TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
D. M. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/4176)
Karar Tarihi: 30/9/2015
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Alparslan ALTAN
Üyeler
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör
Recep ÜNAL
Başvurucu
D. M.
Vekili
Av. Ferdi AMCA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, sınır dışı etme işlemi ve bu işleme karşı başvurulan yargısal süreçler kapsamında verilen kararlar nedeniyle Anayasa’nın 17., 19., 20. ve 36. maddelerinin ihlal edildiği iddiaları hakkındadır.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 6/3/2015 tarihinde Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla tedbir talepli olarak yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun, Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Başvurucunun tedbir talebi; İkinci Bölümün 17/3/2015 tarihli kararı ile başvurucunun, yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik bir tehlike olduğu iddiasının ciddi bulunması nedeniyle ve uluslararası nitelikteki “non-refoulment” (geri göndermeme) ilkesinin işlerliğinin sağlanması amacıyla 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi gereğince oyçokluğuyla kabul edilmiştir. Aynı kararla Anayasa Mahkemesince yeniden bir karar verilinceye kadar başvurucunun menşe ülkesi olan Rusya Federasyonu’na sınır dışı edilmesine ilişkin işlemin fiilen uygulanmamasına hükmedilmiştir.
4. Başvurunun incelemesine devam edilirken İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Yabancılar Dairesi Başkanlığının 14/4/2015 tarihli yazısıyla başvurucunun 12/3/2015 tarihinde İstanbul’dan Rusya Federasyonu’na kendi isteği ile çıkış yaptığı bildirilmiştir. Bu yazı, İçtüzük’ün 70. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince tebliğden itibaren 15 gün içinde görüşlerini sunması için başvurucu vekiline 8/9/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu vekili, anılan yazıya karşı beyanlarını süresi içinde sunmuştur.
5. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca adli yardım talebi karara bağlanmaksızın başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına 14/4/2015 tarihinde karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Dağıstan doğumlu, Rusya Federasyonu vatandaşı olan ve ülkesinde siyasi düşünceleri ve dinî inançlarından dolayı baskı altında olması nedeniyle 27/10/2013 tarihinde Türkiye’ye geldiğini ileri süren başvurucu, 12/11/2014 tarihinde Kapıkule Hudut Kapısı’ndan çıkış yapmak istediği esnada Türkiye’de yasal kalış süresini aştığının anlaşılması üzerine lehine ikamet tezkeresi sağlanmasını talep etmiştir. Başvurucunun talebi üzerine yapılan incelemede, hakkında alınmış 24/12/2013 tarihli “Haklarında İşlem Yapılan Yabancılar” ve 10/1/2014 tarihli “Genel Güvenlik-Yurda Giriş Yasağı” tahdit kararlarının bulunduğunun anlaşılması üzerine başvurucu, Edirne Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Geri Gönderme Merkezine sevk edilmiştir.
8. Edirne Valiliğinin 13/11/2014 tarihli ve 1767 sayılı işlemiyle başvurucunun, 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fırkasının (d) ve (h) bentleri uyarınca sınır dışı edilmesine, 57. maddesi uyarınca da idari gözetim altında bulundurulmasına karar verilmiştir.
9. Başvurucu, ülkesinde siyasi düşünceleri ve dinî inançları nedeniyle yaşam ve vücut bütünlüğünün tehlike altında olduğunu ileri sürerek 20/11/2014 tarihinde Edirne Valiliğine yaptığı başvuru ile uluslararası koruma talebinde bulunmuş ancak bu talebi, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 26/11/2014 tarihli işlemiyle reddedilmiştir. Ret işlemine karşı açılan davada yargılama süreci Ankara 1. İdare Mahkemesinin E.2014/2280 sayılı dosyasında devam etmektedir. Ayrıca başvurucunun, hakkındaki yurda giriş yasağı tahdit kararlarının kaldırılması istemiyle yaptığı idari başvurunun reddine ilişkin olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce tesis edilen 10/12/2014 tarihli işlemin iptali istemiyle açtığı davaya ilişkin yargılama süreci de Ankara 1. İdare Mahkemesinin E.2015/56 sayılı dosyasında devam etmektedir.
10. Başvurucunun, idari gözetim altında bulundurulmasına ilişkin karara karşı itirazı, Edirne Sulh Ceza Hâkimliğinin 9/12/2014 tarihli ve 2014/1811 Değişik İş sayılı kararında özetle idari gözetim altında tutulma kararına temel olan, başvurucunun kamu güvenliği açısından tehlike oluşturduğu iddiasına ilişkin somut delil bulunmadığı ve Türkiye’den yasal yollarla çıkış hükümlerinin ihlal edilmediği gerekçeleriyle kabul edilmiş ve başvurucunun gözetim altında tutulmasına 10/12/2014 tarihinde son verilmiştir.
11. Başvurucunun sınır dışı edilmesiyle ilgili 13/11/2014 tarihli işleme karşı açtığı dava, Edirne İdare Mahkemesinin 17/12/2014 tarihli ve E.2014/1273, K.2014/1241 sayılı kararıyla Türkiye’de yasal kalış süresini aşan ve hakkında genel güvenlik nedeniyle alınmış yurda giriş yasağı tahdit kararı bulunan başvurucunun 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) ve (h) bentleri uyarınca sınır dışı edilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle aynı Kanun’un 53. maddesi uyarınca kesin olarak reddedilmiştir.
12. Anılan ret kararı başvurucuya 27/2/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 6/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
14. Başvurucu 12/3/2015 tarihinde kendi isteğiyle yurt dışına çıkış yapmıştır.
B. İlgili Hukuk
15. 6458 sayılı Kanun’un “Sınır dışı etme kararı alınacaklar” kenar başlıklı 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“(1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:
…
d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar
h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler
…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 30/9/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 6/3/2015 tarihli ve 2015/4176 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, sınır dışı edilme işleminin tesisinde hukuka aykırı uygulamalarda bulunulduğunu ve işlemin hukuki değerlendirmesinin yapıldığı yargılama sürecinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, Rusya Federasyonu Dağıstan Cumhuriyeti’nde çatışmaların ve terör olaylarının devam ettiğini, faili meçhul cinayetlerin, kaçırılmaların ve işkence vakalarının yaşandığını, Rus güvenlik güçlerinin insan haklarını ihlal eden uygulamalar yaptığını, dinî inanışları nedeniyle baskı gördüklerini, sınır dışı işleminin uygulanması hâlinde kendisi ve çocuğu için yaşam ve vücut bütünlüğü yönünden geri döndürülemez ihlallerin yaşanacağını ileri sürerek Anayasa’nın 17., 19., 20. ve 36. maddelerinde düzenlenen hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, adli yardım ve maddi-manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Adli Yardım Talebi Yönünden
18. Somut olayda iki yaşındaki çocuğu ile birlikte zorunlu nedenlerle eşinden ayrı yaşayan ve Türkiye’de çalışma izni bulunmayan başvurucunun, sosyal güvenlik kapsamında bir geliri, adına kayıtlı taşıtı veya taşınmaz malı olmadığı, geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu sunduğu bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında adli yardım talebinin değerlendirilmesine ilişkin olarak belirlediği ilkeler doğrultusunda başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulü gerekir.
2. Sınır Dışı Etme İşlemine İlişkin İddialar Yönünden
19. Başvurucunun tüm ihlal iddiaları münhasıran hakkında tesis edilen sınır dışı edilme işlemine dayanmaktadır.
20. Başvurucunun anılan sınır dışı edilme işlemine ilişkin tedbir talebi, İkinci Bölümün 17/3/2015 tarihli kararı ile kabul edilmiş ve Anayasa Mahkemesince yeniden bir karar verilinceye kadar sınır dışı edilme işlemin fiilen uygulanmamasına karar verilmiştir (bkz. § 3).
21. Hakkında herhangi bir sınır dışı etme işlemi uygulanmayan başvurucunun, 12/3/2015 tarihinde yurt dışına kendi isteğiyle çıkış yaptığı, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Yabancılar Dairesi Başkanlığının 14/4/2015 tarihli yazısından anlaşılmıştır.
22. Başvurucu vekili, anılan yazıya karşı sunduğu beyan dilekçesinde, başvurucunun yurt dışına çıkış yaptığının doğru olduğunu ancak çıkış yaptığı ülke konusunda ilgili idarenin yanlış bilgi vermiş olabileceğini, yakınlarından elde edilen bilgiler neticesinde başvurucunun, Rusya Federasyonu’na değil, Ukrayna’ya giriş yaptığını, buna ilişkin olarak uçuş bilgilerine dair herhangi bir belge ve başvurucunun yakınlarının beyanları dışında somut delil bulunmadığını, yurt dışı çıkış bilgisine ilgili idarenin “yolcu kayıtları sorgulama ekranı”ndan ulaşmış olabileceğini ancak buradaki ülke bilgisinin giriş yapılan ülkeyi değil de ilgili kişinin vatandaşlık durumunu gösterdiğini, ilgili idarenin bu nedenle hatalı bilgi vermiş olabileceğini, başvuru kapsamındaki şikâyet ve taleplerinin devam ettiğini bildirmiştir.
23. İçtüzük’ün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.
24. Kişinin öldürüleceği veya işkence ya da kötü muameleye tabi tutulacağına dair risk bulunan bir ülkeye sınır dışı edilmesine veya geri verilmesine karar verilmiş olan durumlarda, bu kapsamdaki ihlal iddialarının incelenebilmesi için sınır dışı işleminin uygulanmış olması veya henüz uygulanmamış olmakla birlikte uygulanma riskinin devam ediyor olması gerekir.
25. Somut olayda başvurucunun, yurt dışına kendi isteğiyle çıkış yapmış olması göz önünde bulundurulduğunda başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı anlaşıldığından İçtüzük’ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olması ve talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması nedeniyle adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
C. Başvurunun, incelemenin sürdürülmesini haklı kılan bir sebep kalmamış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,
D. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, başvurucunun yargılama giderini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA
30/9/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.