Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Emel Diril ve diğerleri [2.B.], B. No: 2016/14867, 2/6/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EMEL DİRİL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/14867)

 

Karar Tarihi: 2/6/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Hüseyin KAYA

Başvurucular

:

1. Emel DİRİL

 

 

2. Mehmet Baran SELANİK

 

 

3. Serdar GÜLTEKİN

Vekili

:

Av. Serkan CENGİZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; hukuka aykırı gözaltına alınma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; gözaltında avukata erişime izin verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, yakalama sırasında darp nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/8/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucular olay tarihinde İzmir'de serbest avukatlık yapmaktadır.

8. 13/2/2015 tarihinde İzmir'in Konak ilçesi Basmane Meydanı'nda bir protesto eylemi gerçekleştirilmiş, eylemci grupla gruba müdahale eden güvenlik görevlileri arasında birtakım olaylar yaşanmıştır. Gösteriye katılan kişilerden bazıları kolluk görevlilerince gözaltına alınmıştır.

9. Başvurucuların da aralarında yer aldığı toplam yirmi bir avukat tarafından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına (Cumhuriyet Başsavcılığı) verilen 13/2/2015 ve 6/3/2015 tarihli dilekçelerle ilgili kolluk görevlileri hakkında görevi ihmal gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştur. Bunun üzerine başlatılan adli soruşturma kapsamında 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca İzmir Valiliğinden (Valilik) ilgili kolluk görevlileri hakkında ön inceleme yapılması ve soruşturma iznine dair karar verilmesi talep edilmiştir.

10. Başvuruya konu edilen olay hakkında tarafların farklı anlatımları mevcuttur:

i. Başvurucular gösteriyi gerçekleştiren eylemciler arasında gözlemci sıfatıyla yer aldıklarını belirtmiştir. Başvuruculara göre başvurucu Emel Diril gözaltına alınan müvekkilleri ile görüşmek için İzmir Emniyet Müdürlüğüne (Emniyet Müdürlüğü) giderken haksız şekilde gözaltına alınmıştır. Diğer iki başvurucu ise gözaltına alınan Emel Diril'in avukatlığını yapmak üzere Emniyet Müdürlüğüne gittiklerinde hukuka aykırı şekilde gözaltına alınmıştır. Ayrıca yakalama esnasında başvurucu Serdar Gültekin darbedilmiştir.

ii. Olay hakkında Valilik tarafından yapılan idari tahkikat kapsamında düzenlenen ön soruşturma evrakında olay sırasında Valilik binasına doğru kanuna aykırı şekilde yürüyüşe geçen gruba müdahale edildiği ve on dört kişinin gözaltına alındığı belirtilmiştir. Daha sonra Emniyet Müdürlüğü önüne gelen ve avukat olduklarını söyleyen bir grubun kimlik göstermeden ve güvenlik prosedürüne uymadan binaya zorla giriş yapmak istemesi nedeniyle bu kişilerle kolluk görevlileri arasında anlaşmazlık çıktığı, bu sırada avukat oldukları anlaşılan -başvurucular- Mehmet Baran Selanik ile Emel Diril'in de gözaltına alınanlar arasında olduğunun anlaşıldığı raporda yer verilen bilgiler arasındadır. Nöbetçi Cumhuriyet savcısının talimatıyla başvurucular sağlık kontrolü için hastaneye götürüldüğü sırada Emniyet Müdürlüğü dışında bekleyen bir grubun kolluk görevlilerinin üzerine yürüdüğü ve görevlerini yapmalarına mani olmaya çalıştığı, grubun önünde bulunan ve grubu yönlendiren kişinin -başvurucu- Serdar Gültekin olması nedeniyle gözaltına alındığı ifade edilmiştir. Rapora göre yaşanan bu olay nedeniyle Cumhuriyet savcısından yeniden talimat alınmış, buna göre başvurucular herhangi bir yaralanmaları bulunmadığı, sağlık muayenesi istemedikleri ve bir şikâyetlerinin olmadığına dair beyanları bulunan tutanağı imzalamalarının akabinde -haklarında adli rapor tanzim edilmeksizin- serbest bırakılmıştır.

11. Başvurucu Serdar Gültekin'in yakalama işlemi sırasında kolluk görevlilerince darbedildiği iddiasına dayanak olarak başvuru formu ekinde herhangi bir sağlık raporu ya da buna dair başkaca bir delil sunulmadığı gibi UYAP üzerinden soruşturma dosyasına erişimle yapılan incelemede de bu yönde bir belge temin edilememiştir. Ayrıca başvurucuların gözaltına alınmalarına ilişkin adli soruşturma süreci ve sonucuna dair herhangi bir bilgi ya da belgeye de başvuru formu ve/veya eklerinde yer vermedikleri görülmüştür.

12. Yapılan idari tahkikat sonucunda Valilik 20/4/2015 tarihinde ilgili kolluk görevlileri hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Bu karara Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmezken başvurucuların da içinde bulunduğu bazı müştekiler İzmir Bölge İdare Mahkemesi (Bölge İdare Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunmuştur.

13. Bölge İdare Mahkemesi 31/5/2016 tarihli kararında, itiraz dilekçesi ve ön inceleme raporunda yer alan bilgilere göre ilgili kolluk görevlileri hakkında soruşturma açılmasını gerektirecek nitelik ve yeterlilikte bilgi ve/veya belgenin bulunmadığı gerekçesiyle itirazı reddetmiştir.

14. Anılan ret kararı başvuruculara 26/7/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.

15. Başvurucular 22/8/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 2/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

17. Başvurucular gözaltındayken avukatla görüşmelerine izin verilmediğini, bunun savunma hakkını kısıtlayan hukuka aykırı bir eylem olduğunu ve bu nedenle adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

18. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi şöyledir:

"Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."

19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:

"İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir."

20. Yukarıda belirtilen Anayasa ve Kanun hükümleri gereğince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir hak arama yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).

21. Somut olayda başvurucular gözaltına alındıkları adli soruşturma sürecine dair herhangi bir bilgi ya da belge sunmamışlardır (bkz. §11). Başvurucuların başvuru formunda dile getirdikleri şikâyetlerini haklarında yapılan yargılamada ve sonrasında kanun yolu aşamalarında da ileri sürebilme ve bu aşamalarda inceletme imkânları bulunmaktadır.

22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

23. Başvurucular avukatlık mesleğini yerine getirirken hukuka aykırı şekilde gözaltına alınmaları nedeniyle Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

24. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, §§ 16, 17).

25. Anayasa Mahkemesi, kanunda öngörülen gözaltı süresinin aşıldığı veya yakalama ve gözaltına alınmanın hukuka aykırı olduğu iddialarına ilişkin olarak bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde öngörülen tazminat davası açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna varmıştır (Hikmet Kopar ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 64-72; Hidayet Karaca [GK], B. No: 2015/144, 14/7/2015, §§ 53-64; Günay Dağ ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1631, 17/12/2015, §§ 141-150; İbrahim Sönmez ve Nazmiye Kaya, B. No: 2013/3193, 15/10/2015, §§ 34-47).

26. Somut olayda başvurucular yönünden yakalama ve gözaltı tedbirlerinin hukuki olmadığına ilişkin iddialarla ilgili olarak anılan kararlarda varılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Kötü Muamele Yasağının Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

28. Başvurucular kolluk görevlileri hakkındaki şikâyetlerine ilişkin yapılan soruşturmada delillerin toplanmadığını, etkili bir soruşturma yapılmadığını, ayrıca başvurucu Serdar Gültekin'in gözaltına alınmak için yakalandığı esnada darbedildiğini belirterek etkili soruşturma yapma yükümlülüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu Serdar Gültekin'in kolluk görevlileri tarafından yakalama işlemi sırasında darbedildiği ve buna dair yapılan soruşturmanın etkili olmadığı iddialarının Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kötü muamele yasağı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Etkili soruşturma yapma, kötü muamele yasağı kapsamında devlete yüklenen pozitif bir yükümlülüktür ve bu yasak açısından yapılacak incelemede ele alınabilir. Dolayısıyla başvurucular Emel Diril ve Mehmet Baran Selanik'in herhangi bir şekilde kolluk görevlilerinin darp, tehdit ya da hakaret gibi bir eylemine maruz kaldıklarını dile getirmedikleri açık olduğundan sadece başvurucu Serdar Gültekin yönünden anılan yasak kapsamında bir inceleme yapılmıştır.

30. Herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında insan onurunun korunması amaçlanmış; üçüncü fıkrasında da kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza veya muameleye tabi tutulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

31. Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 3. maddesi istisna öngörmemekte ve işkence, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve cezaların yasaklanmasının mutlak mahiyetini belirtmektedir. Kötü muamele yasağının mutlak mahiyeti Anayasa'nın 15. maddesi kapsamında belirtilen savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike hâlinde dahi istisna öngörmemiştir. Aynı şekilde Sözleşme'nin 15. maddesi kapsamında da benzer bir düzenleme ile kötü muamele yasağına ilişkin herhangi bir istisna öngörülmemiştir (Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, § 74).

32. Devletin bireyin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına saygı gösterme yükümlülüğü, öncelikle kamu otoritelerinin bu hakka müdahale etmemelerini yani anılan maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şekillerde kişilerin fiziksel ve ruhsal zarar görmelerine neden olmamasını gerektirir. Bu, devletin bireyin vücut ve ruh bütünlüğüne saygı gösterme yükümlülüğünden kaynaklanan negatif ödevidir (Cezmi Demir ve diğerleri, B. No: 2013/293, 17/7/2014, § 81).

33. Bireyin bir devlet görevlisi tarafından hukuka aykırı olarak ve Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde Anayasa’nın 17. maddesi -“Devletin temel amaç ve görevleri” kenar başlıklı 5. maddedeki genel yükümlülükle birlikte yorumlandığında- etkili resmî bir soruşturma yapılmasını gerektirmektedir (Cezmi Demir ve diğerleri, § 111).

34. Başvurucu ne suç duyurusu dilekçesi ekinde ne de bireysel başvurusunda darp iddiasını doğrulayacak bir sağlık raporu ya da benzer yönde başkaca bir delil sunabilmiş değildir (bkz. § 11). Dahası başvurucunun gözaltı işlemi nedeniyle herhangi bir yaralanması bulunmadığı, sağlık muayenesi istemediği ve herhangi bir şikâyetinin de olmadığına ilişkin bir tutanağı imzaladığı idari ön inceleme raporunda belirtilmiştir (bkz. § 10). Başvuru formunda ön inceleme raporundaki bu bilginin doğru olmadığı da ileri sürülmemiştir. Aksi düşünülse dahi gözaltına alınmasının ardından aynı gün kısa süre sonra serbest bırakılan başvurucunun herhangi bir sağlık kuruluşuna müracaat ederek darp iddiasını doğrulayacak bir sağlık raporunu alma imkânın bulunduğu da gözönünde tutulmalıdır. Şu hâlde başvurucunun kolluk görevlilerince darbedildiği yönündeki iddiasının savunulabilir olduğu söylenemez.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 2/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Emel Diril ve diğerleri [2.B.], B. No: 2016/14867, 2/6/2020, § …)
   
Başvuru Adı EMEL DİRİL VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2016/14867
Başvuru Tarihi 22/8/2016
Karar Tarihi 2/6/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, hukuka aykırı gözaltına alınma nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının; gözaltında avukata erişime izin verilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının, yakalama sırasında darp nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Müdafi yardımından yararlanma hakkı (ceza) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Yakalama, gözaltı Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Kötü muamele yasağı Diğer kötü muamele iddiaları Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi