logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İ.A. [1.B.], B. No: 2016/3423, 14/9/2017, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İ. A. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/3423)

 

Karar Tarihi: 14/9/2017

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serruh KALELİ

 

 

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

Raportör

:

Şermin BİRTANE

Başvurucu

:

İ. A.

Vekili

:

Av. Yalçın TORUN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ahlaki durum gerekçe gösterilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ayırma işlemi tesis edilmesi nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 22/2/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş sunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, Jandarma Genel Komutanlığına bağlı Mersin ili Mut ilçe Jandarma Komutanlığı emrinde uzman jandarma statüsünde görev yapmakta iken 30/11/2014 tarihinde, Mut ilçesinde gazinoda konsomatris olarak çalışan bir kadının Jandarma İmdat İhbar Hattını arayarak başvurucu ile ilişkisinden hamile olduğu, başvurucunun kendisini darp ettiği yolunda şikâyeti üzerine başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.

9. İdari tahkikat heyeti tarafından başvurucunun ve şikâyetçinin ifadeleri alınmıştır. Şikâyetçi, başvurucuyla ilişkisinin kanıtı olarak aralarında geçen telefon mesajları ile fotoğraf sunmuştur. Ayrıca hamile olduğuna dair tıbbi belgeleri vermiştir. Başvurucu, 3/12/2014 tarihli ifadesinde isnatları reddetmiş, şikâyetçiyi tanımadığını belirtmiştir.

10. İdari tahkikat sonucunda, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca sıralı sicil amirlerince başvurucunun evli olduğu hâlde konsomatris olarak çalışan kadınla gayrimeşru ilişkisi bulunması nedeniyle davranışlarının TSK'nın itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı olduğu şeklinde kanaat bildirilmiş ve "silahlı kuvvetlerden ayırma cezası" teklif edilerek hazırlanan dosya, Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir.

11. Başvurucu Yüksek Disiplin Kurulunun talebi üzerine 26/12/2014 tarihinde yazılı savunmasını sunmuştur ve 12/2/2015 tarihinde ise Yüksek Disiplin Kurulu önünde sözlü savunma yapmıştır. Başvurucu savunmalarında, şikâyetçi ile ilişkisinin olduğu hususunun kısmen doğru olduğunu, ancak bu kişiyi darp etmediğini, ayrıca yaptığının doğru olmadığını anlayarak bu kişi ile irtibatı koparmaya çalıştığını, bunun üzerine şikâyetçinin intihar edeceğini, aile düzenini bozacağını, kurumuna şikâyette bulunacağını söyleyerek kendisine şantaj ve tehditte bulunduğunu belirtmiştir.

12. Yüksek Disiplin Kurulunun 12/2/2015 tarihli işlemiyle 6413 sayılı Kanun'un 13. ve 20. maddeleri uyarınca başvurucunun "silahlı kuvvetlerden ayırma" cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anılan kararın 24/2/2015 tarihinde Jandarma Genel Komutanı tarafından onaylanması ile ayırma süreci tamamlanmıştır.

13. Başvurucu, TSK'dan ayırma kararına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) iptal davası açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde; dava konusu işleme dayanak gösterilen ilişkilerin özel hayat sınırları içinde kaldığını, takdirlerle dolu başarılı bir sicile sahip olmasına ve daha önce disiplin cezası bulunmamasına rağmen bu durumun dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

14. AYİM, davayı reddetmiştir. Kararda, başvurucunun belirtilen eylemleri ile TSK'nın itibarını sarsacak ve göreve devam etmesini engelleyecek vehamet derecesinde ve toplumun genel ahlak yapısına aykırı nitelikte ahlak dışı hareketlerde bulunduğunun anlaşıldığı, tesis edilen işlemde takdir yetkisinin objektif ölçütlerle kamu yararı ve birey yararı dengesi gözetilerek kullanıldığı dolayısıyla hukuka aykırılık bulunmadığı şeklinde değerlendirmeler yer almıştır.

15. Nihai karar 3/2/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu karar düzeltme yoluna gitmemiştir.

16. Başvurucu 22/2/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. 6413 sayılı Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte olan ve 2/1/2017 tarihli ve 681 sayılı KHK ile değiştirilmeden önceki hâliyle "Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası" kenar başlıklı 13. maddesi şöyledir:

“(1) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası, personelin tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesi veya durumuna göre sözleşmesinin feshedilmesi sonucunu doğurur. Bu cezayı alanlar, seferberlik ve savaş hâlleri haricinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde herhangi bir şekilde görev alamazlar.

(2) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığında oluşturulacak yüksek disiplin kurulları tarafından verilir ve ilgili kuvvet komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya Sahil Güvenlik Komutanının onayı ile yerine getirilir. General ve amiraller hakkında ise Genelkurmay Başkanlığında teşkil edilecek yüksek disiplin kurulu tarafından verilir ve yerine getirilir.

(3) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası; disiplin amirlerinden en az ikisinin teklifi üzerine yüksek disiplin kurulları tarafından verilebileceği gibi, eldeki bilgi ve belgelere göre yüksek disiplin kurulları tarafından resen de verilebilir. Genelkurmay Başkanının eldeki bilgi ve belgelere ya da gerekli görmesi üzerine yaptırdığı disiplin soruşturması sonucuna göre hakkında bu cezanın verilmesine kanaat getirdiği personelin dosyaları bir karar verilmek üzere doğrudan yetkili yüksek disiplin kuruluna sevk edilir.

(4) Kuvvet komutanlıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında teşkil edilecek yüksek disiplin kurulları; kurmay başkanının başkanlığında personel, istihbarat ve harekât başkanları, personel ve tayin dairesi başkanları, adli müşavir veya hukuk müşaviri, kıdem, sicil ve personel yönetimi ile ilgili şube müdüründen oluşur. Genelkurmay Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu; Genelkurmay Başkanının başkanlığında kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Genelkurmay İkinci Başkanı, Genelkurmay Personel Başkanı ve Genelkurmay Adli Müşavirinden oluşur. Yüksek disiplin kurullarında kararlar oy çokluğu ile alınır. Oylar dağılırsa, hakkında tahkikat yapılanın en çok aleyhinde olan oy, çoğunluk elde edilinceye kadar kendisine daha yakın olan oya tabi olur.

(5) Yüksek disiplin kurulları; gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin özlük dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili birlik, kurum ve karargâhlardan bilgi almaya, hâkim veya savcı kararı gerektirmeyen durumlarda kriminal inceleme yaptırma da dâhil olmak üzere her türlü inceleme yaptırmaya, tanık ve bilirkişi dinlemeye, keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler.

(6) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasının verilmesine ilişkin sürecin; disiplin amirlerinin teklifi ile başlatılması hâlinde süreci başlatan disiplin amiri tarafından, diğer durumlarda ise yetkili komutanlıklar vasıtası ile yüksek disiplin kurulları tarafından hakkında karar verilecek personelin savunması alınır. Yazılı savunma haricinde, yüksek disiplin kurulu tarafından gerek görülmesi veya personelin talepte bulunması hâlinde personel sözlü olarak da ifade vermeye çağrılabilir. Firar ve izin tecavüzü gibi ilgilinin bulunamaması nedeniyle savunma almayı imkânsız hâle getiren zorunlu hâller (…) (1) gereğince verilecek Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasında savunma alınmaz. (1)

(7) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası alan yedek subaylar, ilgili kanunlara göre belirlenen kalan askerlik hizmetlerini er rütbesi ile tamamlarlar.

(8) Türk Silahlı Kuvvetlerinde sözleşmeli statü ile görev yapan personelin sözleşmelerinin feshine ilişkin özel kanunlarındaki hükümler ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma ve çıkarmaya ilişkin diğer kanunlarda düzenlenmiş hükümler saklıdır.”

18. 6413 sayılı Kanun’un işlem tarihinde yürürlükte olan "Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler" kenar başlıklı 20. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“(1) Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler şunlardır:

...

b) Ahlaki zayıflık: Görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olmak veya Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde yüz kızartıcı, utanç verici veya toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiillerde bulunmaktır.

…”

19. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Bazı kamu görevlilerine yaşlılık aylığı bağlanacak haller" kenar başlıklı 44. maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

 “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlardan subay, astsubay, askerî memurlarla uzman jandarma ve uzman erbaşlar ahlâk noktasından hükümle veya yetersizlik ya da disiplin sebeplerinden dolayı sicilleri üzerine veyahut askerî mahkemelerce verilecek kararlar üzerine kurumlarınca re'sen, bunlar dışında kalanlar ise ahlâk ve yetersizlik sebeplerinden dolayı yönetmeliğine göre sicilleri üzerine kurumlarınca re'sen emekliye sevk edilenlere ise, 28 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasında belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayısını tamamlamaları halinde yaşlılık aylığı bağlanır.”

V. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 14/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Gizlilik Talebi Yönünden

21. Somut olayın koşulları dikkate alındığında başvurucunun şeref ve itibarının korunması bakımından haklı nedenler bulunduğu anlaşıldığından kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B.Özel Hayatın Gizliliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

22. Başvurucu; TSK'da görev yaptığı sürede çok sayıda takdirname ile ödüllendirildiğini, sicillerinin çok iyi derecede olduğunu, özel hayatına ilişkin unsurların hiçbir şekilde görevine yansımadığını, ayırma işleminin ölçüsüz olduğunu belirtmiştir. Başvurucu, bu nedenlerle Anayasa'nın 20. maddesinde yer alan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğini iddia etmiş; yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Başvurucu ayrıca kimliğinin kamuya açık belgelerde gizli tutulmasını talep etmiştir.

2. Değerlendirme

23. İddianın değerlendirilmesine dayanak alınacak Anayasa’nın 20. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz."

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

25. Cinsel yaşamına ilişkin hususlar gerekçe gösterilerek "disiplinsizlik ve ahlaki durum" sebebiyle başvurucu hakkında TSK'dan ayırma işlemi tesis edilmesinin özel hayatının gizliliği hakkına bir müdahale oluşturduğu açıktır (Ata Türkeri, B. No: 2013/6057, 16/12/2015, § 34; G.G.,[GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016, § 43).

26. Anılan müdahalenin ihlal oluşturmaması için Anayasa'nın 13. maddesinde düzenlenen ve somut başvuruya uygun düşen "kanunlar tarafından öngörülme", "Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma","demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama" ölçütlerine uygun olması gerekir.

27. Ayırma işlemine dayanak teşkil eden mevzuat hükümleri dikkate alındığında müdahalenin kanunlar tarafından öngörülme ölçütüne uygun olduğu, askerî disiplinin ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesinin sağlanması, bu itibarla millî güvenliğin korunması şeklinde meşru amaç taşıdığı (Ata Türkeri, §§ 40-41; G.G., §§ 51-53; Yaşar Türkmen, B. No: 2014/5418, 15/2/2017, §§ 50-58) anlaşılmaktadır.

28. Kamu görevlilerinin mesleki yaşamlarıyla da bütünleşen bazı özel hayat unsurları açısından sınırlamalara tabi tutulabilecekleri açıktır. Ancak hakkındaki tahkikat sonucunda TSK’dan ayırma işlemi tesis edilmesinin başvurucunun mesleki hayatı üzerinde olduğu kadar temel geçim kaynağından yoksun kalması nedeniyle ekonomik geleceği üzerinde de önemli bir etki oluşturduğu, bu nedenle ayırma işleminin daha önemli hâle geldiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda özel hayatın gizliliği hakkı üzerindeki sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbir mahiyetinde olması, başvurulabilecek son çare ya da alınabilecek en son önlem niteliğinde olması gerekir (G.G., § 66).

29. Bunun yanı sıra Silahlı Kuvvetlerin faaliyetlerinin disiplin içinde yürütülmesi ve etkinliğini gerçekten aksatan bir durum oluşturduğunun ikna edici ve güçlü sebeplerle kanıtlanması hâlinde personelin özel hayatına saygı hakkının sınırlandırılması demokratik bir toplumda gerekli kabul edilebilir. Ancak bu hâlde de sınırlandırmanın ölçülülük ilkesine uygun olması gereklidir (G.G., § 60).

30. Somut olayda AYİM kararında, başvurucunun TSK'nın itibarını sarsacak derecede ahlak dışı hareketlerde bulunduğu belirtilmiştir. AYİM kararında da belirtildiği üzere asker şahıslar için ahlaki değerlerin ve özel hayatı da kapsayan yaşam biçiminin büyük önemi vardır. Başvurucunun ilişki yaşadığı kişinin kurumuna ihbarda bulunarak şikâyetçi olması nedeniyle eylemlerinin özel hayat sınırlarını aşarak göreve yansımalarının olduğu görülmektedir. Çok sıkı askerî disiplin kuralları ve hiyerarşinin geçerli olduğu personel sisteminde başvurucuya isnat edilen eylemlerin kurum disiplinini ve itibarını olumsuz yönde etkileyen bir unsur olarak değerlendirilmesi ve başvurucuya bu eylemler nedeniyle disiplin yaptırımı uygulanmasının demokratik bir toplumda gerekli olduğu kabul edilebilir.

31. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında ahlaki durum gerekçe gösterilerek TSK'dan ayırma işlemi tesis edilmesi ile ilgili başvurularda ihlal kararı verilmişti (G.G. [GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016). Ancak eldeki başvuru, somut olayda istihbarat birimlerinin usulsüz sorgulamaları yahut kişinin dahli olmadan başkalarınca ifşa edilen özel hayata ilişkin verilere dayanılması gibi yöntemler söz konusu olmadığından önceki kararlardan farklıdır. Ayrıca olayda disiplin soruşturması 6413 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmüş, disiplin soruşturması sürecinde başvurucunun katılımı ve makul süre tanınarak savunma sunması sağlanmak suretiyle özel hayata saygı hakkının gerektirdiği usule ilişkin güvencelerden yararlandırılmış olduğu anlaşılmıştır. AYİM kararında başvurucunun özellikle denetlemekle görevli olduğu gazinolarda çalışan konsomatris bir kadınla ilişki kurması ve bu ilişkiden hamile olan kadının başvurucuyu kurumuna şikâyet etmiş olması hususları da dikkate alınarak eylemlerinin mesleki hayatı üzerindeki etkilerine dair yeterli ve ikna edici gerekçelerin belirtilmiş olduğu görülmektedir. Bu durumda eylemlerini görev yaptığı kuruma sirayet ettirdiğitespit edilen başvurucunun görevine, sosyal ve aile yaşantısına zarar verecek derecede toplumun genel ahlak yapısına aykırı fiilleri dolayısıyla statü dışına çıkartılmasının demokratik toplumda gerekli ve ölçülü olmadığı söylenemez.

32. Açıklanan nedenlerle başvurucunun iddialarının bir ihlal içermediği anlaşıldığından Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

C. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

33. Başvurucu,AYİM'in bünyesinde hâkim sınıfından olmayan kurmay subayların görev yapması nedeniyle tarafsız olmadığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

34. AYİM'in bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olmadığı iddiaları, daha önce bireysel başvuruya konu olmuş ve Anayasa Mahkemesince bu iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmiştir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 29; Salih Karakoç, B. No: 2013/2954, 19/12/2013, § 49). Somut başvuru açısından farklı karar verilmesini gerektiren bir yön bulunmadığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. 1. AYİM'de hâkim sınıfından olmayan subay üyelerin bulunması nedeniyle bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

D. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/9/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(İ.A. [1.B.], B. No: 2016/3423, 14/9/2017, § …)
   
Başvuru Adı İ.A.
Başvuru No 2016/3423
Başvuru Tarihi 22/2/2016
Karar Tarihi 14/9/2017

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ahlaki durum gerekçe gösterilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinden TSK) ayırma işlemi tesis edilmesi nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Kişisel verilerin korunması İhlal Olmadığı
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6413 Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu 13
20
5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 44
KHK 681 Olağanüstü Hal Kapsamında Milli Savunma ile İlgili Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 91
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi