logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Mehmet Toparslan [2.B.], B. No: 2015/19393, 23/1/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MEHMET TOPARSLAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/19393)

 

Karar Tarihi: 23/1/2019

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Volkan ÇAKMAK

Başvurucu

:

Mehmet TOPARSLAN

Vekili

:

Av. Cihan KOÇ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemine karşı açılan davada yeterli delil temin edilmeden ve gerekçe belirtilmeden karar verilmesi ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bağımsız ve tarafsız olmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/12/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

A. Başvuru Tarihinden Önceki Süreç

6. Başvurucu, 1998 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde astsubay olarak görev yapmaya başlamıştır.

7. Başvurucu 1999 ile 2010 yılları arasında otuz altı kez disiplin cezası ile cezalandırılmıştır.

8. Başvurucu hakkında amire hakaret suçu isnadıyla 2011 yılında kamu davası açılmış ise de Hava Eğitim Komutanlığı Disiplin Mahkemesinin 5/6/2012 tarihli kararıyla davanın zamanaşımı nedeniyle düştüğüne hükmedilmiştir. Ayrıca 2011 yılı içinde başvurucu hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçu isnadıyla kamu davası açılmıştır.

9. Başvurucu hakkında 28/1/2014 tarihinde sıralı sicil amirleri tarafından TSK bünyesinde kalmasının uygun olmadığı yönünde sicil düzenlenmiştir.

10. Bu sicil düzenlemesi üzerine TSK'dan ayırma işlemi yapılmasının uygun olduğu yönündeki teklif onaya sunulmuştur. Hava Kuvvetleri Komutanı tarafından 26/3/2014 tarihinde onaylanan bu teklif Genelkurmay Başkanlığının uygun bulması üzerine Millî Savunma Bakanlığının 1/4/2014 tarihli işlemi ile kesinleşmiştir.

11. Bu sürecin ardından 18/4/2014 tarihinde başvurucunun TSK ile ilişiği kesilmiştir.

12. Başvurucu, ilişik kesme işleminin iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) iptal davası açmıştır.

13. AYİM Birinci Dairesi (Mahkeme) 2/6/2015 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir.

14. Ret gerekçesinde öncelikle 28/12/1998 tarihli ve 23567 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Astsubay Sicil Yönetmeliği uyarınca işlemin yetki ve şekil unsurları yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek kamu hizmetinin iyi bir şekilde sunulabilmesi için gerekli tedbirleri alma ve verim alınamayacak olan personeli ayırma hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, ancak bu yetkinin kamu yararına uygun kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Başvurucunun sicil ortalamasının iyi seviyede olduğu ve toplam on iki adet takdir ve taltif belgesinin bulunduğu belirtilen gerekçede başvurucunun hakkında farklı sicil yıllarında farklı amirleri tarafından menfi kanaat bildirildiği ve yıllar içinde toplam otuz altı disiplin cezası aldığı, ayrıca hakkında iki farklı ceza davası açıldığı ifade edilmiştir. Kararda, bu silsile dikkate alınarak başvurucunun disiplin bozucu hareketlerini ikaz ve cezalara rağmen düzeltemediği, hizmetin gerektirdiği hâl ve tavrı sergileyemediği kanaatine varılmıştır.Sonuç olarak kamu hizmetinde bulunmasının kamu yararına uygun düşmediği ifade edilen başvurucu hakkında tesis edilen işlemin takdir yetkisinin objektif ölçülerine, hizmet gereklerine uygun olduğu belirtilerek ret gerekçesi oluşturulmuştur.

15. Ret hükmüne yönelik karar düzeltme istemi Mahkemenin 27/10/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

16. Başvurucu, karar düzeltme isteminin reddine dair kararı 18/11/2015 tarihinde tebellüğ ettikten sonra 17/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Başvuru Tarihinden Sonraki Süreç

17. Başvurucu hakkında emre itaatsizlikte ısrar suçu isnadıyla açılan ceza davasında, Hava Eğitim Komutanlığı Askerî Mahkemesi 24/2/2016 tarihli kararıyla, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle başvurucunun beraatine hükmetmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. Astsubay Sicil Yönetmeliği'nin işlem tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan "Disiplinsizlik ve ahlaki durumları nedeniyle ayırma usulleri" kenar başlıklı 60. maddesi şöyledir:

"Aşağıdaki sebeplerden biri ile disiplinsizlik veya ahlaki durumları gereği Silahlı Kuvvetlerde kalmaları, son rütbelerine ait bir veya birkaç belge ile anlaşılıp uygun görülmeyen astsubaylar hakkında, hizmet sürelerine bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılır:

a) Disiplin bozucu hareketlerde bulunması, ikaz veya cezalara rağmen ıslah olmaması,

b)Hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyememesi,

c) Aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara veya borçlanmaya düşkün olması,

d) Silahlı Kuvvetlerin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması,

e) Tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanlar. "

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 23/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu; yargılama sürecinde soyut, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğunu ve karar düzeltme aşamasında iddiaları karşılamaktan uzak şablon ifadelerle talebinin reddedildiğini belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

21.Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak açıkça gerekçeli karar hakkından söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine "...adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).

22. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu, § 76).

23. Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamakta; tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddiaların kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli görülmektedir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

24.Mahkemelerin anılan yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde cevap verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak derece mahkemeleri, kendilerine sunulan tüm iddialara cevap vermek zorunda değilseler de (Yasemin Ekşi, B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 56) davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır.

25.Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35).

26.Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).

27. Öte yandan temyiz merciinin yargılamayı yapan mahkemenin kararını uygun bulması hâlinde bunu ya aynı gerekçeyi kullanarak ya da bir atıfla kararına yansıtması yeterlidir. Burada önemli olan husus, temyiz merciinin bir şekilde temyizde dile getirilmiş ana unsurları incelediğini, derece mahkemesinin kararını inceleyerek onadığını ya da bozduğunu göstermesidir (Yasemin Ekşi, § 57).

28. Somut olayda mahkeme, işlemi şekil yönünden incelemesinin ardından başvurucunun meslek hayatına dair işleme esas olan olguları temel alarak değerlendirme yapmış ve sonuca ulaşmıştır. Bu bağlamda yapılan açık yargılama sonunda tarafların davanın sonucuna etkili olabilecek tüm iddia ve savunmaları tartışılarak verilen kararda hükme ulaşılması için yeterli gerekçe bulunduğu (bkz. § 14) görülmektedir. Ayrıca karar düzeltme aşamasında değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu belirtilmiştir. Bu hâle göre gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.

29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Bağımsız ve Tarafsız Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

30. Başvurucu, davanın AYİM'de görülmesinin kuruluşu ve yapısal sorunları nedeniyle adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme

31. Başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

32. Anayasa Mahkemesi tarafından bu konu daha önce incelenirken belirtildiği üzere AYİM’in oluşumu, statüsü ve görevleri Anayasa ve ilgili Kanun'da hüküm altına alınmıştır. AYİM’e atanan askerî hâkimlerin bağımsızlığının Anayasa ve ilgili Kanun hükümleri ile garanti altına alındığı, atanma ve çalışma usulleri yönünden askerî hâkimlerin bağımsızlıklarını zedeleyecek bir hususun olmadığı, kararlarından dolayı idareye hesap verme durumunda bulunmadıkları, disipline ilişkin konuların AYİM Yüksek Disiplin Kurulunca incelenip karara bağlandığı görülmektedir (Mesut Ordulu, B. No: 2015/2675, 13/9/2018, § 28).

33. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.

C. Diğer İhlal İddiaları

1. Başvurucunun İddiaları

34. Başvurucu; Mahkemenin disiplin sürecine dair tüm belgeleri idareden istemediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, hakkında açılan ceza davasından beraat ettiğini, işlemin ve ret hükmünün hukuka aykırı olduğunu belirterek silahların eşitliği ilkesi ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

2. Değerlendirme

35. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de mahkeme tarafından hükme esas alınan belgelerin tarafına sunulmadığı veya incelettirilmediği gibi bir iddiada bulunmamıştır. Başvurucu; Mahkeme tarafından disiplin cezalarına dair belgelerin idareden istenilmediğini, eksik inceleme yapıldığını belirtmektedir. Bu bağlamda başvurucunun iddiaları delillerin takdiri ve değerlendirilmesine ilişkin bulunduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

36. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

37. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 14) gerekçe ile 2/6/2015 tarihinde hüküm kurulmuştur.

38. Yargılama sürecinde ayırma işlemine esas alınan bileşenlerden olan ve kesinleşmiş bulunan disiplin safahatının olgusal olarak dikkate alındığı anlaşılmaktadır.Ayrıca Mahkemenin salt ceza davası üzerinden değil başvurucunun meslek hayatına dair bütünsel bir bakış ile hükme ulaştığı görülmektedir. Mahkeme bu değerlendirmesi ile başvurucunun meslekte kalmasının kamu yararına uygun düşmediği yönündeki idare işlemini hukuka uygun bulmuştur. Bu yorum ve değerlendirmeler, yukarıda anılan ilkeler (bkz. § 36) uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemeyecek niteliktedir.

39. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

40. Açıklanan gerekçelerle başvurunun kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 23/1/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Mehmet Toparslan [2.B.], B. No: 2015/19393, 23/1/2019, § …)
   
Başvuru Adı MEHMET TOPARSLAN
Başvuru No 2015/19393
Başvuru Tarihi 17/12/2015
Karar Tarihi 23/1/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemine karşı açılan davada yeterli delil temin edilmeden ve gerekçe belirtilmeden karar verilmesi ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bağımsız ve tarafsız olmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Gerekçeli karar hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Yönetmelik 28/12/1998 Astsubay Sicil Yönetmeliği 60
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi