logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Süleyman Yom [1.B.], B. No: 2015/3429, 22/1/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SÜLEYMAN YOM BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/3429)

 

Karar Tarihi: 22/1/2019

R.G. Tarih ve Sayı: 12/2/2019-30684

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Mehmet Sadık YAMLI

Başvurucu

:

Süleyman YOM

Vekilleri

:

Av. Mehmet Ali KIRDÖK

 

 

Av. Meral HANBAYAT

 

 

Av. Ümit SİSLİGÜN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, terör olaylarından doğan maddi zararların eksik tazmin edilmesi, manevi zararların ise hiç tazmin edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının; buna ilişkin idari ve yargısal sürecin makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 24/2/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Birinci Bölüm Birinci Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, Tunceli'nin Ovacık ilçesi Bilgeç köyünde ikamet etmekte iken 1994 yılında meydana gelen terör olayları neticesinde köyünün boşaltılmasıyla yerleşim yerinden göç etmek zorunda kaldığını iddia etmiş; 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında zararlarının karşılanması talebiyle 3/5/2006 tarihinde Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonuna (Komisyon) başvurmuştur. Komisyon başvurucuya 13.782,65 TL ödenmesine karar vermiştir.

7. Başvurucu söz konusu tutarı kabul etmemiş ve vekili aracılığıyla uyuşmazlık tutanağını imzalayarak Komisyon kararının iptali istemiyle dava açmıştır. Elazığ İdare Mahkemesi 30/11/2012 tarihli kararıyla özetle Komisyon kararının eksik incelemeye dayalı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir. Kararda 5233 sayılı Kanun'a göre manevi tazminata hükmedilemeyeceği de belirtilmiştir.

8. Başvurucu, iptal kararını temyiz etmiştir. Temyiz dilekçesinde özellikle mahkemenin hayvan zararları ve birim fiyatlara ilişkin değerlendirmeleri ile manevi tazminata ilişkin değerlendirmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Karar, Danıştay Onbeşinci Dairesi tarafından onanmış; karar düzeltme istemi aynı Dairenin 4/12/2014 tarihli kararıyla reddedilerek karar kesinleşmiştir.

9. Nihai karar 30/1/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 24/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. İptal kararı üzerine anılan Komisyon tarafından yeniden yapılan inceme ve değerlendirme sonucu 6/6/2013 tarihli kararla başvurucuya 45.195,20 TL ödenmesine karar verilmiştir.

11. Başvurucu bu tutarı kabul etmiş ve vekili aracılığıyla 27/9/2013 tarihinde sulhname imzalamıştır. Anılan tutar başvurucunun vekilinin hesabına yatırılmıştır.

12. Diğer taraftan başvurucu 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun uyarınca kurulan Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonuna (Tazminat Komisyonu) 21/2/2014 tarihinde başvurarak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş ve tazminat ödenmesini istemiştir.

13. Tazminat Komisyonu tarafından 15/12/2014 tarihli kararla başvurucunun Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonuna başvurduğu tarihte başlayan ve karar tarihi olan 15/12/2014 tarihi itibarıyla henüz devam ettiği anlaşılan 8 yıl 8 aylık süre için 4.100 TL tazminatın başvurucuya ödenmesine karar verilmiştir.

14. Başvurucu 4.100 TL tazminatı yetersiz bularak vekâlet ücreti ile başvuru masrafları hakkında karar verilmediği iddialarıyla 11/2/2015 tarihli dilekçesiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesine itiraz etmiştir. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. Kurulu tarafından anılan karar hukuka uygun bulunarak 12/3/2015 tarihinde itiraz reddedilmiştir.

15. Kararın kesinleşmesinin ardından 4.100 TL tazminatın 8/7/2015 tarihinde başvurucu vekilinin hesabına yatırılarak ödendiği anlaşılmıştır.

16. Başvuru formunda ve 8/1/2019 tarihine kadarki süreçte, Tazminat Komisyonuna makul süre şikâyetiyle yapılan başvurudan, bu başvurunun sonucundan ve lehe takdir edilen tazminattan herhangi bir şekilde bahsedilmemiş; bilgi verilmemiştir. Daha sonra başvurucu vekili tarafından Anayasa Mahkemesine verilen 8/1/2019 tarihli dilekçede, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmesi nedeniyle Tazminat Komisyonu tarafından 15/12/2014 tarihli kararla tazminat ödenmesine karar verildiği ve bilahare kararın infaz edildiği belirtilerek makul süreye ilişkin şikâyetten vazgeçildiği bildirilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi şöyledir:

"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebilir."

18.Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi şöyledir:

“Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.”

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 22/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı başvuru üzerine verilen tazminatın gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğunu, özellikle hayvan zararları ve birim fiyatlara ilişkin değerlendirmelerin gerçekçi olmadığını, manevi zararının da tazmin edilmediğini, buna karşı açtığı davadan da yeterli sonuç alamadığını belirterek mülkiyet hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu ayrıca Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonunda ve ardından derece mahkemelerinde geçen sürenin çok uzun olduğunu belirterek makul sürede yargılanma hakkının da ihlal edildiğini iddia etmiştir.

B. Değerlendirme

21. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ile İçtüzük'ün 83. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri dışında ilgilinin 2.000 TL'den fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.

22. İlgili düzenlemeler vasıtasıyla genel hukuk teorisinde bir kamu düzeni kuralı olarak ele alınan ve genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında, başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).

23.Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 32; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016, § 50).

24. Somut olayda başvurucunun başvuruya konu aynı yargılama nedeniyle 6384 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan Tazminat Komisyonuna başvuruda bulunarak uzun yargılama nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu ve uygun görülen tazminatın 8/7/2015 tarihinde ödendiği saptanmıştır(bkz. §§ 12-15).

25. Buna göre başvuru formu ve eklerinde aynı maddi vakıalar ve ihlal iddiasına dayalı olarak Tazminat Komisyonuna yapılan müracaat ile bu müracaatın sonucuyla ilgili herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, bu açıdan başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi nedeniyle başvurucu tarafından ileri sürülen iddianın yanıltıcı beyan niteliğinde olduğu anlaşılmış; başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

26. Diğer taraftan başvurucu 8/1/2019 tarihli dilekçesiyle makul süreye ilişkin şikâyetinden vazgeçtiğini belirtmiştir. Başvurucunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla ilgili olarak Tazminat Komisyonuna başvurmasının ve bu Komisyonca başvurucu lehine 4.100 TL tazminata hükmedilmesinin bireysel başvurunun yapıldığı tarihten önce gerçekleşen olgular olduğu vurgulanmalıdır. Dolayısıyla başvurucunun bu olguları bildirme yükümlülüğü ilk bireysel başvurunun yapıldığı tarih itibarıyla mevcuttur. Başvurucunun makul süreye ilişkin şikâyetinden feragat etmesi, sözü edilen olguları zamanında Anayasa Mahkemesine bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği gerçeğini değiştirmemektedir. Bu nedenle başvurucunun feragat dilekçesinin varılan sonuç üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır.

27. Başvurucu aleyhine başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 500 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

B. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 500 TL disiplin para cezasının başvurucudan TAHSİLİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 22/1/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Süleyman Yom [1.B.], B. No: 2015/3429, 22/1/2019, § …)
   
Başvuru Adı SÜLEYMAN YOM
Başvuru No 2015/3429
Başvuru Tarihi 24/2/2015
Karar Tarihi 22/1/2019
Resmi Gazete Tarihi 12/2/2019 - 30684

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, terör olaylarından doğan maddi zararların eksik tazmin edilmesi, manevi zararların ise hiç tazmin edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının; buna ilişkin idari ve yargısal sürecin makul sürede sonuçlandırılmaması nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir I

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) Başvurunun Reddi
Başvurunun Reddi
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvurunun Reddi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6216 Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun 51
Tüzük 12/7/2012 Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü 83
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi