TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ABDULBAKİ BİNGÖL VE İSA BİNGÖL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/5100)
Karar Tarihi: 23/1/2019
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Recep KÖMÜRCÜ
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
Hüseyin MECEK
Başvurucular
1. Abdulbaki BİNGÖL
2. İsa BİNGÖL
Vekili
Av. Mahmut KAÇAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yakalama sırasında kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve ekindeki belgelerle Ulusal Yargı Ağır Bilişi Sistemi’nden (UYAP) elde edilen bilgilere göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Genel Bilgiler
9. 1971 doğumlu başvurucu Abdulbaki Bingöl, diğer başvurucu İsa Bingöl'ün oğludur. Başvurucular, Çaldıran ilçesi Soğuksu köyünde ikamet etmektedir.
10. 13/8/2013 tarihinde saat 22.00’de tanzim edilen tutanakta yer alan bilgilere göre kimliği belirsiz yirmi atlının sınırdan geçerek kaçakçılık yapacağı yönünde sınır koruma piyade birliğinden gelen ihbar üzerine Çaldıran İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı askerler şüphelileri yakalamak için göreve çıkmıştır.
11. Saat 23.35’te düzenlenen Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağına göre başvurucu Abdulbaki Bingöl, kolluk görevlilerine direnmiş ve hakaret etmiştir.
12. Başvurucu Abdulbaki Bingöl 14/8/2013 tarihinde saat 01.00’de gözaltına alınmıştır.
13. Başvurucu Abdulbaki Bingöl hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından adli kolluğun hazırladığı fezleke Çaldıran Cumhuriyet Başsavcılığına (Savcılık) gönderilmiştir. Savcılık 2013/485 sayılı dosya üzerinden soruşturma başlatmıştır.
B. Başvurucu Abdulbaki Bingöl Hakkında Görevi Yaptırmamak İçin Direnme ve Hakaret Suçlarından Yapılan Soruşturma
14. 13/8/2013 tarihinde saat 23.35’te kolluk tarafından düzenlenen tutanakta yer alan bilgilere göre köye atlıların giriş yaptığı görülünce jandarma devriye aracıyla köye gidilmiş, kimliği belirsiz atlıların yakalanmasına çalışıldığı sırada Abdulbaki Bingöl65… plakalı araçla jandarmanın yolunu kapatarak kaçakçıların yakalanmasına engel olmuştur. Bunun üzerine Araç Komutanı J. Asb. A.Ö. tarafından kimlik bilgileri istenen başvurucu Abdulbaki Bingöl “Sen kim oluyorsun kimliğimi sana vereceğim, bu saatte köyde ne arıyorsunuz, ekmek parası da mı kazanmayalım, ben kaçakçıyım” diye bağırmıştır. Araç şoförüne kimliğini beyan etmesi gerektiği, ana yolda atların gelişini beklerlerken önlerinden sekiz kez geçtiği başvurucuya söylenmesine rağmen kimliğini beyan etmemesi ve araçla hareket etmeye çalışması üzerine kendisine üç defa dur ihtarı yapılmış fakat başvurucu kaçmıştır. Araç takip edilerek şahsın evinin önüne gelindiğinde kalabalık bir grubun beklediği görülmüştür. Daha sonra Abdulbaki Bingöl, yanındaki kalabalıkla devriye aracının etrafını sarmış; J. Asb. A.Ö. araç sürücüsünün kimliğini beyan etmesini istediğinde “Sen kim oluyorsun da benden kimliğimi istiyorsun, daha önceden de benim malımı yakaladın daha ne istiyorsun be o… çocuğu, seni sinkaf ederim, benden kimlik alacak adam daha yoktur” diyerek sözü edilen kolluk görevlisinin koluna vurup onu yaralamış, yakasından çekmiş, kolundan tutarak araçtan indirmeye çalışmış, görevini yapmasına engel olmuş ve hakaret etmiştir. Kalabalığın çoğalması ve bazı kişilerin yerden taş alması üzerine daha emniyetli olan Soğuksu köyü girişinde takviye kuvvet beklenmiştir. Destek kuvvet beklenirken köyde bulunan zırhlı araç bir grup köylü tarafından taşlanmıştır. Olay sonrası takviye kuvvet olarak J. Uzm. Çvş. B.E.Ş. gelmiştir. Devriye kuvvetlerinin yanına çağrılan şüpheli “Beni götüremezsiniz, ben bir şey yapmadım, sadece kaçakçıyım” demiş, devriye aracına bindirildiği sırada J. Uzm. Çvş. B.E.Ş.ye dirsek atmış, J. Er M.T.nin boğazını sıkmış, küfürlü cümlelerle devriye ekiplerine mukavemette bulunmuştur.
15. Çaldıran Devlet Hastanesi 14/8/2013 tarihinde yaralı kolluk görevlileri hakkında rapor tanzim etmiştir. Raporda;
i. J. Uzm. Çvş. B.E.Ş.nin karın ağrısı, bulantı ve kusma şikâyetiyle geldiği, sağ alt kadranda hiperemi (kanlanma) oluştuğu belirtilmektedir.
ii. J. Asb. A.Ö.nün sağ omuz ve sağ kolunda hiperemi bulunmaktadır.
iii. J. Er M.T.nin boynunda 6 cm tırnak izi mevcuttur.
16. Görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine karşı hakaret suçlarından Cumhuriyet savcısının kararıyla saat 01.00’de gözaltına alınan başvurucu, saat 15.00’te gözaltından çıkarılmıştır.
17. Başvurucu Abdulbaki Bingöl, Çaldıran Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/8/2013 tarihli kararıyla, atılı suçlardan adli kontrol altına alınmıştır. Başvurucu, savunmasında suçlamaları kabul etmemiştir.
18. Savcılık 15/8/2013 tarihinde başvurucu Abdulbaki Bingöl’ün anılan suçlardan cezalandırılması istemiyle Çaldıran Asliye Ceza Mahkemesine (Mahkeme) kamu davası açmıştır. İddianamede J. Asb. Çvş. A.Ö., J. Uzm. Çvş. B.E.Ş. ve J. Er M.T. müşteki olarak gösterilmiştir.
19. Mahkeme 11/4/2017 tarihinde (bireysel başvuruda bulunulduktan sonra) başvurucu Abdulbaki Bingöl’ün her iki suçtan mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir. Kararda, olayın Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağında belirtildiği şekilde gerçekleştiği kabul edilmiştir.
20. Bu karar 11/1/2018 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
C. Başvurucu Abdulbaki Güngör’ün Yaralanması Konusunda Kolluk Görevlileri Hakkında Yapılan 2013/488 Sayılı Soruşturma
21. Başvurucu İsa Bingöl’ün şüpheli J. Erler N.Ş., M.T., M.A. ve Y.İ. ile J. Asb. A.Ö. hakkında verdiği 15/8/2013 tarihli şikâyet dilekçesi üzerine 2013/488 sayılı soruşturma başlatılmıştır. Oto Yedek Parçacısı İ.A. ve Tamirci M.F.Y., şikâyet dilekçesinde tanık olarak gösterilmiştir.
22. Çaldıran Devlet Hastanesince nezarethaneye giriş için 14/8/2013 tarihinde saat 13.38'de düzenlenen raporda başvurucu Abdulbaki Güngör’de darp ve cebir izi bulunmadığı belirtilmiştir.
23. Diğer başvurucunun darp iddiası ve adli raporu bulunmamaktadır.
24. Başvurucu İsa Bingöl 27/2/2014 tarihinde kollukta şu beyanda bulunmuştur:
“Ben 13.08 2013 tarihinde saat 22 00 sıralarında oğlum Abdulbaki ile birlikte Çaldıran merkez ilçesinde motor tamircisi [M.F.Y.] isimli kişinin yanında idik. Daha sonra Soğuksu köyüne oğlum Abdulbaki ile birlikte [65…] plakalı aracı ile köye girdik. Köye girdimizde jandarmalar bizi durdurdu. Kimlik sordu daha sonra komutan hiçbir şey söylemeden oğlum Abdulbaki’yi atın arabaya dedi ve jandarmalar oğlumu benim yanımda alıp götürdüler, neden götürdüklerin bilmiyorum. Daha sonra karakola geldim yüzbaşı ile görüştüm. Olayda benim oğlum Abdulbaki’nin görevli memura direndiğini söyledi, daha sonra oğlum Abdulbaki’yi Muradiye ilçesindeki nezarete aldılar ve 14.08.2013 tarihinde serbest bıraktılar…”
25. Şüpheliler (beş şüpheli) hakkında yapılan 2013/488 sayılı soruşturma 24/6/2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlanmıştır. Karar başlığında yalnız İsa Bingöl müşteki olarak gösterilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Müştekinin suç tarihinde Çaldıran İlçesi Soğuksu köyünde jandarma devriyeleri tarafından oğlu Abdulbaki Bingöl'ün göz altına alınıp darp edildiğini söylemesi üzerine Başsavcılığımız tarafından soruşturma başlatılmış ise de yapılan soruşturma neticesinde o saatte olay yerinde devriye görevindeki bütün kolluk görevlilerin ifadeleri alınmış olup, hem mağdurun [adli muayene] raporunda herhangi bir darp ve cebir izine rastlanılmadığı, hem de tarafların ifadeleri doğrultusunda böyle bir suçun işlendiğine dair müştekinin soyut ifadeleri dışında bunu destekler nitelikte hiçbir delil bulunmadığı, bunun yanında olayın mağdurunun müştekinin beyanını destekler mahiyette ifade dahi vermediği anlaşıldığından;
Şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, karardan bir suretin müşteki ve şüphelilere tebliğine, ifadesi alınmayan mağdura tebliğe yer olmadığına [karar verilmiştir.]”
26. Bu karar Temmuz 2014’te başvurucu İsa Bingöl’e tebliğ edilmiştir. Tebligat fotokopisi okunaklı olmadığından hangi gün tebliğ edildiği tespit edilememiştir. Karara itiraz edildiği yönünde başvuru formu ekinde ve UYAP kayıtlarında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
D. Başvurucu Abdulbaki Güngör’ün Yaralanması Konusunda Yapılan 2014/322 Sayılı İkinci Soruşturma
27. J. Asb. A.Ö. hakkında, ne şekilde soruşturmaya kaydedildiği UYAP kayıtlarından ve Savcılıktan istenen bilgilerden anlaşılamayan ikinci bir soruşturma daha yürütülmüştür. İncelenen başvurunun konusunu 2014/322 sayılı bu soruşturma oluşturmaktadır. 2013/322 sayılı soruşturmada şüpheli olan diğer dört kolluk görevlisinin bu soruşturmaya dâhil edilmediği anlaşılmıştır.
28. 2013/488 sayılı soruşturma dosyasının bir suretinden başka hiçbir belgenin kayıtlı olmadığı bu soruşturma, 26/11/2014 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlanmıştır. Başvurucu İsa Bingöl dosyada müşteki olarak gösterilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
“Müşteki İsa Bingöl'ün 14.08.2013 tarihli şikayet dilekçesinde 13.08.2013 tarihinde akşam saat 21:00-22:00 arasında Çaldıran ilçesinden köylerine dönerken evlerinin önünde Jandarma tarafından araçlarının durdurularak aracı süren oğlu Abdulbaki Bingöl'ü Jandarmanın alarak sebepsiz yere Muradiye ilçesine götürdükleri ve oğlu Abdulbaki Bingöl'e darp ve cebir uygulandığından bahisle şikayetçi olması üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmış ise de yapılan soruşturma neticesinde alınan tanık, şüpheli beyanları ve tüm tahkikat evrakına göre Abdulbaki Bingöl isimli şahsın 13.08.2013 günü saat 20:00 sıralarında Soğuksu Piyade karakolundan 20 adet kaçak sigara taşıyan atlı bir grubun soğuksu köyüne geleceği ihbarı alınması üzerine Çaldıran İlçe Jandarma Komutanlığı görevlilerinin saat 20:20 'de Soğuksu köyüne gittiği, Soğuksu köyü içinde geçen Çaldıran Doğubayazıt karayolu kenarında beklerken [65…] plakalı araç İlçe Jandarma Görevlilerinin önünden sekiz kez geçmiş yine görevlilerin atlıları köy içinde kovlarken Abdulbaki Bingöl'ün evinin 50 metre kadar mesafede aracı yola yan bir şekilde çevirerek görevlilerin yolunu kesip atlıların kaçmasını engelledikleri için Cumhuriyet Savcısının [F.D.] talimatı üzerine Abdulbaki Bingöl isimli şahıs gözaltına alınmış olup, Çaldıran İlçesindegözaltında bulundurulabilecek herhangi bir nezarethane olmadığından şahsın Muradiye İlçesine götürüldüğü, yine Şahsın alınan doktor raporlarındadarp cebir izine rastlanmadığı, böyleceyasal görevini yapmakta olan şüphelinin üzerine atılı suçu işlemediği anlaşıldığından;
Şüpheli hakkında kamu adına KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA,
Kararın müştekiye ve şüpheliye ayrı ayrı tebliğine [karar verilmiştir.]
…”
29. Bu karara başvurucular vekili tarafından yapılan itiraz, Erciş Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/1/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
30. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Kasten yaralama
Madde 86- …
(2) (Ek fıkra: 31/3/2005 – 5328/4 md.) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindekietkisinin basitbirtıbbîmüdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
…
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
31. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun karar tarihinde yürürlükte olan hâliyle 172. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
Madde 172 - (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
(2) Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
32. Mahkemenin 23/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
33. Başvurucular; başvurucu Abdulbaki Bingöl’ün kötü muameleye maruz kaldığı olayda Çaldıran İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı askerler hakkında aynı birim tarafından soruşturma işlemlerinin yaptırılması ve savcının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda (KYOK) eylemi basit yaralama suçu olarak vasıflandırmasının bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini zedelediğini, yakalamanın savcıya haber verilmeden yapıldığını, Abdulbaki Bingöl’ün Çaldıran’da yakalanmasına karşın Muradiye ilçesinde nezarethaneye alındığını, yakalamadan sonra nezarethaneye giriş raporunun on altı saat sonra alındığını, yapılan bu muayenenin de Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı, Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi İçin El Kılavuzu'na (İstanbul Protokolü) uygun olmadığını, işkence iddiasından sonra ise hiçbir adli muayene yaptırılmadığını, Savcılık tarafından hiçbir esaslı işlem yapılmadığını ve delil toplanmadığını, olayın mağduru olmasına karşın Abdulbaki Bingöl’ün bu sıfatla ifadesinin alınmadığını, tanık araştırması ve keşif yapılmadığını, altı jandarma görevlisi olmasına karşın yalnız biri hakkında karar verildiğini, gerek KYOK gerekse buna yapılan itiraz üzerine verilen kararların gerekçesiz olduğunu belirterek Anayasa'nın 17. ve 36. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
34. Bakanlık görüşünde olayın özeti yapılmış, kovuşturmaya yer olmadığı kararının gerekçesine ve kötü muamele yasağını ilgilendiren Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yer verilmiştir.
B. Değerlendirme
35. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca bireysel başvuru yoluna başvurabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
36. Başvurucuların kötü muamele iddiası hakkında Savcılıkça iki kez soruşturma yapılmıştır. Bunlardan ilki olan 2013/488 sayılı soruşturma, 24/6/2014 tarihinde KYOK ile sonuçlanmıştır. Anılan karar, mağdur (başvurucu) Abdulbaki Güngör’ün raporunda herhangi bir darp-cebir izi ve başvurucuların ifadelerini destekler mahiyette bir delilin bulunmamasına dayandırılmıştır. Başvurucu İsa Göngör’e tebliğ edilen bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Anılan karar diğer başvurucu Abdulbaki Güngör’e tebliğ edilmemiş ise de başvurucunun bizzat kendisinin yaralandığını ileri sürdüğü olayda şikâyetin -reşit olmasına rağmen- babası olan diğer başvurucu tarafından yapılması, babasına yapılan tebligattan haberdar olmamasının mümkün olmadığı da nazara alınmalıdır.
37. 2013/488 sayılı ilk soruşturmanın KYOK ile sonuçlanmasından sonra Savcılık tarafından aynı konuda yapılan -ve ne şekilde başlandığı UYAP kayıtlarından ve başvuru formu ekindeki belgelerden anlaşılamayan- 2014/322 sayılı ikinci soruşturma da, 26/11/2014’te KYOK ile neticelenmiştir. Bu karara karşı başvurucular vekili tarafından yapılan itiraz Erciş Sulh Ceza Hâkimliğince 26/1/2015 tarihinde reddedilmiştir.
38. Daha önce başvurulduğu ve reddedildiği için başarılı olunmayacağı belli olan başvuru yoluna, yeni bir delil ileri sürmeksizin tekrar başvurulması sonucu verilen karar üzerine yapılan bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesinin süre ve zaman bakımından yetkisi üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır (bkz. İbrahim Oğuz Yapar, B. No: 2012/829, 5/3/2013, § 32; Seyithan Akgül, B. No: 2013/5869, 7/1/2016, § 35; Ramazan Akpınar, B. No: 2014/13349, 4/4/2018, § 23).
39. Başvuru konusu olayda Çaldıran Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen 26/11/2014 tarihli kararda, aynı olaya ilişkin olarak önceden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi ve bu aşamadan sonra yeni bir delilin meydana çıkmaması, Savcılık tarafından önceki soruşturma suretinin dosyaya eklenmesi dışında farklı bir işlemin yapılmamasından dolayı ikinci soruşturmada başarılı olunamayacağı bellidir. Nitekim ikinci soruşturma da kolluğun sorumluluğunun bulunmadığı değerlendirmesiyle neticelenmiştir.
40. Bu durumda somut olayda başvurucuların olaya ilişkin 2013/488 sayılı soruşturmada verilen 24/6/2014 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın Temmuz 2014 tarihinde tebliğ edildiği (tebligat parçası okunaksız olduğundan Temmuz ayının hangi gününde tebliğ edildiği tespit edilememiştir), bu karara karşı Anayasa Mahkemesine otuz günlük süre içinde bireysel başvuruda bulunulduğunu gösteren bir bilgi ya da belge sunulmadığı, 2014/322 numaralı soruşturma sonucunda verilen 26/11/2014 tarihli kararın başvuru süresine etkisi olmadığı da nazara alındığında başvurunun süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varılmaktadır.
41. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçeyle;
A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 23/1/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.