TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
HASAN FUAT SEÇKİNER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/14468)
|
|
Karar Tarihi: 29/9/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Mahmut ALTIN
|
Başvurucu
|
:
|
Hasan Fuat SEÇKİNER
|
Vekili
|
:
|
Av. Hüseyin Fahri ÜNLÜ
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, ceza kovuşturması kapsamında mal varlığı
hakkında verilen el koyma tedbiri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 25/1/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmamıştır.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
A. Uyuşmazlığın
Arka Planı
9. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı bir darbe
teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış ve Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde
21/7/2016 tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan
edilmesine karar verilmiştir. Müteaddit defalar uzatılan OHAL 19/7/2018
tarihinde son bulmuştur. Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç, OHAL ilanı, OHAL
döneminin gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa
Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/22169,
20/6/2017, §§ 12-20, 47-66) kararında yer almaktadır.
10. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından
2015/10042 numarası ile yürütülen soruşturma neticesinde, başvurucu hakkında Silahlı
Terör Örgütüne Üye Olma suçundan kamu davası açılmıştır. Eskişehir 2. Ağır
Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) E.2016/218 sayılı dosyası üzerinden yürütülen
kovuşturma neticesinde başvurucunun da aralarında bulunduğu bazı sanıklar
hakkında tefrik kararı verilmiştir.
B. Bireysel
Başvuru Süreci
11. Mahkemenin E.2016/218 sayılı dosyasında, 11/8/2016
tarihli celsede başvurucunun da aralarında bulunduğu bazı sanıkların bir kısım
mal varlığı hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 128. maddesi kapsamında el koyma kararı verilmiştir.
12. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden
yapılan incelemede, başvurucu vekili tarafından 2/11/2016 ve 26/12/2016
tarihlerinde tedbir kararına itiraz edilmiştir. Mahkemece 27/12/2016 tarihli
celsede itirazların reddine karar verilmiştir.
13. Bu karar başvurucuya 27/12/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
14. Başvurucu 25/1/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
C. Bireysel
Başvurudan Sonraki Süreç
15. Mahkemenin 15/2/2017 tarihli celsesinde başvurucunun
da aralarında bulunduğu bazı sanıklar hakkındaki mal varlıklarına el koyma
tedbirinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Mahkememizin bu dosyası
kapsamında bir kısım sanıkların mal varlıklarına CMK'nın 128 maddesi kapsamında
tedbir mahiyetinde el koyma işlemi yapılarak bu hususta rapor düzenlenmesi için
MASAK'a yazı yazıldığı, MASAK'dan gelen yazı cevabı ve ekli dosya
incelendiğinde sanıkların mal varlıklarının gelir ve gider tablolarının
gösterildiği ancak bu mal varlıklarının terörden elde edilip edilmediği yönünde
herhangi bir tespit yapılamadığının, bu tespitin mahkemece yapılması
gerektiğinin bildirildiği, CMK'nın 128 maddesine göre el koyma işleminin
yapılabilmesi için soruşturma ve kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu
suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebinin
bulunması gerektiği, haklarında tedbir konulan sanıklar yönünden FETÖ/PDY
Silahlı terör örgütü üyeliği suçunu işledikleri iddiasına yönelik kuvvetli suç
şüphesi mevcut olmakla birlikte mal varlıklarının bu üyelikten ve örgütten elde
edildiğine dair somut bulgular bulunmaması nedeniyle yasal şartlar
oluşmadığından mahkememizce yapılan el koyma tedbirinin KALDIRILMASINA,
bu hususta ilgili yerlere yazı yazılmasına [karar verilmiştir.]
16. Mahkemenin E.2016/218 sayılı dosyasının 5/5/2017
tarihli celsesinde başvurucu hakkında verilen tefrik kararı sonrasında
kovuşturmaya mahkemenin E.2017/142 sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
17. Mahkemenin 29/9/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu; 5271 sayılı Kanun'un 128. maddesindeki
güvencelerin ortadan kaldırıldığını, yetkili ve görevli olmayan mahkemenin mal
varlığına el koyma kararı verdiğini ve kanuna aykırı olarak keyfî bir şekilde
tedbirin uygulandığını vurgulamıştır. Başvurucu, suçtan elde edilip edilmediği
araştırılmadan tüm mal varlığı hakkında el koyma kararı verildiğini ve kararda
mal varlığının suçtan elde edildiğine dair herhangi bir gerekçe
belirtilmediğini, ayrıca tedbire karşı yapılan itirazın da gerekçesiz olarak
reddedildiğini iddia etmiştir.
19. Başvurucu sonuç olarak bağımsız ve tarafsız mahkemede
yargılanma, mülkiyet, adil yargılanma ve özel hayata saygı hakları ile
masumiyet karinesi, ayrımcılık yasağı ile suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin
ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. Bakanlık görüşünde başvurucu hakkındaki ceza
yargılamasının devam ettiği belirtilmiştir. Bakanlık, el koyma kararının
şartları oluşmadığı iddiasının 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesi uyarınca
tazminat davasında ileri sürülebileceğinden başvuru yollarının tüketilmemesi
nedeniyle başvurunun kabul edilemez bulunması gerektiğini ifade etmiştir.
Bakanlık son olarak FETÖ ile bağlantılı olunduğu şüphesiyle yürütülen
soruşturma kapsamında mal kaçırma şüphesi nedeniyle 5271 sayılı Kanun'un 128.
maddesine uygun olarak verilen kararda herhangi bir keyfîlik ya da takdir
hatası bulunmadığı, dolayısıyla müdahalenin kanuni, meşru ve orantılı olduğu yönünde
görüş bildirmiştir.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun mal varlığı hakkında el koyma tedbirinin uygulanmasına
ilişkin şikâyeti esas itibarıyla mülkiyet hakkını ilgilendirdiğinden söz konusu
ihlal iddialarının mülkiyet hakkı bağlamında incelenmesi uygun görülmüştür.
22. Anayasa'nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes,
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet
hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa'nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan
mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her
türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, §
20).
23. Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 4/7/2013 tarihli ve
E.2013/8830, K.2013/18335 sayılı, 23/9/2013 tarihli ve E.2013/14435,
K.2013/21106 sayılı ve 14/12/2015 tarihli ve E.2014/19906, K.2015/19237 sayılı
ilamlarından da anlaşıldığı üzere 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde
düzenlenen yol, bir yandan başvurucunun maruz kaldığı elkoyma işleminin hukuka
aykırılığının tespitini, diğer yandan da uğradığı zararın tazmini imkânını
sağlamaktadır. Bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile öngörülen hukuk
yolu başvurucunun şikâyetleri açısından erişilebilir, elverişli bir çözüm
olanağı ve makul ölçüde bir başarı imkânı sunmaktadır (Mehmet Ali Aslan,
B. No: 2013/2429, 30/3/2016, § 28).
24. Somut olayda, başvurucu hakkında FETÖ/PDY üyeliği
suçlamasıyla yürütülen ceza soruşturması kapsamında başvurucunun taşınır ve
taşınmaz mal varlığına tedbir konulmuş, söz konusu tedbir işlemi 15/2/2017
tarihinde kaldırılmıştır. Bu doğrultuda başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddialarını 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile öngörülen
hukuk yolunda ileri sürmeden bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 29/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.