TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET FATİH DURAK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/7630)
Karar Tarihi: 19/12/2017
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
M. Emin KUZ
Raportör
Gülbin AYNUR
Başvurucu
Mehmet Fatih DURAK
Vekili
Av. Fatih ÇAKIROĞLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Polis Kolejinden ilişiğin kesilmesi nedeniyle eğitim ve öğrenim, şeref ve itibar haklarının ihlal edildiği iddiaları ile ilişik kesme işlemine dayanak alınan kanun hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemine ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, ilköğretim sonunda girdiği sınavlarda başarılı olarak 2012 yılında Polis Kolejinde eğitim ve öğrenime başlamıştır.
7. Başvurucunun Polis Kolejine kayıt yaptırdığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre (bkz. § 22) Polis Koleji mezunları sınavsız olarak Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesine (Fakülte) kayıt yaptırabilmekte ve buradan mezun olduklarında da polis amiri olarak atanabilmektedir.
A. Bireysel Başvurudan Önceki Gelişmeler
8. Başvurucu, Polis Kolejindeki eğitimine devam ederken Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırabilmesini öngören mevzuat hükümleri 3/6/2014 tarihinde değiştirilmiştir. Yeni düzenlemelerde Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt imkânları kaldırılmış ve bu öğrenciler için de sınav koşulu getirilmiştir (bkz. § 23).
9. İlerleyen süreçte4/4/2015 tarihinde çeşitli kanunlarda yapılan değişikliklerle ve söz konusu kanun değişiklikleriyle uyumlaştırma çalışmaları kapsamında ilgili diğer mevzuatta yapılan değişikliklerle Polis Koleji kapatılmış, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi ise Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğü (PAEM) şeklinde farklı bir statü ile yeniden yapılandırılmıştır (bkz. §§ 18, 21, 24).
10. Mevzuat değişiklikleri uyarınca 4/4/2015 tarihi itibarıyla Polis Kolejinin kapatılması nedeniyle başvurucu 11. sınıf öğrencisiyken ve son sınıfa geçmek üzereyken başvurucunun 8/4/2015 tarihinde okuldan ilişiği kesilmiştir.
11. İlişiğinin kesildiğini bildirir belge 9/5/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 7/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvurudan Sonraki Gelişmeler
13. Başvurucu, Polis Kolejinden ilişiğinin kesilerek Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı başka bir okula nakledilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle 3/6/2015 tarihinde idari yargıda dava açmıştır.
14. Ankara 6. İdare Mahkemesi 31/12/2015 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucunun Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesinin ve MEB'e bağlı bir okula nakledilmesinin kanun hükmü gereği olduğu, yürütme organına bu hususta bir yetki tanınmadığı, bu sebeple dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
15. Karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 27/2/2017 tarihli kararıyla onanmıştır.
16. Başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 15/6/2017 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
17. 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan 19. maddesinin son fıkrası şöyledir:
"Polis Akademisinde öğrenci yetiştirmek üzere; polislik mesleğinin gerektirdiği bilgi, disiplin ve bedeni kabiliyete haiz, Milli Eğitim Temel Kanunu hükümlerine göre, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı, lise seviyesinde parasız yatılı ve resmi üniformalı polis kolejleri açılır."
18. 27/3/2015 tarihli ve 6638 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 47. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Kanun'un yayımı tarihinde; 3201 sayılı Kanun'un 19 uncu (...) [maddesi] yürürlükten kaldırılmıştır."
19. 3201 sayılı Kanun'un, 6638 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen geçici 24. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Polis kolejinde öğrenime devam eden öğrenciler, Millî Eğitim Bakanlığınca polis koleji giriş sınavının yapıldığı tarihte aldıkları Ortaöğretim Yerleştirme Puanları dikkate alınarak durumlarına uygun okullara naklen kaydedilirler."
20. 25/4/2001 tarihli ve 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu'nun 30. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"...
c) Akademiye alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, istenecek belgeler, kayıt, sınav ve kabul işlemlerine ait esas ve usulleri,
...
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.(...)"
21. 4652 sayılı Kanun'un 6638 sayılı Kanun'un 43. maddesiyle eklenen geçici 7. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başka bir işlem yapılmasına gerek kalmaksızın Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne dönüştürülür. (...)"
22. 4652 sayılı Kanun'un 30. maddesine dayanılarak hazırlanan ve olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin 10. maddesi şöyledir:
"Polis Koleji mezunları, sınavsız olarak fakülteye alınırlar."
23. Aynı Yönetmelik'in 3/6/2014 tarihli ve 29019 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in4. maddesi ile değiştirilen 7. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Polis Koleji mezunları ile lise ve dengi okul mezunlarının fakülteye giriş sınavı ile ilgili başvuruları, Başkanlıkça belirlenen tarihler arasında yapılır. Başvurunun ne şekilde yapılacağı Başkanlıkça belirlenir."
24. 16/7/2015 tarihli ve 29418 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği’nin "Öğrenci kaynakları" kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1)PAEM’in öğrenci kaynağı şunlardır;
a) Meslekte fiilen iki yılını dolduran ve kırkbeş yaşından gün almamış lisans mezunu polis memurları, başpolis memurları ve kıdemli başpolis memurları.
b) Emniyet mensubu olmayan lisans mezunları veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar.
c) İlgili devletlerle yapılacak ikili anlaşmalara bağlı olarak alınacak yabancı uyruklu öğrenciler."
25. Aynı Yönetmelik'in 43. maddesi şöyledir:
"17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır."
B. Uluslararası Hukuk
1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
26. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ek 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesinin ilgili kısmı söyledir:
"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz."
2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihadı
27. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); Sözleşme'nin ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesindeki düzenleme uyarınca taraf devletlerin belirli bir zamanda var olan eğitim kurumlarına erişim hakkınıgaranti ettiklerini, buna karşılık kendilerini belirli bir tipte veya seviyede eğitimi kurmak ya da desteklemekle yükümlü kılacak bir hakkı kabul etmediklerini ifade etmektedir (Belçika Eğitim Dili Davası, B. No: 1474/62, 1677/62, 1691/62, 1769/63, 1994/63, 2126/4, 23/7/1968, §§ 3, 4). Diğer bir ifadeyle AİHM'e göre taraf devletlerin belli eğitim kurumlarını kurma veya destekleme görevi bulunmamaktadır. Ancak devletler, kurdukları veya destekledikleri eğitim kurumlarına etkili bir şekilde erişimi sağlama yükümlülüğü altındadır (Ponomaryovi/Bulgaristan, B. No: 5335/05, 21/6/2011, § 49).
28. AİHM; önemine rağmen eğitim hakkının mutlak olmadığını, doğası gereği devlet tarafından düzenleme yapılmasını gerektirdiğinden bazı kısıtlamalara tabi olabileceğini kaydetmiştir (Belçika Eğitim Dili Davası, § 5; Leyla Şahin/Türkiye, [BD], B. No: 44774/98, 10/11/2005, § 154). AİHM; eğitim kurumlarını düzenleyen kuralların toplumun ihtiyaç ve kaynakları ile eğitimin farklı düzeylerine has özelliklere göre zaman ve mekânda değişiklik gösterebileceğini, dolayısıyla ulusal makamların bu konuda belli bir takdir payından yararlandığını belirtmektedir (Belçika Eğitim Dili Davası, § 3; Leyla Şahin/Türkiye, § 154).
29. AİHM, getirilen sınırlamaların "hakkın özüne zarar verecek ve etkililiğini azaltacak" genişlikte olmaması gerektiğini belirtmekte; bunu temin etmek amacıyla da sınırlamaların ilgili kişiler açısından "öngörülebilir" olduğuna ve "meşru bir amaç güttüğüne" ikna olması gerektiğine işaret etmektedir (Leyla Şahin/Türkiye, § 154). Ancak AİHM'e göre devlet, Sözleşme'nin 8. ile 11. maddelerinde olduğunun aksine ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi kapsamında bir meşru amaçlar listesi ile bağlı değildir (Catan ve diğerleri/Moldova ve Rusya [BD], B. No: 43370/04, 8252/05 ve 18454/06 § 140). AİHM, bir sınırlamanın ancak kullanılan araç ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi bulunduğu takdirde bu türden bir kısıtlamanın ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi ile uyumlu olacağını kabul etmektedir (Leyla Şahin/Türkiye, §154).Devletin bu alandaki takdir aralığı, eğitimin ilgili kişiler ve toplumun geneli için taşıdığı önemin derecesine ters orantılı şekilde seviyesine bağlı olarak artar (Ponomaryovi/Bulgaristan, § 56).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
30. Mahkemenin 19/12/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Kanun Hükümlerinin İptali İstemi Yönünden
31. Başvurucu, Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesine dayanak alınan 6638 sayılı Kanun'un 29., 37. ve 47. maddelerinin iptalini istemektedir.
32. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemlerin doğrudan bireysel başvuru konusu yapılamayacağı düzenlenmiştir. Bir yasama işleminin temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda doğrudan yasama işlemi aleyhine değil ancak yasama işleminin uygulanması mahiyetindeki işlem, eylem ve ihmallere karşı bireysel başvuru yapılabilir (Süleyman Erte, B. No: 2013/469, 16/4/2013, § 17; Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 37).
33. Somut olayda başvurucu, yasama işleminin doğrudan Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği iddiasıyla bireysel başvuruda bulunmuştur.
34. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Eğitim ve Öğrenim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden
1. Başvurucunun İddiaları
35. Başvurucu; Polis Koleji giriş sınavını kazandığı ve okula kayıt yaptırdığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye geçebildiklerini, buradan mezun olduklarında da emniyet teşkilatı kadrolarına polis amiri olarak doğrudan atanabildiklerini hatırlatmaktadır. Gerek meslek edinme güvencesi gerekse eğitim masraflarına aile katkısının en aza indirgenmesi noktasında sağladığı avantajlar nedeniyle Polis Kolejinde eğitim almayı tercih ettiğini belirten başvurucu, bu hususlarda haklı bir beklenti içine girdiğini, bu beklentisinin korunmasının hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunu ifade etmektedir. Başvurucu, yaklaşık üç yıl eğitimine devam ettikten sonraöğretim döneminin bitmesi dahi beklenmeden okuldan ilişiği kesilmek suretiyle eğitimine son verilerek tüm kazanılmış haklarından yoksun bırakıldığından şikâyet etmektedir. Polis Kolejinden ilişiğin kesilmesinin doğrudan kanun hükmü ile öngörülmesi nedeniyle hakkında gerçekleştirilen bu tasarrufa karşı idari yargı yolunun etkisiz kılındığına da dikkat çeken başvurucu; eşitlik ilkesinin, çalışma hürriyetinin, adil yargılanma ve etkili başvuru hakları ile eğitim-öğrenim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
36. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun yukarıda yer verilen şikâyetlerinin özü, Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesi nedeniyle bu okuldaki eğitim ve öğreniminedevam edememesidir. Bu itibarla belirtilen ihlal iddiaları eğitim ve öğrenim hakkı kapsamında incelenmiştir.
37. Somut başvuruda ihlal iddiasına konu olan ve Polis Kolejinden ilişiğinin kesildiğinin başvurucuya bildirildiği belgede, ilişiğin kesilmesinin hukuki dayanağı olarak 6638 sayılı Kanun'un, Polis Kolejinin kapatılmasına ve burada öğrenim gören öğrencilerin diğer okullara nakledilmelerine ilişkin düzenlemeler içeren 29. ve 47. maddelerinin gösterildiği görülmektedir. Bir başka ifadeyle başvurucunun esasen herhangi bir idari işleme de gerek kalmaksızın doğrudan 6638 sayılı Kanun hükümleri gereğince Polis Kolejinden ilişiğinin kesildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla bireysel başvurudaki ihlal iddialarının kaynağının söz konusu Kanun hükümleri olduğu dikkate alındığında bireysel başvuru yapılmadan önce idari yargı yoluna gidilmemiş olması nedeniyle başvuru yollarının tüketilmediğinden söz edilmesine imkân bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Nitekim başvurucunun bireysel başvuruda bulunduktan sonra dava açtığı idari yargıdan elde ettiği kararın gerekçesi de (bkz. § 14) bu sonuca ulaşılmasındaki değerlendirmeyi doğrular niteliktedir. Dolayısıyla başvurunun başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin kabul edilebilirlik kriterini sağladığı anlaşılmaktadır.
38. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
39. Anayasa'nın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" kenar başlıklı 42. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir."
40. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrasında kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmek suretiyle "eğitim hakkı" herkes yönünden güvenceye bağlanmıştır. Eğitim hakkı, kamu ve özel eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin ilk, orta ve yükseköğrenim seviyelerini de kapsar. Anayasa’da yer alan eğitim ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017,§ 44).
41. Anayasa'nın anılan maddesinde düzenlenen eğitim hakkı belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını ve bu eğitim kurumlarına devam edebilmeyi teminataltına almaktadır. Bununla birlikte bu hak, devlete belli bir eğitim kurumu kurma ödevi yüklemediği gibi devletin var olan eğitim kurumlarını kaldırmasına veya statülerinde değişiklik yapmasına da engel teşkil etmemektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, § 45; benzer yönde değerlendirme için bkz. Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68).
42. Somut olayda başvurucunun devam etmekte olduğu eğitim kurumundan ilişiğinin kesilmesi eğitim hakkına yönelik bir müdahale teşkil etmektedir.
43. Anayasa'nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
44. Yukarıda anılan müdahale Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen; kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 42. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Dolayısıyla başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahalenin söz konusu koşullara uygun olup olmadığının tespiti gerekir.
45. Somut olayda başvurucunun Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesi, 6638 sayılı Kanun'un Polis Kolejinin kapatılmasına ve burada öğrenimine devam eden öğrencilerin MEB'e bağlı diğer okullara nakledilmelerine ilişkin düzenlemeler öngören 29. ve 47. maddelerine dayanmaktadır. Dolayısıyla müdahalenin kanuni dayanağının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
46. Anayasa'nın 42. maddesinde eğitim hakkının sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte eğitim hakkının mutlak ve sınırsız bir hak olduğu düşünülemez. Nitekim anılan maddenin ikinci fıkrasında yer verilen "Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir." ifadesi ile devlete bir takdir alanı yaratılmıştır. Eğitim hakkının Anayasa'nın "sosyal ve ekonomik haklar" bölümünde düzenlendiği hususu da gözetildiğinde devlete tanınan bu takdir hakkının özünde bir "sınırlama" yetkisi de içerdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan Anayasa'da, diğer haklardan farklı olarak eğitim hakkının sınırlanması hususunda kanun koyucuyu bağlayan belli bir meşru amaçlar listesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanun koyucunun eğitim hakkının sınırlanması hususundaki takdir aralığının geniş olduğu ifade edilebilir. Ancak kanun koyucunun bu yetkisini kullanırken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan "kamu yararı"nı gözetmesi gerektiği açıktır (Adem Öğüt ve diğerleri, § 53).
47. 3201 ve 4652 sayılı Kanunlarda 6638 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önceki hükümler uyarınca Polis Akademisinde öğrenci yetiştirmek üzere lise seviyesinde Polis Koleji; lisans düzeyinde ise Güvenlik Bilimleri Fakültesi açıldığı, anılan eğitim kurumlarına ilişkin mevzuat incelendiğinde bunların açılmasındaki temel amacın polis amiri yetiştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra kanun koyucu polis amiri alım koşulları yönünden sistem değişikliğine gitmiş ve polis amiri ihtiyacını anılan kurumlardan karşılama yönündeki politikasından vazgeçerek söz konusu kurumların kapatılmasına/yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasal düzenleme yapmıştır. Bu kapsamda 6638 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle Polis Kolejinin kapatıldığı ve Polis Akademisi Başkanlığı bünyesindeki Fakültenin ise PAEM şeklinde farklı bir hukuki statüde yeniden yapılandırıldığı görülmektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, § 54). 6638 sayılı Kanun’un belirtilen düzenlemelere ilişkin hükümlerine karşı iptal davası ve itiraz yoluyla yapılan norm iptaline dair başvuruları inceleyen Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemelerde Anayasa’ya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle iptal istemlerini reddetmiştir (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017).
48. 6638 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde lise düzeyinde olan Polis Koleji ile dört yıllık eğitim veren Fakültenin kuruluş amaç ve gereklerinin günümüz şartlarında ortadan kalktığı, düzenleme ile emniyet teşkilatında istihdam edilecek personelin eğitim maliyetinin düşürülmesi, çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir eğitim sistemi oluşturulması ve emniyet teşkilatında çok başlılık yaratan tüm eğitim kurumlarının Polis Akademisine bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Bu yönüyle 6638 sayılı Kanun’la anılan konuyla ilgili yeni bir sistemin oluşturulmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Gerek kamu güvenliği gerekse kişilerin bireysel güvenliğini doğrudan sağlamaya yönelik emniyet hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesinde bu hizmetlere uygun personel seçme sisteminin oldukça etkili olduğu dikkate alındığında anılan amacın kamu yararı ile örtüştüğü tartışmasızdır (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 272, 273).
49. Uygulanmasına geçilen bu yeni sistemin doğal bir sonucu ve gereği olarak lise düzeyinde eğitim veren Polis Kolejinin faaliyetine son verilmesinin ve bunun neticesinde hâlihazırda öğrenim gören öğrencilerin ilişiğinin kesilmesinin meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmaktadır.
50. Somut olayda başvurucunun Polis Kolejine girdiği dönemde yürürlükte olan mevzuata göre Polis Koleji mezunlarına Fakülteye sınavsız geçiş ve buradan mezun olduklarında da emniyet teşkilatı kadrolarına polis amiri olarak doğrudan atanma hakkı tanınmışken başvurucu henüz Polis Kolejindeki öğrenimine devam etmekte iken yapılan mevzuat değişikliğiyle tüm bu haklar ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca başvurucunun Polis Kolejinden ilişiği kesilerek kendisine buradan mezun olma imkânı da tanınmamıştır.
51. Başvurucunun başka ortaöğretim kurumları yerine Polis Kolejini tercih etmesinde ve buna göre eğitim ve iş kariyerini planlamasında, yürürlükte bulunan mevzuata güvenerek buradan mezun olduğunda sınavsız şekilde Fakülteye girebileceği ve daha sonra da polis amiri olacağı yönündeki beklentisinin de etkili olduğu yadsınamaz. Ancak emniyet hizmetlerinin hem kamu güvenliği hem de bireylerin kişisel güvenlikleri yönünden taşıdığı kritik önem, bu hizmet alanında köklü ve yapısal değişiklikler getiren yeni sisteme ilişkin kurallara birtakım istisnaların -başvurucunun Polis Kolejine devam etme ve buradan mezun olma hakkının saklı tutulması gibi-öngörülmesine imkân tanımayabilir. Bir başka ifadeyle başvurucunun böyle bir beklentiye sahip olmasının sistem değişikliğinin bütün yönleriyle etkin bir şekilde ve bir an önce hayata geçirilmesinin önünde engel teşkil edebileceği düşünülemez (benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Adem Öğüt ve diğerleri, § 58). Bununla birlikte kişilerin önceki mevzuatın yürürlükte kalacağı yönündeki güvenlerine dayalı olarak ortaya çıkabilecek kayıplarını mümkün olduğunca telafi edebilecek/dengeleyebilecek birtakım güvence ve imkânlara da sahip olmaları gerekir.
52. Bu bağlamda somut olayda, belirtilen düzenlemelerle başvurucunun her konudaki eğitim ve öğrenime erişmesine değil Polis Kolejinin kapatılması nedeniyle sadece bu eğitim kurumundaki eğitim ve öğrenime erişimine bir sınırlama getirilmiş, öte yandan başvurucunun MEB tarafından Polis Koleji Giriş Sınavının yapıldığı tarihte aldığı ortaöğretim yerleştirme puanı dikkate alınarak durumuna uygun okullara naklen kaydedilmesine imkân tanınmıştır (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 281-283). Bu nedenle somut olayda eğitim ve öğrenim hakkının kullanımını ciddi surette güçleştirip amacına ulaşmasına engel oluşturan bir durumdan söz edilemez. Ayrıca başvurucunun polis amiri olma yönündeki beklentisine ilişkin olarak da ilerleyen süreçte ilgili eğitim alanının gerektirdiği niteliklere en uygun adayların seçilebilmesi amacıyla getirilen sınavlara katılmak ve mevzuatta öngörülen diğer şartları da sağlamak kaydıyla PAEM'de eğitim almasının önünde de bir engel söz konusu değildir. Dolayısıyla başvurucunun önceki mevzuatın yürürlükte kalacağı yönündeki güvenine dayalı olarak ortaya çıkabilecek kayıplarını mümkün olduğunca telafi edebilecek/dengeleyebilecek yeterli güvence ve imkâna sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
53. Buna göre Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmiş olmasının-yukarıda açıklandığı üzere sahip olduğu güvence ve olanaklar dikkate alındığında- başvurucuya aşırı ve katlanılamaz bir külfet yüklemediği, başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.
54. Bu durumda başvurucunun eğitim ve öğrenim hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
55. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Şeref ve İtibar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden
56. Başvurucu; yasama organı üyelerinin ilişik kesme işlemine dayanak olan6638 sayılı Kanun'un hazırlık çalışmaları sürecindeki söylemleri ve bu söylemlerin kamuoyuna yansıması nedeniyle henüz reşit dahi olmayan Polis Koleji öğrencilerinin gelecek yaşantılarını da etkileyecek şekilde lekelendiğini, toplumda kendilerine karşı ön yargı oluşturulduğunu, bu kapsamda kendisinin de Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesi nedeniyle manevi varlığının zedelendiğini belirtmektedir.
57. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3),48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
58. Somut olayda devletin polis amiri alım koşulları yönünden sistem değişikliğine gitmesinin bir gereği olarak 6638 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle Polis Kolejinin kapatılması nedeniyle ve herhangi bir ayrım gözetilmeksizin tüm Polis Koleji öğrencilerinin okuldan ilişiği kesilmiştir. Başvurucu, maruz kaldığı bu uygulamalar nedeniyle itibarsızlaştırıldığını ileri sürmekte ise de iddialarını temellendirecek herhangi bir somut olay veya bulguyu delilleriyle birlikte ortaya koyamamıştır. Dolayısıyla başvurucu tarafından ileri sürülen bu iddianın temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.
59. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının da, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Kanun hükümlerinin iptali istemiyle ilgili olan kısmın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Şeref ve itibar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/12/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.