TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET ALTIN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/19593)
|
|
Karar Tarihi: 10/1/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Zehra
GAYRETLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet ALTIN
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali
Yaşar ÖZKAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; ceza davasında delillerin eksik toplanması ve hatalı
değerlendirilmesi ile yargılamanın makul sürede tamamlanmaması nedenleriyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. 1944 doğumlu olan başvurucu, bireysel başvuru konusu
olayların gerçekleştiği tarihte özel bir tıp merkezinde uzman doktor olarak
görev yapmaktadır.
8. Başvurucunun 2/7/2011 tarihinde tıbbi işlem uyguladığı bir
hastanın taksirle yararlanmasına neden olduğu iddia edilmiştir.
9. (Kapatılan) Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının 28/2/2012
tarihli iddianamesi ile başvurucu hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına
neden olma suçundan kamu davası açılmıştır.
10. İstanbul Anadolu 42. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen
yargılamanın 16/10/2012 tarihli celsesinde başvurucu, hükmün açıklanmasının
geri bırakılması kurumunun tatbik edilmesi yönünde talepte bulunmuştur.
11. Mahkemenin 6/10/2015 tarihli kararı ile başvurucunun atılı
suçtan 3.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiş ve hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
12. Başvurucunun itirazı İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin
2/11/2015 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
13. Başvurucu 17/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 10/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi;
yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç
veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018
tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Adalet
Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığına (Tazminat Komisyonu)
başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı
sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden
inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır (Ferat Yüksel, § 26).
17. Anılan kararda özetle Tazminat Komisyonuna başvuru yolunun
kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması
nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına
makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat
ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi
olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına
sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa
Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı
şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat
Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin
bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak
başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı
vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
18. Mevcut başvuruda, söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren
bir durum bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
1. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu; somut olayda atılı suçun unsurları oluşmadığı
hâlde suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı bir kararla mahkûmiyetine
hükmedildiğini, delillerin eksik toplandığını ve hatalı değerlendirildiğini,
savunma hakkının kısıtlandığını, dosyaya alınan bilirkişi raporları arasındaki
çelişkinin giderilmediğini ve yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığını
ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
21. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanığa yüklenen suça
ilişkin yargılama sonunda cezaya hükmedilmesi hâlinde hükmün açıklanmasının
belirli koşulların gerçekleşmesine bağlı olarak ertelenmesi anlamına
gelmektedir. Kanunda belirtilen koşulların gerçekleşmesine karşın sanığın kabul
etmemesi hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin (6)
numaralı fıkrasının son cümlesinde ifade edilmektedir. Bu kapsamda sanığın
yargılamanın hukuki kesinliği ifade eden bir hükümle sonuçlanmasını ya da
cezaya hükmedilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını tercih
etme imkânı bulunmaktadır (Ali Gürsoy,
B. No: 2012/833, 26/3/2013, § 19).
22. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yargılamayı
hükümle sonuçlandıran bir karar niteliğinde olmayıp ceza yargılamasını sona
erdiren düşme nedenlerinden biridir. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (10)
ve (11) numaralı fıkralarında belirtildiği üzere denetim süresi içinde kasten
bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere
uygun davranıldığı takdirde davanın düşmesine, denetim süresi içinde kasıtlı
bir suç işlenmesi veya öngörülen yükümlüklere aykırı davranılması hâlinde
hükmün açıklanmasına karar verilir (Ali
Gürsoy, § 21).
23. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (12) numaralı
fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun
yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte ancak denetim süresi
içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmesi hâlinde hükmün açıklanmasıyla veya bu
süre içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmemesi hâlinde düşme kararıyla yargılama
nihai olarak sona erdiğinde hüküm niteliği olan bu kararlara karşı kanun yoluna
başvurulabilir ve esasa ilişkin itirazlar bu aşamada ileri sürülebilir (Ali Gürsoy, § 22).
24. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasına
göre sanık kabul etmediği takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararı verilmez. Bu durumda ilk derece mahkemesince istinaf/temyiz kanun yolu
açık olarak karar verilebilecektir. Başka bir deyişle haklarında hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden sanıklar, verilen
kararın istinafta/temyizde yapılacak esas ve usul incelemesini talep etme
hakkından vazgeçmişlerdir. Somut olayda başvurucu, yargılama sonunda hakkında
hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine rıza göstermiştir
(bkz. § 10). Dolayısıyla başvurucu, söz konusu karar ile ortaya çıkan
menfaatlerden yararlanmayı tercih etmiştir (Adnan
Erkuş/Türkiye (k.k.), B. No: 61196/11,
4/12/2012, § 22).
25. Somut olayda yargılamalar sonunda verilen kararların temel
hakları ihlal ettiği iddiası -somut başvurunun özelliği de nazara alındığında-
istinaf/temyiz incelemesinde de ileri sürülebilecek iddialardandır.
Başvurucunun kabulü üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
verildiği ve istinaf/temyiz yoluna başvurmayı mümkün kılan bir karar
verilmesinin tercih edilmediği anlaşılmaktadır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
10/1/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.