TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ALİ MÜKAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/4368)
|
|
Karar Tarihi: 19/11/2019
|
R.G. Tarih ve Sayı: 24/12/2019-30988
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Denizhan HOROZGİL
|
Başvurucular
|
:
|
1. Ali MÜKAN
|
|
:
|
2. Hasan Doğan KILIÇ
|
|
:
|
3. İbrahim YOLCU
|
|
:
|
4. Mustafa AYTAÇ
|
|
:
|
5. Yıldız SÖNMEZ
|
|
:
|
6. Zafer GÜVEN
|
Vekili
|
:
|
Av. Özgür Ulaş KAPLAN
|
Başvurucu
|
:
|
7. Uğur YEŞİLTEPE
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Özgür Ulaş KAPLAN
|
|
|
Av. Özgür TAŞ
|
|
|
Av. Hasan ÖZCAN
|
|
|
Av. Enver Erdal ŞİMŞEK
|
|
|
Av. Özden Eren BAŞKAVAK GÜN
|
|
|
Av. Serdal
ÖZMEN
|
|
|
Av. Fatma KALSEN
|
|
|
Av. Cem Sayel
TOPRAK
|
|
|
Av. Cihan SÖYLEMEZ
|
|
|
Av. Kenan ÇETİN
|
|
|
Av. Asuman GEYİK GÜNAYDIN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan
bazı eylemlerinin terör örgütü üyeliği suçundan mahkûmiyet hükmünde delil
olarak kullanılmasının başvurucuların ifade ve örgütlenme özgürlüklerini ihlal
ettiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 6/2/2015, 18/2/2015 ve 2/3/2015 tarihlerinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. 2015/2284 ve 2015/2962 numaralı bireysel başvuru dosyalarının
konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2015/4328 numaralı bireysel başvuru dosyası
ile birleştirilmesine, incelemenin 2015/4328 numaralı dosya üzerinden
yürütülmesine ve diğer başvuru dosyalarının kapatılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucular Zafer Güven, Uğur Yeşiltepe, Ali Mükan, Hasan Doğan Kılıç, İbrahim Yolcu, Mustafa Aytaç ve
Yıldız Sönmez (Ataş) sırasıyla 1988, 1985, 1976, 1984, 1986, 1965 ve 1989
doğumlu olup olayların meydana geldiği tarihte Tunceli'de ikamet etmekte ve
Tunceli'de bulunan Demokratik Haklar Derneğinin (DHD) faaliyetlerine
katılmaktadırlar.
8. Başvurucular, Maoist Komünist
Partisi/Halk Kurtuluş Ordusu (MKP/HKO) terör örgütüne üye oldukları
gerekçesiyle 13/11/2012 tarihinde gözaltına alınmışlardır. Cumhuriyet savcısı
4/2/2013 tarihli iddianamesi ile başvurucular Zafer Güven ve Yıldız Sönmez'in
terör örgütüne üye olma, terör örgütünün propagandasını yapma ve 6/10/1983
tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet
suçundan; başvurucular Uğur Yeşiltepe, Ali Mükan,
Hasan Doğan Kılıç, İbrahim Yolcu ve Mustafa Aytaç'ın ise terör örgütüne üye
olma suçundan cezalandırılmasını talep etmiştir.
9. (Kapatılan) Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme)
26/6/2013 tarihinde başvurucular Zafer Güven, Uğur Yeşiltepe, Ali Mükan, Hasan Doğan Kılıç, İbrahim Yolcu, Mustafa Aytaç ve
Yıldız Sönmez'in terör örgütüne üye olma suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile
mahkûmiyetlerine hükmetmiştir. Mahkeme, başvurucu Zafer Güven'in terör
örgütünün propagandasını yapma şeklinde gerçekleştirdiği 1/5/2012 tarihli
eyleminden 10 ay, 2911 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan ise 5 ay hapis cezası
ile cezalandırılmasına; terör örgütünün propagandasını yapma şeklinde
gerçekleştirdiği 31/12/2011 tarihli eylemiyle ilgili olarak ise kovuşturmanın
ertelenmesine karar vermiştir. Mahkeme, başvurucu Yıldız Sönmez'in üzerine
atılı terör örgütünün propagandasını yapma ve 2911 sayılı Kanun'a muhalefet
suçlarından ise beraatine hükmetmiştir.
10. Mahkeme, gerekçeli kararına iddianame ve sanık savunmalarını
özetleyerek başlamıştır. Daha sonra MKP/HKO terör örgütünün oluşumunu,
gelişimini, yapısını ve kurulduğu tarihten itibaren gerçekleştirdiği terör
eylemlerini, örgütün alt yapılanmalarını, bunların terör örgütü ile
irtibatlarını detaylı biçimde açıklamıştır. Bu alt yapılanmalardan birinin de Demokratik Haklar Federasyonu (DHF)
olduğunu çeşitli ayrıntılarla vurgulayan Mahkeme, DHF'nin
Demokratik Haklar Derneklerini bir
federasyon çatısı altında toplamak ve böylelikle dernekler nezdinde yürütülen
çalışmaları koordine etmek amacıyla oluşturulduğunu belirtmiştir. Yine Mahkeme,
Demokratik Gençlik Hareketinin
(DGH) ise MKP/HKO terör örgütünün amaçlarına hizmet eden gençlik yapılanması
olduğunu vurgulamıştır. Son olarak Halkın
Günlüğü gazetesi ile
www.halkingunlugu.net isimli internet sitesinin MKP/HKO terör
örgütünün yayın organları olduğunu ve örgüt propagandasının yapılmasına,
mensuplarının bilgilendirilmesine ve yönlendirilmesine yönelik yayınlar
yaptığını belirtmiştir.
11. İlk derece mahkemesi, başvurucuların terör örgütünün alt
yapılanmaları DGH, DHF ve DHD tarafından düzenlenen birçok etkinliği organize
ettiklerini veya bunlara katıldıklarını, bazı başvurucuların bu etkinliklerin
bir kısmında şiddet içeren eylemler gerçekleştirdiğini tespit etmiştir. Ayrıca
etkinliklerde “Faşistlerden hesap lafta
sorulmaz, bizde hesapları namlular sorar, bedel ödedik bedel ödeteceğiz, 18
Mayısı unutma unutturma, devrim şehitleri ölümsüzdür, şehit namırın
(şehitler ölmez), önderimiz İ.K. ölümsüzdür, gün gelecek devran dönecek
katiller halka hesap verecek, faşizmi döktüğü kanda boğacağız"
şeklinde sloganlar atıldığı da kararda vurgulanmıştır.
12. İlk derece mahkemesi, başvurucuların üzerine atılı bulunan
her eylemi ayrı ayrı başlıklar hâlinde değerlendirmiştir. Mahkeme, söz konusu
eylemlerden bazılarını mahkûmiyet hükümlerinde delil olarak kabul etmiş;
bazılarını ise terör örgütü ve alt yapılanmaları ile ilişkisinin
ispatlanamaması nedeniyle delil olarak kabul etmemiştir. Sonuç olarak Mahkeme,
her bir başvurucu hakkındaki mahkûmiyet gerekçesini şu şekilde özetlemiştir:
"Sanık İbrahim
Yolcu'nun;
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütünün bir
alt seksiyonu olup örgütün amaçlarına hizmet eden Demokratik Haklar Derneği
(DHD) içinde aktif rol alarak örgüte hizmet ettiği,
- Yine aynı örgütün alt seksiyonu olduğu
anlaşılan Demokratik Gençlik Hareketi (DGH) içinde aktif rol alarak MKP/HKO
terör örgütünün amaçlarına hizmet ettiği,
- Terör örgütünün yayın organı olan 'Halkın
Günlüğü' gazetesinin satışını yaparak örgütün amacına hizmet ettiği,
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine ve anma
törenlerine katılmak ve mezar taşı temini ile ilgilenmek suretiyle onları ve
yasadışı eylemlerini sahiplendiği,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İ.K.yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Sanığın, örgütün kurucusu olan İ.K.nın anıldığı 18 Mayıs, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günler ile örgüt üyeleri ile ilgili etkinliklerin organizasyonunda
yer aldığı ve bizzat etkinliklere, örgütün seksiyonu olan DHF saflarında
katıldığı ve örgütün, amaç ve ideolojisini kitlelere empoze etmesine katkı
sağladığı, bu şekilde sanığın eylemlerinin 2011 ve 2012 yılları içerisinde,
çeşitli tarihlerde ve süreklilik arz edecek şekilde belli bir yoğunluğa
ulaştığı, yukarıda açıklandığı şekilde örgütün seksiyonlarında yer alarak
örgütün amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak, örgütün silahlı ve
silahsız mensuplarını sahiplenip onların yasa dışı eylemlerini benimsemek
şeklinde belli bir çeşitlilik seviyesine ulaşan eylemleri nedeniyle, terör
örgütü MKP/HKO ile arasında organik bir bağ olduğunu açıkça ortaya koyduğu ve
dolayısıyla adı geçen örgütün bir üyesi olduğu anlaşılmıştır.
...
Sanık Hasan Doğan Kılıç'ın;
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütünün bir
alt seksiyonu olup örgütün amaçlarına hizmet eden Demokratik Haklar Derneği
(DHD) içinde aktif rol alarak örgüte hizmet ettiği,
- Terör örgütünün yayın organı olan 'Halkın
Günlüğü' gazetesinin satışını yaparak örgütün amacına hizmet ettiği,
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine ve anma
törenlerine katılmak suretiyle onları ve yasadışı eylemlerini sahiplendiği,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İ.K.yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütüyle
aynı çizgide terörist faaliyetlerde bulunan diğer bazı örgütlere de devrimci
birliktelik adına destek verdiği,
- Sanığın, örgütün kurucusu olan İ.K.nın anıldığı 18 Mayıs, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günler ile örgüt üyeleri ile ilgili etkinliklerin organizasyonunda
yer aldığı ve bizzat etkinliklere, örgütün seksiyonu olan DHF saflarında
katıldığı, örgütün amaç ve ideolojisini kitlelere empoze etmeye çalıştığı ve bu
şekilde sanığın eylemlerinin 2011 ve 2012 yılları içerisinde, çeşitli
tarihlerde ve süreklilik arz edecek şekilde belli bir yoğunluğa ulaştığı,
yukarıda açıklandığı şekilde örgütün seksiyonlarında yer alarak örgütün
amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak, diğer bazı terör örgütlerini
desteklemek, örgütün silahlı ve silahsız mensuplarını sahiplenip onların yasa
dışı eylemlerini benimsemek şeklinde belli bir çeşitlilik seviyesine ulaşan
eylemleri nedeniyle, terör örgütü MKP/HKO ile arasında organik bir bağ olduğunu
açıkça ortaya koyduğu ve dolayısıyla adı geçen örgütün bir üyesi olduğu
anlaşılmıştır.
...
Sanık Ali Mükan'ın;
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine ve anma
törenlerine katılmak suretiyle onları sahiplendiği,
- Sanığın, örgütün kurucusu olan İ.K.nın anıldığı 18 Mayıs, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günlerde, örgütün seksiyonu olan DHF saflarında katıldığı ve örgütün,
amaç ve ideolojisini kitlelere empoze etmesine katkı sağladığı,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İ.K.yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Örgütün seksiyonu durumundaki DHF ve DHD
gibi oluşumların üyelerini ve dolayısıyla örgütün yandaşlarını sahiplendiği ve
bu şekilde sanığın eylemlerinin 2011 ve 2012 yılları içerisinde, çeşitli
tarihlerde ve süreklilik arz edecek şekilde belli bir yoğunluğa ulaştığı,
yukarıda açıklandığı şekilde örgütün seksiyonlarında yer alarak örgütün
amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak, örgütün silahlı ve silahsız
mensuplarını sahiplenip onların yasa dışı eylemlerini benimsemek şeklinde belli
bir çeşitlilik seviyesine ulaşan eylemleri nedeniyle, terör örgütü MKP/HKO ile
arasında organik bir bağ olduğunu açıkça ortaya koyduğu ve dolayısıyla adı
geçen örgütün bir üyesi olduğu anlaşılmıştır.
...
Sanık Zafer Güven'in;
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütünün bir
alt seksiyonu olup örgütün amaçlarına hizmet eden Demokratik Haklar Derneği
(DHD) içinde aktif rol alarak örgüte hizmet ettiği,
- Terör örgütünün yayın organı olan 'Halkın
Günlüğü' gazetesinin satışını yaparak örgütün amacına hizmet ettiği,
- Örgütün seksiyonu olan Demokratik Gençlik
Hareketi isimli oluşum içinde aktif rol alarak örgütün amaçlarına hizmet
ettiği,
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine ve anma
törenlerine katılmak, yaralı teröristlerin ise tedavileri ile ilgilenmek
suretiyle onları sahiplendiği,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İbrahim Kaypakkaya'yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Sanığın, örgütün kurucusu olan İbrahim Kaypakkaya'nın anıldığı 18 Mayıs, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günler ile örgüt üyeleri ile ilgili etkinliklere, örgütün seksiyonu
olan DHF saflarında bizzat katıldığı ve böylece örgüt yandaşları ile örgüt
arasındaki bağın güçlenmesine hizmet ettiği, bu şekilde sanığın eylemlerinin
2011 ve 2012 yılları içerisinde, çeşitli tarihlerde ve süreklilik arz edecek
şekilde belli bir yoğunluğa ulaştığı, yukarıda açıklandığı şekilde örgütün
seksiyonlarında yer alarak örgütün amaçları doğrultusunda faaliyetlerde
bulunmak, örgütün düzenlediği konferansa katılarak alınan kararları uygulamak,
örgütün silahlı mensuplarını sahiplenip onların yasa dışı eylemlerini
benimsemek şeklinde belli bir çeşitlilik seviyesine ulaşan eylemleri nedeniyle,
terör örgütü MKP/HKO ile arasında organik bir bağ olduğunu açıkça ortaya
koyduğu ve dolayısıyla adı geçen örgütün bir üyesi olduğu anlaşılmıştır.
...
Sanık Mustafa Aytaç'ın;
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütünün bir
alt seksiyonu olup örgütün amaçlarına hizmet eden Demokratik Haklar Derneği
(DHD) içinde aktif rol alarak örgüte hizmet ettiği,
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine ve anma
törenlerine katılmak suretiyle onları ve yasadışı eylemlerini sahiplendiği,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İ.K.yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütüyle
aynı çizgide terörist faaliyetlerde bulunan diğer bazı örgütlere de devrimci
birliktelik adına destek verdiği,
- Sanığın, örgütün kurucusu olan İ.K.nın anıldığı 18 Mayıs, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günler ile örgüt üyeleri ile ilgili etkinliklerin organizasyonunda
yer aldığı ve bizzat etkinliklere, örgütün seksiyonu olan DHF saflarında
katıldığı, örgütün amaç ve ideolojisini kitlelere empoze etmeye çalıştığı ve bu
şekilde sanığın eylemlerinin 2011 ve 2012 yılları içerisinde, çeşitli
tarihlerde ve süreklilik arz edecek şekilde belli bir yoğunluğa ulaştığı,
yukarıda açıklandığı şekilde örgütün seksiyonlarında yer alarak örgütün
amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak, diğer bazı terör örgütlerini
desteklemek, örgütün silahlı ve silahsız mensuplarını sahiplenip onların yasa
dışı eylemlerini benimsemek şeklinde belli bir çeşitlilik seviyesine ulaşan
eylemleri nedeniyle, terör örgütü MKP/HKO ile arasında organik bir bağ olduğunu
açıkça ortaya koyduğu ve dolayısıyla adı geçen örgütün bir üyesi olduğu
anlaşılmıştır.
...
Sanık Uğur Yeşiltepe'nin;
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütünün bir
alt seksiyonu olup örgütün amaçlarına hizmet eden Demokratik Haklar Federasyonu
(DHF) içinde aktif rol alarak örgüte hizmet ettiği,
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine ve anma
törenlerine katılmak suretiyle onları ve yasadışı eylemlerini sahiplendiği,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İ.K.yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütüyle
aynı çizgide terörist faaliyetlerde bulunan diğer bazı örgütlere de devrimci
birliktelik adına destek verdiği,
- Sanığın, örgütün kurucusu olan İ.K.nın anıldığı 18 Mayıs, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günler ile örgüt üyeleri ile ilgili etkinliklerin organizasyonunda
yer aldığı ve bizzat etkinliklere, örgütün seksiyonu olan DHF saflarında
katıldığı, örgütün amaç ve ideolojisini kitlelere empoze etmeye çalıştığı ve bu
şekilde sanığın eylemlerinin 2011 ve 2012 yılları içerisinde, çeşitli
tarihlerde ve süreklilik arz edecek şekilde belli bir yoğunluğa ulaştığı,
yukarıda açıklandığı şekilde örgütün seksiyonlarında yer alarak örgütün amaçları
doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak, diğer bazı terör örgütlerini desteklemek,
örgütün silahlı ve silahsız mensuplarını sahiplenip onların yasa dışı
eylemlerini benimsemek şeklinde belli bir çeşitlilik seviyesine ulaşan
eylemleri nedeniyle, terör örgütü MKP/HKO ile arasında organik bir bağ olduğunu
açıkça ortaya koyduğu ve dolayısıyla adı geçen örgütün bir üyesi olduğu
anlaşılmıştır.
...
Sanık Yıldız Ataş'ın;
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütünün bir
alt seksiyonu olup örgütün amaçlarına hizmet eden Demokratik Haklar Derneği
(DHD) ve üst oluşumu Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) içinde aktif rol
alarak örgüte hizmet ettiği,
- Terör örgütü MKP/HKO'nun
silahlı üyeleri olup Türk Silahlı Kuvvetleriyle girdikleri silahlı çatışma
sonucunda ölü olarak ele geçirilen teröristlerin cenazelerine katılmaksuretiyle onları ve yasadışı eylemlerini
sahiplendiği,
- Terör örgütünün yayın organı olan 'Halkın
Günlüğü' gazetesinin satışını/dağıtımını yaparak örgütün amacına hizmet ettiği,
- Sanığın, örgüt kurucusu olan İ.K.yı 'önder' olarak kabul ettiği,
- Yargılamaya konu MKP/HKO terör örgütüyle
aynı çizgide terörist faaliyetlerde bulunan diğer bazı örgütlere de devrimci
birliktelik adına destek verdiği,
- Sanığın, İşçi ve Emekçi Bayramının
kutlandığı 1 Mayıs, Nevruz Bayramının kutlandığı 21 Mart gibi örgütün önem
atfettiği günler ile örgüt üyeleri ile ilgili etkinliklerin organizasyonunda
yer aldığı ve bizzat etkinliklere, örgütün seksiyonu olan DHF saflarında
katıldığı, örgütün amaç ve ideolojisini kitlelere empoze etmeye çalıştığı ve bu
şekilde sanığın eylemlerinin 2011 ve 2012 yılları içerisinde, çeşitli
tarihlerde ve süreklilik arz edecek şekilde belli bir yoğunluğa ulaştığı,
yukarıda açıklandığı şekilde örgütün seksiyonlarında yer alarak örgütün
amaçları doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak, diğer bazı terör örgütlerini
desteklemek, örgütün silahlı ve silahsız mensuplarını sahiplenip onların yasa
dışı eylemlerini benimsemek, örgütün düzenlediği konferansa katılarak alınan
kararları uygulamak şeklinde belli bir çeşitlilik seviyesine ulaşan eylemleri
nedeniyle, terör örgütü MKP/HKO ile arasında organik bir bağ olduğunu açıkça
ortaya koyduğu ve dolayısıyla adı geçen örgütün bir üyesi olduğu
anlaşılmıştır."
13. Temyiz üzerine başvurucular hakkında terör örgütüne üye olma
suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından
14/11/2014 tarihinde onanmıştır. Yargıtayın onama
kararının gerekçesi şöyledir:
"Olay yeri fotoğrafları,
inceleme, arama, elkoyma ve iletişimin tespiti tutanakları ile tüm dosya
kapsamına göre; Dairemizin 4.3.2013 tarih 2010/10955 esas, 2013/3240 sayılı
kararı ile silahlı terör örgütü MKP (Maoist Kominist Partisi) ile irtibatlı olduğu kabul edilen
Demokratik Gençlik Hareketinin (DGH) faaliyetleri kapsamında düzenlenen
etkinlik ve eylemlere katılma, müzahir kitlenin anılan eylemlere katılmasını
sağlama, eylemlere katılımı organize etme, örgütün propagandasını yapma, örgüt
mensubu iken ölen ya da öldürülen şahısların cenazelerini ve sanık veya hükümlü
sıfatıyla ceza evinde bulunan örgüt mensuplarını örgütsel bağlılık içinde
sahiplenme ve bu kapsamda gerçekleştirilen eylemlerin örgütle bağlantılı yayın
organlarında yer almasını sağlama şeklindeki çeşitlilik ve süreklilik gösteren
eylemleri nedeniyle sanıkların MKP silahlı terör örgütü üyesi olduklarına
ilişkin kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir."
14. Başvurucular Ali Mükan, Hasan
Doğan Kılıç, İbrahim Yolcu, Mustafa Aytaç ve Yıldız Sönmez Yargıtay ilamından
27/1/2015 tarihinde haricen haberdar olduklarını belirtmiş; 18/2/2015 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuşlardır. Başvurucu Zafer Güven Yargıtay ilamından
17/2/2015 tarihinde haricen haberdar olduğunu belirtmiş, 2/3/2015 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucu Uğur Yeşiltepe ise Yargıtay ilamından
19/1/2015 tarihinde haricen haberdar olduğunu belirtmiş, 6/2/2015 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Metin Birdal ([GK], (B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39)
başvurusu hakkında verilen karar.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 19/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
17. Başvurucular yasal bir dernek faaliyeti kapsamında bazı
toplantılara katılmış olmalarının ve toplantılarda atılan sloganlar ile diğer
düşünce açıklamalarının mahkûmiyet hükümlerinde delil olarak kullanılmasını
şikâyet etmiş, katıldıkları toplantıların terör örgütü tarafından veya terör
örgütünün amacı doğrultusunda organize edildiğine ilişkin bir bilgi ya da
belgenin yargılama dosyasında bulunmadığını ifade etmişlerdir. Başvurucular,
Anayasa'da güvence altına alınan hakların kullanılması niteliğinde olan
eylemlerinin terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak kullanılmasının
ifade ve örgütlenme özgürlüklerini ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
18. Katıldıkları veya organize ettikleri toplantılar ile bu
toplantılarda açıklanan bazı düşüncelerin terör örgütüne üye olma suçundan
verilen mahkûmiyet kararının delili olarak kullanılması başvurucuların ifade ve
örgütlenme özgürlükleri üzerinde caydırıcı etki doğurabilir. Dolayısıyla
başvurucuların Anayasa'nın 26. ve 33. maddesinde koruma altına alınan hakkına
müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin
Birdal, § 48).
19. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde
öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 26. maddesinin
ikinci fıkrası ile 33. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan millî güvenlik ve
kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin Birdal, §§ 52, 53). Bu nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.
1. Müdahalenin Demokratik
Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması
20. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir
eylemin terör örgütüne üye olma suçunun mahkûmiyetinde delil olarak
kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu
bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir
müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (zorunlu
toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın
[GK], B. No: 2013/3943, 4/6/2015, § 68;Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128,
7/7/2015, § 51).
2. Somut Olayın
Değerlendirilmesi
21. Terör örgütüne üye olma suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir
suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve
bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini
engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin
Birdal, §§ 60, 61).
22. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi bir
yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir.
Dolayısıyla başvurucular hakkında isnat edilen terör örgütü üyesi olma suçunun
sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli olup
olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı dışındadır (Metin Birdal, § 47; Yılmaz Çelik [GK],
B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat
Üstündağ, § 65). Bundan başka bir ceza yargılamasında hangi
delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas itibarıyla Anayasa
Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk ceza muhakemesi hukuku uygulamasına
ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin
Birdal, §§ 67-71).
23. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör
örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının
o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza
kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek
kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin,
bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının
anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de
değerlendirilmesini gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye
olmak, toplantılara katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin
anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı
durumlarda başta ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı
oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63,
64).
24. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan
faaliyetlerinin terör örgütü üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet
kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı
caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine
karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların
terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak
etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).
25. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için
derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan
faaliyetlerinin terör örgütü üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet
kararlarında delil olarak kullanılmasının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını
göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki
denetimi temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı
karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilip gösterilemediği ile
sınırlı olacaktır (Metin Birdal,
§ 72).
26. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda
başvurucuların ifade ve örgütlenme özgürlüklerine yapılan müdahalelerin
gerçekten toplumsal bir ihtiyaca karşılık
gelip gelmediği sorusuna cevap bulacaktır.
27. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi; süreklilik,
çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti
ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucuların MKP/HKO terör
örgütünün üyesi olduğu kanaatine ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi başvurucu
tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece mahkemelerince başvurucunun
mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeleri yukarıda yer verilen ilkeler
uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelemiştir.
28. Somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin
başvurucuları suç oluşturmadığı ve anayasal hakların kullanımından ibaret
olduğu ileri sürülen eylemleri nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk
derece mahkemesi diğer bazı deliller yanında MKP/HKO terör örgütünü, terör
örgütü mensuplarını veya terör eylemlerini yücelten sloganların atıldığı veya
pankartların açıldığı, terör örgütü liderinin sahiplenildiği, terör örgütünün
propagandasına dönüştürülen gösterilere katılmış olmasını veya organize
etmesini başvurucuların örgüt üyeliğini açıklayan ve eylemlerinin sürekliliğini
gösteren deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin
Birdal, § 76).
29. Nitekim ilk derece mahkemesi mahkûmiyet kararında, MKP/HKO
terör örgütü ile örgütün DHD, DHF ve DGH isimli alt yapılanmaları arasındaki
ilişkiyi ayrıntılı biçimde açıklamış; başvurucuların söz konusu yapılanmalar
içinde farklı tarihlerde gerçekleştirdikleri ve örgütsel amaçlarla yapılan
birçok eylem ve faaliyete, toplantılarda atılan ve örgütsel bağı gösteren
sloganlara, başvurucuların birbirleriyle ve diğer örgüt üyeleriyle olan
ilişkilerini gösteren fiziki takip tutanakları ile iletişimin tespiti kayıtlarına
dayanmıştır. Mahkeme ayrıca Halkın Günlüğü gazetesinin satışının ve dağıtımının
yapılarak bunların gelirinin DHD'ye aktarılmasını ve
terör örgütü MKP/HKO'nun silahlı çatışma sonucunda
ölü veya yaralı ele geçirilen üyelerinin ve örgüt liderinin sahiplenilmesini de
başvurucuların örgüt üyeliğini gösteren deliller olarak kabul etmiştir.
30. İlk derece mahkemesi bu kapsamda, başvurucuların söz konusu
toplantı ve gösterileri organize etmek veya bunlara katılmak biçimindeki
eylemlerinin ve bu eylemlerdeki ifadelerinin -yasal bir dernek faaliyeti
kapsamında yapılsa dahi- onların MKP/HKO terör örgütünün hiyerarşik
yapılanmasına kendi istekleriyle ve bilerek dâhil olduklarına dair bilgileri
doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde ortaya koymuştur. Bu
bağlamda ilk derece mahkemesi, başvurucuların şikâyete konu eylemlerinin
mahkûmiyet hükmünde delil olarak kullanılmasının bir toplumsal ihtiyacı
karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile göstermiştir.
31. Sonuç olarak başvurucuların ifade ve örgütlenme özgürlüğüne
yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale
olarak değerlendirilemez.
32. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin
meşru olduğu açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
33. Açıklanan gerekçelerle bir ihlal bulunmadığı açık olduğundan
ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine dair başvuruların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
19/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.