Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Mahmut ALTIN
|
Başvurucu
|
:
|
Halib Özel Eğitim Yurt İşletmeciliği
Dış Ticaret Pazarlama Sanayi Anonim Şirketi
|
Vekili
|
:
|
Av. Muharrem AKÇAY
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza soruşturması kapsamında mal varlığı hakkında
verilen elkoyma tedbiri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/4/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
A. Başvuru Tarihine Kadar
Yaşanan Gelişmeler
7. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının (Savcılık) 19/2/2016
tarihli ve 2015/11311 Soruşturma sayılı yazısının incelenmesi neticesinde
13/8/2015 tarihinde Savcılığa yapılan ihbar sonrasında ismi belirtilmeyen
şüphelilerin ikametinde arama yapıldığı, arama neticesinde çok sayıda senet,
belge, doküman ve dijital materyallerin ele geçirildiği anlaşılmıştır. Ayrıca
ele geçirilen 241 senedin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet
Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) birçok yurdunda barınmış öğrencilere ait olduğunun
anlaşılması üzerine öğrencilerin ifadesi alınmıştır.
8. Anılan FETÖ/PDY soruşturması kapsamında başvurucu şirketin de
aralarında olduğu bazı şirketlerin yönetici ve ortaklarının FETÖ/PDY'nin
amaçları doğrultusunda hareket ettikleri gerekçesiyle bu şirketlerin 3.
kişilere devredilmesi ve satılmasının önlenmesi amacıyla şirketlerin mal
varlığına 19/2/2016 tarihinde Savcılıkça el konulmuştur. Kararın gerekçesinde
11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi
Hakkında Kanun'un 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikmesinde sakınca
bulunduğu belirtilerek şirketin kayıtlarına şerh düşülmesi ve menkul
gayrimenkul malvarlıklarına el konulmasına karar verildiği açıklanmıştır.
9. 19/2/2016 tarihinde Erzurum 1. Sulh Ceza Hakimliğinden
(Hâkimlik) Savcılığın elkoyma kararının onaylanması talep edilmiştir.
Hâkimlikçe aynı gün elkoymanın onaylanmasına karar verilmiştir. Kararın
gerekçesinde 5549 sayılı Kanun'un 17. maddesine dayanılarak, şirketlerin
FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda faaliyette bulunduğu belirtilmiştir.
10. Başvurucunun 29/2/2016 tarihinde elkoyma kararına yaptığı
itiraz Erzurum 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 3/3/2016 tarihli kararı ile
reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kararın gerekçesinde usul ve yasaya aykırı
bir durum görülmediği belirtilmiştir.
11. Nihai karar başvurucuya 8/3/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
12. Başvurucu 11/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. Başvuru Tarihinden
Sonra Yaşanan Gelişmeler
13. Anılan soruşturma kapsamında Savcılıkça 11/5/2016 tarihinde,
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 133. maddesi
uyarınca başvurucu Şirkete kayyum atanması talebinde bulunulmuştur. Hâkimlikçe
16/5/2016 tarihinde FETÖ/PDY kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle başvurucu
Şirkete yönetim organının tüm yetkilerini kullanmak üzere kayyum atanmasına
karar verilmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:
"...1-Ufuk Nil Özel
Eğ.Ve Yurt İşletmeciliği İnşaat Taah. Gıda Tur. Paz.Tic.San. A.Ş.
2-Aziziye İnş. Taah.Özel Eğ. Tr. Tek.Gd.
Bas.Yay. Dağ.Paz. Tic. ve Sanayi Aş.
3-Halib Özel Eğitim Yurt İşletmeciliği Ticaret
Pazarlama Sanayi A.Ş.
4-Akif Eğitim Yayın Ve Ticaret Ltd. Şti
yöneticisi ve ortaklarının örgüt mensupları arasında olduğu ve bu örgüt amaları
doğrultusunda faaliyette bulundukları değerlendirilmiş, şirketlerin bir kısım
tanık beyanları, belgelere göre birbirleri ile irtibatlı olduğu, KUDAKA ve
SODES üzerinden hileli yollarla veya şartları oluşmadığı halde devlet hibesi
aldıkları, bu şekilde kamunun zarara uğratıldığı, özellikle SODES projesinde
maddi yoksulluk, okul eksik, eğitim kalitesizliği veya bilinçsizlik sebebiyle
okula gönderilmek yerine erken yaşta evlendirilmeye çalışılan bireylere yönelik
oluşturulan 'kızlarımıza yarınlar verelim' projesinde ücretsiz hizmet alması
gereken öğrencilerin bu imkandan yararlandırılmadığı, aksine halen üniversitede
okuyan öğrencilerden yine yurt ücreti bedeli karşılığı senetler alındığı,
yurtta barındırıldığı, hem devletten teşvik alınıp hem de öğrencilerden barınma
ücreti alındığı, bir kısım pansiyon ve yurtların Milli Eğitim Müdürlüğü ve
Belediyelerden gelen müzekkere cevaplarına göre kayıtlarının bulunmadığı,
şirket yetkili veya yurt kurucularının öğrenciler tarafından abi - abla olarak
bilindikleri ve hitap edildiği, yurt hiyerarşik düzeni içerisinde kat, oda ve
yurt abi-ablası şeklinde yapılanma olduğu, FETÖ/PDY örgüt faaliyetleri
kapsamında yurt yönetiminde bu hiyerarşi içerisinde faaliyette bulunulup
özellikle barınan bir kısım tanık olarak ifadesi alınan öğrencilerin
beyanlarına göre örgüt lideri Fetulah Gülen'e ait kitapların okutulup CD'lerin
izlettirildiği, bu amaçla yurtlarda sık sık toplantılar yapıldığı, bu
faaliyetlerin amacının örgüte eleman temin edilmesi olduğu değerlendirilmiştir.
Yurtta ücret mukabili kalan bir kısım öğrenci
ve veli beyanlarına göre örgüte finans sağlamaya yönelik düzenlenen senetlerin
tahsilinde taviz verilmediği, yurtlara verilen yardımların öğrencilere de
ulaştırılmadığı, yine örgüt amacı doğrultusunda yayın yapan Zaman Gazetesi ve
Sızıntı Dergisine aboneliklerin ikna süreciyle yönlendirme ve zorlamalarda
bulunulduğu, öğrenciler tarafından kurban derisi toplanmasına yönelik
yönlendirme ve zorlamaların yapıldığı, örgütün finans kaynaklarından olan esnaf
toplantılarının yurtlarda düzenlendiği, yurt faaliyetlerinin örgüt liderinin
yönlendirmesi ile gerçekleştirildiği, bahsi geçen şirketlerin yetkili ve ortağı
oldukları, yurt yönetiminde bulunanlarında FETÖ/PDY terör örgütü üyesi
olduklarından bahisle başlatılan soruşturmada CMK'nın 133/4-a8 maddesinde yer
alan suçun bu şirket faaliyetleri çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda
kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığını gösteren ele geçen senetler, tanık
beyanları, belgelerin var olduğu maddi gerçeğin ortaya çıkartılabilmesi için
gerekli görülmekle hakimliğimizce söz konusu şirketlere kayyım atanması yönünde
kanaat oluşmuştur. Kayyım görevi yönünden dosya kapsamına göre yapılan
değerlendirmede FETÖ/PDY terör örgütü faaliyetlerine katılan anılan şirketlere
yönetim yetkilerinin tümünün delillerin toplanması ve maddi gerçeğin ortaya
çıkartılması yönünde zaruri olduğu, bu nedenle hakimliğimizce anılan şirketlere
yönetim organının yetkilerinin tümüyle kayyım tayini zorunlu görülmüştür..."
14. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı bir darbe teşebbüsüyle
karşı karşıya kalmış ve Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde 21/7/2016
tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesine
karar verilmiştir. Müteaddit defa uzatılan OHAL 19/7/2018 tarihinde son
bulmuştur. Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç, OHAL ilanı, OHAL döneminin
gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri ([GK], B. No:
2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-20, 47-66) kararında yer almaktadır.
15. 23/7/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ekinde yer alan listelerdeki özel
sağlık kurum ve kuruluşları, özel öğretim kurum ve kuruluşları ile özel öğrenci
yurtları ve pansiyonları, vakıf ve dernekler ile bunların iktisadi işletmeleri,
vakıf yükseköğretim kurumları, sendika, federasyon ve konfederasyonlar
kapatılmıştır.
16. Kapatılan kurum ve kuruluşlara ilişkin olarak 667 sayılı KHK
ekinde yer alan ve başvurucu Şirketin sahibi olduğu özel okulların kapatıldığı
anlaşılmıştır. Bu kapsamda, 12/11/2016 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nde 670
sayılı KHK'nın 5. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince başvurucu Şirketin
17/8/2016 tarihinde resen terkin edildiği görülmüştür.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 670 sayılı KHK'nın "Devir
işlemlerine ilişkin tedbirler" kenar başlıklı 5. maddesinin (3)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Kapatılan kurum,
kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım
kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari
sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki
varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha
önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu
şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde
devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir."
18. Bireysel başvuru anında tüzel kişiliği haiz olan ancak
bireysel başvurunun incelenmesi aşamasında tüzel kişiliğini yitiren ticaret
şirketler hakkında yapılan değerlendirmelerde kullanılan ulusal hukuk
kaynakları için ayrıca bkz. Gümüşdere İnşaat
Ticaret ve Sanayi A.Ş., B. No: 2013/5016, 12/6/2018, §§ 8-23.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 8/7/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
20. Başvurucu; gerekçe belirtilmeksizin 5549 sayılı Kanun
uyarınca şirkete el konulduğunu ve itirazın reddedildiğini, gizlilik kararı
nedeniyle soruşturma dosyasının içeriği hakkında bilgi sahibi olamadığını
vurgulamıştır. Başvurucu ayrıca el koyma dayanağını oluşturan mevzuatın
öngörülebilir olmadığını ve elkoyma kararının usule ilişkin gerekliliklere
uyulmaksızın alındığını ileri sürmüştür. Sonuç olarak belirtilen gerekçelerle
mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile suç ve cezaların kanuniliği ile
masumiyet ilkelerinin ihlal edildiği iddia edilmiştir.
B. Değerlendirme
21. İlke olarak bireysel başvuruda bulunan başvurucu, tüzel
kişiliği haiz bir şirket ise şirketin bireysel başvuru anında tüzel kişiliği
haiz olması gerektiği gibi bu tüzelkişiliğin bireysel başvuru sürecinin sonuna
kadar korunması şirketler tarafından yapılan başvurunun esasının
incelenebilmesi için zorunlu bir koşuldur (Gümüşdere
İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., § 36). Şirketin ticaret sicil
kaydının silinmesi ve tüzel kişiliğini yitirmesi olgusu bireysel başvurunun
esasının incelenmesine engel teşkil eder. Anayasa Mahkemesi, başvurunun
incelemesi devam ederken başvuru ehliyetinin yitirilmesi durumunda
başvurunun düşmesine karar vermektedir (Gümüşdere
İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş., §§ 38, 39).
22. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş. (B. No: 2015/18554,
25/9/2019) başvurusuna ilişkin kararında kamu otoritesince bir şirketin tüzel
kişiliğine tek taraflı bir işlemle son verilmesi durumunda bu şirketin taraf
olduğu bireysel başvurular hakkında düşme kararı verilmesi gerektiğinin kabulü
hâlinde ortakların öngöremedikleri bir terkin işlemi nedeniyle menfaatlerinin
zedelenmesinin söz konusu olabileceğine dikkat çekmiştir. Anayasa Mahkemesi
anılan kararında hukuki varlıkları kamu otoritelerinin tek taraflı iradesiyle
sona erdirilen özel hukuk tüzel kişilerinin tüzel kişilikleri sona ermeden önce
yaptıkları bireysel başvuruların devamında menfaati bulunduğunu iddia eden
kişilerin bireysel başvuruya devam etmek istediklerini makul bir süre içinde
bildirmeleri hâlinde başvurunun incelenmesine devam edilebileceğine karar
vermiştir (Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri
A.Ş., §§ 27, 29).
23. Kuşkusuz ki başvuruya devam etme iradesini Anayasa
Mahkemesine makul bir süre içinde bildirme yükümlülüğü, başvurunun devamında
menfaati bulunduğunu iddia eden kişi veya kişilere ait olacaktır. Tüzel kişinin
yaptığı başvuruyu devam ettirmede menfaati bulunduğunu iddia edenlerin bu
isteklerini Anayasa Mahkemesine bildirmeleri gereken makul sürenin tespitinde
bunların tüzel kişiliğinin hukuki varlığının sona erdiğini bilip bilmedikleri
dikkate alınacaktır. Öte yandan başvurunun devamında menfaati bulunduğunu iddia
eden kişilerin bu iddialarını destekleyecek, ispata yarayacak bilgi ve
belgeleri Anayasa Mahkemesine iletmeleri gerekir (Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş., §30).
24. Bu aşamada kimlerin tüzel kişiye ait başvurunun devamında
menfaat sahibi olduğunun belirlenmesine gerek olmayıp bu hususta her somut
olayın kendine özgü koşullarına göre değerlendirme yapılması uygun görülmüştür.
25. Somut olayda başvurucu Şirketin sicil kaydı, 670 sayılı KHK
ile resen terkin edilmiştir. 670 sayılı KHK 17/8/2016 tarihli Resmî Gazete'de
yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla Şirketin hukuki
varlığı 17/8/2016 tarihinde sona ermiştir.
26. Somut başvurunun karara bağlandığı tarihe kadar hiç kimse
başvuruyu devam ettirmek isteğini Anayasa Mahkemesine bildirmemiştir.
Dolayısıyla başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığından başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığından DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
8/7/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.