logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Burhan Kaya ve diğerleri [2.B.], B. No: 2015/9481, 22/3/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BURHAN KAYA VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/9481)

 

Karar Tarihi: 22/3/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Gülbin AYNUR

Başvurucular

:

1. Burhan KAYA

 

 

2. Cevat KAYA

 

 

3. Fatım KAYA

 

 

4. Melahat GÜL

 

 

5. Nezahat SEZGİN

 

 

6. Selma KAYA

 

 

7. Şakir KAYA

 

 

8. Zeynep KAYA

Vekili

:

Av. Abdulhekim GİDER

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 3/6/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

A. Bireysel Başvurudan Önceki Süreç

6. Başvurucuların murisi B.K. ikamet ettiği Siirt'in Kurtalan ilçesi Yuvalı köyündeki evinden 30/12/1993 tarihinde teröristlerce kaçırılarak öldürülmüştür.

7. Başvurucular 17/8/2010 tarihinde İçişleri Bakanlığına (Bakanlık) müracaat etmiş ve murisleri B.K.nın güvenlik kuvvetlerine yardımcı olması sebebiyle teröristler tarafından öldürüldüğünü belirterek 3/1/1984 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca kendilerine nakdi tazminat ödenmesi talebinde bulunmuştur.

8. Bakanlık 16/8/2011 tarihli işlemiyle ölüm olayından itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde başvuru yapılmadığı gerekçesiyle başvurucuların talebini reddetmiştir.

9. Başvurucular söz konusu işlemin iptali istemiyle 10/10/2011 tarihinde idari yargıda dava açmıştır.

10. Ankara 4. İdare Mahkemesi (4. İdare Mahkemesi) 29/2/2012 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, nakdi tazminat ödenmesi yolundaki başvurunun ölüm olayının gerçekleşmesinden yaklaşık 17 yıl sonra yapıldığının anlaşıldığı, dolayısıyla 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapılan başvurunun reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.

11. Karar Danıştay Onbeşinci Dairesinin 17/6/2014 tarihli kararıyla onanmıştır.

12. Başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 11/3/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

13. Nihai karar 5/5/2015 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucular 3/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Bireysel Başvurudan Sonraki Süreç

15. Başvurucular 25/10/2016 tarihli dilekçe ile yeniden Bakanlığa başvurmuş ve 2330 sayılı Kanun uyarınca kendilerine nakdi tazminat ödenmesini talep etmiştir. Başvurucular söz konusu dilekçelerinde, aynı Kanun hükümleri gereğince aylık bağlanması talebiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptıkları başvurunun reddi üzerine Ankara 17. İdare Mahkemesinde açtıkları davada vefat olayının terörle mücadele kapsamında yürütülen görev nedeniyle gerçekleştiğinin saptandığı ve işlemin iptaline karar verildiği, bu karara istinaden kendilerine 2330 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlandığı bilgisine yer vermiştir.

16. Bakanlık Nakdi Tazminat Komisyonu (Tazminat Komisyonu) başvurucuların bu taleplerini 26/4/2017 tarihli kararıyla reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, yapılan incelemede B.K.ya güvenlik ve asayişin korunmasında yetkililerce herhangi bir görev verilmediğinin tespit edildiği, ayrıca başvurunun on yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapıldığının anlaşıldığı, bu sebeple nakdi tazminat ödemesi yapılamayacağı belirtilmiştir.

17. Başvurucular 26/4/2017 tarihli Tazminat Komisyonu kararının iptali istemiyle 8/5/2017 tarihinde idari yargıda dava açmış, bu dava da yine 4. İdare Mahkemesinde görülmüştür.

18. 4. İdare Mahkemesi 8/11/2017 tarihli kararıyla dava konusu işlemi iptal etmiştir. Kararın gerekçesinde, dava dosyası ile Ankara 17. İdare Mahkemesindeki yargılamaya konu dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden Kurtalan İlçe Jandarma Karakolunca düzenlenen olaya ilişkin rapordan başvurucuların murisi B.K.nın güvenlik kuvvetlerine yardımcı olmasından dolayı teröristler tarafından öldürüldüğünün anlaşıldığı ifade edilmiş, dolayısıyla ölüm olayının 2330 sayılı Kanun kapsamında kaldığı tespit edilmiştir. B.K.nın teröristler tarafından öldürüldüğünün Kurtalan Cumhuriyet Başsavcılığınca adli yönden yürütülen soruşturma sonucunda 7/3/2015 tarihli, zamanaşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı yolundaki kararla kesinleştiği belirtilen gerekçeli kararda, söz konusu kararın tebliğinden itibaren on yıl içinde başvuruda bulunularak 2330 sayılı Kanun kapsamında nakdi tazminat ödenmesinin istenebileceğiifade edilmiştir. Buna göre başvurucuların süresinde başvuruda bulundukları ve nakdi tazminat ödenmesi için gerekli koşulları da taşıdıklarının anlaşıldığı gerekçesiyle başvurunun reddine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilmiştir.

19. Söz konusu karar istinaf incelemesi için Ankara Bölge İdare Mahkemesinde olup henüz kesinleşmemiştir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 22/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucular; murisleri B.K.nın terörle mücadele faaliyetlerinde devlete yardımcı olması nedeniyle teröristlerce öldürüldüğünü, bu hususun ölüm olayından yaklaşık on yedi yıl sonra jandarma tarafından düzenlenen bir tutanak ile netleştirildiğini belirtmektedir. Söz konusu tutanağın kendilerine gönderilmesi üzerine süresi içinde idareye başvuruda bulunduklarını, ayrıca 2330 sayılı Kanun kapsamında nakdi tazminat ödenmesi için gerekli koşulların da mevcut olduğunu ifade eden başvurucular, genel zamanaşımı süresi içinde başvuruda bulunulmadığı gerekçesiyle hak kaybına uğratılmalarının hakkaniyete aykırı olduğunu iddia etmektedir. Dava sürecinde gerçekleştirilen yasa değişiklikleri ile terör olayının hangi tarihte meydana geldiğine bakılmaksızın mağdurların mümkün olduğunca haklarının verilmesi yönünde düzenlemeler öngörüldüğünü hatırlatan başvurucular, derece mahkemelerince bu gelişmeler dikkate alınmaksızın davanın reddedilmesinin adil olmadığından şikâyet etmektedir. Başvurucular bu sebeplerle yaşam ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

B. Değerlendirme

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların yukarıda yer verilen şikâyetlerinin özü 2330 sayılı Kanun'dan yararlandırılma talebiyle yaptıkları başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açtıkları davanın reddedilmesinin adil olmadığıdır. Bu sebeple başvurucuların iddiaları Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmiştir.

23. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi şöyledir:

 “(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:

ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.”

24. Somut başvuruda ihlal iddialarının dayanağı, başvurucuların 2330 sayılı Kanun'dan yararlandırılmaları talebiyle yaptıkları idari başvurunun ve bu hususta açtıkları davanın reddedilmiş olmasıdır. Bireysel başvurunun incelenmesi sürecinde başvurucuların aynı taleple idareye yeniden bir başvuruda bulundukları, bu başvurularının da reddi üzerine açtıkları ve 4. İdare Mahkemesinde görülen davada8/11/2017 tarihli kararla nakdi tazminat ödenmesi için gerekli koşulların oluştuğunun ve süresinde başvuruda bulunulduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucuların işbu bireysel başvuru ile elde etmek istedikleri 2330 sayılı Kanun'dan yararlandırılma taleplerinin bireysel başvurunun incelenmesi sürecinde verilen yeni bir yargı kararı ile sağlanmış olduğu, bu itibarla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair yakınma gerekçesinin ortadan kalktığı görülmektedir.

25. Her ne kadar söz konusu yargı kararının henüz kesinleşmediği tespit edilmiş ise de bundan sonraki süreçte başvurucuların belirtilen talepleriyle ilgili hukuki durumlarının bu davanın nihai sonucuna göre şekilleneceği açıktır. Bir başka ifadeyle ortaya çıkan bu yeni yargısal süreç karşısında, ihlal iddialarına konu edilen bireysel başvuruya dayanak davanın sonucunun başvurucuların uyuşmazlık konusu talepleriyle ilgili hak ve menfaatleri üzerinde herhangi bir etkisinin bulunduğundan söz edilemez.

26. Bu durumda İçtüzük’ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmadığı anlaşılmıştır.

27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin düşmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmamış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 22/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Burhan Kaya ve diğerleri [2.B.], B. No: 2015/9481, 22/3/2018, § …)
   
Başvuru Adı BURHAN KAYA VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/9481
Başvuru Tarihi 3/6/2015
Karar Tarihi 22/3/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Düşme
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi