logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Yusuf Bat [1.B.], B. No: 2016/7751, 24/10/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

YUSUF BAT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/7751)

 

Karar Tarihi: 24/10/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Burhan ÜSTÜN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucu

:

Yusuf BAT

Vekili

:

Av. Mahsum BATI

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, bedelli askerlik kapsamına alınmama işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/4/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu nüfusta 4/11/1988 doğumludur.

9. 13/12/2014 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 10/12/2014 tarihli ve 6582 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu'na eklenen geçici 52. maddesinde, 1/1/1988 tarihinden (bu tarih dâhil) önce doğan yükümlülerin istekleri hâlinde Kanun'da belirlenen bedeli yatırmaları durumunda temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacakları belirtilmiştir.

10. Bu arada başvurucu, bedelli askerlikle ilgili yasal düzenleme çıktıktan sonra 17/12/2014 tarihinde Çınar Asliye Hukuk Mahkemesine yaş tashihi davası açmış; Mahkeme başvurucunun 4/11/1988 olan doğum tarihini 4/11/1987 olarak düzeltmiştir.

11. Başvurucu, bedelli askerlik hizmetinden yararlanmak için Sur Askerlik Şubesi Başkanlığına başvurmuş; Askerlik Şubesi 10/2/2015 tarihli yazı ile 1111 sayılı Kanun'un 81. maddesi gereği askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş tashihlerinin (mahkemelerce resmî hastane doğum raporlarına istinaden yapılan yaş tashihleri hariç) dikkate alınmayacağını belirterek başvurucunun bedelli askerlik talebini reddetmiştir.

12. Ret kararı üzerine başvurucu, yaş tashihi kararının dikkate alınmamasına yönelik işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) iptal davası açmıştır.

13. AYİM 10/2/2016 tarihli kararında; davacının düzeltilmemiş nüfus kaydına göre 1988 doğumlu olduğunu ve 1/1/2006 tarihi itibarıyla askerlik çağına girdiğini, 1111 sayılı Kanun'un 81. maddesi gereğince askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş tashihlerinin askerlik işlemlerinde dikkate alınmayacağını, resmî hastane kayıtları esas alınarak yapılan değişikliklerin ise istisna olarak kabul edildiğini, davacıya ait yaş tashihi kararının tanık beyanlarına dayanılarak verildiğini, bu hâliyle kararın askerlik işleminde dikkate alınmasının mümkün olmadığını belirterek davayı reddetmiştir.

14. Nihai karar 16/3/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, 14/4/2016tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

15. 1111 sayılı Kanun'un ek 52. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte her ne sebeple olursa olsun henüz fiilî askerlik hizmetine başlamamış ve 1 Ocak 1988 tarihinden (bu tarih dâhil) önce doğan 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile 1111 sayılı Askerlik Kanununa tabi yükümlüler; istekleri hâlinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde askerlik şubelerine veya yurt dışı temsilciliklerine başvurmaları ve 18.000 Türk lirası veya Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kuruna göre ödeme tarihindeki karşılığı kadar konvertibl yabancı ülke parasını defaten ödemeleri şartıyla temel askerlik eğitimine tabi tutulmaksızın askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılırlar"

16.1111 sayılı Kanun'un 81. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Askerlik çağına girdikten sonra yapılan yaş değişiklikleri (mahkemece resmi hastane doğum kayıtları esas alınarak yapılanlar hariç) askerlik işlemlerinde dikkate alınmaz."

B. Uluslararası Hukuk

1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

17. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ... konusunda karar verecek olan,... bir mahkeme tarafından ... görülmesini isteme hakkına sahiptir..."

2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

18. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre Sözleşme'nin 6. maddesinin medeni hukuk alanına giren konularda uygulanabilirliği ilk olarak bir uyuşmazlığın varlığına bağlıdır. İkinci olarak uyuşmazlık en azından savunulabilir bir şekilde iç hukukta tanınmış olduğu söylenebilecek hak ve yükümlülükler ile ilgili olmalıdır. Son olarak ise bu hak ve yükümlülükler -her ne kadar bizzat 6. madde bu hak ve yükümlülüklere Sözleşmeci devletlerin hukuk sistemi içinde belirli bir anlam atfetmese de- Sözleşme anlamında medeni nitelikte olmalıdır (James ve diğerleri/Birleşik Krallık [GK], B. No: 8793/79, 21/2/1986, § 81).

19. AİHM, medeni hak kavramının özel bir kişi olmaktan ziyade vatandaş olmanın bir gereği olarak bireyde var olan ve özü itibarıyla kamu hukukuna ilişkin bulunan hak ve yükümlülükleri içermediğini ifade etmektedir. Bu bağlamda AİHM, Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının askerlik hizmeti ve bu hizmete alternatif kamu hizmetlerine ilişkin yargısal süreçlere uygulanmayacağını kabul etmektedir (Nicolussi/Avusturya [GK] (k.k.), B. No: 11734/85, 8/5/1987).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

20. Mahkemenin 24/10/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

21. Başvurucu; bedelli askerlik hakkı tanıyan kanun çıktıktan sonra yaşının düzeltilmesi için dava açtığını, Mahkeme kararına göre bedelli askerlik hakkından yararlanması gerektiği hâlde 1111 sayılı Kanun'un 81. maddesi gerekçe gösterilerek başvurusunun reddedildiğini, Kanun'da hastane kayıtlarına dayanılmadan verilen yaş tashihi kararlarının askerlik işlemlerinde dikkate alınmayacağının düzenlendiğini, Anayasa'ya göre bütün resmî mercilerin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduklarını, bu açıdan Kanun'un bu hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğunu, AYİM'in asliye hukuk mahkemesi kararını yok sayarak davayı reddettiğini, nüfus müdürlüğü tarafından kayıtların yanlış tutulmasının sonuçlarına kendisinin katlanmayacağını belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, maddi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Şikâyetin özü, bedelli askerlik hizmeti kapsamına alınmama işleminin iptali istemiyle açılan davanın lehine verilen mahkeme kararı dikkate alınmamak suretiyle reddedilmesinin adil olmadığı iddiasıdır. Dolayısıyla anılan iddialar adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

23. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Herkes, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir."

24. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ve 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için kamu gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa'da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).

25. Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."

26. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak hakkın kapsamı düzenlenmemiştir. 3/10/2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanun'un Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasına adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin 14. maddesinin gerekçesine göre "değişiklikle Türkiye Cumhuriyeti'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınmış olan adil yargılama hakkı metne dahil" edilmiştir. Dolayısıyla Anayasa'nın 36. maddesinde herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu ibaresinin eklenmesinin amacının Sözleşme'de düzenlenen adil yargılanma hakkını anayasal güvence altına almak olduğu anlaşılmaktadır (Yaşar Çoban [GK], B. No: 2014/6673, 25/7/2017, § 54). Bu itibarla Anayasa'da güvence altına alınan adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriği belirlenirken Sözleşme'nin "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinin gözönünde bulundurulması gerekir (Onurhan Solmaz, § 22).

27. Sözleşme, bir kişinin sahip olduğunu ileri sürebileceği tüm hak ve yükümlülükler bakımından adil yargılanma hakkını güvenceye almamaktadır. Sözleşme'nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin hak ve ilkelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için ya başvurucunun medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik bir suç isnadının esası hakkında karar verilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bahsedilen hâller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu olamaz (Onurhan Solmaz, § 23).

28. Suç isnadına bağlı bir yargılamanın mevcut olmadığı anlaşılan başvuru konusu uyuşmazlığın medeni hak ve yükümlülük kapsamında olup olmadığı, dolayısıyla başvurunun Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı içinde yer alıp almadığı hususunda bir irdeleme yapılması gerekmektedir.

29. Yukarıda da belirtildiği üzere bir kimsenin medeni hak ve yükümlülüklerinin karara bağlanmasıyla ilgili bir yargılama usulünde Sözleşme'nin 6. maddesi uygulanabilir. AİHM, Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının medeni meselelerde uygulanabilmesi için ilk olarak ortada bir uyuşmazlığın bulunması koşulunu aramakta; uyuşmazlığın iç hukukta tanınmış olduğu söylenebilecek haklar ve yükümlülükler ile ilgili olması, bu haklar ve yükümlülüklerin de Sözleşme'deki anlamıyla medeni olması gerektiğini vurgulamaktadır (bkz. § 18).

30. Bu noktada devletin bir bireye, salt egemenlik yetkisini kullanarak tanıdığı hak ya da yüklediği yükümlülüklerin medeni hak ve yükümlülük kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirtmek gerekir. AİHM de medeni hak kavramının özel bir kişi olmaktan ziyade vatandaş olmanın bir gereği olarak bireyde var olan ve özü itibarıyla kamu hukukuna ilişkin bulunan hak ve yükümlülükleri içermediğini ifade etmektedir (bkz. § 18). Askerlik ve askere alma işlemleri de devletin egemenlik yetkisinin tezahürü olan ve müdahaleye kapalı bulunan çekirdek alanını oluşturmaktadır. Bu bağlamda Anayasa'da vatandaşlık bağından kaynaklanan kamusal bir hak ve ödev olarak düzenlenen askerlik hizmetinin medeni hak ve yükümlülük kapsamında olmadığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bir kişinin zorunlu askerlik hizmeti yükümlüsü olup olmadığı, kimlerin bu hizmeti yerine getirmekten muaf tutulacağı ya da muafiyet koşullarının ne olacağı, bu hizmetin hangi statüde ve ne kadar süre ile yerine getirileceği, her bir statü yönünden hizmetin tamamlanmış sayılması için gerekli koşulların ne olduğu/yükümlünün bu koşulları sağlayıp sağlamadığı, askere sevk işlemlerinin hangi yöntem izlenerek ve ne şekilde yürütüleceği, bu süreçteki uygulamaların ne olacağı gibi meseleler özü itibarıyla askerlik hizmeti yapma yükümlülüğüne ilişkin olduğundan medeni hak ve yükümlülük kapsamında değildir. Buna göre askerlik yükümlülüğünü konu alan ya da askere alma kararlarına ilişkin olan iş ve işlemler nedeniyle açılan davalardaki yargılama süreçleriyle ilgili adil yargılanma şikâyetlerinin Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında olduğunun kabul edilmesi gerekir (Yusuf Gürkan [GK], B. No: 2014/11067, 18/10/2017, § 35).

31. Askerlik hizmetinin kişinin maddi ve manevi varlığı ya da iç hukukta korunan başka hakları üzerinde birtakım etki ve sonuçlar yaratabileceği, dolayısıyla askere alma kararından kaynaklanan bir uyuşmazlığın bu tür uzantılarının ve sonuçlarının da olabileceği tabiidir. Zira askerlik hizmeti, doğası gereği yükümlüyü bazı medeni haklarından mahrum bırakmaktadır. Bununla birlikte uyuşmazlığın medeni hak ve yükümlülük kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi bağlamında yapılacak bir incelemede dikkate alınması gereken ölçüt, davada tartışılacak meselenin ne olduğudur. Bunun tespiti için de davaya konu uyuşmazlığın özünün ortaya konulması gerekmektedir. Şayet -tazminat talebine ilişkin bile olsa- bir davada devletin askere alma kararı diğer bir anlatımla askere alma yetkisinin kullanılmasına ilişkin iş ve işlemleri değerlendirme konusu olacak ise bu uyuşmazlığın medeni hak ve yükümlülük kapsamında görülmesi mümkün olmaz (Yusuf Gürkan, § 36)

32. Somut olayda bireysel başvuruya dayanak davanın açılmasına sebep olan olgu, mevzuatta öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle başvurucunun bedelli askerlik hizmetinden yararlandırılmamasıdır. Başvurucu açısından bedelli askerlik hizmeti koşullarının sağlanmaması, normal askerlik hizmetini ifa etme yükümlülüğünü doğurmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın devletin askere alma yetkisinin kullanımı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre devletin egemenlik hakkının kullanımı kapsamında olan askere alma yetkisiyle ilgili başvuru konusu uyuşmazlığın medeni hak ve yükümlülük kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.

33. Bu açıdan medeni hak ve yükümlülük kapsamında yer almayan başvuru konusu uyuşmazlığın Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma alanı dışında kaldığı sonucuna ulaşılmıştır.

34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 24/10/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Yusuf Bat [1.B.], B. No: 2016/7751, 24/10/2019, § …)
   
Başvuru Adı YUSUF BAT
Başvuru No 2016/7751
Başvuru Tarihi 14/4/2016
Karar Tarihi 24/10/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, bedelli askerlik kapsamına alınmama işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Konu Bakımından Yetkisizlik

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 1111 Askerlik Kanunu 52
81
52
81
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi