TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
AÇILIM İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/5804)
Karar Tarihi: 19/11/2019
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Burhan ÜSTÜN
Hicabi DURSUN
Kadir ÖZKAYA
Selahaddin MENTEŞ
Raportör
Mahmut ALTIN
Başvurucu
Açılım İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
Vekili
Av. Aras CAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, otel binasının gabarisinin düşürülmesi nedeniyle mülkiyet hakkının; derece mahkemesi kararlarının gerekçesiz olması, itirazların dikkate alınmaması ve yeterli araştırma yapılmaması nedenleriyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 22/3/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8. İzmir'in Konak ilçesine bağlı Alsancak Mahallesi'nde bulunan 1213 ada 71 numaralı parselde Alsancak Turizm İşletmeleri ve Tic. A.Ş.ye ait otel 10/10/2011 tarihinde başvurucu şirket tarafından satın alınmıştır.
9. 1987 yılından itibaren imar planlarında yapılan değişikliklerle başvuru konusu otel binasının gabarisine ilişkin düzenlemeler bir çok yargılamaya konu olmuştur.
10. Önceki malik, Konak Belediyesine başvurarak gabarinin yeniden 61 metreye (m) çıkarılması, olmazsa imar planı değişikliğinin ertelenmesini talep etmiştir. Talebi reddedilen önceki malik 7/5/2007 tarihinde İzmir 3. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) Konak Belediyesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanlıkları aleyhine, 61 m (21 kat) olan gabarinin 9.80 m olarak belirlenmesine yönelik 13/1/2006 tarihli kararın iptali talebiyle dava açmıştır.
11. Mahkemece 12/11/2008 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde, uyuşmazlığın tarihsel sürecinde ortaya çıkan yargı kararları ve imar mevzuatına uygun olarak işlem tesis edildiği açıklanarak hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
12. Önceki malik tarafından temyiz edilen karar Danıştay Altıncı Dairesince 7/2/2013 tarihinde onanmıştır. Önceki malikin karar düzeltme talebi de yine aynı Dairenin 21/1/2016 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
13. Başvuru formundaki beyana göre başvurucu şirket 14/12/2015 tarihinde karar düzeltme aşamasında davaya müdahil olmuştur. Başvuru formu eklerinde ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kayıtlarında başvurucu şirketin davaya müdahil olma talebini içeren dilekçeye rastlanmamış ise de karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararda davacı olarak başvurucu şirketin yazıldığı görülmüştür.
14.Nihai karar, başvurucu vekiline 22/2/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 22/3/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
16. Başvurucu vekilinin 17/5/2019 tarihli yazısı ve eklerinden başvuru konusu otelin bulunduğu parsel için 21/9/2018 tarihinde yapı kayıt belgesi alındığı, akabinde 19/12/2018 tarihinde işyeri açma ve çalışma ruhsatı ve 14/1/2019 tarihinde de turizm işletme belgesinin alındığı anlaşılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. İlgili hukuk için bkz. Murat Emrah Emre, B. No: 2018/1275, 30/10/2018, §§ 13-21.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 19/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, satın aldıkları otelin gabarisinin düşürülmesi nedeniyle ve bu işleme karşı yaptıkları başvuru ve davanın da reddedilmesiyle otelin kapatılması ve binasının yıkılması tehlikesiyle karşılaştıklarını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
20. Anayasa’nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
“Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.”
21. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi gereği Anayasa Mahkemesi, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması ya da benzer nitelikteki başka bir gerekçeden dolayı başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varması hâlinde başvurunun düşmesine karar verebilir (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 23).
22. Somut olayda başvurucu şirket, 61 m (21 kat) olan gabariye göre inşa edilen otel binasının gabarisinin 9.80 m düşürülmesine yönelik idari ve adli başvuru yolları tüketip bireysel başvuruda bulunduktan sonra yürürlüğe giren 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddesinde düzenlenen imar barışından yararlanarak 21/9/2018 tarihinde yapı kayıt belgesi almıştır.
23. Yapı kayıt belgesi 31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılmış yapılar için alınmış yıkım kararlarının iptalini sağlanmaktadır. İmar planına aykırı yapıldığı iddia edilen otel binasının yapı kayıt belgesi alınmak suretiyle yıkım tehlikesi ortadan kalkmıştır. Ayrıca işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile turizm işletme belgesi verilen otel işletme sahibinin oteli işletmeye devam ettiği de anlaşıldığından başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmadığı anlaşılmıştır.
24. Öte yandan İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen başvurunun incelenmesinin devamında Anayasa'nın uygulanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı herhangi bir durumun da söz konusu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmadığı anlaşıldığından İçtüzük’ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi gereğince başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
26. Başvurucu, karar düzeltme aşamasında müdahil oldukları bu davada taraf teşkili sağlanmadan, itirazlar değerlendirilmeden, gerekçesiz ve yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
27. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
28. İlk derece mahkemesi, başvuru konusu taşınmaz ve bulunduğu bulvarla ilgili 1955 yılından başvuru konusu davanın açıldığı tarihe kadar tüm idari ve adli uyuşmazlıklara ilişkin açıklamalar yaptıktan sonra iptali istenen işlemin açıklanan yargı kararları ve imar mevzuatına uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Danıştay Altıncı Dairesi de ilk derece mahkemesi kararını uygun bularak ve bunu gerekçesinde izah ederek kararı onamıştır. Temyiz ve karar düzeltme talebini inceleyen Dairenin derece mahkemesi ile aynı kanaate varması ve bunu gerekçesinde göstermesi hâlinde detaylı gerekçe yazmaması tek başına gerekçeli karar hakkının ihlali anlamına gelmez. Bu durumda başvuruya konu mahkeme kararlarının hükme dayanak oluşturmaya yetmeyecek derecede gerekçesiz olduğu söylenemez.
29. Başvurucu; karar düzeltme aşamasında müdahil oldukları bu davada taraf teşkili sağlanmadan, yeterli araştırma yapılmadan ve itirazlar değerlendirilmeden karar verildiğini ileri sürmektedir. Somut olayda başvuru konusu taşınmazı 10/10/2011 tarihinde satın alan başvurucu şirketin ancak dört yıl sonra karar düzeltme aşamasında 4/12/2015 tarihinde davaya müdahil olduğu anlaşılmıştır. Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin kararda başvurucu şirketin davacı olarak nitelendirildiği ve karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
30. Başvurucu tarafından ileri sürülen diğer iddiaların ise, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi nedeniyle DÜŞMESİNE,
B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.