logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İbrahim Aytekin [1.B.], B. No: 2015/9444, 21/2/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İBRAHİM AYTEKİN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/9444)

 

Karar Tarihi: 21/2/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

M. Emin ŞAHİNER

Başvurucu

:

İbrahim AYTEKİN

Vekilleri

:

Av. Ebru TARAKÇI ÇİMEN

 

 

Av. Koray ÇAKMAK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, yapılan kanuni düzenleme ile devam eden yargılama sürecine sonuca etkili olacak biçimde müdahale edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 5/6/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığında çalıştığı süre zarfında 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı mülga Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici 20. maddesi uyarınca kurulmuş bulunan T. Vakıflar Bankası T.A.O. Memur ve Hizmetlileri Emekli Sağlık Yardım Sandığı Vakfına ödediği primler karşılığında emekliliğe hak kazanmış olan başvurucu, emekli aylığına artış yapılmaması nedeniyle Ankara 6. İş Mahkemesinin E.2009/341 sayılı dosyasında 3/4/2009 tarihinde alacak davası açmıştır. Söz konusu davada başvurucu, emekli aylığında artış yapılmayan dönemler yönünden farkın hesaplanarak kendisine ödenmesini talep etmiştir.

8. Ankara 6. İş Mahkemesi 4/6/2012 tarihli kararında belirttiği "...Gelen tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde SSK emeklilerinin aylıklarına 2002-2003 yıllarında tüfe artışları dahil edilerek zam yapılmadığı, yalnızca aylığı asgari ücretin altında olanların tüfe artışları dahil edilerek zam yapılmadığı, yalnızca aylığı asgari ücretin altında olanların aylıklarına 75,00-100,00 TL arası miktarda sosyal destek ödemesi adı altında iyileştirme zammı yapıldığı, oysa davacının 2002-2003 yılı itibariyle vakıftan aldığı aylığın asgari ücretin 2-3 katı oranında olduğu anlaşılmakla davacı tarafın davacının 2002-2003 yılında SSK emekli aylıklarına yapılan artışın uygulanarak baz aylığı tespiti yönündeki talebinin haklı bir yönü bulunmamaktadır. 2002-2010 arası SSK emeklilerine uygulanan zam oranlarının vakıf emeklilerinin de aylıklarına uygulanması ve aradaki farkın tahsili istemine gelince ne vakıf senedinde ne yönetmelikte ve ne de 506 Sayılı Yasada SSK emeklilerinin aylıklarına yapılan zamların vakıf emeklilerinin de aylıklarına uygulanmasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmamaktadır. Yardım sandıkları 506 Sayılı Yasa sandıklara tabi personelin SSK nın yüklediği görevleri ve sağladığı hakları o düzeyin altına düşürmemek üzere yüklenmiş kuruluşlardır. Dolayısıyla, 506 Sayılı Yasa kapsamındaki SSK sigortalılarına uygulanan zammın mutlaka vakıf emeklilerine de uygulanması söz konusu değildir. SSK emeklisinin yapılan zamma göre oluşan emekli aylığı aynı konumdaki vakıf emeklisinin aylığından fazla olduğu takdirde vakıf emekli aylığını aradaki farka göre SSK emeklisinin aylığına eşitlemek zorundadır. Ancak vakıf emeklisinin aylığı fazla olduğu takdirde vakıf emeklisinin aylığına SSK emekli aylığına uygulanan zammı uygulaması zorunluluğu yoktur. Zira 506 Sayılı Yasanın geçici 20. maddesi vakıf emeklisinin sigorta haklarının SSK sigortalısının sigorta haklarından daha az olamayacağı hükmünü içermektedir. Yoksa yapılan zam oranlarının aynen yapılacağına ilişkin zorlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, 2002-2003 yılında davacıya emsal olabilecek SSK emeklisinin yaşlılık aylığı asgari ücretin üzerinde olup, bu yıl için SSK emeklilerine zam yapılmadığından davacının 2002-2003 yılı itibariyle aylığında bir artış söz konusu değildir. Vakıfça uygulanan zamlar SSK ca uygulanan zamların üzerinde olup, davacının herhangi bir fark alacağı söz konusu olmadığı..." gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.

9. Başvurucunun temyizi üzerine kararın Dairenin 4/12/2012 tarihli kararı ile "Hüküm fıkrasının davalı yararına vekalet ücreti takdirine ilişkin (4) numaralı bendinin silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve kararın bu şekliyle" düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

10. Onama kararı başvurucuya 3/6/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, 5/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

11. Mahkemenin 21/2/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

12. Başvurucu 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 506 sayılı mülga Kanun’un geçici 20. maddesine eklenen fıkranın "devam eden davalara da uygulanmasına ilişkin ibare"yle açtığı alacak davasının dayanağı olan ve kendisini haklı kılan Yargıtay içtihatlarının ortadan kaldırıldığını, dolayısıyla kanun çıkarılarak devam eden yargı süreçlerine müdahale edildiğini, şikâyet konusu uygulama nedeniyle alması gereken maaşının yarısını kaybettiğini, çalışırken ödemek zorunda olduğu sosyal güvenlik primlerinin 6111 sayılı Kanun'un 53. maddesi gereğince emekli maaşına yansıtılamaması nedeniyle sosyal güvenlik hakkının da gözetilmediğini belirterek Anayasa'nın 2., 9., 35., 36., 60. ve 138. maddelerinde düzenlenen ilke ve haklarının edildiğini iddia etmiştir.

13. Başvurucunun 17/11/2015 tarihinde vefat ettiği tespit edilmiştir.

14. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılması hâlinde başvurunun düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurunun incelenmesine devam edilebileceği öngörülmüştür.

15. Başvuru tarihinden sonra ölen başvurucuların mirasçılarının makul bir süre içinde başvuruyu devam ettirme yönünde iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmemeleri hâlinde anılan İçtüzük hükümleri uyarınca başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılabilir (İskender Kaya ve Diğerleri, B. No: 2014/7674, 23/3/2017, §§ 18-21). Somut olayda başvurucu İbrahim Aytekin, başvuru tarihinden sonra 17/11/2015 tarihinde vefat etmiş ancak mirasçıları makul bir süre içinde başvuruya devam etme yönünde iradelerini bildirmemişlerdir. Anılan başvurucu yönünden başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden biri de bulunmamaktadır.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun DÜŞMESİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21/2/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İbrahim Aytekin [1.B.], B. No: 2015/9444, 21/2/2018, § …)
   
Başvuru Adı İBRAHİM AYTEKİN
Başvuru No 2015/9444
Başvuru Tarihi 5/6/2015
Karar Tarihi 21/2/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yapılan kanuni düzenleme ile devam eden yargılama sürecine sonuca etkili olacak biçimde müdahale edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Düşme
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi