logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Fikriye Tanrıkulu ve İnsan Hakları Derneği [2. B.], B. No: 2016/3350, 13/4/2023, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

FİKRİYE TANRIKULU VE İNSAN HAKLARI DERNEĞİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/3350)

 

Karar Tarihi:13/4/2023

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Mahmut ATEŞ

Başvurucular

:

1. Fikriye TANRIKULU

 

 

2. İnsan Hakları Derneği

Vekili

:

Av. Rehşan BATARAY SAMAN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, sokağa çıkma yasağı sırasında düzenlenen güvenlik operasyonlarında orantısız güç kullanımı sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle yaşam hakkının, sokağa çıkma yasağı sırasında temel ihtiyaçların karşılanamaması ve temel hizmetlere erişim bulunmaması nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

2. Olayın gerçekleştiği tarihlerde PKK terör örgütünün silahlı ayaklanma girişimine karşı bazı yerleşim bölgelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiştir. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde yoğun bir şekilde terörle mücadele operasyonları yürütülmekte, terörist unsurlarla güvenlik güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır (bu olaylar ve sokağa çıkma yasakları hakkında arka plan bilgisi ve ayrıntılı açıklamalar için bkz. Gazal Kolanç ve diğerleri [GK], B. No: 2017/37897, 5/7/2022, §§ 16-28, 342). Bu terör olayları sırasında Sur ilçesinde gerçekleşen silahlı saldırılarda 66 güvenlik görevlisi şehit olurken 428 güvenlik görevlisi yaralanmıştır. Yalnızca 11/12/2015-23/12/2015 tarihleri arasında Sur ilçesinde güvenlik güçleri ile terörist unsurlar arasında 320 silahlı çatışma yaşanmıştır. Bunlardan 72'sinde terörist unsurlar tarafından roketatar kullanılarak saldırı düzenlenirken 86 saldırıda da patlayıcı kullanıldığı rapor edilmiştir. Aynı dönemde Sur ilçesinde PKK terör örgütü üyeleri tarafından sivillere ait ikamet ve işyerleri ile kamu kurumlarına ait binalarda 56 ayrı kundaklama yapıldığı belirlenmiştir.

3. 19/2/2016 tarihinde yapılan somut başvuruda, başvurucu Fikriye Tanrıkulu'nun kuzeni olan Fahri -süreçte bu kişinin gerçek isminin Fahrettin olduğu anlaşılmıştır- Ateş ve ailesinin sokağa çıkma yasağı ve silahlı çatışmaların devam ettiği Sur ilçesindeki evlerinde mahsur kaldıkları, bu aileden Fahri Ateş ve Fatma Ateş'in ağır yaralı oldukları iddia edilerek Fahri Ateş ve ailesinin hayat ve sağlıklarının korunması için gerekli önlemlerin alınması, ayrıca mülki amirlikler tarafından sokağa çıkma yasağı kararı alınması ve uygulanmasının engellenmesi için geçici tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.

4. Belirtilen bu iddialarla ilgili olarak Anayasa Mahkemesince Diyarbakır Valiliğinden bilgi istenmiştir. Valiliğin 22/2/2016 tarihinde bu isteme verdiği cevabında özetle şu hususlara yer almıştır:

i. Sokağa çıkma yasağı devam eden ilçelerde şahısların tahliyesi amacıyla 17/2/2016-19/2/2016 tarihlerinde 16.00-17.30 saatleri arasında güvenlik operasyonları durdurularak güvenlik koridoru açılmıştır. Bu durum yazılı ve görsel basında ilan edilmiş, ayrıca tüm operasyon bölgesine ulaşacak şekilde hoparlörlerle anons edilmiştir.

ii. 19/2/2016 tarihinde öğle saatlerinde İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve ayrıca Fikriye Tanrıkulu adlı bir kişinin telefonla ve yazılı olarak Ateş ailesinden bir grubun Hasırlı Mahallesi'nde mahsur kaldığını Valiliğe bildirmesi üzerine bölgeye güvenlik güçleri ve ambulanslar sevk edilmiştir. Aynı gün saat 16.00 sıralarında aralarında Fahrettin Ateş, Sinem Ateş, Fatma Ateş (1987 doğumlu) ve Fatma Ateş'in (1952 doğumlu) bulunduğu altı kişi güvenlik güçlerine ulaşmış ve tahliyeleri sağlanmıştır.

iii. Yakınları tarafından ambulansa yaralı olarak ulaştırılan Fatma Ateş (1952 doğumlu) derhâl hastaneye sevk edilmiş ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat etmiştir.

iv. Anlatılan bu olaylarla ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır.

5. Bu bilgilerin ulaşmasının ardından Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 24/2/2016 tarihli ara kararıyla tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

"16. 6216 sayılı Kanun'un "Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar" kenar başlıklı 46. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

"1) Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir.

2) Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz. Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir."

17. Bireysel başvuru hakkı ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenlere tanınmış ve özel hukuk tüzel kişilerine ise ancak tüzel kişiliğe ait hakların ihlal edildiği durumda başvuru imkânı verilmiştir. Sur’da yaşayan kişiler adına başvuruda bulunan İHD Diyarbakır Şubesinin tüzel kişiliğine yönelik bir hak ihlali iddiası bulunmadığından tedbir talebi değerlendirmeye alınmamıştır.

18. Anayasa Mahkemesi, mülki amirler tarafından alınan sokağa çıkma yasağı kararlarına ilişkin başvurular kapsamında anılan kararların yürütmesinin tedbiren durdurulması istemini içeren genel nitelikli talepleri yakın tarihlerde reddetmiştir (Mehmet Girasun ve Ömer Elçi (TAK), B. No: 2015/15266, 11/9/2015, § 14; Meral Danış Beştaş (TAK), B. No: 2015/19545, 22/12/2015, § 16). Somut olayın koşulları altında başvurucunun sokağa çıkma yasaklarına ilişkin genel nitelikteki tedbir talepleri hakkında anılan kararlardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır

19. Bununla birlikte bireysel başvurunun niteliği gereği, tedbir talebi sadece başvurucunun şahsına yönelik iddialar yönünden değerlendirilebilir (Meral Danış Beştaş, § 17). Bu nedenle başvurucunun isimlerini belirttiği kişilerin durumuyla ilgili olarak tedbir kararı verilmesinin koşullarının bulunup bulunmadığı ayrıca değerlendirilecektir.

20. Başvuruya konu kişilerin 19/2/2016 tarihinde sokağa çıkma yasağı uygulanan bölgeden tahliye edildikleri, Fatma Ateş’in kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği, diğer kişilerin ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gözaltına alındığı, somut olayda tedbir kararı verilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı anlaşıldığından tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Başvurucular; sokağa çıkma yasağı uygulamasının yasal bir temeli bulunmadığı gibi bu uygulamanın meşru bir amaç da taşımadığını, bu nedenle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucular ayrıca güvenlik güçlerinin terörle mücadele operasyonlarında orantısız güç kullandıklarını ve silahlı çatışmalar nedeniyle yaşamlarının tehlikeye girdiğini, sağlık hizmetleri başta olmak üzere temel hizmetlere ulaşamadıklarını, bu nedenle yaşam hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

7. Adalet Bakanlığının (Bakanlık) başvurucu Fikriye Tanrıkulu için bildirdiği görüşte özetle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulabilmesi için olağan başvuru yollarının tüketilmesi gerektiği oysa somut başvuruda dile getirilen ihlali iddialarıyla ilgili telafi sağlamaya elverişli idari ve adli yollara müracaat etmeksizin, doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulduğu, bu nedenle Fikriye Tanrıkulu'nun başvurusunun kabul edilemez bulunması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık, başvurucu İHD Diyarbakır Şubesi için ise iddia edilen hak ihlalleri bakımından mağdur sıfatı taşımayan tüzel kişiliğin başvurusu hakkında kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilmezlik kararı verilmesi gerektiği görüşünü dile getirmiştir. Başvurucular Bakanlık görüşlerine karşı beyanda bulunmamıştır.

8. Başvuru; kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı, kötü muamele yasağı ve yaşam hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Bireysel başvuru yolunu işletebilecekler esas itibarıyla ihlale yol açtığı ileri sürülen kamu gücü eylem veya işleminden ya da ihmalinden dolayı güncel bir kişisel hakkı doğrudan etkilenen kişiler (doğrudan mağdur) olmakla birlikte somut olayın koşullarına ve ihlal edilen hakkın niteliğine göre doğrudan mağdur ile arasında kişisel ve özel bir bağ bulunan, dolayısıyla da Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlalinden olumsuz olarak etkilenmiş veya ihlalin sona ermesinden meşru ve kişisel bir menfaati bulunan kimseler de dolaylı mağdur sıfatıyla bireysel başvuruda bulunabilecektir (Engin Gök ve diğerleri, B. No: 2013/3955, 14/4/2016, § 47). Nitekim mağdurun bizzat başvuru yapmasının mümkün olmayıp yakın akrabalık ilişkisinin bulunduğu kimi durumlarda -özellikle yaşam hakkının söz konusu ise- başvurucuların ihlalden doğrudan etkilenmemelerine rağmen ihlalden dolaylı olarak etkilenmeleri nedeniyle bu etkiye dayanarak kendi adlarına başvuru yapabilecekleri kabul edilmektedir (Cemil Danışman, B. No: 2013/6319, 16/7/2014; Sadık Koçak ve diğerleri, B. No: 2013/841, 23/1/2014).

10. Somut başvuruda ise İHD Diyarbakır Şubesinin Sur ilçesinde yaşayan gerçek kişilerin anayasal haklarının ihlal edildiğini iddia ettiği, buna karşılık tüzel kişiliğine yönelik bir hak ihlali iddiasında bulunmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla başvurucu, mağdur statüsünü ortaya koyamamıştır. Toplumun menfaatinin korunmasını amaçlayıp halk davası (actio popularis) olarak isimlendirilen başvuruların bireysel başvuru hakkı kapsamında olmadığı (Tezcan Karakuş Candan ve diğerleri, B. No: 2013/1977, 9/1/2014 § 21; Mahmut Tanal, B. No: 2014/11368, 23/7/2014, § 20; Liberal Demokrat Parti, B. No: 2014/11268, 23/7/2014, § 18) da dikkate alındığında İHD Diyarbakır Şubesinin bireysel başvurusunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna varılmıştır.

11. Başvurucu Fikriye Tanrıkulu'nun akrabası olduğunu beyan ettiği ve adına somut başvuru yaptığı Fahrettin Ateş, Sinem Ateş ve Fatma Ateş'in (1987 doğumlu) 19/2/2016 tarihinde bulundukları yerden tahliye edildiği ve kendileri adına bireysel başvuru yapmalarına engel bir durum bulunmadığı anlaşılmıştır.

12. Somut başvuruda başvurucu Fikriye Tanrıkulu, adına başvuru yaptığı kişilerle arasındaki akrabalık bağına veya ilişkinin derecesine dair bir açıklamada bulunmamıştır. Başvuru formu incelendiğinde Fikriye Tanrıkulu'nun İHD Diyarbakır Şubesine yaptığı bildirimde adına bireysel başvuruda bulunduğu kişilerden "amcam çocukları ve ailesi" olarak bahsettiği görülmüştür. Başvuru formunda ayrıca Fikriye Tanrıkulu'nun "Diyarbakır ilinde yaşayan en yakın akraba bireyi" olarak somut başvuruyu yaptığı belirtilmiştir.

13. Bu durumda başvurucu Fikriye Tanrıkulu'nun kendi adına bireysel başvuruda bulunma imkânına sahip kişiler bakımından dolaylı da olsa mağdur sıfatına sahip olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Ölen Fatma Ateş (1952 doğumlu) bakımından yapılan değerlendirmede ise bu kişinin yakın akrabası olmadığı anlaşılan başvurucunun ölen şahısla kişisel ve yakın ilişkisini ortaya koyan herhangi bir açıklamada da bulunmadığı, dolayısıyla dolaylı mağdur sıfatına sahip olmadığı kanaatine varılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle Fikriye Tanrıkulu'nun yaptığı bireysel başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkı, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,

C. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 13/4/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Fikriye Tanrıkulu ve İnsan Hakları Derneği [2. B.], B. No: 2016/3350, 13/4/2023, § …)
   
Başvuru Adı FİKRİYE TANRIKULU VE İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
Başvuru No 2016/3350
Başvuru Tarihi 19/2/2016
Karar Tarihi 13/4/2023

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru; sokağa çıkma yasağı uygulaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, sokağa çıkma yasağı sırasında düzenlenen güvenlik operasyonlarında orantısız güç kullanımı sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle yaşam hakkının, sokağa çıkma yasağı sırasında temel ihtiyaçların karşılanamaması ve temel hizmetlere erişim bulunmaması nedeniyle de kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kötü muamele yasağı Diğer kötü muamele iddiaları Kişi Bakımından Yetkisizlik
Yaşam hakkı Güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması Kişi Bakımından Yetkisizlik
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Kişi Bakımından Yetkisizlik
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi