TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
H.K. VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/2738)
|
|
Karar Tarihi: 21/3/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Nuri NECİPOĞLU
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör
|
:
|
Şermin BİRTANE
|
Başvurucular
|
:
|
1. H.K.
|
|
|
2. Ahmet Metin KÖKENEK
|
|
|
3. İlker DİNÇER
|
Vekili
|
:
|
Av. Şahin POLAT
|
|
|
4. Burak CİĞEROĞLU
|
|
|
5. Erhan YILMAZ
|
|
|
6. Erkan AYDOĞDU
|
|
|
7. Gökhan ÖZCAN
|
|
|
8. Gökhan TORAMAN
|
|
|
9. Gökhan YAMAN
|
|
|
10. Melikşah DİZİBÜYÜK
|
|
|
11. Özgüç ŞAHİN
|
|
|
12. Şahin AKARSU
|
|
|
13. Ümit PEHLİVAN
|
|
|
14. Yusuf YONCA
|
Vekili
|
:
|
Av. Cavit ÇALIŞ
|
|
|
15. Davut YILDIZ
|
|
|
16. Erkan OÇAN
|
|
|
17. Eyüp KURU
|
|
|
18. Gökhan KÜLEKÇİ
|
|
|
19. Göksel GÜL
|
|
|
20. Recep BÜYÜKCAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mustafa BOZKURT
|
|
|
21. Ercan SANDIKCI
|
|
|
22. Erkan ÜNLÜKÖK
|
|
|
23. Samet SOĞANDERELİ
|
Vekili
|
:
|
Av. Levent ÖZÇELİK
|
|
|
24. Engin AŞLAKCI
|
|
|
25. Önder ÇAYIR
|
Vekili
|
:
|
Av. Meral AKKUŞ
|
|
|
26. Bahadır ÇINAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Savaş BAYTOK
|
|
|
27. Burçin AVCI
|
Vekili
|
:
|
Av. Aykanat KAÇMAZ
|
|
|
28. Doğan ŞAHİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Volkan KUL
|
|
|
29. Gökkadir ACARBAŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Özlen EREZ
|
|
|
30. Halil ÇÖMEN
|
Vekili
|
:
|
Av. Abdullah POLAT
|
|
|
31. Mehmet TAŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet YALÇIN
|
|
|
32. Osman AKSU
|
Vekili
|
:
|
Av. Yasin TEKAKÇA
|
|
|
33. Özden MERSİN
|
Vekili
|
:
|
Av. Ahmet BİLGİN
|
|
|
34. Ufuk DURAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Hakkı ÇELİK
|
|
|
35. Ulaş TUTAN
|
Vekili
|
:
|
Av. İlter AKSOYLU
|
|
|
36. Yasin ERCAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Samet Can OLGAÇ
|
|
|
37. Ali Murat YILMAZ
|
|
|
38. Altan ÜLKER
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvurular, ahlaki durum gerekçe gösterilerek Türk
Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ayırma, sözleşmenin yenilenmemesi, personel
güvenlik incelemesi (PERGİN) ve yurt dışı görevine son verme işlemleri tesis
edilmesi nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Ekli listede sıralanan başvurulara ait dilekçe ve
eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde belirlenen eksiklikler
tamamlatılmış ve başvuruların Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Başvuru konularının aynı olması nedeniyle ekli
tablonun A sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının, aynı tablonun
(1) numaralı satırında yer alan 2015/2738numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Komisyonlarca kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölümler tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin birer örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurular iki grupta toplanabilir.
A. Birinci Grup
Başvurular
(B. No: 2015/2738, 2742, 6070, 6243, 6289, 6796,
6799, 8345, 8346, 8348, 10182, 10569, 10911, 11150, 11340, 11348, 11925, 12285,
13011, 13899, 14122, 14180, 14429, 14592, 14726, 15325, 18637, 18824; 2016/426,
9423)
9. Başvurucular, muvazzaf subay, astsubay statüsünde
görev yapmakta iken ahlak dışı davranışlarda bulunduklarına dair isimsiz bir
e-posta gönderilmesi üzerine haklarında idari tahkikat başlatılmıştır.
10. İstihbarata karşı koyma faaliyeti çerçevesinde Hava
Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı görevlileri tarafından
başvurucuların ifadesi alınmıştır. Söz konusu ifade metinlerinde başvurucuların
ifadelerine hangi kapsamda başvurulduğu hususu belirtilmemiştir. Anılan ifade
metinlerine göre başvuruculara, sanal ortamdaki herhangi bir sosyal paylaşım
sitesinde üyeliklerinin olup olmadığı, internet üzerinden veya yüz yüze
tanıştıkları kadınların kimler olduğu ve yaşadıkları cinsel birliktelikler
sorulmuştur. Başvurucular, sorulan soruları ayrıntılı olarak yanıtlamışlar ve
ifade tutanaklarını imzalamışlardır.
11. İdari tahkikat sonucunda TSK'nın itibarını sarsacak
şekilde ahlak dışı hareketlerde bulundukları belirtilerek başvurucular
hakkında;
-TSK'dan ayırma (B. No: 2015/6070, 6243, 6289, 6796,
6799, 8345, 8346, 8348, 10911, 11150, 11340, 11348, 13011, 13899, 14122, 14180,
14592, 14726, 15325, 16175, 18637, 18824, 2016/9423),
- Sözleşmenin feshi (B. No: 2015/10182, 11925),
- PERGİN işlemi ve yurt dışı görevine son verme (B. No:
2015/12285, 2016/426),
- PERGİN işlemi (B. No: 2015/2738, 2742) tesis edilmiştir.
B. İkinci Grup
Başvurular
(B. No: 2015/5782, 6242, 9085, 10397, 13313, 13649,
14121, 14429, 15042)
12. Başvurucular; TSK bünyesinde muvazzaf subay, astsubay
statüsünde görev yapmakta iken İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 2010 yılında
başlatılan ve kamuoyunda "kumpas soruşturması" adıyla bilinen
soruşturma üzerine açılan kamu davasında, zincirleme olarak kişisel verileri
kaydetme ve suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olma suçu isnadıyla sanık
olarak yargılanmışlardır.
13. Bu davada aralarında başvurucuların da bulunduğu tüm
sanıklar, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/2/2016 tarihli kararıyla isnat
edilen suçları işlemediklerinin sabit görüldüğü gerekçesiyle beraat
etmişlerdir. Anılan karar Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 21/10/2016 tarihli
kararıyla onanmıştır.
14. Başvurucular hakkında idari tahkikat süreci
başlatılmıştır. Yukarıda belirtilen kamu davası kapsamında düzenlenen
iddianame, iddianameye ekli dijital materyaller ve başvurucuların kişisel
bilgisayarlarından elde edilen cinsel hayatlarına dair bazı fotoğraf ve
videolar esas alınarak fotoğraf ve videolardaki başvurucuların davranışlarının
TSK'nın ahlak anlayışıyla uyuşmadığı belirtilmek suretiyle başvurucular
hakkında ahlaki durum gerekçe gösterilerek TSK'dan ayırma işlemi (B. No: 2015/6242,
9085, 10397, 13313,13649, 14121, 14429, 15042) tesis edilmiştir.
15. Bir başvurucu ise yukarıda belirtilen kamu davasının
soruşturma aşamasında mağdur sıfatıyla dinlenilmiştir. İdare tarafından söz
konusu davada yargılanan sanıkların tuttuğu ileri sürülen kayıtlarda
başvurucunun cinsel hayatına ilişkin ve TSK'nın ahlak anlayışıyla uyuşmayan
bazı iddiaların yer aldığı gerekçesiyle PERGİN işlemi (B. No: 2015/5782) tesis
edilmiştir .
C. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde Açılan Davalara
İlişkin Süreç
16. Başvurucular söz konusu işlemlere karşı Askeri Yüksek
İdare Mahkemesinde (AYİM) dava açmışlardır. Yapılan yargılamalar sonunda açılan
davalar reddedilerek kesinleşmiştir. AYİM'e göre başvuruculara isnat edilen
davranışlar, TSK'nın itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı davranış
kapsamındadır. Ayrıca AYİM, başvurucuların ifadelerinin usulsüz ve hukuka
aykırı şartlarda alındığı iddialarını da reddetmiştir.
17. Davaların reddine dair AYİM kararlarının tarih ve
sayılarına ilişkin bilgiler ekli tablonun (H) ve (I) sütunlarında
gösterilmiştir.
18. Yargılamaları sona erdiren nihai kararlar ekli
tablonun (F) sütununda belirtilen tarihlerde başvuruculara tebliğ edilmiştir.
19. Başvurucular, ekli tablonun (G) sütununda gösterilen
tarihlerde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ
HUKUK
20. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında TSK'da
görev yapan askerî personel hakkında ahlaki nedenlerle ayırma işlemi tesis
edilmesine dayanak oluşturan mevzuata ve benzer durumlara ilişkin uluslararası
hukuka yer vermiştir (G.G. [GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016, §§
23-30; Tevfik Türkmen [GK], B. No: 2013/9704, 3/3/2016, §§ 23-39; Yaşar
Türkmen, B. No: 2014/5418, 15/2/2017, §§ 20-33; Mehmet Çakır, B. No:
2014/5121, 16/2/2017, §§ 19-27).
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
21. Mahkemenin 21/3/2018 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru tarihlerine ve başvuru numaralarına ekli tabloda yer verilen
bireysel başvurular incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
1. Birinci Grupta Yeralan Başvurucuların İddiaları
22. Başvurucular; psikolojik baskı altında, hukuka aykırı
şekilde ve özel hayatın gizliliği ihlal edilerek sorgulandıklarını, idarenin
hukuk dışı yollarla ifadelerini aldığını ve beyanlarını çarpıtarak istihbarat
raporu düzenlediğini ileri sürmüşlerdir. Bunun yanı sıra özel hayatın gizliliği
ihlal edilerek alınan ifadelerin yasal delil kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla
hukuki işlemlere dayanak alınamayacağını ifade etmişlerdir. Başvurucular ayrıca
bir çokkez takdirname ile ödüllendirildiklerini, sicillerinin çok iyi derecede
olduğunu, özel hayatlarına ilişkin unsurların hiç bir şekilde görevlerine
yansımadığını belirtmişler ve Anayasa'nın 20. maddesinde yer alan özel hayatın
gizliliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
2. İkinci Grupta Yeralan Başvurucuların İddiaları
23. Başvurucular; kumpas olduğu kamuoyu tarafından
bilinen davada yargılanmış olmaları nedeniyle görevlerine son verildiğini, özel
hayatlarıyla ilgili olan ve görevleriyle hiçbir ilgisi olmayan iddialar
nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
24. Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ve aile
hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile
hayatının gizliliğine dokunulamaz."
1. Kabul
Edilebilirlik Yönünden
25. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul
edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı
anlaşılan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas
Yönünden
a. Genel İlkeler
26. Başvurular, kamu görevlisi olan başvurucuların özel
hayatlarına ilişkin unsurlar gerekçe gösterilerek mesleki birtakım tasarruflar
uygulanması nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
27. Başvuru konusu ile ilgili ilkeler daha önce Anayasa
Mahkemesi tarafından verilen çok sayıda kararla ortaya konulmuştur (G.G.
[GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016; Tevfik Türkmen [GK], B. No: 2013/9704,
3/3/2016; Haluk Öktem [GK], B. No: 2014/13433, 13/10/2016; E.G.
[GK], B. No: 2014/12428, 13/10/2016; Erhun Öksüz [GK], B. No:
2014/12777, 13/10/2016; Yaşar Türkmen, B. No: 2014/5418, 15/2/2017; Ata
Türkeri, B. No: 2013/6057, 16/12/2015; Alper Akdoğan, B. No:
2016/434, 10/5/2017; Mutlu Kaluç, B. No: 2015/19937, 10/5/2017; Mehmet
Çakır, B. No: 2014/5121, 16/2/2017; H.Ö. , B. No: 2014/11094,
16/2/2017; Çağlar Karataş, B. No: 2016/431, 16/2/2017; Aydın Polat,
B. No: 2016/430, 15/2/2017; Mustafa Güngüneş, B. No: 2014/11766,
15/2/2017; S.S., B. No: 2014/5727, 26/10/2016; İ.K., B. No:
2014/5427, 26/10/2017; O.G., B. No: 2015/3236, 20/9/2017; K.Ü.,
B. No: 2015/7181, 6/7/2017; Ö.E.B., B. No: 2014/20005, 26/10/2017; M.K.,
B. No: 2014/19584, 8/6/2017; H.Y.,B. No: 2014/19607,11/5/2017;F.
B.,B. No: 2015/20292,11/5/2017; M.B., B. No: 2016/443, 11/5/2017; S.T.,
B. No: 2016/550, 11/5/2017; A.Ü., B. No: 2014/17190, 19/4/2017; F.T.
[GK], B. No: 2014/6180, 13/10/2016; A.K, B. No: 2016/507, 11/5/2017; Semih
Kovancı, B. No: 2015/20050, 10/5/2017; M.K., B. No: 2014/9462,
15/2/2017; M.A.İ., B. No: 2014/20493, 15/2/2017).
28. Anılan kararlarda Anayasa Mahkemesi öncelikle cinsel
yaşama ilişkin hususlar gerekçe gösterilerek "disiplinsizlik ve ahlaki
durum" sebebiyle başvurucuların kamu görevlerine son verilmesi veya diğer
yaptırımlara maruz kalmalarının özel hayatın gizliliği hakkına bir müdahale
oluşturduğunu kabul etmiştir (Ata Türkeri, § 34; G.G., § 43).
29. Anılan müdahalenin ihlal oluşturmaması için
Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen "kanunlar tarafından
öngörülme", "Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere
dayanma", "demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük
ilkesine aykırı olmama" ölçütlerine uygun olması gerekir.
30. Başvurulara konu işlemlere dayanak teşkil eden
mevzuat hükümleri dikkate alındığında müdahalenin kanunlar tarafından öngörülme
ölçütüne uygun olduğu (Ata Türkeri, § 39; G.G., §§ 48-50), askerî
disiplinin ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesinin sağlanması, bu
itibarla millî güvenliğin korunması şeklinde meşru amaç taşıdığı (Ata
Türkeri, §§ 40-41; G.G., §§ 51-53; Yaşar Türkmen, §§ 50-58)
anlaşılmaktadır.
31. Anayasa Mahkemesi konuyla ilgili daha önceki
kararlarında, somut başvurularla benzer idari süreçler izlenerek askerî
personelin cinsel yaşamına ilişkin hususlar gerekçe gösterilerek özel hayatın
gizliliğine yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, dolayısıyla özel hayatın gizliliği hakkının
ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Mahkeme, önceki kararlarında bu
sonuca varırken aşağıdaki gerekçelere dayanmıştır.
32. Anayasa Mahkemesi ilk olarak başvurucuların
ifadelerinin alınması sürecini değerlendirmiştir. Anayasa Mahkemesi,
başvuruculara yöneltilen iddiaların görevin ifasıyla değil mahremiyet alanında
gerçekleşen özel yaşam eylemleri ile ilgili olduğu tespitinde bulunmuştur (Yaşar
Türkmen, § 71; M.A.İ., § 62; Mustafa Güngüneş, § 63).
33. Mahkemeye göre istihbarat görevlileri tarafından
alınan ifadelere ait tutanaklarda disiplin soruşturması için ifade alındığı
belirtilmemiş ve başvurucuların ne ile suçlandığı bildirilmemiştir.
Başvuruculara sorulan sorular, kişilerin tüm özel yaşamlarını kapsayacak
şekilde geniş, kapsamı, sınırları ve amacı belli olmayan niteliktedir. Tüm bu
hususlar nedeniyle idarenin söz konusu ifade sürecinde başvuruculara savunma
hakkı tanıdığını ve özgür iradeye dayalı konuşma koşullarının sağlandığını
kanıtlayamadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla özel hayata ilişkin hususlar sebep
gösterilerek kamu görevine son verilmesi sürecinde başvurucuların özel hayatın
gizliliği hakkı kapsamında usule ilişkin güvencelerden yararlandırılmadığı
sonucuna ulaşılmıştır (Yaşar Türkmen, § 69; M.A.İ., § 61; Mustafa
Güngüneş, § 62).
34. İkinci olarak Anayasa Mahkemesi müdahalenin demokratik
toplumda gerekli olup olmadığını, idare ve derece mahkemesi kararlarının
gerekçeleri çerçevesinde incelemiştir.
35. Anayasa Mahkemesi davaların reddine dair AYİM
kararlarında, isnat edilen ve tümüyle başvurucuların özel yaşamına ilişkin olan
eylemlerin, mesleki hayatları üzerindeki etkilerine dair yeterli ve ikna edici
gerekçelerin belirtilmediğini ve TSK’nın işleyişi üzerindeki etkisi ve
risklerinin de açıklanmadığını vurgulamıştır. Kararlarda ayrıca başvurucuların,
soruşturma usulünün hukuka aykırı yöntemler içerdiğine yönelik iddialarına da
makul bir gerekçe ile yanıt verilmediği, ifadelerin alındığı koşulların detaylı
şekilde incelenmediği belirtilmiştir. Bu nedenlerle Anayasa Mahkemesi, AYİM
kararlarının özel hayatın gizliliği hakkına müdahaleyi haklı kılacak şekilde
konuyla ilgili ve yeterli gerekçe içermediği, bu nedenle müdahalenin demokratik
toplumda gerekli ve ölçülü olmadığı sonucuna varmıştır (Yaşar Türkmen, §
72; M.A.İ., §§ 62-63; Mustafa Güngüneş, §§ 63-64).
b. İlkelerin Somut Başvurulara Uygulanması
36. Somut başvurular Anayasa Mahkemesinin yukarıda
belirtilen kararlarında yer verilen ilkeler doğrultusunda incelendiğinde,
anılan değerlendirmelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirecek bir
durum bulunmamaktadır.
37. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 20.
maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği haklarının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İhlal
İddiaları
38. Başvurucular, yapısı ve bünyesindeki kurmay subaylar
nedeniyle AYİM’in bağımsız ve tarafsız olmadığından şikâyet ederek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
39. Başvurucuların özel hayatın gizliliği haklarının
ihlal edildiğine karar verildiğinden adil yargılanma hakkı kapsamındaki
şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
D. 6216 Sayılı
Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
40. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması
gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme
kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama
yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir
veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
41. Başvurucular; yeniden yargılama yapılmasına karar
verilmesi, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talebinde bulunmuşlardır.
42. Başvurularda Anayasa’nın 20. maddesinde güvence
altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
43. Özel hayatın gizliliği hakkının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki
yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere
ilgili yargı merciine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
44. Yeniden yargılama yapılması ile ihlalin sonuçlarının
ortadan kalkacağı değerlendirildiğinden başvurucuların tazminat talebi hakkında
ayrıca bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
45. Avukat Şahin Polat tarafından temsil edilen
başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Mustafa Bozkurt tarafından temsil edilen
başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Cavit Çalış tarafından temsil edilen başvuruculara
1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Levent Özçelik tarafından temsil edilen
başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Meral Akkuş tarafından temsil edilen başvuruculara
1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine,
Avukat Abdullah Polat tarafından temsil edilen
başvurucuya 1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Özlen Erez tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Yasin Tekakça tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Aykanat Açmaz tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Mehmet Yalçın tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Ahmet Bilgin tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Savaş Baytok tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Hakkı Çelik tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Volkan Kul tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat Samet Can Olgaç tarafından temsil edilen
başvurucuya 1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
Avukat İlter Aksoylu tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine,
46. Ekli tablonun (İ) sütununda yer alan harçların ayrı
ayrı başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Ekli tablonun (E) sütununda yer alan ve kamuya açık
belgelerde kimliklerinin gizli tutulması talebinde bulunan başvurucuların söz
konusu taleplerinin KABULÜNE,
B. Özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel
hayatın gizliliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin özel hayatın gizliliği hakkının
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak
üzere -Anayasa'nın 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun ile getirilen geçici
21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
kaldırılmış olduğundan anılan bendin (b) alt bendi gereğince- YETKİLİ İDARİ
YARGI MERCİİNE GÖNDERİLMESİNE (AYİM kararlarının tarih ve sayılarına ilişkin
bilgiler ekli tablonun (H) ve (I) sütunlarında gösterilmiştir.),
E. Avukat Şahin Polat tarafından temsil edilen
başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
Avukat Mustafa Bozkurt tarafından temsil edilen
başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
Avukat Cavit Çalış tarafından temsil edilen başvuruculara
1.980 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
Avukat Levent Özçelik tarafından temsil edilen
başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
Avukat Meral Akkuş tarafından temsil edilen başvuruculara
1.980 TL vekâlet ücretinin MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
Avukat Abdullah Polat tarafından temsil edilen
başvurucuya 1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Özlen Erez tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Yasin Tekakça tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Aykanat Açmaz tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Mehmet Yalçın tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Ahmet Bilgin tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Savaş Baytok tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Hakkı Çelik tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Volkan Kul tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat Samet Can Olgaç tarafından temsil edilen
başvurucuya 1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
Avukat İlter Aksoylu tarafından temsil edilen başvurucuya
1.980 TL vekâlet ücretinin ÖDENMESİNE,
F. Ekli tablonun (İ) sütununda yer alan harçların ayrı
ayrı BAŞVURUCULARA ÖDENMESİNE,
G. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına;
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına
GÖNDERİLMESİNE 21/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.