TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
R.M. VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/19133)
|
|
Karar Tarihi: 17/4/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
M. Serhat MAHMUTOĞLU
|
Başvurucular
|
:
|
R.M. ve diğerleri (bkz. ekli liste )
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Çınar AKSOY ve diğerleri (bkz.
ekli liste)
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski
bulunan ülkeye sınır dışı etme ya da suçlu iadesi kararı alınması nedeniyle
kötü muamele yasağının; insan haysiyetiyle bağdaşmayan koşullarda hukuka aykırı
olarak idari gözetim altında tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Ekli tabloda yer verilen başvurulara ait başvuru formu ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra başvurular Komisyonlara
sunulmuştur.
3. Başvurucular, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
(İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı veya suçlu iadesi işleminin
yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar
verilmesini talep etmiştir.
4. Komisyonlarca tedbir talebinin Bölüm tarafından karara
bağlanması gerekli görüldüğünden İçtüzük'ün 73.
maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm tarafından İçtüzük'ün 73.
maddesi uyarınca ekli tabloda belirtilen başvuruların tamamında sınır dışı veya
suçlu iadesi işleminin tedbiren durdurulmasına karar
verilmiştir.
6. Başvurucuların bir kısmı, bireysel başvuru harç ve
masraflarını karşılama imkânlarının bulunmadığını belirterek adli yardım
talebinde bulunmuştur.
7. Konularının aynı olması nedeniyle ekli listenin A sütununda
numaraları belirtilen başvuruların 2015/19133 numaralı bireysel başvuru ile
birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar
verilmiştir.
8. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
10. Ekli listenin D sütununda menşe ülke bilgilerine yer verilen
başvurucular farklı tarihlerde Türkiye'ye giriş yapmış olup hepsi hakkında
4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun
54. maddesi uyarınca sınır dışı etme kararı alınmıştır.
11. Başvurucuların tümü, haklarında alınan sınır dışı etme veya
suçlu iadesi kararının uygulanması hâlinde geri gönderilecekleri ülkede kötü
muameleye maruz kalma tehlikesi altında bulunduğunu belirterek ekli listenin H sütununda
belirtilen mahkemelerde kararın iptali için dava açmıştır.
12. Mahkemeler, başvurucular hakkında alınan sınır dışı etme
kararının mevzuata uygun olduğunu belirterek davaların reddine karar vermiştir.
Ancak mahkeme kararlarında başvurucuların geri gönderilecekleri ülkede maruz
kalacakları risklere ilişkin aşağıda belirtilen ilkeler çerçevesinde herhangi
bir değerlendirmeye yer verilmemiştir.
13. Ekli listenin J sütununda isimlerine yer verilen bazı
başvurucular yukarıda belirtilen iddialarının yanında haklarında sınır dışı
etme kararı alındıktan sonra hukuka aykırı olarak idari gözetim altında
tutulduklarını, ayrıca tutuldukları merkezin fiziki koşullarının insan
haysiyetine aykırı olduğunu belirtmiştir.
14. Karar tarihi itibarıyla tüm başvurucuların tutuldukları geri
gönderme merkezinden salıverildikleri anlaşılmaktadır.
15. Tüm başvurular otuz günlük yasal başvuru süresi içinde
yapılmıştır.
16. Ayrıca başvurucular, idari gözetim süreçlerine ilişkin
şikâyetlerini ileri sürebilecekleri etkili bir başvuru yolu bulunmadığından bu
iddiaları bakımından doğrudan Anayasa Mahkemesine başvuru yaptıklarını ifade
etmişlerdir.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. İlgili hukuk için bkz. A.A.
ve A.A. ([GK], (B. No: 2015/3941, 1/3/2017, §§ 28-38); T.T. (B. No: 2013/8810, 18/2/2016, §§
22-25); B.T. ([GK], B. No:
2014/15769, 30/11/2017, §§ 19-38) kararları.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 17/4/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talepleri
Yönünden
19. Ekli listenin K sütununda isimlerine yer verilen
başvurucuların başvuru giderlerini karşılayabilecek ölçüde mal varlıklarının
bulunmadığı ve taleplerinin dayanaktan yoksun olmadığı anlaşılmış olup
12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinin
(1) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım taleplerinin kabulü ile yargılama
giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmalarına karar verilmesi gerekir.
B. Sınır Dışı Etme veya
Suçlu İadesi Kararı Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
20. Başvurucular, geri gönderilmeleri hâlinde siyasi görüşleri,
dinî inançları veya etnik kökenleri nedeniyle kötü muameleye maruz
kalacaklarını, uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütlerinin
raporlarında iddialarını doğrular ve destekler nitelikte tespitlere yer
verildiğini ancak idare mahkemelerinde görülen davalarda bu hususların dikkate
alınmadığını ileri sürmüşler; sınır dışı işleminin tedbiren
durdurulması, maddi ve manevi tazminat ve kamuya açık belgelerde kimliklerinin
gizli tutulması taleplerinde bulunmuşlardır.
a. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
21. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kötü
muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
i. Genel İlkeler
22. Genel ilkeler için bkz. A.A.
ve A.A. (aynı kararda bkz. §§ 54-72).
ii. İlkelerin Olaya
Uygulanması
23. Başvuru konusu olayda, başvurucuların tümü dinî inançları,
siyasi görüşleri ya da etnik kökenleri gibi nedenlerle sınır dışı edilmeleri
hâlinde ülkelerinde kötü muameleye maruz kalacaklarını ileri sürmüşlerdir.
24. Anayasa Mahkemesi, başvurucuların sınır dışı veya suçlu
iadesi işleminin durdurulmasına yönelik başvurularını tedbir talepleri yönünden
değerlendirmiş ve ilk aşamada ülkelerine geri gönderilmeleri hâlinde maddi ve manevi bütünlüklerine yönelik
ciddi bir tehlikeyle karşılaşabilecekleri ihtimali olduğunu kabul ederek sınır
dışı işlemlerini durdurmuştur. Tedbir talepleri karara bağlanırken yapılan
değerlendirmelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
başvurucuların ülkelerinde kötü muameleye maruz kalabileceklerine ilişkin
iddialarının savunulabilir (araştırmaya değer) nitelikte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
25. Başvuru konusu olaylarda mahkemeler, sınır dışı etme veya
suçlu iadesi kararlarının mevzuata uygun olduğunu değerlendirerek başvurucular
aleyhine karar vermiştir. Bununla birlikte başvurucular tarafından ileri
sürülen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ile insan hakları alanında
araştırma yapan sivil toplum örgütlerinin raporlarına da konu olan kötü muamele
iddialarının doğru olup olmadığı hususunda yargılama aşamasında herhangi bir
araştırma yapılmadığı gibi kararlarda da anılan iddialara neden itibar
edilmediği konusunda bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Dahası idare
mahkemeleri tarafından sınır dışı etme kararını alan makam olan Göç İdaresi
Müdürlüklerinden, bu karar alınmadan önce başvurucuların geri gönderilmeleri
hâlinde kötü muameleye maruz kalma riskiyle karşı karşıya olup olmadıklarına
ilişkin değerlendirme yapılıp yapılmadığı hususunda bir izahat alınmadığı da
görülmektedir (derece mahkemelerinin bu hususta yapmaları gereken incelemenin
niteliğine ilişkin olarak daha geniş açıklama için bkz. Azizjon Hikmatov, B. No: 2015/18582,
31/3/2017). Geri gönderilen ülkede kötü muamele iddiasının bulunduğu durumlarda
belirtilen ilkelerin suçlu iade işlemleri sürecinde ceza mahkemeleri tarafından
da dikkate alınması gerektiği hususu tartışmasızdır.
26. Dolayısıyla idare/ceza mahkemelerinin ekli listede yer
verilen başvurucular tarafından açılan iptal/iade davalarında menşe ülkelerinde
var olduğunu iddia ettikleri risklere ilişkin araştırma ve değerlendirme
yapmadan, bu hususta kararı tesis eden ilgili kurumdan izahat almadan karar
verdikleri anlaşılmaktadır.
27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence
altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İddialar Yönünden
28. Ekli listenin J sütununda isimlerine yer verilen
başvurucular; hukuka aykırı (keyfî) olarak idari gözetim altında tutulmaları
nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının, insan haysiyetine aykırı
koşullarda geri gönderme merkezlerinde tutulmaları nedeniyle de kötü muamele
yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve bu konularda şikâyetlerini ileri
sürebilecekleri etkili bir başvuru mekanizması bulunmadığını ifade etmişlerdir.
29. Anayasa Mahkemesi, B.T. başvurusunda
idari gözetim altında tutulma yerlerinin yönetim, denetim ve işletilmesinin
İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen bir kamu hizmeti olduğunu, 6/1/1982
tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesine göre idari
işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakkı doğrudan etkilenenlerin idari yargıda
tam yargı davası açılabileceğini, teorik düzeyde mevcudiyeti tespit edilen bu
yolun -sırf bilgi eksikliği nedeniyle- fiiliyatta hiç işletilmemesinin etkisiz
olduğu biçiminde yorumlanamayacağını belirtmiş ve yabancının salıverilmesi
hâlinde etkili hukuk mekanizmasının tam yargı davası olduğunu ifade etmiştir (B.T., §§ 45-58).
30. Anayasa Mahkemesi aynı başvuruda, idari gözetimi sona
erdirilen başvurucuların hukuka aykırı olarak idari bir kararla
özgürlüklerinden yoksun bırakılmaları nedeniyle uğradıklarını öne sürdükleri
maddi ve manevi zararlarının karşılanması bakımından başarı şansı sunma,
yeterli giderim sağlama kapasitesini haiz ve ulaşılabilir olduğu görülen tam yargı davası yolu tüketilmeden yapılan
başvuruların incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmadığı sonucuna varmıştır (B.T., § 73; A.A., B. No: 2014/18827, 20/12/2017, § 37).
31. Ekli listenin J sütununda isimlerine yer verilen
başvurucuların geri gönderme merkezlerinde tutulmaları nedeniyle kötü muamele
yasağının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiaları
bakımından yukarıda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir husus
bulunmamaktadır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvuruların bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
33. Bununla birlikte bu aşamada oluşan durum nedeniyle mevcut
başvurular yönünden işbu kararın ardından açılması muhtemel idari davaların
süresine ilişkin olarak bir hususun açıklığa kavuşturulması zorunluluğu hasıl
olmuştur.
34. Öncelikle vurgulanmalıdır ki idari yargı yerlerinde açılacak
davaların süresine ilişkin koşulları incelemek ve idari davaların süresinde
açılıp açılmadığını değerlendirmek ilgili mahkemelerin takdirindedir. Öte
yandan inceleme konusu başvuruda olduğu gibi B.T.
kararındaki içtihat değişikliğinin Resmî Gazete'de
yayımlandığı 16/2/2018 tarihinden önce tam yargı davası yolu tüketilmeden,
doğrudan Anayasa Mahkemesine yapılan müracaatların başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez bulunmasını müteakip açılacak davalarda
dava açma süresinin derece mahkemelerince bu kişilerin mahkemeye erişim
haklarının ihlaline neden olmayacak biçimde değerlendirilmesi gerektiğine de
işaret edilmelidir (B.T., § 59).
D. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
35. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
36.
Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan
([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 57-60) kararında, Anayasa Mahkemesince
bir temel hakkın ihlal edildiği sonucuna varıldığında ihlalin ve sonuçlarının
nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda genel ilkelere yer
verilmiştir.
37. Başvurucular; ihlalin tespiti, yeniden yargılama ile maddi
ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuşlardır.
38. Somut olayda Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında
güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiği, ihlalin ilk derece
mahkemesi kararından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.
39. İhlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için geri
gönderilecek ülkede gerçek bir kötü muamele riskinin bulunup bulunmadığının
araştırılması ve değerlendirilmesi amacıyla yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunduğu anlaşıldığından kararın bir örneğinin mahkemesine
gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
40. Bununla birlikte 6458 sayılı Kanun’un 54. maddesinde 29/10/2016
tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 3/10/2016 tarihli ve 676
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname'nin 36. maddesi ile yapılan değişiklik (1/2/2018 tarihli ve
7070 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 31.
maddesi uyarınca aynen kabul edilmiştir.) sonrasında yabancının sınır dışı etme
kararına karşı dava açma süresi içinde veya yargılama sonuçlanıncaya kadar
sınır dışı edilemeyeceği hükmüne bazı istisnalar getirilmiştir.
41. Yeni durumda terör veya çıkar amaçlı suç örgütlerinin
yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar, kamu düzeni, kamu güvenliği veya
kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar, uluslararası kurum ve kuruluşlar
tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler
bakımından sınır dışı edilmelerine karar verildiğinde dava açma süresi içinde
veya yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı edilemeyeceklerine dair hüküm
uygulanmayacaktır.
42. Somut olayda, idare mahkemelerinde yapılacak yeniden
yargılamalar sırasında başvurucuların sınır dışı edilmelerinin önünde herhangi
bir engel bulunmamaktadır (Y.T. [TK],
B. No: 2016/22418, 1/11/2016). Başvurucuların geri gönderilecekleri ülkede
gerçek bir kötü muamele riski altında olup olmadıklarının araştırılacağı
süreçte sınır dışı edilmeleri hâlinde maddi veya manevi bütünlükleri bakımından
ciddi bir tehlike ortaya çıkabilecektir.
43. Bu durumda yeniden yargılama kararı verilmesinin ihlalin
sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca başvurucuların yeniden yargılama sonuçlanıncaya kadar sınır dışı
edilmemesine de karar verilmesi gerekir.
44. Yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi
zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 1.000 TL manevi tazminat
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
45. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucuların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zarar ile tespit edilen
ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucuların bu konuda herhangi bir
belge sunmamış olmaları nedeniyle maddi tazminat taleplerinin reddine karar
verilmesi gerekir.
46.2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin
başvuruculara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucuların kamuya açık belgelerde kimliklerinin gizli
tutulması taleplerinin KABULÜNE,
B. Adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
C. 1. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele
yasağının İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Kararın bir örneğinin kötü muamele yasağının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli
sütunun H bendinde isimlerine yer verilen mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
F. Yeniden yargılamalar sonuçlanıncaya kadar ekli listede
belirtilen başvurucuların SINIR DIŞI EDİLMEMELERİNE,
G. 1.000 TL manevi tazminatın ekli listede yer verilen
başvuruculara ayrı ayrı ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
H. 2.475 TL vekâlet ücretinin ekli listede yer verilen
BAŞVURUCULARA AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
İ. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
J. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel
Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
K. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
17/4/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.