TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HARUN ÖKSÜZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/21060)
|
|
Karar Tarihi: 27/6/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
Raportör
|
:
|
M. Emin
ŞAHİNER
|
Başvurucu
|
:
|
Harun ÖKSÜZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Şerif
VURAL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, darbe teşebbüsüyle bağlantılı olarak yürütülen
soruşturmada uygulanan el koyma tedbiri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/10/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanlarını Anayasa
Mahkemesine sunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu 13/11/1995 tarihinde polis memuru olarak memuriyete
başlamış, 5/6/2000 tarihinde de kaymakam adayı olmuştur. Başvurucu daha sonra
sırasıyla Ulaş Kaymakamlığı, Pertek Kaymakamlığı, Hacılar Kaymakamlığı
görevlerinde bulunduktan sonra 20/6/2011 tarihinde mülkiye müfettişliğine
atanmıştır.
10. 15/7/2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sonrasında
İçişleri Bakanlığı 18/7/2016 tarihinde başvurucunun da aralarında bulunduğu 246
mülki idare amirinin anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylemlerin içinde
olabilecekleri gerekçesiyle görevden uzaklaştırılmasına karar vermiştir.
11. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 19/7/2016 tarihinde
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mülkiye yapılanmasına ilişkin olarak
soruşturma başlatılmıştır. Başsavcılık; aynı tarihte İçişleri Bakanlığından açığa
alınan vali, vali yardımcısı, kaymakam ve mülkiye müfettişi ile diğer
görevlilerin bilgilerini istemiştir. Bu yazıda; açığa alınma kararlarının
onaylı birer sureti, disiplin dosyaları, istihbari
bilgiler ile güvenlik soruşturma dosyaları, diğer belge ve delillerin
gönderilmesi istenmiştir. İçişleri Bakanlığı, açığa alma listesini Cumhuriyet
Başsavcılığına göndermiştir.
12. Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Ankara 2. Sulh
Ceza Hâkimliği 1/8/2016 tarihinde başvurucunun mal varlığı hakkında el koyma
tedbiri uygulanmasına karar vermiştir. Buna göre başvurucunun taşınmazlarına,
kara, deniz ve hava ulaşım araçlarına, gerçek ve tüzel kişiler nezdindeki hak
ve alacaklarına, kıymetli evrakına, varsa ortağı bulunduğu şirket ve
kooperatiflerdeki ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına, banka ve diğer
mali kurumlardaki tüm döviz ve hesaplarına, vadeli mevduat hesaplarına, vadeye
bağlanmamış olsa bile maaş hesapları dışındaki diğer hesaplarına tedbir
konulmuştur. Bunun yanında başvurucunun maaş hesabı yönünden "son aldığı maaşı kadar paranın aylık
harcamaları için kullanılmak üzere o ay içerisinde çekilmesine izin verildikten
sonra arta kalan miktar üzerine tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına" karar
verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...Dosya içerisinde bulunan bilgi ve
belgeler ve tüm dosyakapsamı itibariyle FETÖ/PDY
üyesi olan ve haklarında soruşturma açılan şüphelilerin bir kısmının
tutuklandığı, bir kısmının ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı,
tutuklu şüphelilerin yakınlarına verdikleri ve vermek istedikleri
vekaletnameler ile taşınır-taşınmaz malları ve bankalardaki yüklü mevduatları
elde çıkartmaya çalıştıklarınındosyaya ibraz edilen
28/07/2016 tarihli anlaşılması karşısında....
...
CMK 128/1,2 maddesi gereğince, 668 sayılı
Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ve Bazı Kurum ve
Kuruluşlara Dair düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/1-ı
maddesi gereğince TEDBİR KONULMASINA;....karar
verildi."
13. Başvurucu, bu karara karşı 5/9/2016 tarihinde itirazda
bulunmuştur. Başvurucunun itirazı, Ankara 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından
8/9/2016 tarininde itiraz konusu kararın yasaya uygun
olup verilen kararda herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle
reddedilmiştir.
14. Anılan karar, başvurucuya 22/9/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
15. Başvurucu 4/10/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
16. Diğer taraftan başvurucu 1/9/2016 tarihli ve 29818 Mükerrer
sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 15/8/2016 tarihli
ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarılmış,
başvurucunun tekrar kamu hizmetlerinde istihdam edilmesi de yasaklanarak silah
ruhsatı ve pasaportu iptal edilmiştir.
17. Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Ankara 1. Sulh
Ceza Hâkimliği 24/11/2016 tarihinde aralarında başvurucunun olmadığı beş
şüpheli haricindeki şüpheliler hakkındaki tedbir kararının kaldırılmasına karar
vermiştir.
18. Cumhuriyet Başsavcılığının 8/3/2017 tarihli iddianamesiyle
başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 17/9/2004 tarihli ve 5234
sayılı Kanun'un 341. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile 12/4/1991 tarihli ve
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. maddesi yollamasıyla 5. maddesinin
(1) numaralı fıkrası uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası
açılmıştır. İddianamede ayrıca 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu'nun 54. maddesine göre müsadere hükümlerinin uygulanması da talep
edilmiştir.
19. İddianamede FETÖ-PDY'nin mali
yapısı ile olarak şu bilgilere yer verilmiştir:
"11) Örgütün Mali Yapısı:
Örgütün himmet yolu ile sağladığı gelirler
genel olarak mütevelli heyetleri vasıtası ile toplanmaktadır. Örgütün sohbet
gruplarında yer alan kişilerden; sohbet toplantılarına düzenli olarak katılıp
verilen görevleri yerine getiren, örgütün verdiği talimatlara sorgusuz itaat
eden ve maddi gücü yerinde olan kimseler seçilerek mütevelli heyeti üyesi
yapılmaktadır. Sohbet gruplarında zekât, burs, kurban ve himmet adı altında
paralar toplanırken; mütevelli heyeti üyesi kişiler ayrıca bir ışık evinin
maddi ihtiyaçlarından sorumlu tutulmaktadır. Mütevelliler topladıkları parayı
sohbet hocasının yanında getirdiği muhasebecilere vermektedir. Örgütün mali
kayıtlarını bu muhasebeciler tutmaktadır. İl imamının da bir muhasebecisi
bulunmakta ve bu kişi il genelindeki mali kayıtları tutmaktadır.
İl imamının koordinesinde yılda en az bir kez
mütevelli heyeti üyelerinin katılımı ile kamp düzenlenmektedir. Kamplar
esnasında dini duygular istismar edilerek himmet, zekât, kurban ve öğrenci
bursu adı altında toplanan paraların arttırılması sağlanmaktadır. Mütevelli
heyeti mensupları, iş adamlarının kurduğu sivil toplum kuruluşlarına üye
yapılmakta, kimin hangi sivil toplum kuruluşuna üye olacağı sohbet abisi
tarafından belirlenmektedir. Örgüt, bu kuruluşların başkan ve üye seçimlerinde
söz sahibi olmayı böylelikle de hükümete baskı yapabilmeyi amaçlamaktadır.
12) Örgütün Gelir Kaynakları;
a) Kamu Kaynaklarından Elde Edilen Gelirler;
i) Kamu ihalelerinin örgütle bağlantılı
firmalara verilmesi,
ii) Örgütle ilişkili firmaların rakipleri
hakkında adli ve idari işlemler yaparak piyasanın örgüt firmalarına teslim
edilmesi,
iii) Kurumların gizli kalması gereken finansal
ve yatırım planlamaları bilgilerinin ilişkili firmalara sızdırılması,
iv) Kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili
vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredilmesi,
v) Belediyelerce yapılan imar
değişikliklerinin, örgütle ilişkili vakıf, dernek ve şirketler lehine
yapılması,
vi) Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı'nda görevli adamları vasıtasıyla iş adamlarının yurt dışı
iş bağlantılarını sağlama karşılığında örgüt adına kendilerinden para alınması,
vii) Kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin
takibi ve proje kabullerinden PDY firmalarının kayrılması,
b) İş adamlarından Sağlanan Gelirler;
i) İş adamlarından, adli ve idari süreçlerdeki
işlemlerini iş adamları lehine sonuçlandırma karşılığı alınan paralar,
ii)İş adamlarının özel hayatları ile ilgili
çeşitli zafiyetlerini " ses ve görüntü " kaydına aldırılarak tehdit
ve şantaj yoluyla alınan paralar,
iii) İş adamlarından, iş bağlantılarını
sağlama karşılığı alınan paralar,
c) STK'lardan Sağlanan Gelirler;
i) TUSKON ve bağlı federasyon, dernek, şirket
ile vakıflardan toplanan aidatlar,
ii) Yazılı ve görsel medya sektöründen
sağlanan gelirler,
iii) Kimse Yok Mu? Benzeri bağlı STK'lar
aracılığı ile yardım adı altında vatandaşlardan toplanan paralar,
iv) Ticaret Odası yönetimlerinin ele
geçirilerek, kamu hizmet alımlarındaki rayiç bedel belirlemelerinde örgütle
ilişkili vakıf, dernek ve firmalar lehine hareket edilmesi yoluyla sağlanan
menfaatler,
d) Gönüllülük Esaslı Sağlanan Gelirler;
i) Kurban Bayramı öncesi iş adamlarından
firmalardan ve esnaftan, adlarına kurban kesileceğini belirterek ' Kurban ' adı
altında toplanan paralar,
ii) İl ve İlçelerde iş adamlarının katıldığı
mütevelli heyetleri oluşturarak zekât ve burs adı altında toplanan paralar,
iii) Memur maaş ve ödüllendirmelerinden
'Himmet' adı altında yapılan kesintilerden toplanan paralar,
iv) Devlet kurumlarına yerleştirilen örgüt
mensuplarının ilk maaşlarını örgüte vermeleri ile elde edilen paralar.
e) Eğitim Faaliyetleri Gelirleri;
i) 154 ülkede bulunan örgütle ilişkili eğitim
kurumlarında okuyan öğrencilerden alınan paralar,
ii) Yurt içinde faaliyet gösteren örgütle
ilişkili eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerden alınan paralar,
iii) Eğitim kurumlarında okutulan öğrencilerden
ücret alındığı halde, fakir öğrencilerin okutulacağından bahisle 'burs' adı
altında toplanan paralar oluşturmaktadır."
20. İddianamenin FETÖ-PDY'nin mülkiye
yapılanması ve başvurucu hakkındaki iddialar ile ilgili kısmı şöyledir:
"B) Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı tarafından gönderilen 18.08.2016 tarih
ve 846853 sayılı yazı ve ekleri ile Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın
13.10.2016 tarih ve (106-15) 5608 sayılı yazısı ekinde Terörle Mücadele Dairesi
Başkanlığı tarafından gönderilen 07.10.2016 tarih ve 4089-145433 sayılı yazısı
ve eklerinde; (EK:13, 13/1-65,14,14/1-42)
SOSYAL ÇEVRESİ- PDY/FETÖ çatı örgütlenmesi
içinde faaliyet gösteren 1 şahısla 17 irtibatının bulunduğu,
- PDY/FETÖ içerisinde faaliyet gösterip
hakkında yasal işlem yapılmış olan şahıslarla iltisakının
bulunduğu,
Belirtilmiştir.
C) İçişleri Bakanlığı Bakanlık Makamının
23/01/2015 tarihli ve (106-15) 30 sayılı onayı ve Mülkiye Teftiş Kurulu
Başkanlığının 27/01/2015 tarihli ve (106-15) 438 sayılı, 26/08/2015 tarihli ve
(106-15)4873 sayılı ve 21/07/2016 tarihli ve (106-15) 3628 sayılı görevlendirme
yazıları ve 25/07/2016 tarihli ve (106-15)3689 sayılı, 27/07/2016 tarihli ve
(106-15) 3747 sayılı, 29/07/2016 tarihli ve (106-15) 3878 sayılı, 04/08/2016
tarihli ve (106-15)3975 sayılı, 11/08/2016 tarihli ve (106-15)4170 sayılı
birlikte değerlendirme yazıları gereğince; (EK: 26,26/1-738)
“İçişleri
Bakanlığının bir “çete” tarafından kuşatıldığı, Mülkiye Teftiş Kurulu
Başkanlığındaki bazı Mülkiye Müfettişleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü
görevlilerinin “çete elemanı” oldukları, dolayısıyla hukuka aykırı işlemler
yaptıkları ve gerçeğe aykırı rapor düzenledikleri iddiası”
Hakkında Mülkiye Başmüfettişleri ... tarafından
düzenlenerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş 19.08.2016 tarih ve
AAO:14/8, YSA:13/12, HNA:94/37 sayılı Tevdi Raporunda; müfettişliği döneminde
hakkında “düzenlenmiş rapor bulunmadığı” belirtilmiştir.
Aynı raporun sonuç bölümünde;
“…
...
Bu tevdi konusunu oluşturan İçişleri
Bakanlığının bir “çete” tarafından kuşatıldığı, Mülkiye Teftiş Kurulu
Başkanlığındaki bazı Mülkiye Müfettişleri ile Emniyet Genel Müdürlüğü
görevlilerinin “çete elemanı” oldukları, dolayısıyla hukuka aykırı işlemler
yaptıkları ve gerçeğe aykırı rapor düzenledikleri iddiaları ile ilgili
soruşturma yapma yetkisi Cumhuriyet Başsavcılığına ait olduğu ve belirtilen
konuların tahkikinin adli makamların yetkileri çerçevesinde araştırılarak
ortaya çıkarılabileceği değerlendirildiğinden,
....
D) Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığının
09.08.2016 tarih ve (106-15) 4095 sayılı yazısı ekinde gönderilmiş Dernekler
Dairesi Başkanlığının 28.07.2016 tarih ve 2398 sayılı yazısı, Mülkiye Teftiş
Kurulu Başkanlığının 24.08.2016 tarih ve (106-15) 4447 sayılı yazısı ekinde
gönderilmiş Dernekler Dairesi Başkanlığının 19.08.2016 tarih ve 2861 sayılı
yazısı, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığının 09.11.2016 tarih ve (106-2) 6234
sayılı yazısı ekinde gönderilmiş Dernekler Dairesi Başkanlığının 04.11.2016
tarih ve 3748 sayılı yazısı ve eklerinde; (EK:18, 18/1-9, 19,
19/1-10,20,20/1-17)
a) Kendisinin 667 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ile kapatılan derneklerden 01.08.2016 tarih ve 115/3601-123 sayılı
yazımızla sorulan Ankara, İstanbul, İzmir merkezli 21 Dernek ile Uluslararası
Yöneticiler Derneği (YÖNETDER)’e üyeliğinin bulunmadığı,
b) Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığının
19.10.2016 tarih ve (106-15) 5805 sayılı yazısı ekinde gönderilmiş Dernekler
Dairesi Başkanlığının 19.10.2016 tarih ve 3557 sayılı yazısı ve eklerinde; (EK:
21, 21/1-49)
Kimse Yok mu
Derneğine 25.07.2014 tarihinde 5,00 TL tutarında SMS yoluyla 1 kez bağışta
bulunduğu,
Bildirilmiştir.
E) 15.08.2016 tarihinde Cumhurbaşkanı
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilmiş 672 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
şüphelinin üzerine atılıFETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi
olmak suçunu işlediği yukarıda izah edilen delillerden anlaşılmakla;
Şüphelinin yargılamasının Mahkemenizce
yapılarak eylemine uyan yukarıda belirtilen
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
şüphelinin üzerine atılıFETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi
olmak suçunu işlediği yukarıda izah edilen delillerden anlaşıl[mıştır.]"
21. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince iddianame kabul edilerek
kovuşturmaya başlanmıştır. Yargılamanın hâlen devam ettiği ve duruşmanın
2/7/2018 tarihine talik edildiği Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP)
kayıtlarından anlaşılmaktadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 27/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
23. Başvurucu, açığa alındıktan sonra mallarına ve banka
hesaplarına haksız olarak tedbir konulmasına karar verildiğinden yakınarak, bu
tedbirin meslekten çıkarıldıktan sonra da uygulanmasına devam edildiğini
belirtmiştir. Başvurucu, bu sebeple mağduriyetinin devam ettiğini ve olağanüstü
hâl ilan edilen durumlarda dahi Anayasa'nın 15. maddesine göre kamu makamlarına
sınırsız bir yetki tanınmamış olduğunu ifade etmiştir.Başvurucuya göre uygulanan el koyma tedbiri
ölçülü olmadığı gibi şiddet olaylarının bastırılması amacıyla da ilgili
değildir. Başvurucu, maaşından yoksun bırakılması sebebiyle çocukları ve eşi
için gerekli olan yardım ve bakım görevini yerine getiremediğini, ayrıca özel
sektörde iş bulmasının da imkânsız hâle geldiğini belirtmiş ve sonuç olarak
mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
24. Bakanlık görüşünde, tedbirin konulmasından yaklaşık üç ay
sonra 24/11/2016 tarihinde kaldırılmasına karar verildiği belirtilerek
başvurucunun mağdur sıfatının kalmadığı bildirilmiştir. Bakanlık, esas yönünden
ise bu tedbirin geçici nitelikli olduğunu ve mülkten yoksun bırakma sonucuna
yol açmadığını vurgulamıştır. Bakanlığa göre bu sebeple mülkiyet hakkına
yönelik bir müdahale bulunmamaktadır.
25. Bakanlık, bir müdahalenin olduğu kabul edildiği takdirde ise
27/7/2016 tarihli ve 29783 sayılı 2. Mükerrer Resmî Gazete'de
yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile
Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında KHK ile 4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. maddesine göre bu
müdahalenin kanuni dayanağının bulunduğunu bildirmiştir. Bakanlık ayrıca,
müdahalenin suçun işlenmesinin önlenmesi ve muhtemel bir müsaderenin güvence
altına alınması yönünden kamu yararına dayalı meşru bir amacının olduğuna vurgu
yapmıştır. Son olarak tedbirin süresi ile başvurucunun maaşı kadar kısmını
kullanabildiğine dikkat çekilerek müdahalenin ölçülü olduğu belirtilmiştir.
Bakanlığa göre sonuç olarak başvurucunun iddiaları açıkça dayanaktan yoksundur.
26. Başvurucu; cevap dilekçesinde, yalnızca istihbari
bilgilere dayalı olarak ve idarenin açığa alma kararı doğrultusunda mal
varlığına el konulduğunu, atılı suçu işlediğine dair somut bir delilin ise
bulunmadığını ifade etmiştir. Başvurucu; tedbir kararının nihayet Ankara 1.
Sulh Ceza Hâkimliğince yüz otuz sekiz gün sonra kaldırılmış olduğunu, bu süre
boyunca banka hesabındaki parasından yararlanamadığını ve bu nedenle zarara
uğradığını belirtmiştir. Başvurucu, tedbirin kanuna aykırı olarak ve ölçüsüz
bir şekilde uygulandığından yakınarak önceki beyanlarını yinelemiştir.
B. Değerlendirme
27. Bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek
için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt,
B. No: 2012/403, 26/3/2013, §§ 16, 17).
28. 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(j) bendinde, eşyasına veya diğer mal varlığı değerlerine koşulları oluşmadığı
hâlde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası
veya diğer mal varlığı değerleri amaç dışı kullanılan yahut zamanında geri
verilmeyen kişilere tazminat talebinde bulunabilme imkânı tanınmaktadır.
29. Anayasa Mahkemesi, ceza soruşturması veya kovuşturması
sırasında yargı organlarınca şüphelilerin eşyasına ya da mal varlığı
değerlerine ilişkin olarak el koyma tedbirinin uygulandığı durumlarda bunun
hukuka aykırı olduğu iddialarına ilişkin olarak bireysel başvurunun incelendiği
tarih itibarıyla asıl dava sonuçlanmamış da olsa -ilgili Yargıtay içtihatlarına
atıf yaparak- 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde öngörülen tazminat davası
açma imkânının tüketilmesi gereken etkili bir hukuk yolu olduğu sonucuna
varmıştır (Nuray Işık, B. No:
2014/7561, 28/9/2016, §§ 60-67; Sinan Aydın
Aygün (2), B. No: 2014/922, 16/6/2016, §§ 61-69; Alparslan Altan, [GK], B. No: 2016/15586,
11/1/2018, § 196).
30. Somut olayda 5271 sayılı Kanun'un 127. ve 128. maddeleri uyarıncabaşvurucunun bazı eşyalarına ve mal varlığı
değerlerine el konulmasına ilişkin kararların hukuka uygun olup olmadığı 5271
sayılı Kanun'un 141. maddesi kapsamında açılacak davada incelenebilir. Bu madde
kapsamında açılacak dava yoluyla el koyma kararlarının hukuka aykırı olduğu
tespit edildiğinde başvurucu lehine tazminata da hükmedilebilecektir.
Başvurucunun da Bakanlık görüşüne cevap dilekçesinde kabul ettiği üzere mal
varlığı değerlerine el konulmasına ilişkin tedbirin sonradan kaldırıldığı
görülmektedir (bkz.§ 17). Buna göre 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde
belirtilen dava yolunun başvurucunun durumuna uygun telafi kabiliyetini haiz
etkili bir hukuk yolu olduğu ve bu olağan başvuru yolu tüketilmeden yapılan
bireysel başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmadığı
sonucuna varılmıştır.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
27/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.