TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
CEYHUN BİLGİSEVEN VE COŞKUN ALEMDAR BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/9244)
Karar Tarihi: 26/5/2022
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Hicabi DURSUN
Recai AKYEL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Raportör
Kamber Ozan TUTAL
Başvurucular
1. Ceyhun BİLGİSEVEN
Başvurucu Vekili
Av. Emin BAYRAM
2. Coşkun ALEMDAR
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; terör örgütü kurma ve yönetme, terör propagandası yapma ve terörizmin finansmanı suçlarından dolayı başlatılan ceza soruşturması sırasında verilen kayyım atama kararı nedeniyle mülkiyet hakkı ile basın özgürlüğünün ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 11/5/2016 ve 10/5/2016 tarihlerinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. 2016/10460 numaralı başvuru incelenen başvuruyla birleştirilmiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
5. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanmasına (PDY) ve darbe girişimine ilişkin genel bilgiler için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-36. FETÖ/PDY'nin mali yapılanmasına ilişkin genel bilgiler için bkz. Hamdi Akın İpek, B. No: 2015/17763, 24/5/2018, § 15.
6. Olay tarihinde başvurucu Ceyhun Bilgiseven, Seyhan Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin; diğer başvurucu Coşkun Alemder, Poyraz Matbaacılık Ticaret Anonim Şirketinin sahibidir.
7. İstanbul 2. Sulh Ceza Hâkimliği 21/3/2016 tarihinde başvurucuların sahibi oldukları şirketlere FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu iddiasıyla 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar vermiştir. Kayyım atama kararına yapılan itirazlar reddedilmiştir. İlgili ceza soruşturması ve kayyım atanması kararı hakkında detaylı bilgi için bkz. Hakan Taşdelen, B. No: 2016/9452, 7/11/2019, §§ 14-19; Murat Avcıoğlu, B. No: 2016/9453, 28/11/2019, §§ 14-19.
8. Nihai karar, başvuruculara 13/4/2016 ve 11/4/2016 tarihlerinde tebliğ edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
9. İlgili hukuk için bkz. Hamdi Akın İpek, §§ 35-61.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Anayasa Mahkemesinin 26/5/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
11. Başvurucular; kayyım atama koşullarının oluşmadığını, kuvvetli suç şüphesinin bulunmadığını, kayyım atama kararının tescil ve ilanının yapılmadığını, tedbir kararının öngörülebilirlik ve belirlilik ilkelerine aykırı biçimde uygulandığını ileri sürmüştür. Başvurucular; yapıları itibarıyla bağımsız ve tarafsız olmayan derece mahkemeleri kararlarının yeterli bir gerekçe içermediğini, tedbirin uygulanmasına esas alınan bilirkişi raporunun tebliğ edilmediğini ve atfedilen fiillerin suç teşkil etmediğini ifade etmiştir. Kayyım atama tedbiri sebebiyle şirketlerin önemli ölçüde değer kaybettiğini belirten başvurucular, müdahalenin kanuni dayanağı bulunmadığını, meşru bir amaç takip etmediğini ve gereklilik unsurunu taşımadığı gibi ölçüsüz bir zarara yol açtığını iddia etmiştir. Başvurucular bu gerekçelerle mülkiyet hakkı, ifade ve basın özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, özel hayata saygı hakkı, suç ve cezalarda kanunilik ilkesi ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
12. Bakanlık görüşünde; kayyım atama kararına karşı itiraz ve tazminat davası yollarının tüketilmediğini, müdahalenin kanuni dayandığının bulunup meşru bir amaç taşıdığını ve ölçülü olduğunu belirtmiştir.
B. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucuların şikâyetlerinin özü, sahibi oldukları şirketlerin yönetiminin kayyıma devredilmesi nedeniyle mal varlığı bakımından önemli zararlara yol açılması ile basın faaliyetini yerine getiremediğine ilişkindir. Bu nedenle başvurucuların tüm ihlal iddiaları mülkiyet hakkı ile basın özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.
14. Anayasa Mahkemesi, somut başvuruya konu benzer şikâyetleri Hakan Taşdelen ve Murat Avcıoğlu başvurularında incelemiştir. Söz konusu başvurularda mülkiyet hakkının ve basın özgürlüğünün ihlal edilmediği sonucuna ulaşılmıştır (Hakan Taşdelen, §§ 24-51; Murat Avcıoğlu, §§ 24-51). Somut olayda da anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmadığı anlaşıldığından mülkiyet hakkına ve basın özgürlüğüne yönelik açık bir ihlalin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
15. Açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Basın özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 26/5/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.