logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Andaç Yüksel ve Dilay Yüksel, B. No: 2016/14966, 10/6/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ANDAÇ YÜKSEL VE DİLAY YÜKSEL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/14966)

 

Karar Tarihi: 10/6/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Murat İlter DEVECİ

Başvurucular

:

1. Andaç YÜKSEL

 

 

2. Dilay YÜKSEL

Başvurucular Vekili

:

Av. Ethem MALKOÇ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanması sonucu gerçekleştiği iddia edilen ölüm olayına istinaden maddi ve manevi zararların karşılanması istemiyle açılan tam yargı davasının hukuka aykırı olarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 23/8/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucular Andaç Yüksel ve Dilay Yüksel, bir suç isnadına bağlı olarak Zonguldak'ta bulunan Çarşı Polis Merkezi Amirliğinde (Polis Karakolu) gözaltında tutulduğu sırada 2/7/2008 tarihinde vefat eden M.Y.nin sırasıyla oğlu ve eşidir.

9. Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı M.Y.nin ölümüyle ilgili olarak derhâl bir ceza soruşturması başlatmıştır. Ceza soruşturması sonunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara (kovuşturmasızlık kararı) göre hakkında yapılan işlemlerin tamamlanması için Polis Karakolunda bekletilen M.Y. pencereden atlayarak kaçmaya çalışmıştır. Polis Karakolundaki görevliler müdahale ederek etkisiz hâle getirdikleri M.Y.yi yeniden Polis Karakoluna alıp kelepçelemiş ancak M.Y. bir süre sonra fenalaşmıştır. Rahatsızlığı nedeniyle bir sağlık kuruluşuna gönderilmesine rağmen M.Y. vefat etmiştir.

10. Yakınlarının ölümü nedeniyle idareye yaptıkları tazminat talepleri kabul görmeyen başvurucular 1/7/2009 tarihinde İçişleri Bakanlığı aleyhine Zonguldak İdare Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) tam yargı davası açmışlardır. Başvurucular söz konusu davada yakınlarının Polis Karakoluna sağlam girdiğini ve daha önce kalp damar hastalığı bulunmadığını belirtip ceset üzerindeki ekimoz, sıyrık ve bası izlerine de işaret ederek polis memurlarının kullandıkları gücün orantılı olmadığını ve ölümün aşırı güç kullanımı sonucu meydana geldiğini öne sürmüşlerdir.

11. Yaptığı yargılama sonunda İdare Mahkemesi, davalı idarece tazmini gereken herhangi bir zarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. 29/1/2010 tarihinde verilen söz konusu kararın ilgili kısımları şöyledir:

 “...

...Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının 17.03.2009 günlü ve 2009/968 sayılı kararıyla Çarşı Polis Merkezi Amirliğinde görevli emniyet mensupları hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, söz konusu karara karşı yapılan itiraz üzerine Bartın Ağır Ceza Mahkemesinin 05.05.2009 günlü ve D.İş No:2009/426 sayılı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek itirazın reddedildiği, Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Teftiş Kurulu Bursa Bölge Başkanlığınca yaptırılan idari soruşturma sonucunda düzenlenen 13.05.2009 günlü ve 09/254 sayılı soruşturma raporunun sonuç kısmında da Polis Merkezinde görevli emniyet mensupları hakkında ceza tayinine mahal olmadığına karar verildiği görülmektedir.

Bu durumda; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hakkında yapılan şikayet üzerine polis merkezine getirilen ve savcılık talimatı doğrultusunda hakkında göz altına alma işlemleri yapılan [M.Y.nin], odanın penceresinden atlayarak kaçmak istediği, nöbetçi polis memurunun boynundaki silaha sarılarak almaya çalıştığı, bu sırada polis merkezindeki diğer görevlilerin olaya müdahale etmesiyle arbede yaşandığı, adı geçen şahsın direnmesi üzerine kolları ve bacaklarından tutmak suretiyle içeriye alındığı ve kelepçelendiği, kısa bir süre sonra da fenalaşarak hayatını kaybettiği, konuyla ilgili yapılan otopsi sonucunda ölüm olayının kişinin kendinde mevcut kalp-damar hastalığının olayın efor ve stresi ile aktive olmasına bağlı solunum ve dolaşım durması sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği, göz altına alınacağı sırada pencereden atlayan ve nöbetçi memurun silahını almaya çalışan bir kişinin etkisiz hale getirilmesi için belli bir güç kullanılmasının zorunlu olduğu, kişiye karşı aşırı veya orantısız güç kullanıldığı yönünde herhangi bir bulgu bulunmadığı, buna göre meydana gelen ölüm olayının kişide zaten mevcut olan kalp-damar rahatsızlığının kaçma girişimi nedeniyle aktive olmasından kaynaklandığı, olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı, zararın bizzat zarar gören kişinin davranışından kaynaklanması sebebiyle illiyet bağının kesildiği anlaşılmakta olup, davalı idarece tazmini gereken herhangi bir zarar bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; davanın reddine ... oyçokluğuyla karar verildi.

12. Başvurucuların temyiz istemleri 10/12/2014 tarihinde, temyiz talebi hakkında verilen karara yönelik karar düzeltme istemleri ise 14/6/2016 tarihinde Danıştay Onuncu Dairesince (Onuncu Daire) reddedilmiştir.

13. Nihai karar başvurucular vekiline 29/7/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup bireysel başvuru 23/8/2016 tarihinde yapılmıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Mahkemenin 10/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları

15. Başvurucular; yakınlarının herhangi bir sağlık sorunu olmamasına rağmen gözaltında vefat ettiğini, Adli Tıp Kurumunca yakınlarının ölümünün kendinde mevcut kalp damar hastalığının olayın efor ve stresi ile aktive olmasına bağlı solunum ve dolaşım durmasından ileri geldiğinin tespit edildiğini ancak rapor tanzim edilirken yakınlarının daha önce kalp damar hastalığının bulunmadığının ve yalnızca birkaç polis memuruyla yaptığı mücadelenin ölümüne sebebiyet verecek ölçüde ağır olmadığının dikkate alınmadığını, ölenin vücudundaki darp izlerinden şüphe duyulmadığını, yakınlarının camdan dışarı atlaması için bir neden olmadığını, ceza soruşturması kapsamında yeterli araştırma yapılmadan kovuşturmasızlık kararı verildiğini ve bu karara yaptıkları itirazın Cumhuriyet savcısının aksi yöndeki mütalaasına rağmen reddedildiğini belirtip açtıkları tam yargı davasına ilişkin yargısal süreçten de söz ederek;

i. İdare Mahkemesinin iddialarını değerlendirmeden ve gerekli inceleme yapmadan, yakınlarının ölümüyle ilgili ceza soruşturmasını ve bu soruşturma kapsamında alınan ölüm nedenine ilişkin raporları esas alarak hüküm kurduğunu,

ii. İdare Mahkemesi ve Onuncu Dairenin kararlarının gerekçeli olduğunun söylenemeyeceğini,

iii. İdarenin hizmet kusurunun yok sayıldığını,

iv. İdari yargı mercilerinin davalı idareyi koruduğunu ileri sürmüşlerdir.

16. Başvuruculara göre adil yargılanma hakkının sağladığı güvenlerden gerekçeli karar hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı ve bağımsız mahkemede yargılanma hakkı ihlal edilmiştir.

B. Değerlendirme

17. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların iddiaları delillerin takdiri ve somut olayın değerlendirilmesine ilişkin bulunduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.

18. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

19. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 10/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Andaç Yüksel ve Dilay Yüksel, B. No: 2016/14966, 10/6/2020, § …)
   
Başvuru Adı ANDAÇ YÜKSEL VE DİLAY YÜKSEL
Başvuru No 2016/14966
Başvuru Tarihi 23/8/2016
Karar Tarihi 10/6/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, kolluk görevlilerinin orantısız güç kullanması sonucu gerçekleştiği iddia edilen ölüm olayına istinaden maddi ve manevi zararların karşılanması istemiyle açılan tam yargı davasının hukuka aykırı olarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi