TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
EKREM ÇAVDAR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/69656)
|
|
Karar Tarihi: 28/11/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Tuğçe TAKCI
|
Başvurucular
|
:
|
1. Ekrem ÇAVDAR
|
|
|
2. Binniye ÇAVDAR
|
|
|
3. Abdullah ÇAVDAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Murat Kemal GÜNDÜZ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, iş kazası sonucu meydana gelen ölüm
olayıyla ilgili yürütülen soruşturmada bir kısım şüpheli hakkında ek
kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 2/12/2016 tarihinde yapılmıştır.
3.Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere
göre ilgili olaylar özetle şöyledir:
7.Başvurucuların yakını olan, 1983 doğumlu U.Ç. işçi
olarak çalıştığı G. Gübre Sanayii A.Ş.ye (G. Gübre A.Ş.) ait fabrikanın CAN
(kalsiyum amonyum nitrat) pril kulesinde 19/7/2015 tarihinde meydana gelen
patlamada yaşamını yitirmiştir. Olayda bir başka işçi (M.K.)de yaralanmıştır.
8. Olayla ilgili olarak Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığı
(Cumhuriyet Başsavcılığı) tarafından derhâl başlatılan soruşturmada 19/7/2015
tarihli Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağı düzenlenmiştir. Tutanağa
göre başvurucuların yakını, kafatası ve akciğer harabiyeti ile çoklu kemik
kırığı sebebiyle vefat etmiştir.
9. Başvurucular 4/11/2015 tarihinde aralarında A.R.Y.,
M.Y. ve Y.Y.nin de bulunduğu, olayda sorumluluğu olduğunu iddia ettikleri kişiler
hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Başvurucular
dilekçede özetle A.R.Y., M.Y. ve Y.Y. yönünden yaptıkları şikâyette bu üç
şahsın işveren ve işveren vekili sıfatını taşıdığı, 1. sınıf gayri sıhhi
müessese olduğu hâlde işyerinin gerekli vasıflara sahip olmadığını, işyeri
sahiplerinin mevzuatın kendilerine yüklediği görev ve sorumlulukları kasıt
ölçüsündeki ihmalleriyle ihlal ettiklerini, şirkette genel müdür pozisyonunda
görevlendirme yapılmadığını, dolayısıyla şirketin üç kişiden oluşan Yönetim
Kurulu tarafından yönetildiğini, söz konusu üç şirket yetkilisinin iş ve işçi
güvenliğine dair tedbirleri almaya yönelik hiçbir davranışta bulunmadıklarını
dile getirmiştir.
10. Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla Gemlik İlçe
Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ekibince (İlçe OYİE) pril kulesine dikey
olarak yükselen amonyum nitrat, buhar ve sirkülasyon borularından incelenmek
üzere numune alınmıştır.
11.Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından G. Gübre A.Ş.den
19/7/2015 tarihi itibarıyla güncel kayıtları ve adlarına dair bilgi içerecek
şekilde işletme ve üretim organizasyon şemasının, şirketin genel müdürlük
yetkisinin kime ait olduğunun, bu yetkilinin görev ve sorumluluklarının neler
olduğunu belirten belgelerin, M.M. isimli şahsın hangi pozisyonda çalıştığı ile
görev ve sorumluluklarının neler olduğuna gösteren belgelerin iletilmesi talep
edilmiştir. Talep edilen bilgi ve belgeler G. Gübre A.Ş. tarafından Cumhuriyet
Başsavcılığına iletilmiştir.
12. İlçe OYİE tarafından yapılan inceleme sonucunda bomba
imha uzmanları tarafından yapılan incelemeye dair tutanağın ilgili kısımları
şöyledir:
"...
23/07/2015 günü belirtilen adreste bulunan patlama
noktası ve patlayan materyaller üzerınde inceleme yapılmış, ayrıca patlamanın
meydana geldiği noktanın çeşitli bölgelerinden numuneler alınmış, patlayan
materyaller üzerinden svap alınmış, alınan numuneler ve svaplar 24/07/2015 günü
... sayılı yazı ile Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğüne Patlayıcı
Madde analizi yapılmak üzere gönderilmiştir.
Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürl üğünce ...
gerekli patlayıcı madde analizi yapılmış, gönderilen bulgular üzerinde Amonyum
Nitrat (NH4N03) tarımsal gübre olarak kullanılan kimyasal kalıntılarına
rastlanılmış ayrıca bu kimyasal madde[nin]
patlayıcı özellik gösterebileceği belirtilmiştir.
Belirtilen adreste faaliyet gösteren iş yerinin tarımsal
amaçlı gübre üretmesi sebebi ve üretilen gübreninde ana maddesininde Amonyum
Nitrat olduğundan alınan numuneler ve svaplarda bu maddeye rastlanılması normal
karşılanmaktadır. Alınan numuneler ve svaplarda haricen farklı patlayıcı
maddeye rastlanılmaması ve patlayan materyaller üzerinde gözle yapılan
incelemede de dışarıdan herhangi bir müdahale ile patlama olmadığı kanaati
hasıl olduğundan patlamanın eldeki mevcut sistemin çalışmasından dolayı teknik
sebepler içerdiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtiğimiz sebeplerden dolayı
patlamanın konumuzla ilgisi olmadığı kanaati hasıl olmuştur..."
13.Cumhuriyet Başsavcılığınca talep edilmesi üzerine A
sınıfı iş güvenliği uzmanı olan makine mühendisi ve kimyagerden oluşan
bilirkişi heyetince 23/7/2015 tarihli rapor hazırlanmıştır. Raporda, genel
müdür olarak görev yaptığı tespit edilen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
M.Y.nin, teknik genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığı tespit edilen
A.G.K.nın, gübre üretim mühendisi olarak görev yaptığı tespit edilen İ.M.H.nin
tali kusurlu, fabrika üretim müdürü olarak görev yaptığı tespit edilen G.T.nin
asli kusurlu olduğu, gübre üretim kimyageri olarak görev yaptığı tespit edilen
M.M.ye eksik bilgi sunulması nedeniyle kusur atfedilemediği, başvurucuların
olayda ölen yakınları U.Ç. ile olayda yaralanan işçi M.K.nın kusurunun
bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir. Raporun ilgili kısımları şöyledir:
"...
5-SORUŞTURMA KAPSAMINDA TOPLANAN BELGELER İNCELENDİĞİNDE:
1-01.08.2014 tarihli Acil Durum Planının hazırlandığı,
2-16.07.2012 ve 24.07.2014 rapor tarihli Patlamadan
Korunma Dokümanının olduğu ancak ATEX 95,94/9, ATEX 137, 99/92/EC
Direktiflerine göre uygun hazırlanmadığı,
3- 04.12.2012 ve 23.07.2014, 12.11.2014 tarihli Risk
Analizi hazırlandığı,
4- İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu toplantı tutanakları
incelendiğinde en son 29.05.2015 tarihli olduğu, Haziran ayı ile ilgili
toplantı tutanağı bulunmadığı görülmüştür.
5- [G.] Gübre
Sanayi A.Ş. İş Güvenliği Departmanı önleyici Faaliyet Formları incelendiğinde
en son düzenlemenin 24.12.2014 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonra önleyici
faaliyet işlenmediği görülmüştür.
6- Son 1 haftalık (13.07.2015-19.07.2015) Günlük Üretim
ve Faaliyet Raporu defteri kayıtları incelendiğinde: Kayıtların elle tutulduğu
ve son kaydın 01.00'da alındığı tüm değerlerin normal seyrettiği görülmüştür.
7- ... Ana kumanda odasındaki kayıtlarda ise 12.07.2015
tarihli 08.00-16.00 vardiyasında P201 A pompası kaidesi deformasyondan dolayı
kaidesi sökülüp zemine beton dökülecek. 13.07.2015 tarihli 8.00-16.00
vardiyasında P201 A pompası soküldü zemin çalışması devam ediyor. 14.07.2015
tarihli 8.00-16.00 vardiyasında P201 A emiş vanası iç kaçağı tespit edildi.
Tahliyeden nitrat; geliyor. 17.07.2015 tarihli 24.00-08.00 vardiyasında P201
A'nın kaplin ayan yapıldı, enerjisi verildi bilgisi bulunmaktadır.
8- Emniyet Vanası Periyodik Kontrol İzleme Fonnu
incelendiğinde;... son test tarihi: l0.06.2015 olduğu, ... Kontrol Periyodunun
1 yıl olması belirtildiği halde formda her yıl düzenli olarak kontrol
edilmediği görüldü.
9- A Sınıfı İş Güvenliği Uzman Sözleşmesi 21.10.2013
tarihinde yapıldığı, Fabrikanın çok tehlikeli sınıfta olduğu belirtilmektedir.
...
16- 01.08.2014 tarihli hazırlanan Acil Durum Planında
geçen görevlilerin isimlerine göre: Gübre Üretim: [M.M.] (Kimyager), Gübre Üretim: [İ.M.H.]
(Mühendis), Gübre Fabrikası Üretim Müdürü: [G.T.], Genel Müdür Yrd.: [A.G.K.],
Genel Müdür (Yönetim Kurulu Başkan Yrd.): [M.Y.] olarak
belirtilmektedir.
...
7- BİLİRKİŞİ HEYETİNİN DEĞERLENDİRMESİ:
Patlamanın olduğu anda C.A.N'ın (Kalsiyum Amonyum Nitrat
Tesisi) devrede olduğu, geriye doğru 1 haftalık tüm vardiyalar incelendiğinde
uzun süreli duruşların olmadığı, ... olay yerinde borular (Buhar ve NH4N03
boruları) üzerinde yapılan teknik incelemeler sonucunda patlamanın NH4N03
(Amonyum Nitrat) borularının prill kulesi 4.katta prill kulesi gübre prilleme
bölümüne giriş dış kısmında meydana geldiği, amonyum nitrat patlamasının proses
kaynaklı olabileceği kanaati oluşmuştur. Proses gereği her duruşta ve devreye
alınmadan önce P201 pompa basma hattı dıştan buharla ısıtılan caketli boru
içinden geçen Ni-Cr paslanmaz Amonyum Nitrat çözeltisi borularında yıkama yapılması
gerektiği bu temizlik işlemlerinin yeterli olmaması durumunda uzun zaman içinde
amonyum nitrat boruların iç çeperlerine yap[ı]şarak
o bölgelerde konsantrasyon ve sıcaklık artışına neden olacağı (patlama noktası
değerlerine ulaşacağı) amonyum nitratta bozulmalar başlayıp ani gazlaşma olması
nedeniyle boru içindeki basınçta artmaya neden olacağı, bu nedenle borularda
dışarı balonlaşmalar oluşturduğu, daha sonra zayıf bölgelerde patlamalar
olduğu, bazı balonların yırtılmış olduğu ve açılan deliklerin üstten parça
koyularak kaynaklı tamiratların yapılmış olduğu, bazı noktalarda baloncuklar
şeklinde kaldığı görülmüştür. ...
...
9- SONUÇ VE KANAAT
...
9.1) Meydana gelen olayın 5510 sayılı SGK'nu 13.maddesine
göre iş kazası olduğu,
9.2) İş kazasının olmasında bir kasıt unsurunun
bulunmadığı,
9.3) Genel Müdür (Yönetim Kurulu Başkanı Yrd.) [M.Y.]: ... Sadece Yönetim Kurulu Başkanı Yrd.
Pozisyonunda olsa idi kusur oranı verilemeyeceğini fakat [G.] Gübre
Sanayii AŞ. istenen İşyeri Organizasyon Şemasına göre aynı zamanda Genel Müdür
olduğu bu görevinden (Genel Müdür) dolayı kusur oranı verilebileceği, çift
görev konumunda olup İşveren sıfatındadır. İşyerinde parlayıcı ve patlayıcı
maddelerin tehlikeli konsantrasyonlara ulaşmasını önlemediği veya önletmediği,
Tesis, makine ve ekipmanın sürekli kontrol altında tutulmasını sağlamadığı veya
sağlatmadığı, Patlama basıncının etkisini azaltacak düzenlemeler yapmadığı veya
yaptırtmadığı, patlamaların önlenmesi ve bunlardan korunmayı sağlamak amacıyla,
yapılan işlemlerin doğasına uygun olan teknik ve organizasyona yönelik
önlemleri almadığı veya aldırmadığı, patlayıcı ortam oluşmasını önlemediği ve
önletmediğinden C.A.N Ünitesi Pril Kulesinde oluşan Amonyum Nitrat Patlamasında
ölüm1ü ve yaralanmalı (2 kişi) şekilde meydana gelen iş kazasında Tali Kusurlu
olduğu,
9.4) Teknik Genel Müdür Yardımcısı [A.G.K.]: ... Madde:16 Fabrikanın makine, teçhizat ve
insan gücünün en verimli ve karlı biçimde çalıştırılmasını sağlamak amacıyla
gerekli emniyet önlemlerinin almak, araç ve gereç ihtiyaçlarını saptamak ve
temin edilmesine çalışmak. ... Madde: 26 İdari ve yargı mercileri ile üçüncü
şahıslara karşı firmayı yönetim kurulunun verdiği yetki dahilinde temsil etmek.
Madde: 29 Şirketi resmi devlet daireleri ve diğer resmi kurumlar, gerçek ve
tüzel kişiler ile yapılacak bütün anlaşma ve taahhüdlerde şirket unvanı altında
yönetim Kurulunun verdiği yetki dahilinde temsil etmek. Madde 26, Madde 29
dayanarak İşveren Vekili sıfatı olduğuda anlaşılmaktadır. Madde.16'daki
görevlerini yerine getirmediğinden, İşyerinde parlayıcı ve patlayıcı maddelerin
tehlikeli konsantrasyonlara ulaşmasını önlemediği veya önletmediği, Tesis,
makine ve ekipmanın sürekli kontrol altında tutulmasını sağlamadığı veya
sağlatmadığı, Patlama basıncının etkisini azaltacak düzenlemeler yapmadığı veya
yaptırtmadığı, patlamaların önlenmesi ve bunlardan korunmayı sağlamak amacıyla,
yapılan işlemlerin doğasına uygun olan teknik ve organizasyona yönelik
önlemleri almadığı veya aldırmadığı, patlayıcı ortam oluşmasını önlemediği ve
önletmediğinden C.A.N Ünitesi Pril Kulesinde oluşan Amonyum Nitrat Patlamasında
ölüm1ü ve yaralanmalı (2 kişi) şekilde meydana gelen iş kazasında Tali Kusurlu
olduğu,
9.5) Gübre Fabrikası Üretim Müdürü [G.T.]: ... Madde:6 Proses iyileştirme, uygulama ve
geliştirme çalışmaları yapmak. ... Madde 6 daki görevlerini yerine
getirmediğinden, hazırladığı talimatların uygu1amasını denetlemediği veya
denetletmediğinden, işyerinde parlayıcı ve patlayıcı maddelerin tehlikeli
konsantrasyonlara ulaşmasını önlemediği veya önletmediği, Tesis, makine ve
ekipmanın sürekli kontrol altında tutulmasmı sağlamadığı veya sağlatmadığı,
Patlama basıncının etkisini azaltacak düzenlemeler yapmadığı veya
yaptırtmadığı, patlamaların önlenmesi ve bunlardan korunmayı sağlamak amacıyla,
yapılan işlemlerin doğasına uygun olan teknik ve organizasyona yönelik
önlemleri almadığı veya aldırmadığı, patlayıcı ortam oluşmasını önlemediği ve
önletmediğinden C.A.N Ünitesi Pril Kulesinde oluşan Amonyum Nitrat Patlamasında
ölüm1ü ve yaralanmalı (2 kişi) şekilde meydana gelen iş kazasında Asli Kusurlu
olduğu,
9.6) Gübre Üretim: [İ.M.H.]
(Mühendis): ... Madde:3 Devreye giriş ve devreden çıkışlarda işletmede bulunup
gerekli tedbirlerin alınması ve gerekli işlemlerin yapılmasını sağlamak. Madde:5
Proseslerle ilgili her türlü aparatın çalışmasını, bakımının yapılmasının ve
üretimle ilgili kontrol ve deneylerin yapılmasını sağlamak ve kontrol etmek.
Üretim Müdüründen aldığı talimatlara göre çalıştığı görülmektedir. Madde:3 ve
Madde:5'deki görevlerini yerine getirmediğinden C.A.N ünitesi Pril Kulesinde
oluşan Amonyum Nitrat Patlamasında ölümlü ve yaralanmalı (2 kişi) şekilde
meydana gelen iş kazasında, Tali Kusurlu olduğu,
..."
14. Cumhuriyet Başsavcılığınca talep edilmesi üzerine
aynı bilirkişilerce 2/9/2015 tarihli ek rapor hazırlanmıştır. Raporda Yönetim
Kurulu Başkanı A.R.Y., Başkan Yardımcısı M.Y. ve Üye Y.Y.ye söz konusu
fabrikada çalışmadıklarından cezai kusur verilemeyeceği, teknik genel müdür
yardımcısı ve sorumlu müdür olarak görev yaptığı tespit edilen A.G.K. ile gübre
departmanında üretim müdürü olan G.T. ve gübre departmanı üretim
mühendisi-kimyager olarak görev yaptığı tespit edilen M.M.nin asli kusurlu
oldukları, Gübre Departmanı Üretim Mühendisi İ.M.H.nin tali kusurlu olduğu tespitlerine
yer verilmiştir. Raporun ilgili kısımları şöyledir:
"...
2- Özetle İfadeler: 1-Bilgi veren C.A. (Teknisyen) : Ben
2007 yılından beri Gübre Fabrikasında çalışırım. Fabrikanın sistem değiştirmesi
ile vardiya odası 3-3.5 ay kadar önce yenisi yapılmak üzere yıkıldı.... Bu
sırada 4. katta gaz çıkışı vardı. İş Güvenliği Uzmanı [E.] Bey yardımcısı [F.yi] yolladı. Gazın insan
sağlığına zararlı olduğu tespit edilmesi üzerine elektrikçiler ve vardiya
odasını yapacak taşeron işçileri oradan uzaklaştırıldı. 1 aydır oradan gaz
çıkmaktadır. ... Üretimin durdurulması ve vardiye odasının tamamlanması için
orada çalışanların tamamının talebi olmuştur. Bende bu talepler icin Üretim
Müh. [M.M]., [İ.M.H.] Üretim Müdürü [G.T.ye] bilgi verdim.
... Patlamanın sebebi 7-8 gündür tıkalı olan sirkülasyon hattından kaynaklanmış
olabilir. Sirkülasyon hattt 7-8 gündür tıkalı idi. Üretim Mühendislerinin
bilgisi ile önce su basılmak suretiyle daha sonrada nitrik asit katılmak
suretiyle sirkülasyon hattının açılması sağlanmıştır. Olaydan bir vardiya
öncesi sirkülasyon hattı tıkalı idi. Bundan üretimde görevli mühendislerin ve
üretim müdürünün bilgisi vardı...
2- Bilgi veren [M.G.]:.
07.01.2014 tarihinden itibaren CAN Pril işletmesinde çalışmaktayım. ... Son on
gündür amonyum nitrat sirkülasyon hattı tıkalı idi. Bu durumdan bütün amirlerin
bilgisi vardı. [G.] Bey ve [M.] Beyin talimatı ile tıkalı hatta
ilk olarak su verildi. Daha sonra sirkülasyon ceketli hattına yine
[G.T.nin] emri ile buhar verildi. Fakat bu çalışmalara rağmen durum
düzelmedi. Patlamadan 3 gün önce [M.M.nin] emri ile sirkülasyon hattına
10 dakika süresince nitrik asit verildi. ... 3 ay önce Scrubber isimli sistem
geldi. içerde bulunan gazın dışarı atılması amaçlandı. Bu sistemden sonra pril
kulesinde aşırı gaz ve duman oluşmaya başladı. [G.T., M.M., E.E.ye]
durumu aktardık, çalışamıyoruz dememize rağmen umursamadılar. Patlamanın ilk
sebeplerinden biri Scrubber Sistemlerinden dolayı değişen sirkülasyon hattının
yeni planıdır. Önceki planda sirkülasyon hattı 90 derece dik vaziyette inerken
yeni sistemde eğik bir hal aldığından nitrat akışı yavaşlamıştır....
...
12- Bilgi veren
[M.K.]: Ben yaklaşık 1,5 senedir Gemlik Gübre Fabrikasında işçi olarak
çalışırım.... İşletme müdürü [G.T.nin] haberi vardı. ... Teknik emniyetin
yaptığı ölçümlerde çalıştığımıız yerin %80-85 civarında boğucu amonyak gazına
maruz kaldığını tespit etti. İşletme müdürü gazın olmadığı bir bölgede
çalışmamız yönünde teknik emniyete bilgi veriyor. Teknik emniyette gerekli
ölçümü yaptıktan sonra en güvenli yer olan merdiven boşluğunda çalışmamızı bize
söylüyor. Hatlarda kaçak ve sızıntı olmadığı sürece hatlarda kesinlikle bakım
yapılmıyordu. Bu olay yaşanmadan 10 gün önce sirkülasyon hattında bir tıkanma
meydana geldi. Kalsiyum amonyum nitrat tıkanması olduğunu düşünüyorum.
Tıkanmanın olduğunu bildikleri halde yetkililer üretimin devam etmesini
istediler. Hattın açılmasını sağlamamız için bize su, asit ve buhar ısıtmaları
kullanmamız istendi. Gelen vardiyaların hepsi bu işlemi yaptı. ... Bu
patlamanın olduğu her güne kadar bu işlemleri sürdürdük. Orada yaptığımız
çalısmaların tümünde işletme müdürü ve proses mühendisi teknisyeni sözlü
talimat verir. Ben bu patlamanın tıkalı sirkülasyon hattından meydana geldiğini
tahmin ediyorum. Orada çalıştığımız koşullardan fabrika genel müdürünün,
işletme müdürünün, proses mühendisinin, teknik emniyetin, ve sendikanın
bilgileri vardı.
...
...Yönetim Kurulu Başkanı [A.R.Y.], Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı [M.Y.],
Yönetim Kurulu Üyesi [Y.Y.nin] herhangi ikisinin Şirket ünvanı ile
birlikte atacakları imzaları ile şirketi temsil ve ilzam etmelerine oybirliği
ile karar verilmiştir.
...
4.4) 1 Ekim 2003 ile 5 Ağustos 2015 tarihleri arasındaki
Türkiye Ticaret Sicili Gazeteleri incelendiğinde: ... [G.] Gübre Sanayii A.Ş. Ana Sözleşme Tadil Metni
Madde:18 Genel Müdür pozisyonu olduğu, diğer Türkiye Ticaret Sicili
Gazetelerinde bu pozisyon ile ilgili bilgi bulunmadığı, ... [G.] Gübre
Sanayii A.Ş.Yönetim Kurulu. Yönetim Kurulu Başkanı [A.R.Y.] ([Y.] Holding
A.Ş. Temsilcisi.), Başkan Yardımcısı [M.Y.] ([Y.] Yakıt Pazarlama
A.Ş. Temsilcisi), Üye [Y.Y.] ([Y.] Dış Ticaret ve Pazarlama A.Ş.
Temsilcisi.)... Madde.15 Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri. Yönetim Kurulu
temsil yetkisini, yönetim işlerinin hepsini veya bir kısmını murahhas üyelere
veya yönetim kurulu üyesi olmayan müdürlere, şirket çalışanlarına veya gerekli
gördüğü kişilere bırakabilir. 14.08.2015 tarihinde [G.] Gübre A.Ş.'den
istenen belgelerde: 01.06.2014 yayın tarihli Teknik Genel Müdür Yardımcısı
görev talimatı ve sorumlulukları destek dokümanının 1-7-14-26-28-29-30-32-34
maddeleri incelendiğinde görüleceği gibi Teknik Genel Müdür Yardımcısı direk
olarak Yönetim Kuruluna bağlıdır ve arada bir üst amiri yoktur denilerek [G.]
Gübre Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulundaki kişilerin fabrikada çalışmadığı
anlaşılmaktadır. Bu durumda [G.] Gübre Sanayii A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı [A.R.Y.ye] ([Y.] Holding A.ş. Temsilcisi.), Başkan
Yardımcısı [M.Y.ye] ([Y.] Yakıt Pazarlama A.Ş. Temsilcisi), Üye [Y.Y.ye]
([Y.] Dış Ticaret ve Pazarlama A.Ş. Temsilcisi.) cezai kusur verilem[e]yeceği;
..."
15. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olay hakkında
düzenlenen fezleke Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiştir. Bursa
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 9/12/2015 tarihli iddianameyle taksirle
ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan M.M., E.E.M., A.G.K., İ.M.H. ve G.T.
hakkında kamu davası açılmıştır. İddianamenin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Olayın yukarıdaki anlatımı, alınan beyanlar, toplanan
deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, [U.Ç.nin] ölümü ve müşteki [M.K.nin]
yaralanması ile sonuçlanan olay günü meydana gelen patlamada bilirkişi raporu
ile kusurlu oldukları tespit edilen şüpheliler [A.G.K., G.T., M.M. ve
İ.M.H.nin] üzerlerine atılı taksirle bir kişinin ölümü ile birlikte bir
kişinin de yaralanmasına neden olma suçunu işledikleri hususunda haklarında
kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunduğu, bilirkişi raporu ile her ne kadar
İş güvenlik uzmanı [E.E.M.nin] kusurlu olmadığı tespit edilmiş ise de,
patlamanın meydana geldiği Pril Kulesinde patlamadan bir süre önce yapılan
çalışma nedeni ile çalışanların çalıştıkları korumalı konteyn[er]
taşınması süresince ölen ve yaralanın merdiven boşluğunda korumasız bir masa
etrafında oturtulmak suretiyle bu süreç içerisinde olası bir iş kazası
esnasında işçilerin kazanın sonuçlarından tamamen veya kısmen korunmasına
yönelik iş güvenlik tedbirlerini almadığı, bu sebeple her ne kadar meydana
gelen proses kaynaklı patlamada [E.E.M.nin] kusuru bulunmasa da, meydana
gelen patlamanın sonuçlarından korunmaya yönelik iş güvenlik tedbirlerini
almaması sebebiyle kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, böylelilik şüpheli [E.E.M.nin
de] diğer şüphelilerle birlikte üzerine atılı suçu işlediği hususunda
hakkında kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturacak delil bulunduğu,
şüphelilerin eylemlerinin taksirle bir kişinin ölümüne bir kişinin
yaralanmasına neden olmak suçunu oluşturduğu tüm soruşturma evrakı kapsamından
anlaşılmıştır..."
16. Yargılama Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin (Ağır Ceza
Mahkemesi) 2015/510 esasına kaydedilmiş, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından
30/10/2017 tarihinde keşif işlemi gerçekleştirilmiş; M.Y., A.R.Y. ve Y.Y.nin
tanık olarak beyanları alınmış; ayrıca olaydaki kusur durumunun tespiti için yeniden
bilirkişi raporu temin edilmiştir. Endüstri mühendisi, makine mühendisi, kimya
mühendisi metalurji yüksek mühendisi ve aynı zamanda a sınıfı iş güvenliği
uzmanı olan dört kişi ile inşaat yüksek mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti
tarafından hazırlanan 19/7/2018 tarihli raporun ilgili kısımları şöyledir:
"...
V. TESPİT EDİLEN HUSUSLAR:
...
12) Scrubber sisteminin uygulanması sırasında; üretim
elemanlarının çalışacakları prefabrik odanın bitmemesi nedeni ile bulunmaları
gereken mekan değiştirilerek çalışma ve barınma şartları müsait olmayan asansör
önündeki boş alana alınmaları ve patlama anına kadar geçen uzun sürede
çalışanların güvensiz ortamda çalıştıkları,
13) Scrubber sisteminin üretim sistemine ilave edilmesi
nedeniyle yerleri değiştirilen ortamdaki oluşan gazların dışarı atılmasını
sağlayan fanların istenilen randımanı sağlamaması nedeni ile üretim ortamında
kişilerin çalışamayacağı kadar yüksek oranda amonyum gazının biriktiğinin
tespit edilmesi ve patlamaya kadar geçen süre içeresinde önleyici tedbir
alınmadığı,
...
15) Gerek yönetimin ve gerekse üretim/bakım
sorumlularının, Amonyum nitrat patlama riskini ve bunun getirebileceği
tehlikeleri bilmeleri ve buna göre tüm risklerin giderileceği, üretimin
durdurulması dahil bir çalışma içine girmeleri gerekirken, müdahale aşamalarını
yönetecek nezaret görevini yapacak yetkililerin işin başında olmadıkları ve çok
riskli olan bu proseste gereken titizliği/hassasiyeti göstermedikleri,
...
VI. BİLRİKİŞİ GÖRÜŞLERİ:
...
Kule içinde yoğun amonyak gazı bulunması kabul
edilebilecek bir işletmecilik olamaz. Bu önlenmiş olsaydı kaza mağdurlarının
basamak boşluğuna çıkarılmaları zarureti yaşanmayacaktı. Bu husus, uygun üretim
şartları olmaksızın üretimde ısrar edilmiş olunduğunu göstermektedir.
Scrubberin projelendirilmesi, montajı aşamalarında
tıkanma riskinin yönetim kurulu gündemine de gelmiş olduğu ve riskler konusunda
tartışmaların olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek işletmecilerin, gerek işverenin, yönetimin, Amonyum
nitrat patlama riskini ve bunun getirebileceği tehlikeleri bilmeleri ve buna
göre tüm risklerin giderileceği, üretimin durdurulması dahil, bir çalışma içine
girmeleri gerekirdi. Ancak maalesef, en tehlikeli bir işlemin, tıkalı amonyum
nitrat hattının açılması çalışmaları, en küçük bir hataya meydan vermeyecek
şekilde yürütülmeli iken gerekli titizlik gösterilememiştir....
...
VII- SONUÇ VE KANAAT:
2015/510 Esas sayılı davanın Dosyasında bulunan mevcut
tüm belgeler, deliller, CD/USB içindeki fotoğraf ve videoların incelenmesi,
tanık ifadeleri, bilirkişi raporları, Mahkeme heyeti ve bilirkişi heyeti ile
birlikte 30 Ekim 2017 günü kaza mahallinde yapılan incelemeler neticesinde ve
yukarıda etraflıca izah edilen inceleme ve değerlendirme ışığında;
22.06.2015 tarihinden itibaren sistem alarm vermekte,
tespitler deftere yazılmakta yazıların altı şirketin en üst düzey görevlisi ve
kendisi de Kimya Mühendisi olan Teknik Genel Müdür Yardımcısı [A.G.K.], İşyeri Hekimi [Ç.Ç] ve İşyeri ISG
Uzmanı [E.E.M.] tarafından imzalandığı halde öneriler haricinde hiçbir
kesin karar alınmamış ve üretim durdurularak sistem komple gözden geçirilip
sorunlar kesin olarak çözülmemiş üretim ve sorunlar devam etmiş, her şey
oluruna bırakılmış.
Ayrıca yapılan boru tadilatı ile ilgili ön çalışma ve
irdeleme yapılmadığı da 12.08.2015 tarihli 'Sirkülasyon Geri Dönüş Hattı'nın
tekrar dikey hale getirilmesi kararı ile ispatlanmış olduğu görülmektedir.
Yine görülmektedir ki, Üretim geri dönüş hattında
Scrubber sistemine geçiş ile ilgili,
--Ön Fizibilite çalışması yapılmamıştır,
--Ön Proje çalışması yapılmamıştır,
--Konu ile ilgili alınmış bir Yönetim Kararı
bulunmamaktadır,
--Konu ile ilgili yapılacak uygulamanın uygulayıcısı olan
Üretim Müdürü yapılacak değişikliğin yanlış, olduğu yönünde muhalefeti vardır.
...
Sistem imal edilip montajı yapıldıktan kısa bir süre
sonra hatta meydana gelen tıkanmanın açılması için yapılan çalışmalar
sırasında, hattın uzun bir süre açılmadığı görüldüğü halde palyatif çözümler
yerine üretimin komple durdurularak gerekli incelemeler yapılıp, gerekli
değişimler yapılıp, sorunlar tümüyle giderilip, üretime devam edilmesi
gerekirken, neden bir yönetim boşluğu oluşmasına müsaade edilerek sistem
başıboş bırakılmıştır. Çok Tehlikeli işyeri statüsünde olan bir işletmede
olağan üstü bir durum yaşanırken yetkililer tüm tedbirleri almak ve yapılan
işlemleri takip etmek için mutlaka fabrikada ve çalışanların yanında olmaları,
yapılan çalışmaları izleyip denetlemeleri, gerekli görülen yerde ani kararlar
alarak bu çok riskli çalışmayı yönetmeleri gerekirken çalışmalar personelin
inisiyatifine bırakılmış ve elim kaza meydana gelmiştir....
...
Yukarıdaki açıklamalarımız doğrultusunda; kaza olayı
19/07/2015 tarihinde gerçekleşse de kazanın oluş nedenleri daha önceki günlerde
ve proje aşamasında başlamış, idarecilerin günlerce olaya kayıtsız kalmaları ve
gereken ehemmiyeti göstermemeleri nedeniyle gerçekleşmiştir. Çok tehlikeli bir
işletme olan [G.] Gübre Sanayi A.Ş.
de idarecilerin bu yönetim yaklaşımı daha büyük etkideki kazaya neden
olabilecek niteliktedir.
..."
17. Söz konusu yargılama Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde
derdesttir.
18. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 26/11/2015
tarihinde A.R.Y., Y.Y. ve M.Y. hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden
olma suçundan, meydana gelen iş kazasında cezai açıdan kusurları olmadığı
tespit edilen G. Gübre A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeleri olan şüphelilere
atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle ek kovuşturmaya yer
olmadığına karar verilmiştir.
19. Başvurucuların itirazı üzerine Bursa 1. Sulh Ceza
Hâkimliğinin (Hâkimlik) 19/2/2016 tarihli kararıyla "aynı bilirkişiler
tarafından düzenlenen 23/07/2015 ve 02/09/2015 tarihli raporlarda yönetim
kurulu üyesi olan şüpheliler hakkında kusur durumu yönünden geçerli bir gerekçe
gösterilmeksizin çelişkiye düşüldüğü dikkate alınarak, çelişkinin giderilmesi
için iş kazasının meydana geldiği fabrikanın faaliyet alanı dikkate alınarak bu
konuda ihtisaslaşmış akademisyenlerden kimya mühendisi, makine mühendisi ve iş
güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetine dosyanın tevdiği ile
yönetim kurulu üyesi şüphelilerin kusur ve sorumluluklarını tespiti ile önceki
bilirkişi raporlarındaki çelişkinin giderilmesi için rapor aldırıl[ması]"
sonrasında itirazın değerlendirilmesine karar verilmiştir.
20. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 1/9/2016 tarihli
bir başka bilirkişi raporu temin edilmiştir. Raporda Yönetim Kurulu üyelerine
kusur atfedilmemiş olup raporun ilgili kısmı şöyledir:
"...
4) Dosya içeresinde bu iş kazasına yol açacak
aksiyonlarla ilgili olarak yönetim kurulunun bilgilendirildiği ve/veya çözüm
için destek istendiğine dair bir doküman görülmemiştir. Diğer taraftan genel
olarak ve sürekli Gemlik ve/veya dolayında ikamet etmemeleri ve birden fazla
firmanın yer aldığı bir grubu yönetmeleri nedeniyle Yönetim Kurulu Başkanı [A.R.Y.] Yönetim Kurulu Başkan Vekili [M.Y.] ve
Yönetim Kurulu Üyesi [Y.Y.] yaptıkları iş gereği fabrikanın işleyişi ile
ilgili teknik detayları yönetim ve mühendis kadroları vasıtası ile yönettiği bu
sebeple kendilerinin olayda bir kusurları olmadığı kanaatindeyiz..."
21.Hâkimlik 8/9/2016 tarihinde itirazın reddine karar
vermiştir.
22. Ret kararı başvuruculara 2/11/2016 tarihinde tebliğ
edilmiş olup başvurucular 2/12/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV.İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 28/11/2019 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
24. Başvurucular, Şirketin Yönetim Kurulu üyesi olan
şahısların yakınlarının ölümüyle neticelenen iş kazasında yaşamının korunması
için gerekli önlemleri almadıkları için olayda sorumlulukları bulunduğu hâlde
bu şahıslar hakkında yapılan eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle
cezalandırılmamaya yol açacak şekilde ek kovuşturmaya yer olmadığı kararı
verilmesi ve bu karara yapılan itirazın Hâkimlik tarafından kesin olarak
reddedilmesi nedenleriyle yaşam hakkının pozitif yükümlülüğü kapsamındaki
etkili soruşturma yükümlülüğünün ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
25.Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasının ilgili
kısmı şöyledir:
“Herkes, yaşama ... hakkına sahiptir.”
26. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Devletin temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel
hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak
surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya
çalışmaktır.”
27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucuların iddiaları, yakınlarının ölümüyle ilgili olarak etkili bir
soruşturma yürütülmediğine ilişkindir. Bu itibarla başvurucuların etkili
başvuru hakkına yönelik iddiaları da Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına
alınan yaşam hakkının pozitif yükümlülüğü kapsamındaki etkili soruşturma
yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmiştir.
28. Öte yandan yaşam hakkının doğal niteliği gereği,
yaşamını kaybeden kişi açısından bu hakka yönelik bir başvuru ancak yaşanan
ölüm olayı nedeniyle ölen kişinin mağdur olan yakınları tarafından
yapılabilecektir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752,
17/9/2013, § 41). Başvuru konusu olayda müteveffa, başvurucuların çocuğu ve
kardeşidir. Bu nedenle başvuruda başvuru ehliyeti açısından bir eksiklik
bulunmamaktadır.
29. Bununla birlikte başvurunun diğer kabul edilebilirlik
kriterleri yönünden de incelenmesi gerekir.
30. Anayasa'nın 17. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı,
Anayasa'nın 5. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete pozitif ve
negatif ödevler yükler (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 50).
31. Devletin yaşam hakkı kapsamındaki pozitif
yükümlülüklerinin maddi yönünün yanı sıra usule ilişkin bir yönü de
bulunmaktadır (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 54). Yaşam hakkı
kapsamındaki usule ilişkin yükümlülük olayın niteliğine bağlı olarak cezai,
hukuki ve idari nitelikte soruşturmalarla yerine getirilebilir.
32. Buna göre yaşam hakkının veya fiziksel bütünlüğün
ihlaline kasten sebebiyet verilmemiş ise etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki
pozitif yükümlülük her olayda mutlaka ceza davası açılmasını gerektirmez.
Mağdurlara hukuki, idari, hatta disiplinle ilgili hukuk yollarının açık olması
yeterli olabilir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 59).
33. Başvurucular yaşam hakkının kasten ihlal edildiğini
ileri sürmemiş olup somut olayda başvurucuların ölüme kasten sebebiyet
verildiği izlenimi edinmesini gerektirecek bir unsur da saptanmamıştır.
34. İhmal nedeniyle meydana gelen ölüm olaylarına ilişkin
soruşturma yükümlülüğü açısından farklı bir yaklaşım benimsenebilir. Bu
kapsamda yaşam hakkının ihlaline kasten sebebiyet verilmediği durumlarda etkili
bir yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülük mağdurlara hukuki,
idari ve hatta disiplinle ilgili hukuk yollarının açık olması ile yerine
getirilmiş sayılabilir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 59).
35. Bununla birlikte kasıtlı olmayan fiiller nedeniyle
meydana gelen ölüm olaylarında kamu makamlarının muhakeme hatası, dikkatsizliği
aşan bir kusuru olduğu veya olası sonuçların farkında olmalarına rağmen söz
konusu makamların kendilerine verilen yetkiler kapsamında tehlikeli bir faaliyet
nedeniyle oluşan riskleri bertaraf etmek için gerekli ve yeterli önlemleri
almadığı durumlarda -ilgililer diğer hukuk yollarına başvurmuş olsalar dahi-
kişilerin hayatının tehlikeye girmesine neden olanlar hakkında bir ceza
soruşturması yürütülmesi gerekir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 60).
36. Somut olayda başvurucuların yaşanan ölüm olayında
kamu makamlarının kusuru olduğuna yahut yakınlarının yaşamına yönelik olarak
devletin yetkili makamlarınca bilinen ya da bilinmesi gereken gerçek ve yakın
bir tehdit bulunduğu hâlde kamu makamlarınca yaşamının korunması için
önlemlerin alınmadığına ilişkin iddiaları bulunmamaktadır. Başvurucuların
iddiaları bazı üçüncü şahısların ölüm olayında ihmalleri bulunduğu hâlde
yürütülen ceza soruşturması neticesinde haklarında kovuşturmasızlık kararı
verildiği ve sorumluların cezalandırılmadığına yöneliktir.
37. Bu durumda kabul edilebilirlik açısından çözümlenmesi
gereken bir husus da yaşam hakkı kapsamında devletin etkili bir yargısal
sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülüğünün somut olayda mutlaka etkili
bir ceza soruşturması yürütülmesini gerektirip gerektirmediğidir.
38. Yukarıda açıklandığı üzere kasıtlı olmayan eylemler
nedeniyle meydana gelen ölüm ve yaralanmalara ilişkin her olayda etkili
yargısal sistem kurma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için mutlaka etkili bir
ceza yargılaması yürütülmesi gerekmemektedir (bkz. § 34).
39. Ancak eylem kasıtlı olmasa ve başvurucuların olayda
kamu makamlarının ihmali bulunduğuna dair bir iddiaları olmasa dahi somut başvuruya
konu olayda başvurucuların yakınının ölümünün gerçekleştiği işyerinin bir gübre
üretim fabrikası olduğu, üretimde amonyum nitrat kullanıldığı, soruşturma
kapsamında temin edilen bilirkişi raporlarında (bkz. § 13,16) işyerinin çok
tehlikeli sınıfta kabul edildiği, dolayısıyla ölüm olayının yürütülen
tehlikeli bir faaliyet nedeniyle oluşan riskleri bertaraf etmek için yeterli ve
gerekli önlemlerin alınmaması sonucu meydana geldiği ve başvurucuların
haklarında kovuşturmasızlık kararı verilen şüphelilerin cezalandırılması
gerektiği yönünde iddiaları olduğu gözetildiğinde olayda etkili bir yargısal
sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülüğünün mutlaka etkili bir ceza
soruşturması yürütülmesini gerektirmediği söylenemez.
40. Diğer taraftan ceza soruşturmasının amacı, yaşam
hakkını koruyan hukukun etkili bir şekilde uygulanmasını ve sorumluların hesap
vermesini sağlamak olmakla birlikte bu yükümlülük kesin olarak bir sonuç elde
etmeyi değil uygun araçların kullanılmasını gerektirir. Anayasa'nın 17. maddesi
başvuruculara üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırma
hakkı vermediği gibi devlete tüm yargılamaları mahkûmiyetle sonuçlandırma ödevi
de yüklemez (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 56).
41. Yürütülen ceza soruşturması, belirli bir kişinin
sorumlu olup olmadığıyla sınırlı olmamalı; olayın tüm yönlerini ortaya koyacak
kapsamda ve nitelikte olmalıdır. Nitekim soruşturmanın etkili olup olmadığına
ilişkin değerlendirme -somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak-
belirli bir kişi hakkında verilen kararla sınırlı olarak değil yürütülen
soruşturma bir bütün olarak incelendikten sonra yapılabilecektir (Gülcan
Keleş ve diğerleri, B. No: 2014/797, 22/3/2017, § 30).
42. Bir ceza soruşturması veya yargılaması sürecinde
kovuşturmasızlık beraat, mahkûmiyet veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararları ile farklı zamanlarda neticelenmiş aşamalar bulunması durumunda -bu
aşamaların tek bir olay için farklı kişilerin sorumluluklarına yönelik olduğu
gözetildiğinde- soruşturmaların bir bütün olarak değerlendirilmesi
gerekebileceğinden (S.D., B. No: 2013/3017, 16/12/2015, § 69) hareket
eden Anayasa Mahkemesi, aynı olaya ilişkin sorumluluğu bulunduğu iddia edilen
birden fazla kişi hakkında yürütülen adli süreçlerin bir kısmı devam ederken
bazı şüpheliler/sanıklar bakımından sürecin sona ermesi üzerine yapılan
bireysel başvurularda somut olayın ve tüm adli sürecin bir bütün olarak
değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle başvuru yollarının tüketilmediği
sonucuna ulaşmıştır (Bilal Turan ve diğerleri (3), B. No: 2013/7418,
31/3/2016, § 72; Bülent Kurt, B. No: 2013/7408, 20/1/2016, § 40; Gülcan
Keleş ve diğerleri, §§ 30, 31).
43. Başvuru yollarının tüketilmesi meselesine ilişkin
anılan içtihadın ortaya çıkışında, ihlal iddiasına konu olaya dair sorumluluğu
bulunduğu iddia edilen kişilerden her birine atfedilebilecek kusur durumu ile
her bir kişi için adli süreçte elde edilecek delil durumunun farklı
değerlendirilebileceğinin ve soruşturmanın etkililiği araştırılırken olayın tüm
boyutlarıyla ele alınarak bir bütün olarak irdelenmesi gerekliliğinin gözönünde
bulundurulduğu anlaşılmaktadır (Dilek Genç ve diğerleri [GK], B.
No: 2014/3944, 1/2/2018, § 55).
44. Bu ilkeler ışığında somut başvuru
değerlendirildiğinde başvurucular her ne kadar Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından bazı şüpheliler hakkında kamu davası açılması gerekirken hatalı
değerlendirmeyle ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ileri sürerek
bireysel başvurularda bulunmuşlarsa da başvurucuların yakınlarının ölümüyle
sonuçlanan olayla ilgili olarak olayda sorumluluğu bulunduğu iddia edilen bir
kısım şüpheli hakkında görülmekte olan bir kamu davası bulunmaktadır (bkz.
§§15, 17).
45. Bu durumda maddi olayın koşullarını belirleyebilecek,
sorumluların tespitini ve cezalandırılmalarını sağlayabilecek nitelikte
olmadığına ilişkin bir veri yahut iddia bulunmayan ve yürütülmekte olan
yargılamada olayla ilgili olarak haklarında ek kovuşturmaya yer olmadığına
karar verilen kişilerin de olayda sorumluluğunun bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde
bu kişiler hakkında da kamu davasının açılmasının sağlanmasının her zaman
mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
46. Sonuç olarak öncelikle Anayasa Mahkemesince yapılan
tespitlerin kişilerin masumiyetine veya suçluluğuna ilişkin bir yorum yapıldığı
şeklinde değerlendirilmemesi gerekliliği ifade edilmelidir. Bu bağlamda
başvurucuların iddialarının ve olayla ilgili soruşturmanın etkili yürütülüp
yürütülmediğinin, ölüm olayının sebep ve koşulları yani gerçekleşme şartları
adli makamlarca netleştirilmeden Anayasa Mahkemesince bir bütün olarak
değerlendirilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı, bu hususların olay hakkında
görülmekte olan yargılama sürecinde elde edilen veriler bir bütün olarak
incelenmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
47. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde
BIRAKILMASINA 28/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.