logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(A.S. [2.B.], B. No: 2016/5688, 26/10/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A. S. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/5688)

 

Karar Tarihi: 26/10/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Mahmut Serhat MAHMUTOĞLU

Başvurucu

:

A.S.

Vekili

:

Av. Engin KARTAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edilme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, geri gönderme merkezinin fiziki koşullarının gayriinsani ve onur kırıcı olması nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 23/3/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvurucu, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin yürütmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

4. Komisyonca tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden İçtüzük'ün 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

5. Bölüm tarafından İçtüzük'ün 73. maddesi uyarınca sınır dışı işleminin durdurulmasına karar verilmiştir.

6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve ilgili kurumlardan temin edilen bilgilere göre olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu -beyanına göre- 1987 doğumlu olup Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşıdır.

10. Başvurucu, H.A. adına düzenlenmiş sahte pasaportla 31/10/2014 tarihinde Türkiye'ye giriş yapmış ve hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan soruşturma başlatılmıştır.

11. Başvurucu, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 31/12/2014 tarihinde alınan ifadesinde Çin'de yaşam şartları zorlaştığı için kaçak yollardan Vietnam, Kamboçya ve Tayland üzerinden Malezya'ya geçtiğini, burada 1.000 Amerikan doları karşılığında temin ettiği pasaportla Türkiye'ye geldiğini beyan etmiştir.

12. Başvurucu, daha sonra E.D. adına düzenlenmiş pasaport ile 2/7/2015 tarihinde Tayland'dan gelerek Türkiye'yegiriş yapmaya çalışırken pasaport kontrolünde yakalanmıştır.

13. Başvurucunun parmak izi kayıtlarından 31/10/2014 tarihinde hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan işlem başlatılan kişi olduğu anlaşılmıştır. Başvurucu hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan soruşturma başlatılmıştır.

14. Başvurucu İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından 2/7/2015 tarihinde alınan ifadesinde, 2014 yılında Türkiye'ye giriş yaptıktan yaklaşık on gün sonra 2.000 Amerikan Doları karşılığında E.D. adına düzenlenmiş bir nüfus cüzdanı temin ettiğini ve söz konusu nüfus cüzdanı ile resmî makamlara başvuruda bulunarak E.D. adına pasaport düzenlenmesini sağladığını beyan etmiştir.

15. Başvurucu ifadesinde ayrıca, yaklaşık üç yıl önce ülkesinden kaçarak Tayland'a gittiğini, burada eşiyle tanıştığını, eşi hamile olduğu için 2014 yılında kendisiyle birlikte Türkiye'ye gelemediğini ve bu nedenle söz konusu pasaportla eşini getirmeye gittiğini belirtmiştir.

16. Başvurucu, İstanbul Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 7/7/2015 tarihli kararıyla idari gözetim altına alınmış ve İstanbul Kumkapı Geri Gönderme Merkezine (Kumkapı GGM) yerleştirilmiştir.

17. Anılan idari gözetim kararı, İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/9/2015 tarihli kararıyla sonlandırılmış ve başvurucu aynı gün serbest bırakılmıştır.

18. Daha sonra Kayseri Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 31/12/2015 tarihli kararıyla başvurucunun kamu güvenliği bakımından tehdit oluşturduğu gerekçesiyle idari gözetim altına alınmasına ve sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.

19. Başvurucu söz konusu idari gözetim kararı kapsamında Tekirdağ Geri Gönderme Merkezine yerleştirilmiştir.

20. Başvurucu tarafından sınır dışı etme kararının iptali istemiyle 5/1/2016 tarihinde Kayseri 1. İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) dava açılmıştır.

21. Dava dilekçesinde özetle başvurucunun Türkiye'de bulunduğu süre içinde yasal düzenlemelere uygun davrandığı, herhangi bir suça karışmadığı ve kural ihlali yapmadığı ileri sürülmüştür.

22. Dava dilekçesinde ayrıca başvurucunun Doğu Türkistan kökenli ve Müslüman olduğu, ülkesinde dinî kimliği nedeniyle kendisinin ve yakınlarının işkence gördüğü, geri gönderilmesi hâlinde öldürülebileceği ya da işkence görebileceği iddia edilmiştir.

23. İdare Mahkemesi, başvurucu vekili tarafından davanın vekâletnamesiz açılması nedeniyle başvurucunun dava açılmasına ilişkin yazılı muvafakatini almıştır.

24. Anılan dava, İdare Mahkemesinin 19/2/2016 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"Dava dosyasının incelenmesinden, Çin uyruklu olduğu anlaşılan davacının ilk olarak 31.10.2014 tarihinde [H. A.] adına düzenlenen pasaportla Türkiye'ye giriş yaptığı, bu eylemi ile ilgili olarak "Resmi belgede sahtecilik" suçundan hakkında işlem başlatıldığı, kendi beyanına göre Türkiye'ye giriş yaptıktan yaklaşık 10 gün sonra *** Lokantasında tanıştığı [M.] isimli bir şahıstan 2000 Dolar karşılığında [E.D.] adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını temin ettiği, bu nüfus cüzdanına dayalı olarak yine [E.D.] adına pasaport aldığı, aldığı bu pasaportla yurt dışına çıktığı, 02.7.2015 tarihinde Tayland'dan gelerek Türkiye'ye giriş yaptığı esnada pasaport kontrolünde aranıyor kaydının tespit edilmesi üzerine, hakkında gerekli işlemlerin başlatıldığı, bu işlemler kapsamında alınan ifadesinde gerçek adının [A.S.] olduğunu, [E.D.] adına düzenlenen nüfus cüzdanının kendisine ait olmadığını beyan ettiği, yapılan parmak izi kontrolü neticesinde daha önce hakkında "Resmi belgede sahtecilik" suçundanişlem yapılan [A.S.] isimli şahısla parmak izlerinin aynıolduğunun tespit edildiği ve "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak" suçundan şüpheli sıfatıyla ifadesi alınarak hakkında adli ve idari yönden işlem başlatılarak, İstanbul Geri Gönderme Merkezine teslim edildiği, hakkında idari gözetim kararı alındığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 14.9.2015 tarih ve 10477 sayılı yazısı uyarınca Kayseri iline sevk edildiği, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 29.12.2015 tarih ve 6261sayılı yazısı doğrultusunda da sınır dışı edilmek üzere hakkında idari gözetim kararı alınarak Tekirdağ iline sevk edildiği, davacı vekili tarafından davacının sınırdışı edilmesine yönelik işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

 ...

Davacının ilk olarak [H.A.] adına düzenlenen pasaportla Türkiye'ye giriş yaptığı, bu eylemi ile ilgili olarak "Resmi belgede sahtecilik" suçundan hakkında işlem başlatıldığı, Türkiye'ye giriş yaptıktan kısa bir süre sonra [E.D.] adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını temin ettiği, bu nüfus cüzdanına dayalı olarak yine [E.D.] adına pasaport aldığı, bu eylemi ile ilgili olarak da "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak" suçundan hakkında işlem başlatıldığı anlaşılmaktadır.

Davacı tarafından başkasına ait nüfus cüzdanının yaşadışı olarak kullanıldığı kabul edilmektedir.

Bir şahsa ait kimlik ya da kimlik bilgilerinin başkası tarafından yasadışı olarak kullanılmasının, bilhassa bu kimlikle bir suç işlenmesi halinde kimliğin gerçek sahibini çok zor durumlara düşürebileceği göz önüne alındığında, "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak" suçunun kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından bir tehdit oluşturduğu sonucuna varılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin öncelikli görevi kendi vatandaşlarının güvenliğini ve huzurunu sağlamak olup, bu kapsamda kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehdit oluşturan yabancı uyruklu şahısları sınır dışı edebileceği açıktır.

Bu duruma göre, Türkiye'de bulunduğu süre içerisinde [E.D.] adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını temin ettiği ve bu nüfus cüzdanına dayalı olarak yine [E.D.] adına pasaport aldığı sabit olan davacının kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından bir tehdit oluşturduğugerekçesiyle 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca sınır dışı edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır."

25. Bu karar, başvurucu tarafından 29/2/2016 tarihinde öğrenilmiş olup 23/3/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

26. Başvuru formunda, idari dava dilekçesinde belirtilenlerden farklı olarak başvurucunun ülkesindeki istikrarsız durum, iç savaş ortamı ile "etnik, dinî ve siyasî" nedenlerle ülkesini terk ederek Türkiye'ye sığınmak zorunda kaldığı, başvurucu idari gözetim altında olduğu için vekâletname düzenlenmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

27. 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun "Kapsam" kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:

"(1) Bu Kanun, yabancılarla ilgili iş ve işlemleri; sınırlarda, sınır kapılarında ya da Türkiye içinde yabancıların münferit koruma talepleri üzerine sağlanacak uluslararası korumayı, ayrılmaya zorlandıkları ülkeye geri dönemeyen ve kitlesel olarak Türkiye’ye gelen yabancılara acil olarak sağlanacak geçici korumayı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar.

(2) Bu Kanunun uygulanmasında, Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası anlaşmalar ile özel kanunlardaki hükümler saklıdır."

28. 6458 sayılı Kanun’un "Geri gönderme yasağı" kenar başlıklı 4. maddesi şöyledir:

"Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez."

29. 6458 sayılı Kanun’un 29/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (676 sayılı KHK) 35. maddesiyle değişik “Sınır dışı etme kararı” kenar başlıklı 53. maddesi şöyledir:

(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır.

(2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

(3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde ‘54 üncü maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri ile ikinci fıkrası kapsamındakiler hariç’ yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.

30. 6458 sayılı Kanun’un 676 sayılı KHK’nın 36. maddesiyle değişik “Sınır dışı etme kararı alınacaklar” kenar başlıklı 54. maddesi şöyledir:

(1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

a) 5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler

b) Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar

c) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar

ç) Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar

d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar

e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler

f) İkamet izinleri iptal edilenler

g) İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler

ğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler

h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler

ı) Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler

i) Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar

j) İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar

k) Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler

(2) Bu maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri kapsamında oldukları değerlendirilen uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabilir.

 31. 6458 sayılı Kanun'un "Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar" kenar başlıklı 55. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) 54 üncü madde kapsamında olsalar dahi, aşağıdaki yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınmaz:

a) Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar"

32. 22/10/2014 tarihli ve 29153 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bu Yönetmelik kapsamında hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez."

B. Uluslararası Hukuk

 1. Uluslararası Mevzuat

33. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Yaşam hakkı" kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:

"1. Herkesin yaşam hakkı yasayla korunur. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın infaz edilmesi dışında, hiç kimsenin yaşamına kasten son verilemez.

2. Ölüm, aşağıdaki durumlardan birinde mutlak zorunlu olanı aşmayacak bir güç kullanımı sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlaline neden olmuş sayılmaz:

a) Bir kimsenin yasa dışı şiddete karşı korunmasının sağlanması;

b) Bir kimsenin usulüne uygun olarak yakalanmasını gerçekleştirme veya usulüne uygun olarak tutulu bulunan bir kişinin kaçmasını önleme;

c) Bir ayaklanma veya isyanın yasaya uygun olarak bastırılması"

34. Sözleşme'nin "İşkence yasağı" kenar başlıklı 3. maddesi şöyledir:

"Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz."

35. Mültecilerin hukuki durumuna dair 28/7/1951 tarihli Sözleşme'nin (Cenevre Sözleşmesi) 33. maddesi şöyledir (Cenevre Sözleşmesi, 29/8/1961 tarihli ve 359 sayılı Kanun'la onaylanmış; 5/9/1961 tarihli ve 10898 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir):

“1. Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade ("refouler") etmeyecektir.

2. Bununla beraber, bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayılması yolunda ciddi sebepler bulunan veya özellikle ciddi bir adi suçtan dolayı kesinleşmiş bir hükümle mahkum olduğu için söz konusu ülkenin halkı açısından bir tehlike oluşturmaya devam eden bir mülteci, işbu hükümden yararlanmayı talep edemez.”

2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Uygulaması

36. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) sınır dışı kararının uygulanması hâlinde yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edileceğine ilişkin şikâyetlerle ilgili ilkesel yaklaşımı özetle şöyledir (referans alınan AİHM kararları için bkz. Soering/Birleşik Krallık, B. No: 14038/88, 7/7/1989; Saadi/İtalya [BD], B. No: 37201/06, 28/2/2008; M.S.S./Belçika ve Yunanistan [BD], B. No: 30696/09, 21/1/2011; J.K. ve diğerleri/İsveç [BD], B. No: 59166/12, 23/8/2016; Ghorbanov ve diğerleri/Türkiye, B. No: 28127/09, 3/12/2013; Mamatkulov ve Aksarov/Türkiye [BD], B. No: 46827/99, 4/2/2005; Babajanov/Türkiye, B. No: 49867/08, 10/5/2016):

AİHM'e göre yabancıların ülkeye girişleri, ülkede ikamet edişleri ve ülkeden çıkarılmalarına ilişkin konular doğrudan o ülkenin ulusal egemenlik yetkisine ilişkin olup Sözleşme'nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır. Bir başka deyişle bu tür konularda alınan kararların medeni hak ve yükümlülüklerle ilgisi bulunmamaktadır.

Bununla birlikte bir yabancının sınır dışı edilmesi hâlinde işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair ciddi emareler bulunması durumunda taraf devletin Sözleşme kapsamında sorumluluğu ortaya çıkmaktadır. Sözleşme, işkence ve kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etmeme yükümlülüğünü içermektedir.

AİHM, Sözleşme'nin 2. (yaşam hakkı) ve 3. maddelerinin (işkence ve kötü muamele yasağı) birlikte ihlal edildiğine ilişkin şikâyetlerde kural olarak işkence ve kötü muamelenin mutlak şekilde yasaklandığı gerçeğinden hareketle başvuruları 3. maddeyle sınırlı olarak incelemektedir. Bu kural geri gönderilen ülkede idam cezası uygulanacağı gibi doğrudan yaşam hakkının konusunu oluşturan şikâyetler bakımından geçerli değildir.

AİHM, işkence ve kötü muamele riski bulunan ülkeye sınır dışı etmeme yükümlülüğünün kamu düzeni veya kamu güvenliği bakımından risk oluşturanlar bakımından da geçerli olduğunun ve hatta uluslararası terörizm tehlikesinin bulunduğu hâllerde bile bu yükümlülüğe bir istisna getirilemeyeceğinin altını çizmektedir.

AİHM, geri gönderilen ülkede işkence ve kötü muamele riskinin varlığını haklı gösteren önemli gerekçelerin bulunması hâlinde bu iddiaların kapsamlı ve titiz (etkili) bir şekilde incelenmesi gerektiğine dikkat çekmektedir.

AİHM, söz konusu incelemenin etkililiğinden bahsedebilmek için sınır dışı kararı uygulanmadan önce ilgili kişiye bağımsız bir mercie başvuruda bulunma imkânı sunulması ve inceleme sonuçlanıncaya kadar sınır dışı kararının uygulamasının kendiliğinden (otomatik olarak) durdurulmasının önemine vurgu yapmaktadır.

AİHM'e göre Sözleşme'nin 3. maddesinin ihlaline karar verilebilmesi için işkence ve kötü muamele iddiasının bir olasılığın ötesinde gerçek bir risk düzeyine ulaşması gerekmektedir. Söz konusu riskin ciddiliği incelenirken geri gönderilecek ülkeyle ilgili koşullar taraf devletçe resen araştırılmalıdır. Bu araştırma yapılırken bağımsız insan hakları örgütlerinin ve hükûmetlerin hazırladığı ülke raporlarından yararlanılması mümkündür.

AİHM'e göre başvurucuların kişisel durumlarına ve geri gönderilecekleri ülkede karşılaşacakları risklere ilişkin iddialarını ayrıntılı şekilde açıklama ve (varsa) iddialarını destekleyen belgeleri sunma yükümlülükleri bulunmaktadır. Bir başka deyişle başvurucuların kişisel durumlarına ilişkin iddialarını ispat külfeti kendilerine aittir.”

V. İNCELEME VE GEREKÇE

37. Mahkemenin 26/10/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Sınır Dışı İşlemi Yönünden

38. Başvurucu, Çin Halk Cumhuriyetine sınır dışı edilmesi hâlinde etnik, dinî ve siyasî nedenlerle öldürüleceğini ya da kötü muameleye maruz kalacağını veya kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edileceğini ileri sürmüştür.

39. Başvurucu ayrıca sınır dışı işleminin durdurulması, kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması ve tazminat taleplerinde bulunmuştur.

40. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sınır dışı edilmesi hâlinde öldürülebileceğine ya da kötü muameleye maruz kalabileceğine veya özgürlüğünden yoksun bırakılacağına ilişkin iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.

41. Anayasa'da yabancıların ülkeye girişleri, ülkede ikamet edişleri ve ülkeden çıkarılmalarına ilişkin konularda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Uluslararası hukukta da kabul edildiği üzere bu husus, devletin egemenlik yetkisi kapsamında kalmaktadır. Dolayısıyla devletin yabancıları ülkeye kabul etmekte veya sınır dışı etmekte takdir yetkisinin bulunduğu kuşkusuzdur. Ancak anılan işlemlerin Anayasa'da güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturması hâlinde bireysel başvuruya konu edilebilmesi mümkündür (A.A. ve A.A. [GK], B. No: 2015/3941, 1/3/2017, § 54).

42. Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında yaşama hakkının yanında maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkı da güvence altına alınmıştır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise kimseye "işkence ve eziyet" yapılamayacağı, kimsenin "insan haysiyetiyle bağdaşmayan" cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağı hükmüne yer verilmiştir. Maddenin sistematiğinden de anlaşılacağı üzere birinci fıkrada genel olarak güvence altına alınan bireyin maddi ve manevi varlığı, üçüncü fıkrada kötü muamelelere karşı özel olarak korunmuştur (A.A. ve A.A., § 55).

43. Ancak bu yasakla korunan hakların gerçek anlamda güvence altına alındığından bahsedilebilmesi için devletin kötü muamelede bulunmaması yeterli değildir. Devletin aynı zamanda bireyleri kendi görevlilerinin ve üçüncü kişilerin kötü muamele oluşturabilecek eylemlerine karşı da koruması gerekir (A.A. ve A.A., § 57).

44. Anayasa'nın 5., 16. ve 17. maddeleri, uluslararası hukuk ve özellikle de Türkiye'nin taraf olduğu Cenevre Sözleşmesi'nin ilgili hükümleri ile birlikte yorumlandığında devletin egemenlik yetkisi alanında olup gönderildikleri ülkede kötü muameleye maruz kalabilecek yabancıların da maddi ve manevi varlıklarına yönelik risklere karşı korunmalarının devletin pozitif yükümlülükleri arasında yer aldığının kabulü gerekir (A.A. ve A.A., § 59).

45. Anılan pozitif yükümlülük kapsamında sınır dışı edilecek kişiye ülkesinde karşılaşabileceği risklere karşı gerçek anlamda bir koruma sağlanabilmesi için bu kişiye sınır dışı kararına karşı etkili bir "karşı çıkma imkânı" tanınması gerekir. Aksi hâlde sınır dışı edildiğinde kötü muameleye maruz kalma riski altında olduğunu iddia eden ve bu iddiasını delillendirme konusunda devlete göre daha kısıtlı imkânlara sahip olan yabancıya gerçek anlamda bir koruma sağlanabildiğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır (A.A. ve A.A., § 60).

46. Dolayısıyla kötü muameleye karşı koruma pozitif yükümlülüğünün -anılan yasağın koruduğu hakların doğası gereği- hakkında sınır dışı kararı verilen bir yabancıya "iddialarını araştırtma" ve bu kararı "adil bir şekilde inceletme" imkânı sağlayan usul güvencelerini de içerdiği kuşkusuzdur (A.A. ve A.A., § 61).

47. Kötü muameleye karşı koruma yükümlülüğü, her sınır dışı işleminde yukarıda belirtilen şekilde bir araştırma yapılmasını gerektirmez. Bu yükümlülüğün ortaya çıkabilmesi için öncelikli olarak başvurucu tarafından savunulabilir (araştırılabilir/tartışılabilir/ araştırmaya değer/makul şüphe uyandıran) bir iddia ortaya konmalıdır. Bu doğrultuda başvurucu, geri gönderileceği ülkede var olduğunu iddia ettiği kötü muamele riskinin ne olduğunu makul şekilde açıklamalı; (varsa) bu iddiayı destekleyen bilgi ve belgeleri sunmalı; bu iddialar belirli bir ciddilik seviyesinde olmalıdır. Ancak savunulabilir iddianın ortaya konması somut olayın özelliğine göre farklılık gösterebileceğinden her olayda ayrıcadeğerlendirme yapılmalıdır (AA.A. ve A.A., § 63).

48. Bu kapsamda öncelikli olarak başvurucunun iddialarının savunulabilir nitelikte olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılacaktır.

49. Somut olayda başvurucu, İdare Mahkemesinde görülen davada, Müslüman olması nedeniyle ülkesinde takibe uğradığını, gözaltına alındığını, işkence gördüğünü veyakınlarının tutuklandığını belirtmiş; bireysel başvuru formunda ise etnik, dinî ve siyasî nedenlerle ülkesinde kötü muamele riski altında olduğunu ifade etmiştir.

50. Başvurucunun kişisel durumu hakkında yukarıdaki paragrafta belirtilenler dışında başka bilgi verilmemiştir. Başvurucuyu ülkesinden ayrılmaya zorlayan olayın hikâyesi anlatılmamış, buna ilişkin somut bilgiler ve (varsa) belgeler ortaya konulmamıştır.Başvurucunun ülkesinde hangi tarihte kim tarafından gözaltına alındığı, nerede işkence gördüğü, tutuklanan yakınlarının kimler olduğu belirtilmemiştir.

51. Dolayısıyla başvurucunun ülkesinin koşullarına ve kişisel durumuna ilişkin araştırma yapmaya elverişli nitelikte bilgiler vermediği açıktır. Geri gönderilen ülkenin koşullarının kamu makamları tarafından resen araştırılması gerektiğine ilişkin kural, başvurucunun bu konuda açıklamada bulunma yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır (Yryskul Beishenaliev, B. No: 2016/7458, 20/4/2017,§ 51).

52. Öte yandan başvurucunun 31/10/2014 tarihinde H.A. adına düzenlenmiş pasaportla Türkiye'ye giriş yaptığı, sonrasında E.D. adına düzenlenmiş pasaportla Türkiye'den ayrıldığı ve 2/7/2015 tarihinde tekrar giriş yaptığı görülmektedir. Başvurucu, ülkesinde kötü muameleye maruz kalma riski altında olduğunu daha önce resmî makamlara iletme imkânı olmasına rağmen ilk kez İdare Mahkemesinde sınır dışı etme kararının iptali için düzenlenen dava dilekçesinde (5/1/2016) ileri sürmüştür.

53. Başvurucunun iddialarını dile getirme konusunda aceleci davranmadığı, hatta bir kez Türkiye'den ayrılıp yine Türkiye'ye geldiği anlaşılmaktadır. Bu durum, başvurucunun öldürülme ya da kötü muameleye kalma tehlikesi altında olduğu için ülkesini terk ederek Türkiye'ye sığınmak zorunda kaldığına ilişkin iddialarının inandırıcılığını zayıflatmaktadır.

54. Sonuç olarak başvurucunun ülkesine geri gönderilmesi hâlinde kötü muameleye maruz kalacağına ilişkin iddialarını makul şekilde açıklamadığı, bu iddialarını destekleyen somut bilgi ve belge sunmadığı anlaşılmaktadır.

55. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın savunulabilir nitelikte olmadığı anlaşıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. İdari Gözetim İşlemi Yönünden

56. Başvurucu, Kumkapı GGM'nin fiziki koşullarının gayriinsani ve onur kırıcı olması nedeniyle Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

57. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunulması gerekir.

58. Somut olayda, idari gözetim kararı kaldırılarak başvurucunun serbest bırakıldığı 11/9/2015 tarihinden itibaren otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 23/3/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.

59. Açıklanan nedenlerle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddiasının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. Tedbir kararının SONLANDIRILMASINA,

E. Kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE 26/10/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(A.S. [2.B.], B. No: 2016/5688, 26/10/2017, § …)
   
Başvuru Adı A.S.
Başvuru No 2016/5688
Başvuru Tarihi 23/3/2016
Karar Tarihi 26/10/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, öldürülme veya kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı edilme kararı verilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının, geri gönderme merkezinin fiziki koşullarının gayriinsani ve onur kırıcı olması nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Kötü muamele riskine rağmen sınır dışı Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Geri Gönderme Merkezinin fiziki koşulları Süre Aşımı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 2
4
53
54
55
KHK 676 Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 35
36
Yönetmelik 22/10/2014 Geçici Koruma Yönetmeliği 6
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi