TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
HAYDAR KOL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/277)
Karar Tarihi: 21/10/2020
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Raportör
Muzaffer KORKMAZ
Başvurucular
1. Ali AKIN
2. Haydar KOL
3. Mehmet ŞAHAN
4. Mehmet UZUNDAL
5. Ali Feyzullah ŞAHİN
Başvurucular Vekili
Av. Hasan TOK
6. Erdem GENÇAY
Vekili
Av. Utku Coşkuner SAKARYA
7. Hayreddin AYDINBAŞ
Av. Nurefşan TORUNOĞLU YASUL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutuklu bulunulan ceza infaz kurumunda avukatla yapılan görüşmelerin teknik araçlarla kayda alınması ve görüşmelerin infaz koruma memurları tarafından izlenmesi nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 9/9/2016, 25/1/2017, 23/2/2017, 30/3/2017, 10/5/2017, 2/3/2018 ve 3/7/2018 tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. 2017/23452, 2017/6175, 2017/15655, 2017/20256, 2018/6682, 2018/23609 numaralı bireysel başvuru dosyalarının konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2017/277 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine, incelemenin 2017/277 numaralı dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
5. Komisyon tarafından başvurucuların bu kararda incelenen şikâyetleri haricindeki diğer iddialarının kabul edilemez olduğuna, karara konu olan iddiaların kabul edilebilirlik incelemesinin ise Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir. Komisyon, başvurucular Ali Feyzullah Şahin, Mehmet Şahan ve Mehmet Uzundal'ın adli yardım taleplerini kabul etmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvuruculardan Erdem Gençay, Haydar Kol ve Mehmet Şahan Bakanlık görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
A. Genel Bilgiler
9. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış ve bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmiştir. Olağanüstü hâl 19/7/2018 tarihinde son bulmuştur. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında Türkiye'de çok uzun yıllardır faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın olduğunu değerlendirmişlerdir (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-25).
10. Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY ile bağlantılı olan çok sayıda kişi hakkında Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturma başlatılmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51).
B. Başvuruculara İlişkin Süreç
11. Başvurucular hakkında FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla darbe teşebbüsünden sonra ayrı ayrı soruşturmalar başlatılmıştır.
12. Bu soruşturmalarda tutuklanan başvurucular, tutukluluk hâllerinin devamına ilişkin kesin nitelikteki kararların kendilerine tebliğ edilmesinin ardından başvuru süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. İlgili hukuk için bkz. Emre Ayhan, B. No: 2016/80704, 13/2/2020, §§ 32-57.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 21/10/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
15. Başvurucular, tutuklu bulundukları ceza infaz kurumunda avukatlarıyla yaptıkları görüşmelerin teknik araçlarla kayda alınması ve bu sırada infaz koruma memurlarının görüşmeleri izlemesi nedenleriyle tutukluluğa itiraz bağlamında etkili bir şekilde hukuki yardımdan yararlandırılmadıklarını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
16. Bakanlık görüşünde, öncelikle başvurucuların 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 141. maddesinde ve 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nda öngörülen başvuru yollarını tüketmeden bireysel başvuru yaptıkları belirtilerek başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezlik kararı verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
17. Bakanlık şikâyetin esasına ilişkin olarak ise olağanüstü hâl döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile getirilen ve bireysel başvuruya konu müdahalenin dayanağını oluşturan düzenlemenin yeterli güvenceleri bünyesinde taşıdığını belirtmiştir. Bakanlık, başvurucuların üzerine atılı suçun niteliği (FETÖ/PDY üyelerinde örgütsel davranış bilincinin yoğunluğu ve faaliyetlerini gizli icra etmeleri) dikkate alındığında toplumun ve ceza infaz kurumunun güvenliğinin tehlikeye düşürülmesi, terör örgütü veya diğer suç örgütlerinin yönlendirilmesi, bunlara emir veya talimat verilmesi ya da yorumlarıyla gizli, açık veya şifreli mesajlar iletilmesi şüphesinin varlığı hâlinde söz konusu tedbirin uygulandığını belirterek anılan tedbirin orantılı ve ölçülü olduğunu, dolayısıyla başvurunun açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemez bulunması gerektiğini ifade etmiştir.
18. Başvurucular Erdem Gençay, Haydar Kol ve Mehmet Şahan Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında başvuru dilekçelerindeki ifadelerini yinelemişler, ayrıca Bakanlık görüşünde tüketilmesi gerektiği ifade edilen kanun yollarının etkili olmadığını belirtmişlerdir.
B. Değerlendirme
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013 § 16). Başvurucuların şikâyetlerinin özü müdafileri ile görüşmelerinin teknik kayda alınması ve bu görüşmeler sırasında infaz koruma memurlarının hazır bulunması nedeniyle tutukluluğa etkili bir şekilde itiraz hakkının engellendiğine ilişkindir. Dolayısıyla başvurucuların bu bölümdeki iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin sekizinci fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.
20. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen olağanüstü hâl döneminde çıkarılan 22/7/2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin KHK'nın 6. maddesi uyarıca terör suçları dâhil olmak üzere bazı suçlardan tutuklanan kişiler hakkında uygulanan avukatla görüşmelerin kayda alınması ve ceza infaz kurumu görevlileri aracılığıyla izlenmesi tedbirine ilişkin olarak -ilgili kanun hükümleri ve ülke genelinde derece mahkemelerinin karar ve uygulamalarından hareketle- infaz hâkimliklerine şikâyet yolunun tüketilmesi gereken ulaşılabilir ve etkili bir başvuru yolu olduğu sonucuna varmıştır (İsmail Solmaz, B. No:2017/15251, 12/2/2020, §§102-106; Emre Ayhan, §§ 132-136). Somut olayda terörle (FETÖ/PDY) bağlantılı suçtan tutuklu bulunan başvurucular yönünden anılan bu kararlardaki değerlendirme ve sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum mevcut değildir. Buna göre başvurucuların infaz hâkimliğine şikâyet yolunu tüketmeden yaptıkları bireysel başvurunun incelenmesi bireysel başvurunun ikincillik niteliği ile bağdaşmamaktadır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutukluluğun hukukiliğine etkili bir şekilde itiraz edilememesi dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyete neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucular Ali Feyzullah Şahin, Mehmet Şahan ve Mehmet Uzundal'ın yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
C. Diğer başvurucular yönünden yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA 21/10/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.