TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET ÖZDEM BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/13541)
|
|
Karar Tarihi: 28/5/2019
|
R.G. Tarih ve Sayı: 28/6/2019 - 30815
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Burak FIRAT
|
Başvurucu
|
:
|
Ahmet ÖZDEM
|
Vekili
|
:
|
Av. Doğukan
Tonguç CANKURT
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü çerçevesinde izinsiz
afiş astığı için başvurucuya idari para cezası verilmesinin ifade özgürlüğünü
ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/7/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar
verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu, 1995 doğumlu olup üniversite öğrencisidir.
Başvurucu 19/4/2016 tarihinde saat 13.55 civarında dört arkadaşıyla birlikte
Ankara'nın araç trafiğine kapalı ve daha çok kafeler ile kitapçıların bulunduğu
merkezî yerlerinden olan Yüksel Caddesi ile Konur Sokak'ın kesiştiği noktada
yanlarında getirmiş oldukları katlanır masayı açarak bir stant kurmuştur.
Başvurucunun da aralarında bulunduğu grup kurdukları standın ön ve arka
tarafına üniversite öğrencilerinin kurduğu -yaşadıkları sorunları çözmek için-
Öğrenci Kolektifleri Platformu'na ait bir afiş asmışlardır. Asılan afişin
üzerinde şu ifadeler yer almaktadır:
"Çember kırılacak üniversite kazanacak. 1
Mayısa, sokaklara, özgürlüğe. Öğrenci
Kolektifleri"
10. Emniyet görevlileri saat 14.25'te stant açan grubun yanına gelerek
herhangi bir makamdan izin almaksızın çevre ve gürültü kirliliği oluşturacak
şekilde stant açmalarının kanunlara aykırı olduğunu, eylemlerine son vermeleri
gerektiğini, aksi takdirde müdahale edileceği ikazında bulunmuşlardır. Aynı
ikaz, emniyet görevlileri tarafından saat 14.32'de yinelenmiş ancak anılan grup
ikazlara uymayarak stant başında oturmaya devam etmiştir.
11. Emniyet görevlileri saat 14.48'de yaptıkları üçüncü ikazın
ardından gruba müdahale ederek afişleri indirmiş, standı kaldırmış ve el
afişlerini muhafaza altına almıştır.
12. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun
kamuya ya da özel kişilere ait alanlara izinsiz afiş asılması hâlinde yaptırım
uygulanmasını düzenleyen 42. maddesi uyarınca Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğünün
19/4/2016 tarihli işlemiyle başvurucuya 219 TL idari para cezası uygulanmıştır.
13. Başvurucu, idari para cezasına karşı Ankara 5. Sulh Ceza
Hâkimliğine (Hâkimlik) itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz dilekçesinde, stant
açılarak barışçıl bir şekilde görüşlerin dile getirilmesinin ifade özgürlüğü
kapsamında kaldığının açık olduğu ve afişlerin kendilerine ait olan masaya
asıldığının dikkate alınması gerektiği savunulmuştur.
14. Hâkimlik, idari yaptırım kararı ile verilen idari para
cezasının usul ve yasaya uygun olduğunu belirtmiş ve 29/6/2016 tarihinde
itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir.
15. Anılan karar, başvurucu vekiline 13/7/2016 tarihinde tebliğ
edilmiş; başvurucu 21/7/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk kaynakları için bkz. Abdulvahap Can ve diğerleri (B. No:
2014/3793,8/11/2017, §§ 18-23) başvurusu hakkında verilen karar.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 28/5/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu, 1 Mayıs hakkındaki görüşlerini barışçıl olarak
bildirmek amacıyla stant kurduğunu ve 1 Mayıs çağrısı bulunan afişler astığını
belirtmiştir. Başvurucu; afişin herhangi bir şiddet çağrısı içermediğini,
standın kurulduğu alanın çeşitli siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri
tarafından kullanılan bir alan olduğunu ifade etmiştir.
19. Benzer konuda verilen ve afiş asma eyleminin ifade özgürlüğü
kapsamında kaldığını belirten mahkeme kararlarının dikkate alınmadığını dile
getiren başvurucu, hakkında verilen kararın gerekçeden yoksun olduğunu belirterek
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvuru formu ve eklerinde 1 Mayıs
hakkındaki görüşlerin paylaşılması amacıyla stant kurularak afiş asıldığının
belirtildiği ve afiş içeriğinde 1 Mayıs tarihinde belirli bir yer ve saat
içeren bir toplantı çağrısı da bulunmadığı dikkate alındığında başvurucunun
iddialarının ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir (benzer konulardaki incelemenin toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında yapıldığı başvurular için bkz. Halil Devrim Ulaş ve diğerleri, B. No:
2015/12590, 6/3/2019, § 22; Halkevleri
Derneği, B. No: 2015/9174, 7/3/2019, § 26).
21. Anayasa’nın “Düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesinin ilgili
kısımları şöyledir:
"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz,
yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma
hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ...kamu
düzeninin, ... korunması ... amaçlarıyla sınırlanabilir.
…
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir."
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün
ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
23. Başvurucunun izinsiz afiş astığı gerekçesiyle idari para
cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu
kabul edilmelidir.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
24. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Temel
hak ve hürriyetler, ...yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar,
...demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı
olamaz.”
25. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen
ve somut başvuruya uygun düşen, kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın
ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve demokratik toplum düzeninin
gereklerine uygunluk koşullarını sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
26. 5326 sayılı Kanun’un 42. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı sonucuna
varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
27. Başvurucunun idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin
kararın Anayasa'nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden kamu düzeninin korunmasına yönelik
önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük
(1) Genel
İlkeler
(a)
Demokratik Toplumda İfade Özgürlüğünün Önemi
28.Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğü bağlamında demokratik toplum düzeninin gerekleri
ifadesinden ne anlaşılması gerektiğini daha önce pek çok kez açıklamıştır.
İfade özgürlüğü kişinin haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine serbestçe
ulaşabilmesi, düşünce ve kanaatlerinden dolayı kınanamaması, bunları tek başına
veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi,
anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına
gelir. Çoğunluğa muhalif olanlar da dâhil olmak üzere düşüncelerin her türlü
araçla açıklanması, açıklanan düşünceye paydaş sağlanması, düşünceyi
gerçekleştirme ve gerçekleştirme konusunda başkalarını ikna etme çabaları ve bu
çabaların hoşgörüyle karşılanması çoğulcu demokratik düzenin gereklerindendir.
Dolayısıyla toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin
barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Bu itibarla düşünceyi
açıklama ve yayma özgürlüğü demokrasinin işleyişi için yaşamsal önemdedir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, §§ 33-35; Mehmet Ali Aydın [GK],
B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 42, 43; Tansel
Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, §§ 35-38).
(b)
Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması
29. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygun
kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı
bir müdahale olması gerekir. Buna göre ifade özgürlüğüne yapılan bir müdahale,
zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamıyorsa (bazı farklılıklarla birlikte
bkz. Bekir Coşkun, § 51; Mehmet Ali Aydın, § 68; Tansel Çölaşan, § 51; Ayşe Çelik, B. No: 2017/36722, 7/7/2015, §
37) ya da zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamakla birlikte orantılı değilse
(bazı farklılıklarla birlikte bkz. Bekir
Coşkun, § 51; Mehmet Ali Aydın,
§ 68; Tansel Çölaşan, § 51; Bayram Akın, B. No: 2015/19278, 9/5/2019,
§ 33) demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olarak değerlendirilemez.
(2) İlkelerin
Olaya Uygulanması
30. Somut olayda başvurucu, 1 Mayıs İşçi Bayramı hakkındaki
görüşlerini kamuoyuna duyurmak amacıyla Yüksel Caddesi ile Konur Sokak'ın
kesiştiği bir noktada arkadaşlarıyla birlikte yanlarında getirdikleri
katlanabilir masayı açarak bir stant oluşturmuş; başvuruya konu afiş standın
önüne ve arkasına asılmıştır. Başvurucuya izinsiz afiş astığı gerekçesiyle 219
TL idari para cezası verilmiştir. Afiş içeriği nedeniyle başvurucu hakkında
kamu makamlarınca herhangi bir adli veya idari soruşturma açıldığına dair bir
bilgi bulunmamaktadır.
31. Yaklaşan 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili toplumsal
farkındalık ve bilinç oluşturma amacı taşıyan afişin asılmasının bir düşünce
açıklaması mahiyetinde olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır. Dolayısıyla
başvuruya konu afiş, Anayasa'da düzenlenen ifade özgürlüğüne ilişkin
güvencelerden yararlanır. Anayasa Mahkemesi daha önce afiş asma yoluyla yapılan
düşünce açıklanmalarının anayasal güvencelerden yararlanmasının afiş asmanın
bazı ön biçim koşullarına bağlanmasına engel teşkil etmeyeceğine karar
vermiştir. Buna göre hakkın kullanımını imkânsız veya hakkın tanınmasını
anlamsız hâle getirmedikçe afiş asmanın ön biçim koşullarına bağlanması ifade
özgürlüğünün ihlaline yol açmaz (benzer yönde değerlendirmeler için sendika
hakkı yönünden bkz. Abdulvahap Can ve diğerleri, § 53; toplantı hakkı
yönünden bkz. Halil Devrim Ulaş ve
diğerleri, § 40).
32. Kanun koyucu 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesinde kamuya ait
alanlarda afiş asılmasını yetkili makamın, özel alanlarda ise malikinin iznine
bağlı kılmış ve izin koşulu yerine getirilmeden afiş asılmasını idari para
cezası yaptırımına tabi tutmuştur. Bu konuda kanun koyucunun takdir yetkisini
haiz olduğunun kabulü gerekir (Neslihan Albayrak,
B. No: 2015/19611, 13/9/2018, § 21).
33. Öte yandan tek başına izin koşuluna uyulmamış olması,
yaptırım uygulanmasının haklılaştırılması bakımından
yeterli görülmeyebilir. Nitekim eldeki somut başvuruya konu olayda
cezalandırmanın kamu düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla yapıldığı
anlaşılmaktadır. Bu noktada izinsiz afiş asılması nedeniyle kamu düzeninin
bozulup bozulmadığı veya bozulma tehlikesinin bulunup bulunmadığı ya da böyle
bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığı ehemmiyet arz etmektedir (benzer yöndeki
değerlendirmeler için bkz. Eğitim ve Bilim
Emekçileri Sendikası ve diğerleri [GK], B. No: 2014/620, 25/5/2017,
§§ 88, 89; Abdulvahap Can ve diğerleri, § 55).
34. Somut olayda idarenin ya da Hâkimliğin yaptırım konusu
afişin asılı kaldığı süre boyunca herhangi bir toplumsal kargaşaya, şiddete,
kamu düzeninin bozulmasına veya bozulma tehlikesinin ortaya çıkmasına sebebiyet
verdiğine dair bir tespiti ve değerlendirmesi bulunmamaktadır.
35. Yukarıdaki değerlendirmelere göre somut olayın koşullarında
barışçıl bir düşünce açıklaması kapsamında asılan afiş ile ilgili olarak
başvurucu hakkında idari para cezası uygulanmasının zorunlu bir sosyal ihtiyaca
karşılık geldiğine ilişkin ilgili ve yeterli gerekçe ortaya konulmamıştır.
Dolayısıyla müdahalenin demokratik toplum gereklerine uygun olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
36. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
37. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
38.Anayasa Mahkemesinin
Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 57-60) kararında, Anayasa Mahkemesince bir temel
hakkın ihlal edildiği sonucuna varıldığında ihlalin ve sonuçlarının nasıl
ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda genel ilkelere yer verilmiştir.
39. Başvurucu, maddi tazminat olarak para cezasının iadesine ve
manevi tazminat olarak da 5.000 TL tazminata karar verilmesi talebinde
bulunmuştur.
40. Anayasa Mahkemesi başvurucuya idari para cezası verilmesinin
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun düşmediği ve bu nedenle
başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla
somut başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
41. Bu durumda ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır.
Buna göre yapılacak yeniden yargılama ise 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına
yöneliktir. Bu kapsamda derece mahkemelerince yapılması gereken iş, öncelikle ihlale
yol açan mahkeme kararının ortadan kaldırılması ve nihayet ihlal sonucuna uygun
yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin
yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliğine gönderilmesine
karar verilmesi gerekir.
42. İfade özgürlüğünün ihlali nedeniyle yeniden yargılama
yapılmasına karar verilmesinin yeterli giderim sağladığı değerlendirildiğinden
tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
43. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 2.475 TL vekâlet
ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade
özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara
5. Sulh Ceza Hâkimliğine (D. İş. 2016/2401) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,
E. 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin
BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
28/5/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.