logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Hanife Amanet [1.B.], B. No: 2016/7308, 1/7/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

HANİFE AMANET BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/7308)

 

Karar Tarihi: 1/7/2020

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Muammer TOPAL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Fatma Burcu NACAR YÜCE

Başvurucu

:

Hanife AMANET

Vekili

:

Av. Erol USTA

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemiyle açılan davada sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerine dayanılarak davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/4/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, Görele Sulh Hukuk Mahkemesinin E.1980/210 ve E.1988/113 sayılı dosyalarında verilen kararlar ve Görele Noterliğinin 23/9/1980 ve 5/7/1988 tarihli evlat edinme senetleri ile yeğenleri İ. T. ve B.T.yi evlat edinmiştir. Başvurucu, evlat edindiği bu kişilerin kendisine bakmadıklarını belirterek evlat edinme ilişkisinin kaldırılması talebiyle Görele Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Görele Asliye Hukuk Mahkemesi, 6/3/2015 tarihli kararıyla davanın reddine karar vermiştir.

10. Kararda evlatlık ilişkisinin 17/2/1926 tarihli ve 743 sayılı mülga Türk Kanunu Medenîsi hükümlerine göre kurulduğu, 3/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, 3/12/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1/1/2002 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte evlatlık ilişkisinin kaldırılması taleplerinde 4721 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, 4721 sayılı Kanun'da, mülga 743 sayılı mülga Kanun'un 258. maddesindeki gibi evlatlık akdinin iptali müessesine yer verilmediği; bu nedenle evlatlığın evlat edinene karşı mükellef olduğu vazifeleri ifada ihmal göstermesinin evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebini oluşturmayacağı gerekçesine yer verilmiştir.

11. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin (Daire) 22/2/2016 tarihli kararıyla onanmış ve hüküm 1/4/2016 tarihinde kesinleşmiştir.

12. Yargıtay onama kararı 16/3/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, başvurucu 14/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Kanun Hükümleri

13. 743 sayılı mülga Kanun'un 258. maddesi şöyledir:

"Evlatlık mukavelesi hakkındaki kaidelere riayet şartiyle, evlatlık rabıtası, iki tarafın rızasiyle her zaman kaldırılabilir. Evlatlık rabıtası, muhik sebeplere istinat halinde evlatlığın ve mirasından mahrum bırakacak bir hal hüdusunda evlatlık edinen kimsenin talebi üzerine, hakim tarafından dahi refedilir.

Ref'i, evlatlık rabıtasının istikbale ait bütün hükümlerini izale eder ve kat'idir"

14. 4721 sayılı Kanun’un 317. maddesi şöyledir:

"Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hâkimden evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler."

15. 4721 sayılı Kanun’un 318. maddesi şöyledir:

"Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir.

Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez."

16. 4722 sayılı Kanun'un 1. maddesi şöyledir:

"Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.

Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir.

Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır."

17. 4722 sayılı Kanun'un 14. maddesi şöyledir:

"Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olan evlat edinme sözleşmeleri, bütün hükümleri ile birlikte geçerliliğini korur."

B. Yargıtay Kararı

18. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14/4/2009 tarihli ve E.2008/248, K.2009/7129 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...

4721 sayılı Türk Medeni Kanununda, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 258. maddesinde öngörülen evlatlık akdinin iptali müessesesine yer verilmemiştir. Bu nedenle, evlatlığın, evlat edinenlere karşı mükellef olduğu vazifeleri ifada ihmal göstermesi, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebi oluşturmaz.

Evlatlık ilişkisinin esasa ilişkin noksanlıklardan biriyle sakat olması, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebidir. (TMKk.m.318/1) Ancak davanın evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl ve herhalde evlat edinme işleminin üzerinden beş yıl içinde açılması gerekir. Bu süre hak düşürücü süredir (TMK.m.319) ve hakim tarafından resen gözetilir. Dava 26.7.2006 tarihinde açılmıştır. Evlat edinme kararı davacıların başvurusu üzerine verildiğine, davacılar esasa ilişkin noksanlığı bildiklerine göre, Türk Medeni Kanununun 319/1. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Davanın açıklanan sebeple reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

..."

19. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2/7/2009 tarihli ve E.2008/6668, K.2009/13074 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...

Davacılar, davalı evlatlığın kendilerine karşı ailevi görevlerini yerine getirmediğini ileri sürerek evlatlık sözleşmesinin iptalini istemişlerdir.

Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır. (4722 s.K.md.1/3, 14) Dava 3.5.2007 tarihinde açılmıştır.

743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 258.maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda yer almamıştır. Davacıların Türk Medeni Kanununun 317, 318. maddelerine dayalı bir davası da bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırıdır.

..."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 1/7/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

21. Başvurucu, evlatlık ilişkisinin önceki kanun döneminde kurulduğunu, davada 4721 sayılı Kanun hükümleri yerine 743 sayılı mülga Kanun'un uygulanması gerektiğini, kararın hatalı olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

22. Bakanlık görüşünde, başvurucunun şikâyetlerinin esasen hukuk kurallarının yorumlanmasına ve yargılama sonucunda verilen kararın adilliğine ilişkin olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihatlarında vurgulandığı üzere mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmamasının bireysel başvuru konusu olamayacağını belirtilmiştir.

23. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında davada, evlatlık ilişkisinin kurulduğu tarihte yürürlükte olan 743 sayılı mülga Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek verilen kararın hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir.

B. Değerlendirme

24. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

25. Başvuruya konu olayda Mahkeme, 4721 sayılı Kanun'da 743 sayılı mülga Kanun'un 258. maddesinde öngörüldüğü gibi evlatlık akdinin iptali müessesesine yer verilmediğini, 4722 sayılı Kanun hükümlerine göre 4721 sayılı Kanun'un 1/1/2002 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına ilişkin talepler konusunda 4721 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek davayı reddetmiştir.

26. Mevcut olayda başvurucunun şikâyetinin temelinin kanunların zaman bakımından uygulamasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme, 4721 ve 4722 sayılı Kanun hükümlerini yorumlayarak somut davada uygulanması gereken kuralı tespit etmiş ve buna göre davanın reddine karar vermiştir. Bu açıdan başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların derece mahkemesince hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olduğu, Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık keyfîlik oluşturan bir durumun da tespit edilmediği dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 1/7/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Hanife Amanet [1.B.], B. No: 2016/7308, 1/7/2020, § …)
   
Başvuru Adı HANİFE AMANET
Başvuru No 2016/7308
Başvuru Tarihi 14/4/2016
Karar Tarihi 1/7/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemiyle açılan davada sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerine dayanılarak davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 743 Türk Medeni Kanunu 258
4721 Türk Medeni Kanunu 314
318
4722 Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 1
14
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi