TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GÜLŞEN TÜZÜN BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2016/6621)
|
|
Karar Tarihi: 30/10/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Tuğçe TAKCI
|
Başvurucu
|
:
|
Gülşen TÜZÜN
|
Vekili
|
:
|
Av. Serhad ZENGİNPEDÜK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, idari para cezasının iptali istemiyle yapılan
başvuruda itiraz merciinin kararının gerekçesiz olması nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 8/4/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Maliki olduğu işletmede gece 22.00’den sonra alkollü içecek
satışı yapıldığı gerekçesiyle başvurucu hakkında kolluk tarafından 26/5/2014
tarihli tutanak düzenlenmiştir.
7. Söz konusu tutanağa istinaden Tütün ve Alkol Piyasası
Düzenleme Kurumunun 10/8/2015 tarihli kararıyla başvurucunun 35.000 TL idari
para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
8. Başvurucunun anılan idari para cezasının iptali talepli
başvurusu, Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/10/2015 tarihli yetkisizlik
kararıyla Ankara Batı Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmiştir.
9. Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hakimliğinin (Hâkimlik) 4/2/2016
tarihli kararıyla başvurucunun başvurusunun reddine karar verilmiştir.
10. Başvurucunun anılan karara itirazı ise Ankara Batı 2. Sulh
Ceza Hâkimliğinin 29/2/2016 tarihli kararıyla gerekçede herhangi bir
isabetsizlik bulunmadığından, kararın usul ve yasaya uygun olduğundan
reddedilmiştir.
11. Karar 9/3/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 8/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 30/10/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Gerekçeli Karar
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
14. Başvurucu; ilk derece mahkemesinin somut bir gerekçe
göstermeden iptal talebini reddettiğini, itiraz mercinin
ise ilk derece mahkemesi kararını yinelemekle yetindiğini dolayısıyla
kararların gerekçesiz olduğunu iddia etmiştir.
15. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin adil
yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından
açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin
gerekçede Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına
alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır.
Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (1)
numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli
karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) birçok
kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen
adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının
kabul edilmesi gerekir (Abdullah Topçu,
B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).
16. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli
olarak yazılır.” denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma
yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa’nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa
kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde
bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu,
§ 76).
17. Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde
yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Bu hak, tarafların
muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde
incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendi adlarına
verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de
gereklidir (Sencer Başat ve diğerleri
[GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).
18. Gerekçeli karar hakkı, yargılamada ileri sürülen tüm
iddialara ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu
nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre
değişebilir (Mehmet Yavuz, B. No:
2013/2995, 20/2/2014, § 51). Kanun yolu incelemesi yapan mercinin
yargılamayı yapan mahkemeyle aynı sonuca ulaşması ve bunu aynı gerekçeyi
kullanarak veya atıfla kararına yansıtması kararın gerekçelendirilmiş olması
bakımından yeterlidir (Yasemin Ekşi,
B. No: 2013/5486, 4/12/2013, § 57).
19. Somut olayda kanun yolu incelemesi sonucunda verilen kararda
değerlendirme konusu hüküm ve gerekçesinin uygun bulunduğu da dikkate
alındığında gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu
anlaşılmaktadır (Aynı yöndeki karar için bkz. Gülşen
Tüzün, B. No: 2016/5147, 27/6/2018) .
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
21. Başvurucu; lehe deliller toplanmadan, yanlış bilgiler içeren
ve keyfî düzenlenen tutanağa istinaden hakkında idari para cezası uygulandığını
ileri sürmüştür.
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki
hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013,
§ 42).
23. Somut olayda başvurucunun söz konusu iddialarını iptal
talepli başvurusunda da ileri sürdüğü ancak Hâkimlikçe anılan mevzuat
hükümlerine uygun olarak verilen idari para cezasının usul ve yasaya uygun
olduğu değerlendirmesinde bulunularak başvurucunun itirazının reddedildiği görülmüştür.
Başvurucunun iddialarının ilk derece mahkemesi tarafından delillerin
değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla
yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu görülmektedir. Yapılan yargılamada
Hâkimliğin ve itiraz merciinin kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum tespit edilmemiştir.
24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
30/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.