TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YUSUF BAYDAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/6177)
|
|
Karar Tarihi: 20/10/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Gülsüm Gizem GÜRSOY
|
Başvurucu
|
:
|
Yusuf BAYDAR
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun mensubu olduğu bir siyasi
partinin seçim propagandası yapmasının engellenmesinin seçilme hakkını ihlal
ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 29/3/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
8. 7/6/2015 tarihinde Milletvekili Genel Seçimi
yapılmıştır. Anayasa'nın seçimin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 116.
maddesinin ilgili kısmı şu şekildedir:
"...yeni seçilen Türkiye Büyük
Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra kırkbeş gün içinde Bakanlar
Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir."
9. 7/6/2015 tarihli Milletvekili Genel Seçimi sonrasında
Cumhurbaşkanlığı tarafından 24/8/2015 tarihinde -yukarıda belirtilen kırk beş
günlük sürede- Bakanlar Kurulu kurulamadığından seçimlerin 1/11/2015 tarihinde
yenilenmesine karar verilmiştir.
10. Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığının 26/8/2015 tarihli
ve 1548 No.lu kararıyla 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için (genel seçim)
propaganda döneminin başlangıç tarihinden bitimine kadar uyulması gereken usul
ve esaslar belirlenmiştir. Karara göre açık yerlerde propaganda faaliyetlerine
ilişkin olarak 22/10/2015 ile 31/10/2015 tarihleri arasında denetim ve gözetim
yetkisinin ilçe seçim kurullarında, diğer zamanlarda ise yetkinin mahallin en
büyük mülki amirinde olduğuna karar verilmiştir. Dolayısıyla somut başvuruda
olayların geçtiği tarihte denetim ve gözetim yetkisi mahallin en büyük mülki
amiri olan Üsküdar Kaymakamlığındadır (Kaymakamlık).
11. Başvurucu, Saadet Partisi Üsküdar İlçe Seçim Kurulu
üyesidir. 7/6/2015 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimi sonucunda
Türkiye genelinde %2,07 oranında oy alan Saadet Partisi seçimlerin yenilenmesi
kararı üzerine seçim çalışmalarına başlamıştır. Parti çalışanları, seçim
çalışmaları kapsamında Üsküdar ilçe teşkilatı binası yakınında bulunan
kaldırıma on beş metrekarelik bir seçim çadırı kurmuştur. Söz konusu çadır izin
verilen yerler dışında kurulduğu gerekçesiyle aynı günün gecesi saat 01.30
civarında zabıta memurları tarafından toplanarak kaldırılmıştır.
12. Bunun üzerine başvurucu 16/10/2015 tarihinde ilgili
zabıta memurları hakkında görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmaları
talebiyle suç duyurusunda bulunmuştur.
13. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca
(Savcılık) 3/11/2015 tarihinde ilgili memurlar hakkında Kaymakamlıktan
2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun’un 2. ve 3. maddeleri gereğince soruşturma izni
talep edilmiştir.
14. Kaymakamlık tarafından şikâyet edilenler hakkında ön
inceleme yapılmış ve kendilerinin bu kapsamda ifadeleri alınmıştır. Şikâyet
edilenler ifadelerinde özetle;
"Üsküdar Kaymakamlığı Seçim
Güvenliği toplantısında alınan kararlar gereği hareket ettiklerini, Saadet
Partisinin binası ile alakalı olmayan yerde çadır kurup yaya trafiğini
engelleyecek şekilde faaliyet gösterdiğini ve vatandaşlardan bu nedenle yoğun
bir şekilde şikayet geldiğini, bu nedenle çadıra herhangi bir zarar vermeden
kaldırıp parti görevlilerine teslim ettiklerini belirtmişlerdir".
[Üsküdar Kaymakamlığı Seçim Güvenliği
toplantısında siyasi partilerin ilçe başkanlık binaları, seçim irtibat büroları
dışında ilçe seçim kurulunun izin vereceği yerler dışında propaganda malzemesi
asılamayacağı, belirtilen yerler dışında siyasi propaganda içerikli afiş,
bayrak ve posterlerin herhangi bir talimat ve emir beklemeksizin görevlilerce
toplanacağı, siyasi partilerin propaganda amacı ile yaya ve taşıt trafiğini
engellemeyecek şekilde stant açabilecekleri, güvenlik açısından stant kurulacak
yerlerin İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirimde bulunarak çevreyi rahatsız edici
gürültükirliliği yapmamaya özen gösterileceğikonusunda mutabakata varılmıştır].
15. Kaymakamlık 25/12/2015 tarihinde şikâyet edilenler
hakkında soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı
şöyledir:
"...Zabıta personelinin siyasi
parti ayırmaksızın vatandaşlardan gelen şikayetler doğrultusunda değerlendirme
yaptıkları, Saadet Partisinin parti binası ile alakası olmayan ... yerde 15
metre kare civarında bir çadır kurup, yaya trafiğini de engelleyecek şekilde
faaliyet göstermesinin vatandaşlar tarafından yoğun şikayet edildiği, kurulan
çadıra herhangi bir zarar verilmeden kaldırılıp parti görevlilerine teslim
edildiği, aynı süreçte ... diğer partilerin çadırlarının da kaldırılarak
ilgilerine teslim edildiği, haklarında ön inceleme yapılan görevlilerin
Belediye Zabıta yönetmeliği ve Üsküdar Kaymakamlığı Seçim Güvenliği
toplantısında alınan kararlar doğrultusunda işlem yaptıkları, adı geçen
görevlilerin üzerilerine düşen görevleri yerine getirdikleri, görevi ihmal veya
grevi kötüye kullandıklarına dair herhangi bir bulguya rastlanılamadığı
anlaşıldığından..."
16. İtiraz üzerine karar, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi
(kapatılan) Birinci Kurulunun 10/2/2016 tarihli kararıyla onanarak
kesinleşmiştir. İlgili karar başvurucuya 3/3/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
17. Başvurucu 29/3/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
18. Savcılık soruşturma izni verilmemesine dair kararın
kesinleşmesi nedeniyle ilgililer hakkında 19/4/2016 tarihinde kovuşturma
yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir.
19. Savcılık kararına itiraz üzerine İstanbul Anadolu 8.
Sulh Ceza Hâkimliği itirazın reddine 23/6/2016 tarihinde kesin olarak karar
vermiştir.
IV. İLGİLİ
HUKUK
20. 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin Temel
Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 61. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Seçimin başlangıç tarihinden oy
verme gününü takip eden güne kadar siyasi partiler, bağımsız adaylar, herhangi
bir kurum veya kuruluş ya da vatandaşlar tarafından, bu Kanunda belirtilen
yerler dışında, siyasi ilan ve reklam içeren afiş, poster, pankart veya parti
bayrağı gibi malzemelerin asılması, yapıştırılması veya teşhiri yasaktır. Aksi
halde, bu ilan ve reklamlar kaldırılır ve masrafları ilgilisinden tahsil
edilir. Bu maddede belirtilen yasaklarla ilgili işlem yapma yetkisi, seçimin
başlangıç tarihinden oy verme gününden önceki otuzuncu güne kadar mülki
makamlara, son otuz gün içinde ilçe seçim kurullarına aittir. Belediyeler, bu
maddede belirtilen yetkili mercilerin talebi üzerine, maddeye aykırı hususları
gidermek için gerekli araç, gereç ve personeli sağlamakla yükümlüdür."
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
21. Mahkemenin 20/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
22. Başvurucu; Saadet Partisi temsilcisi olduğunu,
Partinin ilçe teşkilat binası önünde seçim çalışmaları yapmak üzerine yasalara
uygun bir şekilde kurdukları çadırın yaya trafiğini engellediği
gerekçesiyle zabıta görevlilerince kaldırıldığını ancak aynı yere daha sonra
büfe konulduğunu, kendilerine keyfî bir biçimde müdahalede bulunulduğunu ileri
sürmüştür. Başvurucu; ilgili zabıta memurları hakkında suç duyurusunda
bulunmasına karşın memurlar hakkında soruşturma izni verilmediğini, bu nedenle
kovuşturma yapılamadığını, haksız yere seçim çalışmalarının engellendiğini
belirterek seçilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve ihlalin tespiti
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
1. Genel İlkeler
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3) numaralı,
48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) 59. maddesinin (2), (3) ve (4) numaralı fıkraları uyarınca Anayasa
Mahkemesine başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar
hakkındaki iddialarını ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal
edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını kanıtlamak
başvurucuya düşer. Zikredilen kurallara göre başvurucunun kamu gücünün işlem,
eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile
dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile
ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğini
başvuru dilekçesine eklemesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale
neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih
sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki haklardan
hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller
açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20; Ünal
Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014, §§ 18, 19; Sabah Yıldızı Radyo ve
Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, [GK], B.
No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).
24. Yukarıda belirtilen koşullar yerine getirilmediği
takdirde Anayasa Mahkemesi, başvuruyu açıkça dayanaktan yoksun olduğu
gerekçesiyle kabul edilemez bulabilir. İddiaların dayanaktan yoksun olmadığı
konusunda Anayasa Mahkemesinin ikna edilmesi, başvurucu tarafından ortaya
konulan somut bilgi ve belgelerin niteliğine bağlıdır. Başvurucunun
başlangıçta, başvuru hakkında kabul edilemezlik kararı verilmesini önlemek için
başvuru formu ve eklerinde iddialarını destekleyici belgeleri sunması ve
gerekli açıklamaları yapması zorunludur (Veli Özdemir, § 23; Ünal
Yiğit, § 22).
25. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda,
başvurucuların başvurularını titizlikle hazırlama ve takip etme yükümlülükleri
vardır. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun soyut şekilde Anayasa hükümlerine
atıfta bulunmasının iddiaların ispatlandığı anlamına gelmeyeceğini birçok kez
vurgulamıştır. Başvurucu; başvuru formunu özenle doldurmak, ihlal iddiasının
dayanağı olan tüm olayları göstermek, başvuruyu aydınlatacak ve hükmün esasını
etkileyecek argümanları destekleyici tüm belgeleri başvuru dilekçesine eklemek
ve bir bilgi veya belge elde edilememişse bunun da nedenlerini açıklamak zorundadır
(şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddiasının
kanıtlanamadığına ilişkin bir karar için bkz. Ünal Yiğit, §§ 25, 26;
ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasının kanıtlanamadığına ilişkin bir
karar için bkz. Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, §§ 22-26).
2. İlkelerin
Olaya Uygulanması
26. Eldeki başvuruda 1 Kasım 2015 tarihli Milletvekili
Genel Seçimi öncesinde parti temsilcileri Saadet Partisi ilçe seçim binası
yakınında bir seçim çadırı kurmuştur. Seçim broşürlerinin dağıtıldığı bu çadır,
zabıta ekipleri tarafından "yaya trafiğini engelleyecek şekilde
faaliyet göstermesinin vatandaşlar tarafından yoğun şikâyet edildiği"
gerekçesiyle kaldırılmıştır. Başvurucunun şikâyeti üzerine Savcılık tarafından
zabıta memurları hakkında soruşturma izni istenmiştir. Ön inceleme yapan
Kaymakamlık, memurların "görevi ihmal veya görevi kötüye
kullandıklarına dair herhangi bir bulguya rastlanılamadığı"
gerekçesiyle soruşturma izni verilmemesine karar vermiştir ve bu karar
kesinleşmiştir.
27. Başvurucu soruşturma izni verilmemesine dair karar
nedeniyle seçilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de ihlal iddiasını
kanıtlama konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirebilmiş değildir.
Başvurucu, seçim çadırının zabıta görevlileri tarafından yıkıldığını ve sırf
muhalif görüşleri olan bir parti olması nedeniyle böyle bir muameleye maruz
kaldıklarını ancak idari ve yargısal mercilerce etkili bir soruşturma
yapılmadığını, bu nedenle seçilme hakkının ihlal edildiğini soyut bir şekilde
ileri sürmekle yetinmiştir. Bireysel başvuru formuna bakıldığında başvurucu,
çadırın kurulduğu yerin yaya trafiğini engellediği hususuna bir itirazda
bulunmamakla birlikte aynı yerde büfe kurulmasına izin verilmesinin hakkaniyete
aykırı olduğunu öne sürmüştür. Bununla birlikte başvurucu, işlemin sırf mensubu
bulunduğu siyasi partinin seçim faaliyetlerini engellemek amacıyla yapıldığını
ileri sürmüştür. Ancak başvurucu; çadırın bir başka yerde kurulup kurulamayacağını,
kaldırma işlemi nedeniyle hangi şekilde seçim propagandasını yerine
getiremediğini ve işlemin seçilme hakkını somut bir şekilde nasıl etkilediğini,
seçim propagandasını başka bir şekilde yerine getirip getiremeyeceğini ve bu
faaliyetin kamusal önemi ile kamuya bir katkı sağlayıp sağlamadığını izah
etmemiştir.
28. Sonuç olarak başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin
delillerini sunma ve bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi
nedenle ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma yönündeki yükümlülüğünü
yerine getirmemiş, bu bağlamda ileri sürdüğü ihlal iddialarını
temellendirememiştir (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. Sabah
Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi, § 25).
29. Önemle belirtilmelidir ki bireysel başvuru
incelemesinde Anayasa Mahkemesinin görevi başvurucunun başvuru formunda ileri
sürdüğü gerekçelerle sınırlı bir incelemeyi kapsamaktadır. Başvurucunun
bireysel başvuru formunda mağduriyetini gösteren açıklamaları yapmaması ve/veya
mağduriyetine dayanak olarak ileri sürdüğü hususları delillendirmemesi
durumunda Anayasa Mahkemesi başvurucu yerine geçerek delil toplama ve ihlal
iddialarını gerekçelendirme görev ve yükümlülüğüne sahip değildir (Mustafa
Akaydın, B. No: 2015/14800, 8/1/2020, § 27).
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Seçilme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 20/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.