TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ERKAN KUMBUL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/12807)
Karar Tarihi: 9/6/2020
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Muammer TOPAL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucu
Erkan KUMBUL
Vekili
Av. Mehmet SÖĞÜT
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasında verilen kararın hakkaniyete aykırı olması ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/7/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı İncesu Endüstri Meslek Lisesi Metal İşleri Bölümü öğrencisi iken Y. Çelik Kapı Ltd. Şti.ye (Şirket) ait işyerinde staj yapmaya başlamıştır. Staj sırasında 1/2/2002 tarihinde iş kazası geçirmiş ve sakatlanarak sürekli iş göremez hâle gelmiştir. Bunun üzerine başvurucu maddi ve manevi tazminata karar verilmesi istemiyle Millî Eğitim Bakanlığı ve Şirket aleyhine dava açmıştır.
7. Ankara 11. İş Mahkemesi (Mahkeme) 28/12/2011 tarihli kararla maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar vermiştir.
8. Temyiz üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 8/11/2012 tarihli kararında; hükme esas alınan kusur ve hesap raporlarının doğru hesaplanmadığını belirterek, iş güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden davaya konu iş kazasında ilgililerin kusur oranlarının tespiti için yeni rapor alınarak ve tazminatın hesaplanması için de aktüerya hesabı konusunda uzman bilirkişiden hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler gözönünde bulundurulup asgari ücret esas alınmak suretiyle zarar hesabı yaptırılarak Kurumca bağlanan gelirlerin en son peşin sermaye değerini düştükten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkeme kararını bozmuştur.
9. Bozma kararı sonrasında yargılamaya devam eden Mahkeme 24/2/2015 tarihli karar ile bozma ilamına uyarak Millî Eğitim Bakanlığına yönelik davanın reddine, davalı Şirket yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
10. Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 31/3/2016 tarihli kararla ilk derece mahkemesi kararını onamıştır.
11. Nihai kararın hangi tarihte tebliğ edildiği veya öğrenildiği başvuru evrakından anlaşılamamakla birlikte başvurucu 18/7/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 9/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun iddiaları
13. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
14. Bireysel başvuruda bulunulduktan sonra yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'a geçici madde eklenmiştir.
15. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
16. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.
17. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
18. Mevcut başvuruda, söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
20. Başvurucu; tazminatı hesaplanırken teknisyen ücretinin dikkate alınması gerektiği hâlde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılarak eksik tazminata ve faize hükmedildiğini, olayda Millî Eğitim Bakanlığının denetim görevini yerine getirmemesi nedeniyle sorumlu olduğunu, bu açıdan davanın husumet yokluğundan reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
22. Somut olayda Mahkemece tarafların bilirkişilerce tespit edilen kusur oranlarına ve emsal ücrete göre yapılan hesaplama sonucu başvurucunun iş kazası nedeniyle uğradığı maddi zarar tespit edilerek dava kısmen kabul edilmiş, Yargıtay tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle (bkz. § 8) hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmış, yeniden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda başvurucunun zararı hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler gözönünde bulundurulmak suretiyle tespit edilmiş, bir kısım davalı açısından alacağa olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek davanın kısmen kabulüne, davalı Millî Eğitim Bakanlığı açısından husumetten reddine karar verilmiştir. Bu itibarla başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
23. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 9/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.