TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYTUĞ YILDIZ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/8769)
|
|
Karar Tarihi: 7/11/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin
MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Engin GÜNDÜZ
|
Başvurucu
|
:
|
Aytuğ YILDIZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Gülten
GÜVEN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; disiplinsizlikten dolayı askerî okuldan ilişiğin
kesilmesi nedeniyle özel hayatın gizliliği hakkının, açılan iptal davasında
mahkemenin idari etki altında karar vermesi nedeniyle bağımsız ve tarafsız
mahkemede yargılanma hakkının, hakkındaki işlemin dayanağı olan belgelerin
tarafına verilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkelerinin, iddialarının kararda karşılanmaması nedenleriyle hakkaniyete uygun
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 9/5/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir. Bakanlık, başvuru hakkında görüş sunulmayacağını bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu 2009 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA)
Askeri Tıp Fakültesinde öğrenime başlamıştır. Disiplin hükümlerine göre
başvurucunun suç teşkil eden üste saygısızlık, içtima ve yoklamaya katılmamak,
koğuş talimatına aykırı hareket, derse girmemek, staja katılmamak, saç ve sakal
tıraşı olmamak, kapalı alanda sigara içmek, okulu izinsiz terk, izinden geç
dönmek, aracını uygunsuz yere park etmek, kılık kıyafet talimatına aykırı
davranmak şeklinde yetmişten fazla fiiline karşılık toplam disiplin notundan
puan düşümü yapılmıştır.
8. Disiplin notunun belli bir puanın altına düşmesi üzerine
başvurucunun kendisi, annesi ve babasıyla çeşitli tarihlerde görüşmeler
yapılmış, şahsi ve ailevi durumuna ilişkin aktarılan bilgiler ileride
personelin bireysel gelişiminin takibi amacıyla sonradan tutanak şeklinde kayda
alınmıştır. Söz konusu tutanaklarda başvurucunun annesinin, kız arkadaşının
başvurucuya uygun biri olmadığını, başvurucunun bu durumu şimdilik bir eğlence
olarak gördüğünü beyan ettiği, babasının ise ailece bu ilişkiden rahatsız
olduklarını beyan ettiği yazılıdır. Diğer taraftan başvurucu ile yapılan
görüşme sonrası düzenlenen tutanakta başvurucunun, anarşist ruhlu olduğu,
annesinin üzerinde baskı kurduğu, tıp fakültesini bu baskıdan dolayı okuduğu,
aslında uçak mühendisi olmak istediği, fazla sayıda kız arkadaş edinmesini bir
çeşit duygusal kaçış olarak açıkladığı ve çapkın olduğu şeklinde beyanlarda
bulunduğu belirtilmiştir. Başvurucu tutanakların kendisinin ve ailesinin
gıyabında ve bilgileri dışında düzenlendiğini beyan etmektedir.
9. Başvurucu beşinci sınıfta öğrenim gördüğü 2013-2014 eğitim
öğretim yılında sahip olduğu 159 disiplin puanının, yukarıda sözü edilen
fiiller sonucu verilen disiplin cezaları nedeniyle 160 disiplin puanı kaybederek
-1 puana düşmesi üzerine GATA Yüksek Disiplin Kuruluna (Kurul) sevk edilmiştir.
Kurulun 25/6/2014 tarihli kararıyla; başvurucunun disiplin notunun tamamını
kaybetmesi ve askerî öğrenci niteliklerini yitirmesi nedeniyle öğrencilikten
çıkarılmasına karar verilmiş, Genelkurmay Başkanlığı tarafından onaylanan
karara istinaden 3/7/2014 tarihinde okuldan ilişiği kesilmiştir.
10. Başvurucu 2014-2015 eğitim öğretim döneminde başka bir üniversiteye
kayıt yaptırmış ve 2015 yılında tıp fakültesinden mezun olmuştur.
11. Başvurucu ilişik kesme işleminin iptali talebiyle 17/7/2014
tarihinde Millî Savunma Bakanlığı aleyhine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde
(AYİM) dava açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde; sorumluluklarının bilincinde
olan başarılı bir öğrenci olduğunu, disiplin cezasına konu davranışlarında
ailevi sorunlarının ve kullandığı ilaçların etkin rol oynadığını, söz konusu
mazeretlerinin komutanlarınca dikkate alınmadığını, benzer davranışlar gösteren
diğer öğrencilere ceza verilmediği ya da hafif cezaların verildiğini, idarenin
kendisine karşı ön yargılı hareket ederek devamlı hatasını aradığını, en ufak
hatasının ağır biçimde cezalandırıldığını, bu şekilde üzerinde manevi baskı kurulduğunu
belirtmiştir. Başvurucu ayrıca, işleme dayanak alınan 14/7/1984 tarihli ve
18458 sayılı Remî Gazete'de
yayımlanan mülga Gülhane Askeri Tıp Akademisi Yönetmeliği'nin
(Yönetmelik)yürürlükte olmadığını, aleyhine olan durumlarda ise 2011 tarihli yeni
Yönetmelik hükümlerinin uygulandığını, Yönetmeliğin Yükseköğretim Kurumuna
bağlı üniversitelerin tıp fakültelerinde öğrenim görmesine engel hükümler
içermesi nedeniyle üst hukuk normlarına aykırı olduğunu ifade etmiştir.
12. Davalı idare, dava konusu işlemin dayanağı bilgi ve
belgeleri ikinci savunma dilekçesi ekinde AYİM'e
sunmuştur. AYİM İkinci Dairesi (Daire) 10/6/2015 tarihli kararıyla söz konusu
belgeleri inceledikten sonra beyanlarını sunabilmesi için başvurucuya on beş
gün süre vermiş, başvurucu vekili incelediği belgelere karşı 13/7/2015
tarihinde yazılı beyanda bulunmuştur.
13. Daire 21/10/2015 tarihli kararıyla davanın reddine karar
vermiştir. Kararda; başvurucunun GATA Tıp Fakültesinden çıkarılması işleminin
sebebi olan disiplin cezalarının tümünün yetkili disiplin amirlerince yetkileri
dâhilinde ve mevzuata uygun olarak verildiği, cezaların değişik disiplin
amirlerince verilmiş olduğu, ceza verme işlemlerinde ceza kararlarını ağır
derecede sakatlayacak ve hukuken yok hükmünde sayılmalarını gerektirecek hissi
nedenlerle ceza verildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı,
başvurucunun önceki Yönetmelik döneminde öğrenime başlaması ve yeni
Yönetmelik'te bu yönde geçiş hükümlerine yer verilmiş olması nedeniyle önceki
Yönetmelik hükümlerine tabi tutulmasının üst normlara aykırı olmadığı
belirtilmiştir. Kararda ayrıca, muhtelif tarihlerde üstleri ve disiplin
kurulları tarafından ailesine ikaz yazıları gönderildiği ve kendisinin ikaz
edildiği, buna rağmen başvurucunun istenen disiplin düzeyine erişemeyip
disiplinsizliklerini giderek artırdığı, başvurucunun iddiaları ve davalı
idarenin savunmaları ile gönderilen belgelerin birlikte değerlendirilmesi
sonucunda verilen disiplin cezalarını ve tesis edilen işlemi hukuka aykırılıkla
sakatlayacak bir durumun olmadığının değerlendirildiği, dolayısıyla
başvurucunun verilen disiplin cezaları sonucu disiplin notunun tamamını
kaybetmesi, bazı disiplinsizliklerin niteliği ve işleniş şekilleri dikkate
alınarak öğrenci niteliklerini kaybettiği gerekçesiyle Tıp Fakültesi
öğrenciliğinden çıkartılması işleminin hukuka uygun olduğu ifade edilmiştir.
14. Karar düzeltme talebi Dairenin 23/3/2016 tarihli kararıyla
reddedilmiştir.
15. Nihai karar 8/4/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
16. Başvurucu 9/5/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 17/11/1983 tarihli ve 2955 sayılı mülga Gülhane Askeri Tıp
Akademisi Kanunu’nun "Disiplin hükümleri"kenar
başlıklı 45. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı
yükseköğretim kurumlarına alınan her öğrenciye disiplin notu verilir. Hangi suç
ve cezalar için disiplin notundan ne miktar düşüleceği, yönetmelikle
gösterilir.
Gülhane Askeri Tıp Akademisine bağlı
yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin okuldan çıkma ve çıkarılmaları ile
çıkarılanlar hakkında yapılacak işlemler, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanunu hükümlerine göre yapılır. Ayrıca, intibak eğitimi
başlangıcından itibaren bir ay içinde askeri öğrenci niteliğini kazanamadıkları
anlaşılanlar yönetmelikte belirlenecek esaslar dahilinde okuldan çıkarılırlar.
Lisans düzeyindeki diğer yükseköğretim
kurumlarında öğrenim gören öğrencilerden on sekiz yaşını tamamlayanlar kendi
istekleriyle, tamamlamayanlar ise velilerinin isteğiyle okuldan çıkabilirler.
Aşağıdaki hallerde ise bu öğrenciler hakkında yüksek öğretim kurumundan çıkarma
işlemi yapılır:
a) Öğrenciye verilen disiplin notunu
kaybedenler.
b) Yönetmelikte belirtilecek esaslar dahilinde
öğrenci niteliğini kaybettiklerine dair yüksek disiplin kurulunca haklarında
karar verilenler..."
18. 2955 sayılı mülga Kanun’un
"Yönetmelik" kenar başlıklı 50. maddesinin ilgili
kısımları şöyledir:
"Aşağıdaki hususlar yönetmelikle
düzenlenir ve Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe konur...
g) Önlisans, lisans
ve lisansüstü düzeydeki eğitim ve öğretim, sınav, sınıf geçme ve değerlendirme
esasları, diplomalarla ilgili hususlar, öğrenci kaynakları, azami öğrenim
süresi, öğrencilerde aranacak nitelikler ile kayıt ve kabul şartları,
h) Disiplin esasları ile öğrencilerin
disiplin, başarısızlık, sağlık ve diğer nedenlerle okuldan çıkmasında veya
çıkarılmasında uygulanacak usul ve esaslar..."
19. Yönetmelik'in
"Disiplin Esasları" kenar başlıklı 105. maddesinin ilgili
kısımları şöyledir:
"Disiplin
esasları aşağıda gösterilmiştir:
1) GATA Askeri Tıp Fakültesinde disiplin
sağlanmasında yürürlükteki kanun, yönetmelik, yönerge ve emirler hükümleri
uygulanır.
2) Disiplin tesisinde esas olan, ceza ile
disiplin tesisi değil, öğrencinin eğitilerek disiplin edilmesidir. Ceza son
çare olarak düşünülmelidir.
3) GATA Askeri Tıp Fakültesi öğrencilerinin
disiplin durumlarını belirlemek bakımından her öğrenciye eğitim-öğretin
süresince bir disiplin (ahlak) notu verilir.
4) Askeri Tıp Fakültesi öğrencileri,
işledikleri suçlardan dolayı, bu suçların karşılığında belirtilmiş olan kötü
disiplin (ahlak) notunu alırlar ve bu notlar disiplin (ahlak) notundan düşülür.
..."
20. Yönetmelik'in "Askeri
Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Nitelikleri" kenar başlıklı 106.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Askeri
Tıp Fakültesi öğrencisi aşağıdaki temel niteliklere sahip olmalıdır. ...
6) İyi bir terbiye almış, iyi ahlak ve
kuvvetli bir maneviyata sahip dürüst ve güvenilir karakterde bir insan olmalı,
7) Askerliğin temeli olan disiplin ruhu ile
yetişmiş, itaatkar, aldığı emri canı ve kanı pahasına
zamanında yapmaya hazır olduğunu gösterecek davranışta olmalı,
8) Askerlik ve tabiplik mesleğini sevmiş,
silah ve meslek arkadaşlarına ve Silahlı Kuvvetlere sarsılmaz bir bağla bağlı
bir subay olmayı, silah ve meslek arkadaşlarına her yerde yardım etmeyi şiar
edinmeli, insancıl olmalı,
9) Vazife ve mesuliyet duyguları gelişmiş, her
zaman intizamlı, görev anlayışını, sorumluluk duygusunu en üst düzeye
ulaştırmış, çalışmayı alışkanlık haline getirmiş olmalı, ..."
21. Yönetmelik'in "Niteliklerin
Muhafazası Geliştirilmesi ve Kaybedilmesi" kenar başlıklı 107.
maddesi şöyledir:
"Askeri
Tıp Fakültesi öğrencisi, müracaatından tabip subay oluncaya kadar, sahip olduğu
temel nitelikleri muhafaza etmek ve geliştirmek mecburiyetindedir. Bu
nitelikleri istenilen düzeyde geliştiremedikleri disiplin (Ahlak) notları
durumuyla tesbit edilenler temel nitelikleri disiplin
(Ahlak) notları mevzubahis olmaksızın kaybettikleri anlaşılanlar ve bu hususla
ilgili olarak haklarında rapor tanzim edilenler, bu yönetmelik esaslarına göre
okuldan çıkartılırlar."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 7/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Bağımsız ve Tarafsız
Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
23. Başvurucu mahkemenin, idarenin etkisi altında kalarak ve
idarece öne sürülen gerekçeyi benimseyerek karar verdiğini, dolayısıyla
tarafsızlığını yitirdiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiası, adil yargılanma hakkı
kapsamında bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı yönünden
incelenmiştir.
25. AYİM'in bağımsız ve tarafsız bir
mahkeme olmadığı iddiaları, daha önce bireysel başvuruya konu olmuş ve Anayasa
Mahkemesince bu iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olduğuna karar verilmiştir
(Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134,
16/5/2013, § 29; S.Ç., B. No:
2012/1061, 21/11/2013, § 26; Salih Karakoç,
2013/2954, 19/12/2013, § 49).
26. Somut olayda başvurucu, Mahkemenin tek taraflı düzenlenen
tutanaklara itibar ederek idarenin etkisi altında kaldığını iddia etmiş ise de
iddiasına dayanak olabilecek somut bilgi ve belgelere veya mahkemenin
tarafsızlığı konusunda şüphe uyandırabilecek olaylara dair kabul edilebilir bir
açıklamada bulunmamıştır. Bu durumda ihlal iddiasına ilişkin delillerini sunma,
temel hak ve özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma
yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmeyen başvurucu tarafından ileri sürülen
iddiaların temellendirilemediği sonucuna ulaşılmıştır.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Silahların Eşitliği ve
Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
28. Başvurucu; işleme dayanak alınan belgelerin tarafına
verilmediğini, içeriğinden haberdar olmadığı bu belgeleri ancak yargılamanın
son aşamasında inceleyebildiğini, idareye karşı zayıf durumda kaldığını
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, ihlalin
tespiti ile yargılamanın yenilenmesine ve lehine tazminata karar verilmesini
talep etmiştir.
2. Değerlendirme
29. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36.
maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes,
meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı
mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma
hakkına sahiptir.”
30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
§ 16). Başvurucunun hakkındaki işlemin dayanağı belgelere erişememesi nedeniyle
ileri sürdüğü ihlal iddiasının silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama
ilkeleri kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
31. Adil yargılanma hakkının unsurlarından biri de silahların
eşitliği ilkesidir. Silahların eşitliği ilkesi, davanın taraflarının usul
hakları bakımından aynı koşullara tabi tutulması ve taraflardan birinin
diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını
makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması anlamına
gelmektedir (Yaşasın Aslan, §
32).
32. Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli
yargılanma hakkı, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara,
gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla
ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir. Bu çerçevede başvuranların bilirkişi
raporunun sonucuna itiraz edememesi ya da delillerle ilgili görüş
bildirmelerine fırsat verilmemesi çelişmeli yargılanma hakkının ihlali olarak
değerlendirilebilmektedir (Hüseyin Sezen,
B. No: 2013/1793, 18/9/2014, § 38).
33. Mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme
yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa
Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru
konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığının değerlendirilmesidir.
Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için
silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara
iddialarını sunmak hususunda uygun olanakların sağlanması şarttır. Bu anlamda
delillere ilişkin dengesizlik veya hakkaniyetsizlik iddialarının da
yargılamanın bütünü ışığında değerlendirilmesi gerekir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt
Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No:
2013/1213, 4/12/2013, § 27).
34. Başvurucu; ilişik kesme işleminin dayanağı olan belgelerin
tarafına verilmediğini ileri sürmüş, bunun üzerine AYİM başvurucunun talebini
dikkate alarak davalı idarenin dosyaya sunduğu dayanak belgeleri incelemesi ve
beyanda bulunması için başvurucuya on beş gün süre vermiştir. Başvurucunun söz
konusu belgeleri inceledikten sonra karşı beyanlarını sunduğu anlaşılmıştır.
35. Bu durumda somut olayda başvurucunun yargılamanın sonucunu
etkileyecek usule ilişkin bir imkândan mahrum bırakılmadığı, karşı tarafa nazaran
zayıf duruma düşürülmesinin söz konusu olmadığı anlaşıldığından çelişmeli
yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine yönelik yargılamanın bütünlüğü
içinde açık ve görünür bir ihlal bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
36. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Özel Hayatın Gizliliği
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
37. Başvurucu; annesinin ve kendisinin söylemediği sözler
söylenmiş gibi tutanak tutulduğunu, tutanaklarda özel hayatıyla ilgili asılsız
ve aşağılayıcı ifadelerin yer aldığını, kendisinin dahi bilgi sahibi olmadığı
bu belgelerin davalı idare avukatlarınca incelenmesi ve Mahkemede delil olarak
ileri sürülmesinin uygun olmadığı, hakkındaki sır niteliğinde olan bilgilerin
ifşa edildiğini iddia ederek özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
38. İddianın değerlendirilmesine dayanak alınacak Anayasa’nın
20. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ... saygı
gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ... gizliliğine
dokunulamaz."
39. Anayasa'nın 20. maddesinde özel hayatın gizliliği hakkı
düzenlenmiştir. Özel hayat geniş bir kavram olup bu kavramın kapsayıcı bir
tanımının yapılması oldukça zordur. Bununla beraber bu kavram kişinin maddi ve
manevi bütünlüğü, fiziksel ve sosyal kimliği, bireyin ismi, cinsel yönelimi,
cinsel yaşamı gibi unsurları korumaktadır. Kişisel bilgiler ve veriler, kişisel
gelişim, aile hayatı vb. konular da bu hakkın içinde yer almaktadır (Ata Türkeri, B. No: 2013/6057, 16/12/2015,
§ 30).
40. Özel hayata saygı hakkı kapsamında korunan hukuksal
çıkarlardan biri de bireyin mahremiyet hakkıdır. Ancak mahremiyet hakkı sadece
yalnız bırakılma hakkından ibaret olmayıp bu hak, bireyin kendisi hakkındaki
bilgileri kontrol edebilme hukuksal çıkarını da kapsamaktadır. Bireyin
kendisine ilişkin herhangi bir bilginin kendi rızası olmaksızın açıklanmaması,
yayılmaması, bu bilgilere başkaları tarafından ulaşılamaması ve rızası hilafına
kullanılamaması, kısaca bu bilgilerin mahrem kalması konusunda menfaati
bulunmaktadır. Bu husus, bireyin kendisi hakkındaki bilgilerin geleceğini
belirleme hakkına işaret etmektedir (AYM, E.2009/1, K.2011/82, 18/5/2011;
E.1986/24, K.1987/7, 31/3/1987; Işıl Yaykır, B. No: 2013/2284, 15/4/2014, § 37).
41. Somut olayda başvurucunun öğrenim hayatı boyunca işlediği
disiplin suçlarına karşılık gelen ceza notlarının sene başında verilen disiplin
notundan düşüldüğü ve 22/6/2014 tarihinde sıfır puanın altına indiği
anlaşılmıştır. Başvurucu disiplin notunun tamamını kaybetmesi nedeniyle askerî
okuldan çıkarılmıştır.
42. Başvurucunun özel hayatına yönelik olarak tutanak altına
alındığını, bilgisi ve rızası dışında yayıldığını iddia ettiği olaylar gerek
idarece tesis edilen ilişik kesme işlemine, gerekse derece mahkemesinin
kararlarına dayanak yapılmamış, yargılama sonucu üzerinde doğrudan ya da
dolaylı bir etkide bulunmamıştır. Başvurucunun bireysel gelişiminin takibi
amacıyla düzenlenen tutanaklar idare avukatları tarafından incelenmiş ve dava
dosyasına sunulmuş ise de, iddia ve savunma hakkı
kapsamına giren bu durumun tek başına özel hayata bir müdahale oluşturduğu
söylenemez.
43. Diğer taraftan başvurucu, dava dosyasında yer alan
tutanakların amacı dışında ve yetkisiz kimselerle paylaşıldığına, içeriği
bilgilerin ne şekilde aleniyet kazandığına, hayatı üzerinde ne gibi olumsuz
etkiler doğurduğuna dair yeterli ve ikna edici açıklamalarda bulunmamış, özel
hayatının gizliliğine yönelik müdahale iddiasını somut bilgi ve belgelere
dayalı olarak ortaya koyamamıştır.
44. Bu itibarla askerî okuldan ilişiğinin kesilmesi sürecinde
kamu makamları tarafından başvurucunun özel hayatına yönelik bir müdahalede
bulunulduğundan söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
45. Açıklanan gerekçelerle bir ihlalin bulunmadığı açık olan
başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. Diğer İhlal İddiaları
1. Başvurucunun İddiaları
46. Başvurucu karar gerekçesinde disiplin cezalarına ilişkin
iddialarının karşılanmadığını, hukuk kurallarının yorum ve uygulanmasında
hataya düşüldüğünü, işlemin geleceğini ve meslek hayatını etkileyecek ağır
zararlara yol açtığını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
47. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
48. Bireysel başvuruya konu edilen uyuşmazlık başvurucunun
okuldan ilişiğinin kesilmesi işlemi hakkındadır. Bahse konu işlemin sebebi ise
başvurucunun disiplin puanlarını tüketmesi nedeniyle disiplinsiz olduğunun
değerlendirilmiş olmasıdır. Bu nedenle AYİM, başvurucu hakkında tesis edilen ve
hukuken geçerli olan disiplin cezalarının, disiplin kurulu kararlarının ve ikaz
yazılarının mahiyetini dikkate almış, doğrudan uyuşmazlık konusu olmayan
disiplin cezalarının bütününe bakıldığında askerî öğrenci niteliklerinin
kaybedilip kaybedilmediği noktasında değerlendirme yapmıştır. Buna karşılık
başvurucu, disiplin puanının düşürülmesine yol açan ve her biri ayrı birer
idari işlem olan disiplin cezalarının idari ve yargısal yollara başvurulmak
suretiyle hukuken ortadan kaldırıldığına yönelik bir iddia da ileri
sürmemiştir.
49. Buna göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar,
mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına
ilişkin olup ilgili ve yeterli gerekçe içeren mahkeme kararlarında bariz takdir
hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun
da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti
niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
50. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının
yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
sonucuna varıldığından başvurunun bu kısmının
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna
karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal
edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan
yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Özel hayatın gizliliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Diğer ihlal iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
7/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.