TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SAMİ ÇELEBİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/71472)
|
|
Karar Tarihi: 21/10/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Kamber Ozan TUTAL
|
Başvurucu
|
:
|
Sami ÇELEBİ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, ceza soruşturması kapsamında mal varlığı
hakkında verilen elkoyma tedbiri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 22/12/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda
bulunmamıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
9. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı bir darbe
teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış ve Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde
21/7/2016 tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan
edilmesine karar verilmiştir. Müteaddit defalar uzatılan OHAL 19/7/2018
tarihinde son bulmuştur. Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç, OHAL ilanı, OHAL
döneminin gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa
Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/22169,
20/6/2017, §§ 12-20, 47-66) kararında yer almaktadır.
10. Başvurucu, polis olarak görev yapmakta iken darbe
teşebbüsü sonrasında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ve Fetullahçı
Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçlarını
işlediği şüphesiyle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık) 19/8/2016
tarihinde gözaltına alınmıştır. Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliği 22/8/2016
tarihinde başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına
karar vermiştir.
11. Başsavcılık 2/9/2016 tarihinde anayasal düzeni
ortadan kaldırmaya teşebbüs ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından
haklarında soruşturma yürütülen başvurucu dâhil bazı şüphelilerin mal varlığı
hakkında elkoyma tedbiri uygulanmasını talep etmiştir.
12. Kocaeli 1. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) 5/9/2016
tarihinde talebi kabul etmiştir. Kararın gerekçesinde, başvurucu ile diğer
şüphelilerin soruşturma konusu suçu işlediklerine dair kuvvetli şüphenin mevcut
olduğu belirtilmiştir. Kararda 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 128. maddesi ile 27/7/2016 tarihli ve 29783 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile
Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname'nin (KHK) 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ı) bendi dayanak
olarak gösterilmiştir.
13. Başvurucu 31/10/2016 tarihinde elkoyma kararına
itiraz etmiştir. Hâkimlik 14/11/2016 tarihinde itirazın reddine kesin olarak
karar vermiştir.
14. Bu karar başvurucuya 22/11/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
15. Başvurucu 22/12/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
16. Başsavcılık 26/12/2016 tarihinde mal varlığı
değerlerinin atılı suçtan kaynaklandığına dair kamu davası açmaya yeterli delil
bulunmadığı ve 15/8/2016 tarihli ve 671 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı
Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname'nin 31. maddesi ile değişik 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu'nun 20/A maddesi uyarınca üzere tedbiri gereken bir durumun
bugüne kadar ortaya çıkmadığını belirterek başvurucunun mal varlığı üzerindeki
elkoyma tedbirinin kaldırılmasını talep etmiştir.
17. Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliği, 27/12/2016 tarihli ve
2016/7626 Değişik İş sayılı kararı ile başvurucunun da içinde bulunduğu
şüphelilerin mal varlıkları üzerindeki elkoyma tedbirlerini kaldırmıştır.
Kararın gerekçesinde mal varlığı değerlerinin müsnet suçtan elde edildiğine
dair somut delil bulunmadığı belirtilmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
18. Mahkemenin 21/10/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
19. Başvurucu, tedbire konu mal varlığının suçtan elde
edildiğine dair somut bir delil bulunmadığını ve darbe teşebbüsü ile herhangi
bir ilgi veya bağlantısı olmadığını vurgulamıştır. Başvurucu, mal varlığını
çalışarak elde ettiğini belirtmiş ve kanuni dayanaktan yoksun müdahalenin
ölçüsüz olduğunu ifade etmiştir. Başvurucu, sonuç olarak bu gerekçelerle
mülkiyet hakkı ile suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
20. Bakanlık görüşünde başvurucunun mal varlığı üzerinde
konulan tedbirin kaldırıldığı belirtilmiştir. Bakanlık, elkoyma kararının
şartları oluşmadığı iddiasının 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi uyarınca
tazminat davasında ileri sürülebileceğinden başvuru yollarının tüketilmemesi
nedeniyle başvurunun kabul edilemez bulunması gerektiğini ifade etmiştir.
Bakanlık; yürütülen soruşturma kapsamında 5271 sayılı Kanun'un 128. maddesine
uygun olarak verilen elkoyma kararında herhangi bir keyfîlik ya da takdir
hatası bulunmadığı, dolayısıyla müdahalenin kanuni, meşru ve orantılı olduğu
yönünde görüş bildirmiştir.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun mal varlığı hakkında elkoyma tedbirinin uygulanmasına
ilişkin şikâyeti esas itibarıyla mülkiyet hakkını ilgilendirdiğinden
başvurucunun tüm iddialarının mülkiyet hakkı bağlamında incelenmesi uygun
görülmüştür.
22. Anayasa'nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes,
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet
hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa'nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan
mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her
türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, §
20).
23. Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 4/7/2013 tarihli ve
E.2013/8830, K.2013/18335 sayılı; 23/9/2013 tarihli ve E.2013/14435,
K.2013/21106 sayılı ve 14/12/2015 tarihli ve E.2014/19906, K.2015/19237 sayılı
ilamlarından da anlaşıldığı üzere 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde
düzenlenen yol, bir yandan başvurucunun maruz kaldığı elkoyma işleminin hukuka
aykırılığının tespitini, diğer yandan da uğradığı zararın tazmini imkânını
sağlamaktadır. Bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile öngörülen hukuk
yolu başvurucunun şikâyetleri açısından erişilebilir ve elverişli bir çözüm
olanağı ve makul ölçüde bir başarı imkânı sunmaktadır (Mehmet Ali Aslan,
B. No: 2013/2429, 30/3/2016, § 28).
24. Somut olayda, başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyeliği
suçlamasıyla yürütülen ceza soruşturması kapsamında başvurucunun tüm mal
varlığına tedbir konulmuş ve söz konusu tedbir kararı 27/12/2016 tarihinde
kaldırıldığı anlaşıldığından somut başvuru yönünden anılan içtihattan ayrılmayı
gerektiren bir durumun olmadığı değerlendirilmiştir.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun mal varlığına
tedbir konulmasına ilişkin şikâyetinin diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 21/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.