TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YULIA MATUR (ANIKEEVA) BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/4459)
|
|
Karar Tarihi: 7/2/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT
|
|
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Elif ÇELİKDEMİR ANKITCI
|
Başvurucu
|
:
|
Yulia MATUR (ANIKEEVA)
|
Vekili
|
:
|
Av. Ahmet İhsan ARGUN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; Türk vatandaşı ile evliliğine rağmen sınır dışı
edilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının, koşulları oluşmamasına rağmen
verilen sınır dışı etme kararının iptali amacıyla açılan davanın reddedilmesi
nedeniyle adil yargılanma hakkının, haksız olarak idari gözetim merkezinde
tutulma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu 17/7/1978 doğumlu olup Rusya Federasyonu
vatandaşıdır. 23/1/2004 tarihinde bir Türk vatandaşı ile evlenerek Türkiye'de
yaşamaya başlamıştır.
7. Başvurucu evlilik amaçlı ikamet izni talebinde bulunmuştur.
İdari makamlarca yapılan araştırma sonucu, evliliğin ülkede kalmak için yapılan
anlaşmalı bir evlilik olduğu tespit edilerek başvurucunun talebi
reddedilmiştir. Ret kararına karşı kanun yoluna başvuru yapıldığına dair
herhangi bir bilgi veya beyan başvuru dosyasına yansımamıştır. Kararın ardından
başvurucu sınırdışı edilmiştir.
8. 13/3/2013 tarihinde başvurucu bu kez turist vizesiyle
Türkiye'ye giriş yapmış, aynı gün kendisine vize süresinin otuz gün olduğu ve
ülkede daha uzun süre kalabilmek için ikamet izni alınması gerektiği yazılı olarak
hatırlatılmıştır.
9. Başvurucu 12/4/2013 ve 8/5/2013 tarihlerinde Ankara İl
Emniyet Müdürlüğüne posta yoluyla yeniden ikamet izni talebinde bulunmuş,
20/5/2013 tarihinde başvurucunun talebinin değerlendirilebilmesi için bizzat
müracaat etmesi gerektiğine karar verilmiştir.
10. Yaklaşık bir yıl sonra -2/6/2014 tarihinde- Ankara İl
Emniyet Müdürlüğü bünyesinde bulunan Yabancılar Şube Müdürlüğü tarafından
yapılan idari tahkikat sonucu başvurucunun vize ihlali yaparak kaçak yollarla
ülkede bulunduğu tespit edilmiş ve sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca başvurucu hakkında idari gözetim kararı uygulanmıştır.
11. Anılan kararın iptali amacıyla başvurucu tarafından Ankara
1. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açılmıştır. Mahkeme 17/12/2014 tarihli
kararıyla idari gözetim kararı yönünden görevsizliğine, sınır dışı edilme
kararı yönünden davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.
12. Mahkemece 4/4/2013 tarihli ve6458 sayılı Yabancılar ve
Uluslararası Koruma Kanunu'nun57. maddesinin 6. fıkrası gereği idari gözetim
kararlarına karşı başvuru yolunun adli yargı mercileri olduğu belirtilerek
görevsizlik kararının nedeni açıklanmıştır. Sınır dışı etme işlemine yönelik
olarak yapılan incelemede ise başvurucunun Türk vatandaşı ile yapmış olduğu
evliliğinin anlaşmalı evlilik olduğunun idari tahkikatla tespit edildiği,
ayrıca davacının Türkiye'de kalmasını sağlayabilecek usulüne uygun olarak
yapılmış bir ikamet izni başvurusunun ve ikamet izninin bulunmadığı
belirtilmiştir. Dolayısıyla turist vizesiyle ülkeye giriş yapan başvurucunun
ülkede azami kalış süresinin on günden fazla olması nedeniyle sınır dışı
işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesine yer verilmiştir.
13. Karar başvurucuya 10/2/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 11/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur. Başvurucu tekrar yurtdışına çıkmak zorunda olmasının aile
bütünlüğünü bozacağı iddiasını ileri sürerek tedbir kararı verilmesini talep
etmiştir.
15. Başvurucunun tedbir kararı verilmesi istemi, Anayasa
Mahkemesinin 17/3/2015 tarihli kararı ile başvurucunun yurtdışına çıkması
durumunda yaşam hakkına ya da bireyin maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik bir
riskin bulunmaması gerekçesine
istinaden reddedilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
16. 6458 sayılı Kanun'un "Anlaşmalı
evlilik yoluyla talep edilen aile ikamet izni" kenar başlıklı
37. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
"(1)
Aile ikamet izni verilmeden veya uzatılmadan önce makul şüphe varsa, evliliğin
sırf ikamet izni alabilme amacıyla yapılıp yapılmadığı valiliklerce
araştırılır. Araştırma sonucunda, evliliğin bu amaçla yapıldığı tespit edilirse
aile ikamet izni verilmez, verilmişse iptal edilir.
(2) Aile ikamet izni verildikten sonra da
evliliğin anlaşmalı olup olmadığı konusunda valiliklerce denetim
yapılabilir."
17. 6458 sayılı Kanun'un
"Sınır dışı etme kararı alınacaklar" kenar başlıklı 54.
maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:
"(1)
Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:
...
e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden
fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler
...
f) İkamet izinleri iptal edilenler
..."
18. 6458 sayılı Kanun’un "Sınır
dışı etmek üzere idari gözetim ve süresi" kenar başlıklı 57.
maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:
"İdari
gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim
kararına karşı sulh ceza hâkimine başvurabilir. Başvuru idari gözetimi
durdurmaz. Dilekçenin idareye verilmesi hâlinde, dilekçe yetkili sulh ceza
hâkimine derhâl ulaştırılır. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde
sonuçlandırır. Sulh ceza hâkiminin kararı kesindir. İdari gözetim altına alınan
kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim şartlarının ortadan
kalktığı veya değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilir."
B. Uluslararası Hukuk
19. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) bir yabancının
ülkeye giriş yapma veya orada ikamet etme hakkını yahut bir kişinin aile
yaşamını belirli bir ülkede kurma şeklindeki bir hakkı güvence altına
almamaktadır (Abdulaziz, Cabales and Balkandali/Birleşik Krallık,
B. No: 9214/80, 9473/81, 9474/81, 28/5/1985, § 68; Ahmut/Hollanda, B. No:21702/93, 28/11/1996, § 67-c).
20. Bunun yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre
aile hayatına saygı hakkının kamusal makamlara yüklediği yükümlülüğün,
çiftlerin evlenme suretiyle ikamet edecekleri ülkeyi seçmeleri ve aynı ülke
vatandaşı olmayan eşlerin bu ülkeye yerleşmelerini kabul etmek şeklinde genel
bir yükümlülüğü kapsadığı söylenemez (Biao/Danimarka [BD], B. No: 38590/10,24/5/2016, § 117).
21. Ayrıca AİHM devletlerin, yabancı ile bir vatandaş arasında
gerçekleştirilen evlenmenin sadece o ülkede ikamet izni alabilmek amacıyla
yapılmış olup olmadığını araştırma ve gerektiğinde bu tip evlilikleri engelleme
konusunda yetkilerinin olduğunu, bu yönde bir araştırmanın Sözleşme'nin 12.
maddesinde düzenlenen evlenme hakkını ihlal etmeyeceğini kabul etmektedir (O'donoghue ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No:
34848/07,14/12/2010, § 87; Frasik/Polonya, B. No: 22933/02, 5/1/2010, §
89).
22. Öte yandan Sözleşme'nin 8. maddesinde düzenlenen aile
hayatına saygı hakkı, aile kurma hakkını güvenceye almaz. Söz konusu hak,
hâlihazırda mevcut olan ve hakiki aile yaşamı oluşturan fiilî, yakın ve şahsi
bağların kurulduğu aile ilişkilerini korumaktadır. Bu hüküm kapsamında aile
kavramı, evliliğe dayalı ilişkilerle sınırlı değildir ve tarafların evlilik
olmadan bir arada oturduğu fiilî "aile" bağlarını da kapsayabilir.
Dolayısıyla Sözleşme ve AİHM içtihadı resmî evlilik akdi gibi şeklî unsurlarla
ilgilenmemekte, gerçek ve mevcut aile yaşamını korumayı esas almaktadır. AİHM'e göre Sözleşme'nin 8. maddesinin amaçları bakımından
"aile hayatı"nın varlığı ya da yokluğu,
somut olayda yakın kişisel bağların mevcut olup olmadığına bağlı olan olgusal
bir sorundur (K. ve T./Finlandiya
[BD], B. No: 25702/94, 12/7/2001, § 150; Marckx/Belçika, B. No: 6833/74, 13/6/1979, § 31).
23. AİHM, yakın tarihli Schembri/Malta (k.k.) (B. No: 66297/13, 19/9/2017, §§ 53, 54)
kararında göçmenlerle ilgili kurallardan kurtulmak, ikamet izni veya
vatandaşlık kazanmak için yapılan, dolayısıyla hakiki olmayan anlaşmalı
evliliklerin "aile hayatı" kapsamında olmadığını, dolayısıyla da konu
bakımından 8. maddenin kapsamında olmadığını vurgulamıştır. Avrupa İnsan
Hakları Komisyonu (AİHK) da evliliğin amacının bir aile hayatı kurmak değil
ülkeye giriş,çalışma ve/veya
ikamet izni almak için yapıldığının tespit edildiği başvuruları, ortada
Sözleşme'nin 8. maddesi kapsamında korunması gerekli gerçek bir aile hayatı
bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilemez bulmuştur (Ayhan Yavuz/Avusturya (k.k.), B.
No: 25050/94, 16/01/1996; F.P./Birleşik
Krallık (k.k.), B. No: 20118/92,
12/10/1992).
24. AİHM ayrıca yabancıların ülkeye girişleri, ikametleri ve
sınır dışı edilmeleri ile ilgili işlem ve yargılama süreçlerinin, Sözleşme’nin
6. maddesinin (1) numaralı fıkrası anlamında bir “medeni hak ve yükümlülük”
veya bir “suç isnadının” esasının karara bağlanması ile ilgili olmadığını kabul
ederek anılan Sözleşme hükmünün, belirtilen yargılama süreçleri bakımından
uygulanabilir olmadığına karar vermiştir (Maaouia/Fransa [BD], B. No: 39652/98, 5/10/2000, §§ 33-40).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
25. Mahkemenin 7/2/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Aile Hayatına Saygı
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
26. Başvurucu,Türk
vatandaşıyla olan evliliğinin anlaşmalı olduğu gerekçesiyle ikinci kez sınır
dışı edilmesinden şikâyet etmektedir. Başvurucu; evliliğinin geçersizliğine
dair adli yargı makamlarınca verilen bir karar bulunmadığından idari tahkikatla
ulaşılan sonuç doğrultusunda işlem yapılması ve işlemin iptali amacıyla açılan
davanın reddedilmesinin aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini iddia
etmiştir.
27. Anayasa’nın “Özel hayatın gizliliği” kenar başlıklı 20.
maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı
gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının
gizliliğine dokunulamaz."
28. Anayasa’nın "Ailenin
korunması ve çocuk hakları" kenar başlıklı 41. maddesinin
ilgili bölümü şöyledir:
"Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet,
ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile
planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır,
teşkilatı kurar.
..."
29. Devletlerin uluslararası hukuktan kaynaklanan yabancıların
ülkeye giriş yapmasını ve ikamet etmesini kontrol etme ve gerektiğinde ülkedeki
yabancıları sınır dışı etme konusunda geniş takdir yetkileri bulunmaktadır. Bu
kapsamda vatandaşlar ile yabancılar arasında gerçekleştirilen evlilik
akitlerinin gerçek aile birliği kurma amacıyla değil de yabancının ülkeye
girişini, ülkede ikametini veya vatandaşlık elde etmesini sağlamaya yönelik
olarak yapılıp yapılmadığını denetleme konusunda da devletlerin
egemenliklerinden kaynaklanan ve kamu yararı meşru amacına dayalı yetkileri söz
konusudur (Oksana Chicheishvili , B. No: 2014/19023, 20/12/2017, § 30).
30. Anayasa'nın 20. ve 41. maddeleriyle güvence altına alınan
"aile hayatı" hâlihazırda -mevcut- fiilî, yakın ve kişisel bağların
kurulmuş olduğu aile birlikteliklerini içermektedir. Hakiki aile birliği
kurmaya yönelik olmayan, göçmenlikle ilgili düzenlemelerden kaçmak amaçlı,
ülkeye giriş, ikamet ve çalışma izni alınmasına yönelik yapılan ve dolayısıyla
sadece kağıt üstünde kalan evlilik akitleri, Anayasa tarafından korunan
"aile hayatı" kapsamında değerlendirilemez (Oksana Chicheishvili , § 31).
31. Başvuruya yansıyan olaydan önce başvurucunun, ikamet izni
talebinin Türk vatandaşı ile olan evliliğinin anlaşmalı olduğu gerekçesine
istinaden reddedilerek sınır dışıedildiği
anlaşılmaktadır.
32. İkamet tezkeresi bulunmayan başvurucu, Türkiye'ye turist
vizesiyle yeniden giriş yapmış ancak ülkede kalma süresi dolmasına rağmen hâlen
ikamet tezkeresi alınmamış olduğundan hakkında ikinci kez sınır dışı edilme
kararı verilmiştir. Başvuru, ikinci kez verilen bu sınır dışı edilme kararına
dayanmaktadır.
33. Başvurucunun evliliğinin gerçek aile birliği kurmaya yönelik
olmadığına dair kamu makamlarınca yapılan tespit ve bu tespite dayalı ikamet
tezkere talebinin reddi başvuru konusu olmadığından incelemenin sadece olaya
özgü koşullar altında ''sınır dışı etme'' kararının aile hayatına etkisiyle
sınırlı yapılması gerekmektedir.
34. Başvurucu hakkında verilen sınır dışı etme kararı ancak
başvurucunun evliliğinin ''gerçek'' olması hâlinde aile hayatına saygı hakkı
kapsamında bir müdahale sayılabilecektir. Kamu makamlarınca başvuruya konu
evliliğin göçmenlikle ilgili düzenlemelerden kaçmak amaçlı, ülkeye giriş ve
ikamet izni alınmasına yönelik anlaşmalı evlilik olduğu tespit edilmiş ve
yapılan bu tespit nedeniyle gerçekleştirilen işlemlerin iptal edildiğine dair
bir bilgi başvurucu tarafından ortayakonulmamıştır.
Öte yandanbaşvurucu, evliliğinin gerçek, fiilen yakın
ve kişisel bağlara dayalı olduğuna dair açıklamada bulunmamış ve ''gerçekliği''
kanıtlayacak somut veriler de sunmamıştır. Bu durumda söz konusu evliliğin
Anayasa ile korunması gerekli "aile hayatı"nı
oluşturmadığı, bu nedenle aile hayatına saygı hakkının kapsamı dışında kaldığı
anlaşılmaktadır.
35. Açıklanan gerekçelerle başvurununbu
kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
36. Başvurucu, sınır dışı edilmesi gereken kişilerden olmadığı
gibi ülkeye girişinin yasaklananlar kapsamında bulunmadığından hakkında verilen
sınır dışı etme kararının hukuka aykırı olduğundan adil yargılanma hakkını
ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
37. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel
başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia
edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve
Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller
kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı
dışında kalanhak ihlali iddiasını içeren başvurular
bireysel başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
38. Sınır dışı edilme kararlarına ilişkin uyuşmazlıkları konu
alan yargılama süreçleri, Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında yer
almaktadır. Bu çerçevede başvurucuların sınır dışı edilmelerine dair işlemlere
karşı açtıkları dava süreçlerinde adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine
ilişkin iddialarının konusunun, Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı
dışında olduğunun kabul edilmesi gerekir (Z.M.
ve I.M., B. No: 2015/2037, 6/1/2016, § 63).
39. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Kişi Hürriyeti ve
Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
40. Başvurucu sınır dışı etme işlemleri aşamasında verilen idari
gözetim kararı sebebiyle yüz seksen gün gözetim altında kaldığından kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
41. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının
tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini
öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara
sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni
göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek,
B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
42. Başvurucu, hakkında idari gözetim kararı verilerek yüz
seksen gün gözetim altında tutulması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği
hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Kararın iptali amacıyla idare
mahkemesinde açtığı davada, idari gözetim kararlarını inceleme yetkisinin adli
yargı makamlarında olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Anılan
görevsizlik kararı sonrasında başvurucu tarafından adli yargı mercilerine
başvurulduğuna dair bilgi ve bulgu bulunmamaktadır. Bu durumda başvurucunun
şikayetini öncelikle yetkili yargısal mercilere iletmeksizin bireysel başvuruda
bulunduğu anlaşılmaktadır.
43. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Aile hayatına saygı ve adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddialarına ilişkin kısımlarının konu
bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkin kısmının başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
7/2/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.