TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEHMET İNAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/228)
Karar Tarihi: 20/12/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Mahmut ATEŞ
Başvurucu
Mehmet İNAN
Vekili
Av. Ramazan DEMİR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, bu dönemde düzenlenen güvenlik operasyonu sırasında meydana gelen ölüm nedeniyle yaşam hakkının, ölen kişinin cesedinin uzun bir süre bulunduğu yerden alınamaması, bulunduğu yerden alındıktan sonra ise aile üyelerinin katılımıyla, dinî inançlara uygun bir törenle defnedilememesi nedeniyle kötü muamele yasağı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. Somut başvuruda dile getirilen iddialara göre başvurucunun yakını T.İ. 19/12/2015 tarihinde sokağa çıkma yasağı uygulanmakta olan Silopi ilçesindeki evinin yakınlarında ateşli silahla vurularak yaralanmış, bir süre vurulduğu yerde yaralı vaziyette kaldıktan sonra vefat etmiş, cenazesi bulunduğu yerden ancak bir hafta sonra alınabilmiştir. Olayın gerçekleştiği tarihlerde PKK terör örgütünün kamuoyunda hendek olayları olarak tabir edilen silahlı ayaklanma girişimine karşı bölgede yoğun olarak terörle mücadele operasyonları yürütülmekte, terörist unsurlarla güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır (hendek olayları ve sokağa çıkma yasakları hakkında arka plan bilgisi ve ayrıntılı açıklamalar için bkz. Gazal Kolanç ve diğerleri [GK], B. No: 2017/37897, 5/7/2022, §§ 16-28, 342).
3. 6/1/2016 tarihinde yapılan somut başvuruda başvurucu, devam eden sokağa çıkma yasağı ve çatışma ortamı nedeniyle cenazesine ancak 25/12/2015 tarihinde ulaşılan T.İ.nin cesedinin hâlen hastane morgunda bekletildiğini, cenazenin ve kendisinin güvenliği sağlanarak cenazeyi dinî vecibelerine uygun bir şekilde gömmesi için Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 73. maddesi uyarınca geçici tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. T.İ.nin cenazesinin 11/1/2016 tarihinde defnedildiği anlaşıldığından Birinci Bölüm İkinci Komisyonun 2/2/2016 tarihli kararıyla İçtüzük'ün 13. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca geçici tedbir talebinin Bölüme gönderilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
4. Başvurucu; somut başvuruda sokağa çıkma yasağı uygulamasının yasal bir temeli bulunmadığı gibi bu uygulamanın meşru bir amaç da taşımadığını, bu nedenle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca T.İ.nin yaralandıktan sonra uzun süre sağlık yardımı sağlanmaması nedeniyle vefat ettiğini, ölümün güvenlik güçlerinin orantısız güç kullanımı nedeniyle meydana geldiğini, ölüm olayıyla ilgili etkili bir soruşturma yapılmadığını belirterek yaşam hakkının maddi ve usul boyutlarıyla ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu, son olarak cenazenin uzun bir süre sokakta kalması sebebiyle derin bir üzüntü yaşaması ve cenazeyi dinî inancına uygun törenle ve yakınlarının katılımı ile defnedememesi nedeniyle kötü muamele yasağı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
5. Bakanlık görüşünde özetle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için olağan başvuru yollarının tüketilmesi gerektiği oysa başvurucunun hak ihlali iddialarıyla ilgili telafi sağlamaya elverişli idari ve adli yollara müracaat etmeksizin doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduğu, bu nedenle başvurunun kabul edilemez bulunması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında özetlenen ihlal iddialarını tekrar etmiştir.
6. Başvuru; özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, kötü muamele yasağı ve yaşam hakkı kapsamında incelenmiştir.
7. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17). İkincillik ilkesi gereği, iddia edilen hak ihlalleri nedeniyle oluşan zararın idari veya adli makamlarca giderilmesi imkânı bulunmakta iken Anayasa Mahkemesinin ilk kez bireysel başvuru yoluyla dile getirilen bu iddiaları incelemesi mümkün değildir.
8. Başvurucunun kamu görevlilerinin güç kullanımından veya kasti eylemlerinden kaynaklandığını düşündüğü kötü muamele yasağı ile yaşam hakkının ihlal edildiği iddialarıyla ilgili olarak ceza soruşturması başlatılması ve aynı zamanda uğradığı zararların tazmini için adli ve idari makamlara başvuruda bulunma imkânı vardır. Benzer şekilde başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlaline neden olduğunu ileri sürdüğü işlem ve kararlarla ilgili olarak iptal ve tazminat davaları açma hakkı da bulunmaktadır. Öte yandan başvurucunun hak ihlali iddialarıyla ilgili potansiyel olarak yeterli giderim sağlama kabiliyeti olan bu idari ve adli yollara başvurduktan sonra somut başvuruda dile getirdiği aynı iddialarını Anayasa Mahkemesi önünde yeni bir bireysel başvuru konusu yapmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
9. Nitekim Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nden (UYAP) yapılan incelemede başvurucu ile birlikte T.İ.nin sekiz yakının daha aynı olaylara dayanarak Mardin İdare Mahkemesinde açtıkları tam yargı davasıyla zararlarının tazminini talep ettiği ve adli sürecin sona ermesinin ardından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduğu, bu başvurunun 2021/3127 bireysel başvuru numarası üzerinden incelendiği görülmüştür. Aynı şekilde T.İ.nin ölümüyle ilgili Silopi Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın etkisizliği ve yaşam hakkının maddi boyutuyla ihlal edildiği iddialarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesine yapılan 2022/39550 numaralı bir bireysel başvuru daha olduğu anlaşılmıştır.
10. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, özel ve aile hayatına saygı hakkı ve kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,
C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/12/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.