TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
L.Ö. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/548)
|
|
Karar Tarihi: 7/11/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin
MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Engin GÜNDÜZ
|
Başvurucu
|
:
|
L.Ö.
|
Vekili
|
:
|
Av. İlter
AKSOYLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ahlaki durum gerekçe gösterilerek personel güvenlik
incelemesine tabi tutulma nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının, açılan
iptal davasında mahkeme heyetinde hâkim sınıfından olmayan üyelerin yer alması,
hâkim sınıfından olan üyelerin ise askeri hiyerarşiye bağlı olması nedeniyle
bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/1/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Bakanlık, başvuru hakkında görüş bildirmeyeceğini belirtmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Muvazzaf tabip subay olarak görev yapan ve yurt dışı
eğitiminde bulunan başvurucu istihbarata karşı koyma (İKK) zafiyetine yol
açacak şekilde ahlaki zafiyet içinde olduğu gerekçesiyle 28/4/2014 tarihinde
personel güvenlik incelemesi (PERGİN) kapsamına alınmıştır.
8. PERGİN, personeli güvenlik açısından belirli bir dönem takip
ve kontrol altında tutmayı amaçlayan bir tedbirdir. Uygulamanın amacı silahlı
kuvvetlerin casusluk faaliyetlerine karşı korunmasıdır. Hakkında PERGİN
başlatılan personelin tutum ve davranışları yetkili birimlerce takip ve kontrol
altında tutulmaktadır. PERGİN süresince personelin atama, sicil, terfi,
yükselme, taltif, eğitim gibi özlük haklarına yönelik işlemlerde idarenin
takdir yetkisi geniş olarak kullanılmakta, personel aleyhine değerlendirme
yapılabilmektedir.
9. Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) kadrolarına akademisyen
olarak atama bekleyen başvurucu, bu atamanın yapılmaması üzerine hakkında
PERGİN işlemi başlatıldığından haberdar olmuş ve 28/10/2014 tarihli dilekçe ile
söz konusu işlemin sona erdirilmesini talep etmiştir. Başvurucunun talebi
12/11/2014 tarihli yazı ile reddedilmiştir.
10. Başvurucu, söz konusu işlemin iptali talebiyle Askeri Yüksek
İdare Mahkemesinde (AYİM) 22/12/2014 tarihinde dava açmıştır. Dava dilekçesinde
başvurucu; işlemin hangi sebeple tesis edildiğini bilmediğini, işlem öncesinde
konuyla ilgili olarak bilgisine başvurulmadığını, masumiyet karinesi ile
savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucu; meslek hayatında
disiplin cezasının, adli veya idari soruşturmasının ve ahlaki zafiyetinin bulunmadığını,
başarılı bir personel olduğunu ifade etmiştir.
11. AYİM Üçüncü Dairesi 9/7/2015 tarihli kararıyla davanın reddine
hükmetmiştir. Karar gerekçesinde, başvurucunun İKK zafiyetine yol açacak
şekilde ahlaki zafiyeti (karşı cinse düşkünlük) bulunduğuna veya bu
faaliyetlerle iltisaklı olduğuna dair ciddi duyum ve emareler olduğu
gerekçesiyle PERGİN işleminin başlatıldığı, yapılan istihbari
çalışma kapsamında elde edilen bilgilerin değerlendirilmesiyle tahkikat
başlatılmasında hukuka aykırılık görülmediği belirtilmiştir. Mahkeme, olayda PERGİN'e neden olan gerekçelerin ortadan kalkmadığı,
idarenin takdir hakkını kullanarak mevzuatta yer alan süre kadar belli bir
dönem başvurucuyu kontrol altında tutabileceği, takdir hakkının objektif
kullanılmadığına dair dosyada bilgi ve belge olmadığı değerlendirmesinde
bulunmuştur.
12. Karara katılmayan üye ise PERGİN'in
özel hayata ilişkin gizli kalması gereken bilgiler kapsamında başlatıldığı,
incelemeye esas alınan vakıaların duyum veya bildirim olarak nitelendiği, bu
duyum ve ihbarların varit olmaları hâlinde dahi PERGİN işleminin başlatılmasını
gerektirecek düzey ve mahiyette olmadığı, başvurucunun PERGİN başlatılmasını
gerektirecek vahamet derecesinde tutum ve davranışının bulunmadığı görüşüyle
işlemin ölçülü olmadığı, objektif esaslara göre tesis edilmediği ve sebep
unsuru itibariyle hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
13. Başvurucu hakkındaki PERGİN işlemi idarenin 24/7/2015
tarihli işlemiyle sonlandırılmıştır. Öte yandan, başvurucunun PERGİN nedeniyle
GATA kadrosuna atanmaması işleminin iptali istemiyle açtığı davada AYİM İkinci
Dairesi 6/1/2016 tarihli kararıyla işlemin iptaline karar vermiştir. Karar
gerekçesinde PERGİN'in sonlandırılmasıyla atamama
işleminin dayanağının ortadan kalktığı, yine sicil amirlerinin başvurucunun
ahlaki temayüllerini de kapsar şekilde olumlu kanaat bildirdikleri, sonuç
olarak atamama işleminin sebep yönünden hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
Karara karşı düzeltme istemi aynı Dairenin 27/4/2016 tarihli kararıyla
reddedilmiş ve atamama işleminin iptali yönündeki karar kesinleşmiştir.
14. Başvurucu AYİM Üçüncü Dairesinin 9/7/2015 tarihli kararına
karşı düzeltme isteminde bulunmuştur. Başvurucu dilekçesinde, kişisel veri
niteliğindeki otel kayıtlarının özel hayatın gizliliği kapsamında korunduğunu,
kanunda yazılı hâller ve kişinin rızası dışında bu bilgilerin elde edilmesi ve
bir işleme dayanak alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Başvurucu
ayrıca, hastalarının mesai dışında meydana gelen sağlık sorunlarına güncel
iletişim araçlarını kullanarak yardımcı olmasının silahlı kuvvetlerin itibarını
zedeleyecek veya İKK zafiyetine yol açacak bir yönünün bulunmadığını, nitekim
hakkındaki PERGİN işleminin sonlandırıldığını belirtmiştir.
15. Karar düzeltme talebi Dairenin 26/11/2015 tarihli kararıyla
reddedilmiştir.
16. Nihai karar 14/12/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
17. Başvurucu 11/1/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
18. Anayasa Mahkemesi daha önceki kararlarında TSK'da görev
yapan askerî personel hakkında ahlaki nedenlerle ayırma işlemi tesis edilmesine
dayanak oluşturan mevzuata ve benzer durumlara ilişkin uluslararası hukuka yer
vermiştir (G.G. [GK], B. No:
2014/16701, 13/10/2016, §§ 23-30; Tevfik
Türkmen [GK], B. No: 2013/9704, 3/3/2016, §§ 23-39; Yaşar Türkmen, B. No: 2014/5418,
15/2/2017, §§ 20-33; Mehmet Çakır,
B. No: 2014/5121, 16/2/2017, §§ 19-27).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 7/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Bağımsız ve Tarafsız
Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu; mahkeme üyelerinin rütbe sistemine tabi
olduklarını, terfi beklentilerinden dolayı idareye karşı bağımsız olmamaları
ihtimalinin bulunduğunu, AYİM'in organik yapısı
itibarıyla da bağımsız bir mahkeme olmadığını ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiası, adil yargılanma hakkı
kapsamında bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı yönünden
incelenmiştir.
22. AYİM'in bağımsız ve tarafsız bir
mahkeme olmadığı iddiaları, daha önce bireysel başvuruya konu olmuş ve Anayasa
Mahkemesince bu iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmiştir
(Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134,
16/5/2013, § 29; S.Ç., B. No:
2012/1061, 21/11/2013, § 26; Salih Karakoç,
2013/2954, 19/12/2013, § 49). Somut başvuru açısından farklı karar verilmesini
gerektiren bir yön bulunmadığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Özel Hayatın Gizliliği
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu; idarenin mahkemeye sunduğu gizli belgeleri
sınırlı olarak inceleyebildiğini, devlet sırrı niteliği taşımadığı hâlde belge
örneklerinin tarafına verilmediğini, PERGİN'in
disiplin yaptırımı olması nedeniyle savunması alınmadan uygulanamayacağını
ileri sürmüştür. Ayrıca, hakkında tesis edilen işlemin yönetmelik ve yönerge
hükümlerine dayandığını, oysa kişisel verilerinin rızası olmadan elde edilmesi ve
kullanılmasına imkân veren bir yasa hükmünün bulunmadığını, dolayısıyla PERGİN
işleminin hukuka aykırı şekilde elde edilen delillere dayandığı iddiasının
kararda karşılanmadığını ifade etmiştir. Başvurucu, işleme dayanak gösterilen
tüm hususların özel hayatına ilişkin olduğunu, aleniyete kavuşmadığını ve
mesleğine yansıyan hiçbir yönünün bulunmadığını belirterek özel hayatın
gizliliği ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Başvurucu; ihlalin tespit edilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yargılamanın yenilenmesi ile kimliğinin kamuya açık belgelerde gizli tutulması
talebinde bulunmuştur.
2. Değerlendirme
24. İddianın değerlendirilmesine dayanak alınacak Anayasa’nın
20. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ... saygı
gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ... gizliliğine
dokunulamaz. ..."
25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki nitelendirmesini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
§ 16). Başvuru formu ve ekleri incelendiğinde; başvurucunun temel iddiasını,
özel hayatına ilişkin olan ve hukuka aykırı yöntemler kullanılarak elde edilen bir takım bilgilere dayanılarak PERGİN işlemi tesis edilmesi
oluşturmaktadır. Bu nedenle başvurunun özel hayatın gizliliği hakkı kapsamında
incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
26. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel
hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
27. Özel hayata ilişkin hususlar gerekçe gösterilerek ahlaki
durum sebebiyle başvurucu hakkında PERGİN kapsamına alınma işlemi tesis
edilmesinin özel hayatın gizliliği hakkına bir müdahale oluşturduğu açıktır.
28. Anılan müdahalenin ihlal oluşturmaması için Anayasa'nın 13.
maddesinde düzenlenen ve somut başvuruya uygun düşen kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma,demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygun olma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
ölçütlerine uygun olması gerekir.
29. Söz konusu işleme dayanak teşkil eden mevzuat hükümleri
dikkate alındığında müdahalenin kanunlar tarafından öngörülme ölçütüne uygun
olduğu, askerî disiplinin ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesinin
sağlanması, bu itibarla millî güvenliğin korunması şeklinde meşru amaç taşıdığı
anlaşılmaktadır (Ata Türkeri, B.
No: 2013/6057, 16/12/2015, §§ 40-41; G.G.,
§§ 51-53; Yaşar Türkmen, §§
50-58).
30. Tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin
yapıldığı mahkeme kararlarında, bireylerin özel hayatlarına ilişkin tutum ve
eylemlerinin mesleki hayatları üzerindeki etkilerinin açıklanması, kamu hizmeti
sunan ilgili kurumların işleyişi üzerindeki etkilerinin ve risklerinin ortaya
konulması ve bu hususlardaki değerlendirmelerin yeterli ve ikna edici gerekçelerle
desteklenmesi, ayrıca tesis edilen işlemlerin bireylerin geçmiş mesleki
sicilleri ve başarı durumları dikkate alınarak ölçülülük yönünden irdelenmesi
gerekir (G.G., § 60).
31. Somut olayda başvurucunun özel hayatına yönelik bir takım
duyum ve istihbari bilgilerden hareketle hakkında
PERGİN işlemi başlatılmıştır. İnceleme sürecinde hakkındaki iddialarla ilgili
olarak başvurucunun bilgisine başvurulmamış, duyum yoluyla vâkıf olunan
olaylara dair açıklama yapma imkânı başvurucuya tanınmamıştır. Başvurucu, ancak
yargılama sürecinde temin edilen gizli dereceli belgeleri incelemek suretiyle
hakkındaki iddialardan haberdar olmuştur.
32. Başvurucu, görüştüğü kişilerin kimliği ve görüşme sebebine
yönelik açıklamalarını yargılama sürecinde dile getirmiş ise de AYİM tarafından
başvurucunun iddialarıyla ilgili bir araştırma yapılmamıştır. Öte yandan AYİM
kararında, başvurucuya isnat edilen -somut bilgi ve belgelerle desteklenmediği
açık olan- özel hayata ilişkin birtakım eylemlerin başvurucunun mesleki hayatı
ve görev yaptığı kurumun işleyişi üzerindeki etki ve risklerine dair yeterli ve
ikna edici gerekçelerin belirtilmediği, mesleki sicili olumlu olan başvurucuya
yönelik söz konusu müdahalenin gerekçelerinin ortaya konulamadığı
görülmektedir. Bu nedenlerle AYİM tarafından verilen kararın özel hayatın
gizliliği hakkına müdahaleyi haklı kılacak şekilde konuyla ilgili ve yeterli
gerekçe içermediği sonucuna ulaşılmıştır.
33. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 20.
maddesinde güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkının ihlal
edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
34.30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının ilgili kısmı ile (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
35. Anayasa Mahkemesinin Mehmet
Doğan [GK] (B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında, ihlal sonucuna
varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda
genel ilkeler belirlenmiştir.
36. Mehmet Doğan
kararında özetle; uygun giderim yolunun belirlenebilmesi açısından öncelikle
ihlalin kaynağının belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Buna göre ihlalin
mahkeme kararından kaynaklandığı durumlarda 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin
(2) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün
79. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca kural olarak ihlali
ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın
bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmedilir (Mehmet Doğan, §§ 57-58).
37. Mehmet Doğan
kararında Anayasa Mahkemesi, yeniden yargılama yapmakla görevli derece
mahkemelerinin yükümlülüklerine ve ihlalin sonuçlarını gidermek amacıyla derece
mahkemelerince yapılması gerekenlere ilişkin açıklamalarda bulunmuştur. Buna
göre; Anayasa Mahkemesinin tespit edilen ihlalin giderilmesi amacıyla yeniden
yargılama yapılmasına hükmettiği hâllerde, ilgili usul kanunlarında düzenlenen
yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak yargılamanın yenilenmesi
sebebinin varlığının kabulü ve önceki kararın kaldırılması hususunda derece
mahkemesinin herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Zira ihlal kararı
verilen hâllerde yargılamanın yenilenmesinin gerekliliği hususundaki takdir
derece mahkemelerine değil ihlalin varlığını tespit eden Anayasa Mahkemesine
bırakılmıştır. Derece mahkemesi Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirttiği
doğrultuda ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yapmakla
yükümlüdür (Mehmet Doğan, § 59).
38. Başvurucu; ihlalin tespit edilmesini ve yargılamanın
yenilenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
39. Anayasa Mahkemesi somut bilgi ve belgelerle desteklenmeyen,
mesleki hayat üzerinde olumsuz etkiye yol açtığı ortaya konulamayan özel hayata
yönelik duyum ve istihbari bilgilerden hareketle
başvurucu hakkında PERGİN işlemi başlatılması nedeniyle başvurucunun özel
hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla somut
başvuruda ihlalin idarenin işleminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bununla
birlikte idarenin bu işleminden kaynaklanan ihlalin tespiti ve giderilmesi
amacıyla oluşturulmuş bir mekanizma olan iptal davasında özel hayatın gizliliği
hakkının gerektirdiği nitelikte bir inceleme yapılmaması sebebiyle ihlalin aynı
zamanda mahkeme kararından da kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
40. Başvurucu hakkındaki PERGİN işlemi idare tarafından tesis
edilen işlemle sona erdirilmiş ise de davanın reddine ilişkin yargı kararı
hukuki varlığını sürdürmekle başvurucu aleyhine birtakım sonuçlar doğurduğundan
başvurucunun özel hayatın gizliliği hakkına yönelik ihlalin tüm sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar
bulunmaktadır. Yapılacak yeniden yargılama ise usul hukukunda yer alan benzer
kurumlardan farklı ve bireysel başvuruya özgü bir düzenleme içeren 6216 sayılı
Kanunun 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının
ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda yeniden yargılama sürecinde
mahkemelerce yapılması gereken iş, öncelikle hak ihlaline yol açan mahkeme
kararının ortadan kaldırılmasından ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna
ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir
karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden
yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi
gerekir.
41. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 239,50 TL harç ve 2.475
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.714,50 yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. 1. Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın
gizliliği hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
D. Kararın bir örneğinin özel hayatın gizliliği hakkının
ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak
üzere -Anayasa'nın 21/1/2017 tarihli ve 6771 sayılı Kanun ile getirilen geçici
21. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
kaldırılmış olduğundan anılan bendin (b) alt bendi gereğince- YETKİLİ İDARİ
YARGI MERCİİNE GÖNDERİLMESİNE (Karar, AYİM Üçüncü DairesininE.2014/1743,
K.2015/1047 sayılı dosyasıyla ilgilidir.),
E. 239,50 TL harç ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.714,50 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
7/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.