TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ASLIHAN BAŞTUĞ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/22172)
|
|
Karar Tarihi: 18/7/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Özgür DUMAN
|
Başvurucu
|
:
|
Aslıhan
BAŞTUĞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Doğan
Gözde ÖZGÖDEK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru gece vakti alkollü içki satışı kabahatinden dolayı
verilen idari para cezasına yapılan itirazın reddedilmesi nedeniyle hakkaniyete
uygun yargılanma, gerekçeli karar ve mülkiyet haklarının ihlal edildiği
iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/10/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu Ankara'nın Etimesgut ilçesinde Şehit Hikmet Özer
Caddesi'nde kuruyemiş ve alkollü içki satılan bir dükkanı
işletmektedir.
7. Etimesgut İlçe Emniyet Müdürlüğünde (Emniyet Müdürlüğü)
görevli polis memurları 8/10/2015 tarihi saat 23.30 civarı başvurucunun
işlettiği dükkanda M.A. tarafından S.Ç.ye alkollü içki
satıldığının görüldüğünü tespit eden bir tutanak düzenlemişlerdir. M.A.
tutanağı imzalamaktan imtina etmiş, S.Ç. ise tutanağı imzalamıştır.
8. Emniyet Müdürlüğü, söz konusu tutanağı 6/11/2015 tarihli yazı
ile Tütün ve Alkol Piyasasını Düzenleme Kurumuna (TAPDK) göndermiştir. Kurul
18/5/2016 tarihinde, başvurucuya gece vakti alkollü içki satışı yaptığı
gerekçesiyle 33.532 TL idari para cezası verilmesine karar vermiştir. Kararın
gerekçesinde, kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağın esas alındığı
belirtilmiş; 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler
İnhisarı Kanunu'nun 6. maddesinin beşinci fıkrası, 7. maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendi ve üçüncü fıkrası ile 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun'un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi dayanak olarak
gösterilmiştir.
9. Başvurucu bu karara karşı 30/6/2016 tarihinde Ankara Batı 1.
Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) nezdinde itirazda bulunmuştur. İtiraz
dilekçesinde; isnat edilen kabahatin işlenmediği, satışı gösteren bir fiş veya
cihaz verisi bulunmadığı, öncelikle uyarı cezası verilmesi gerektiği, ayrıca
verilen cezanın ölçüsüz olduğu belirtilmiştir.
10. Hâkimlik 20/9/2016 tarihinde itirazın reddine kesin olarak
karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, itiraz dilekçesi ve ekleri ile TAPDK
tarafından gönderilen belgelerin içeriğine göre kural ihlalinin sabit olduğu
belirtilerek itiraza konu kararın usule ve kanuna uygun bulunduğu
açıklanmıştır.
11. Nihai karar başvurucu vekiline 29/9/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
12. Başvurucu 21/10/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. 4250 sayılı Kanun’un 24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı
Kanun'un 2. maddesi ile yeniden düzenlenen 6. maddesinin beşinci fıkrasının
üçüncü cümlesi şöyledir:
“Alkollü içkiler, 22:00 ila 06:00 saatleri
arasında perakende olarak satılamaz.”
14. 4250 sayılı Kanun’un 24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı
Kanun'un 3. maddesi ile yeniden düzenlenen 7. maddesinin birinci fıkrasının (e)
bendi şöyledir:
“Bu
Kanunun 6 ncı maddesinin;
...
e) Beşinci fıkrasındaki yasaklara aykırı
hareket edenlere, 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin
beşinci fıkrasının (k) bendinde öngörülen,
idari para cezası verilir.”
15. 4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“...
Tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler piyasasında Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığından gerekli izinleri
alarak veya almadan mal veya hizmet üreten, işleyen, ihraç veya ithal eden,
pazarlayan, alan veya satan gerçek ve tüzel kişilere aşağıda yazılı idarî
yaptırımlar uygulanır:
...
k) Tütün mamulleri veya alkollü içkilerin
tüketicilere satışını; internet, televizyon, faks ve telefon gibi elektronik
ticaret araçları ya da posta ile sipariş yöntemi kullanarak yapmak üzere satış
sistemi kuran veya faaliyette bulunanlara yirmibin
Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar
idarî para cezası verilir. (Ek ikinci cümle: 13/2/2011-6111/175 md.) Satışın internet ortamında yapılması halinde, 4/5/2007
tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu
Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda öngörülen
usullere göre erişimin engellenmesine karar verilir ve bu karar hakkında da
anılan Kanun hükümleri uygulanır. "
16. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17.
maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) İdarî para cezası, maktu veya nispi
olabilir.
(2)
İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de
belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen
kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz
önünde bulundurulur.
...
(7)
İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için
4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi
hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak
uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru
dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından
uygulanmaz."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 18/7/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
2. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3),48. maddesinin
(1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel
başvurularda, başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle
olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün
kendilerine göre ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki
iddialarını ortaya koymak başvurucuya düşer. Başvurucunun kamu gücünün işlem,
eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile
dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile
ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların neler olduğunu başvuru
dilekçesinde belirtmesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden
olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre
özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin
hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller
açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B.
No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20; Ünal
Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014, §§ 18, 19).
20.Somut olayda başvurucu sadece başvuru formunun sonuç kısmında
soyut olarak yer verdiği mülkiyet hakkının niçin ihlal edildiğine dair hiçbir
açıklamada bulunmamıştır. Bu itibarla başvuruya konu ihlal iddialarıyla ilgili
deliller sunarak olaya ilişkin iddialarını kanıtlamak ve hangi Anayasa hükmünün
ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunmak suretiyle hukuki iddialarını
ortaya koymak yükümlülüğü başvuruculara ait olmasına rağmen başvurucu
tarafından bu yükümlülük yerine getirilmemiştir.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu, savunma ve delilleri dikkate alınmadan düzenlenen
kolluk tutanağına göre idari para cezasının uygulandığını belirtmiştir.
Başvurucu ayrıca tutanakta imzası bulunan üçüncü kişinin ise serbest iradesinin
etkilenmiş olduğunu ifade etmiştir. Başvurucu son olarak Kurulun ve itirazını
inceleyen Mahkemenin yalnızca tutanağı dikkate alarak sundukları kasa fişi ve
kredi kartı ekstreleri gibi belgeleri incelemeyerek gerekçesiz kararlar
verdiklerini vurgulamıştır. Başvurucuya göre idarenin amacı, kanunu uygulamak
olmayıp basit bir esnaf dükkanının mahvolmasına yol açacak biçimde ceza
kesilmek suretiyle belirli bir yaşam biçimini baskı altına almaktır. Başvurucu
sonuç olarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
23. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
24. Somut olayda Kurul kolluk görevlileri tarafından düzenlenen
tutanağı esas alarak başvurucunun gece vakti alkollü içki satışı kabahatini
işlediği sonucuna varmıştır. Bu tutanakta, olay günü saat 23.30 civarı alkollü
içki satışı yapıldığının görüldüğü belirtilmiş, tutanağı alkollü içkiyi satın
aldığı belirtilen müşteri de imzalamıştır. Başvurucu ise kasa fişleri ile kredi
kartı ekstrelerini ibraz ederek bunun aksini ispat etmeye çalışmıştır.
25. Bu aşamada belirtmek gerekir ki yargılama sürecinde
delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanması -kural olarak-
derece mahkemelerinin takdirindedir. Ancak bu takdir yetkisi sınırsız olmayıp
derece mahkemelerinin kararlarının açıkça keyfî olmaması veya bariz bir takdir
hatası içermemesi gerekir. Somut olay bakımından ise müşterinin imzasını da
içerir kolluk tutanağını esas alan Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin
kararının açıkça keyfî olduğu veya bariz bir takdir hatası içerdiği söylenemez.
26. Diğer taraftan şikâyet edilen fiilin ve idari para cezasının
4250 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddeleri ile 4733 sayılı Kanun'un 8. maddesi
hükümlerinde düzenlendiği, buna göre belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir
nitelikteki söz konusu hukuk kurallarının somut olayda kamu makamlarınca
uygulandığı dikkate alınmalıdır. Cezaların orantılılığına yönelik olarak ise
adil yargılanma hakkı kapsamında bir değerlendirme yapılabilmesi mümkün
bulunmamaktadır.
27. Sonuç olarak hukuk kurallarının yorumlanması ve delillerin
değerlendirilmesine ilişkin olan başvurunun bu kısmı, yukarıda belirtilen
içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğindedir.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
18/7/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.