda talepte bulunulmuştur. İlgili
idarenin aynı tarihli cevap yazısı ile kamu düzeninin korunması ile suç
işlenmesinin önlenmesine ilişkin belgelerin incelenemeyeceği ve bu belge
örneklerinin verilemeyeceği ifade edilerek talebin yerine getirilmediği
belirtilmiştir.
A. Sınır Dışı İşlemi Hakkındaki Dava Süreci
18.Başvurucu, hakkında verilen sınır dışı kararına karşı
7/7/2015 tarihinde Kocaeli 1. İdare Mahkemesinde iptal davası açmıştır. Dava
dilekçesinde sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğunu,
hangi gerekçelerle kamu güvenliğini tehlikeye attığının belirsiz olduğunu, Türk
vatandaşı ile evli olduğunu ve bir çocukları bulunduğunu; bu kapsamda alınan
sınır dışı kararı ile aile hayatı ve yaşam hakkının ihlal edildiğini
belirtmiştir.
19. Mahkemece 8/7/2015 tarihinde ilk inceleme tutanağı
düzenlenmiştir.
20. Kocaeli Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından dava
dosyasına sunulan savunmada, yapılan bilgisayar tahdit sorgulamasında 17/3/2015
tarihli Genel Güvenlik (G-87-Yurda Girişi Yasak) ve 5/3/2015 tarihli (Ç-l14)
tahdit kodunun olduğu görüldüğünden başvurucunun 6458 sayılı Kanun’un 54.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendinde belirtilen "Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu
sağlığı açısından tehdit oluşturanlar" kapsamında olduğu
değerlendirilerek hakkında sınır dışı kararı verildiği belirtilmiştir. Ayrıca
6458 sayılı Kanun'un 94. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan "... Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması
ile suç işlenmesinin önlenmesine ilişkin belgeler incelenemez ve
verilemez." hükmü gereği dosyadaki evrakların sunulamadığı
belirtilmiştir.
21. Mahkemece 30/7/2015 tarihli ara kararı ile davalı idareden
başvurucu hakkındaki tahdit kodlarının mahiyeti ile anlamının bildirilmesi, bu
kodların bilgisayar tahdit sistemine işlenmesine neden olan somut olguların,
bilgi ve bulguların ve başvurucunun kamu güvenliği ve düzeni açısından ne
şekilde tehdit oluşturduğunun açıklanması istenilmiştir.
22. İdarece dava dosyasına sunulan 13/8/2015 tarihli ara kararı
cevabında, Genel Güvenlik (G-87-Yurda Girişi Yasak) ve (Ç-114-Haklarında Adli
İşlem Yapılan Yabancılar) tahdit kodlarının veri girişinin yapılmış olduğunun
tespit edildiği, söz konusu tahdit kodlarının veri girişlerinin Göç İdaresi Genel
Müdürlüğü Yabancılar Daire Başkanlığı tarafından belirtilen tarihlerde
yapıldığı, kendileri tarafından başvurucu ile alakalı veri girişi yapılmadığı
belirtilmiştir. Bunun yanı sıra hakkında G-87 tahdit kodu veri girişi yapılmış
olan yabancı uyruklu şahıslar ilgili Genel Müdürlük talimatlarına esasen kamu
güvenliği ve düzeni açısından tehdit oluşturan şahıslar olarak
değerlendirilmekte olduğundan bu kişilerin sınır dışı kapsamına alınmakta
olduğu, Ç-114 tahdit kodlu veri girişinin ise hakkında herhangi bir sebeple
adli işlem yapılan yabancı uyruklu şahıslar için girişi yapılan tahdit kodu
olarak nitelendirildiği bildirilmiştir.
23. Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin 25/8/2015 tarihli kesin
kararıyla dava reddedilmiştir. Karar gerekçesinde bilgisayar tahdit
sorgulamasında hakkında (G-87) ve (Ç-l14) tahditleri bulunduğu için kamu düzeni
veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturan şahıs olarak
değerlendirilen davacı hakkında tesis edilen sınırdışı
işleminde hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiştir.
24.Bu karar 18/9/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
25.Başvurucu 16/10/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. Bireysel Başvuru Yapılmasından Sonraki
Gelişmeler
26.Başvurucu vekili tarafından Kocaeli Valiliği İl Göç İdaresi
Müdürlüğüne verilen 16/9/2015 tarihli dilekçe ile yerel mahkeme kararı sonrası
başvurucu hakkında sınır dışı edilme işlemlerinin başlatılacağı ve buna göre
seyahat programı hazırlanacağı belirtilerek 6458 sayılı Kanun’un 52. maddesinin
(1) numaralı fıkrasında yer verilen "Yabancılar,
sınır dışı etme kararıyla, menşe ülkesine veya transit gideceği ülkeye ya da
üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilebilir." hükmü karşısında
başvurucunun ailesinin de yaşadığı ve vatandaşı olduğu Pakistan İslam
Cumhuriyeti'ne gönderilmesi, idare aksi kanaatte ise gerekçelerinin yazılı
olarak bildirilerek bu aşamada sınır dışı edilme işlemlerinin bekletilmesi
talep edilmiştir.
27. Kocaeli Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü tarafından Göç
İdaresi Genel Müdürlüğüne hitaben gönderilen 1/10/2015 tarihli yazıda,
başvurucu vekilinin 16/9/2015 tarihli dilekçesine istinaden Pakistan İslam
Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğundan gelen bir görevlinin başvurucu ile
mülakat yaptığı ve görevli tarafından, durumun ilgili bakanlığın onayına
sunularak onay verilmesi hâlinde başvurucu için gerekli belgelerin
düzenleneceğinin bildirildiği belirtilmiştir.
28.Başvurucu vekili tarafından Kocaeli Valiliği İl Göç İdaresi
Müdürlüğüne verilen 6/10/2015 tarihli dilekçede ise daha önce 6458 sayılı
Kanun’un 52. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince başvurucunun ailesinin
de yaşadığı ve vatandaşı olduğu Pakistan İslam Cumhuriyeti'ne gönderilmesinin
talep edildiği ancak ilgili talebe cevap verilmediği gibi başvurucunun Ankara
Geri Gönderme Merkezine nakledildiği ve böylelikle hak kaybına uğradığı,
başvurucunun ABD'ye gitmek istemediği, ABD'ye gönderilmesi durumunda yaşam
güvencesinin olmadığı ve kötü muameleye uğramasının söz konusu olduğu belirtilerek
başvurucunun ABD dışındaki bir ülkeye gönderilmesi talep edilmiştir.
29. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Anayasa Mahkemesine
hitaben gönderilen 12/4/2016 tarihli yazıda, uluslararası terörist
faaliyetlerin tespit ve deşifresi amacıyla sürdürülen çalışmalar kapsamında
çeşitli kurumlardan edinilen istihbari bilgiler
neticesinde başvurucunun kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğu
değerlendirilerek yurda giriş yasağı kararı alındığı ve Anayasa Mahkemesi
tarafından verilen tedbir kararına istinaden başvurucunun Pakistan'a gönderilme
talebinin yerine getirilemediği bildirilmiştir.
30. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Anayasa Mahkemesine
hitaben gönderilen 28/5/2016 tarihli yazıda başvurucunun Pakistan'a
gönderilmesine ilişkin talebi değerlendirilmek üzere Kocaeli İl Göç İdaresi
tarafından Pakistan İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu görevlileri ile
görüşüldüğü ancak Konsolosluk yetkililerinin başvurucuyu ülkelerine kabul
etmeyeceklerini beyan ettikleri ifade edilmiştir.
31. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından Anayasa Mahkemesine
hitaben gönderilen 19/6/2018 tarihli yazıda ise;
- Türk vatandaşıyla evliliğine istinaden ikamet izni başvurusu
sırasında başvurucu hakkında herhangi bir giriş yasağı bulunmadığı,
- Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının
4/3/2015 tarihli yazısında ülkemizde terörist faaliyetlere iştirak etmelerinin
ve çatışma bölgelerine seyahatlerinin engellenmesi kapsamında uygun tedbirlerin
alınmasının talep edildiği, bu doğrultuda başvurucu hakkında (G-87 Genel
Güvenlik kodlu) tahdit kaydı düzenlendiği,
- Başvurucunun idari gözetim altına alınarak 29/6/2015 tarihinde
Kocaeli Geri Gönderme Merkezine teslim edilmesinden sonra 30/5/2016 tarihinde
idari gözetim tedbirinin sonlandırıldığı ve haftanın her günü olmak üzere
ailesinin bulunduğu Yalova'da imza yükümlülüğü getirildiği,
- Bundan sonra başvurucunun eşinin Mardin'de öğretmen olarak
görev yapmaya başlaması üzerine başvurucunun talebi dikkate alınarak imza yükümlülüğünü
Mardin'de yerine getirmesine 22/8/2016 tarihinde karar verildiği,
- Bu defa başvurucunun eşinin doğum iznine ayrılarak Yalova'ya
gitmesi ve başvurucunun da talebi üzerine 14/4/2017 tarihinde imza yükümlülüğünüYalova'da yerine getirmesinin karara
bağlandığı,
-Aynı şekilde eşinin doğum izninin bitiminden sonra Mardin'deki
görevine başlaması üzerine başvurucununimza
yükümlülüğünü Mardin'de yerine getirmesine 29/12/2017 tarihinde karar
verildiği,
-Ancak başvurucunun imza yükümlülüğünü 12/4/2018 tarihinden
itibaren yerine getirmediğinin ve 14/5/2018 tarihinde farklı bir pasaport
numarasıyla İstanbul Atatürk Hudut Kapısından çıkış yaparak ABD'ye gittiğinin
tespit edildiği, eşinin ise Türkiye'de kaldığı bildirilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
32. Mahkemenin 11/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
33. Başvurucu; kamu güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle
hakkında verilen sınır dışı kararının uygulanarak sınır dışı edilmesi hâlinde
yaşamının tehlikeye düşeceğini belirterek yaşam hakkının, işkence ve kötü
muamele yasağının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
34. Ayrıca başvurucu Türk vatandaşıyla evli olduğunu ve bu
evliliğinden bir çocuğu bulunduğunu, sınır dışı kararının uygulanması hâlinde
Türkiye’de yaşayan eşi ve çocuğundan ayrı kalacak olması nedenleriyle aile
bütünlüğünün bozulduğunu ifade etmiştir. Bu nedenlerle başvurucu aile hayatına
saygı hakkının ve seyahat hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
35. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“(1) Bölümler ya da komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki
hallerde düşme kararı verilebilir:
...
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden
ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmemesi.
…
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki
fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve
yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da
insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir.”
36. Başvurucunun bireysel başvuru yaptıktan sonra 14/5/2018
tarihinde kendi isteğiyle Türkiye'den ayrılarak vatandaşı olduğu ABD'ye gittiği
anlaşılmaktadır. Bu durumda başvurunun konusunu oluşturan sınır dışı kararının
uygulanma ihtimali ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla başvurucunun geri
gönderilmesi hâlinde aile hayatına saygı hakkına yönelik gerçek bir tehlike
altında bulunup bulunmadığı hususunda bir inceleme yapmaya gerek kalmamıştır.
37. Aynı şekilde başvurucu hakkındaki sınır dışı kararının icra
edilmediği, Türkiye’den kendi rızası ile ayrıldığı dikkate alındığında aile
hayatına saygı hakkının ihlal edildiği yönündeki iddianın incelenmesini
gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
38. Açıklanan gerekçelerle başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmadığı anlaşıldığından düşmesine
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden bulunmaması nedeniyle
DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
C. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel
Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE 11/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.