TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ŞEVKET YİRİK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/36503)
|
|
Karar Tarihi: 29/9/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Ömer MENCİK
|
Başvurucu
|
:
|
Şevket YİRİK
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, terör suçlarından tutuklu olarak ceza infaz
kurumunda bulunan başvurucunun Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'na
girişine izin verilmemesinin eğitim hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 19/10/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne
karar verilmiştir. Aynı kararla başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına da karar verilmiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. 1983 doğumlu olan başvurucu, başvuru tarihinde Dinar T
Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) Fetullahçı Terör Örgütü
(FETÖ) ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile ilgili terör suçlarından
tutuklu olarak bulunmaktadır.
7. Başvurucu; asıl olarak yabancı dil tazminatı almak
isteyen kamu personelinin yabancı dil bilgisi seviyesini belirlemek için
yapılan, bunun yanında yüksek lisans ya da doktora öğrenimi görmek
isteyenlerden doçentlik sınavına girmek isteyenlere kadar birçok kişinin
girdiği bir sınav olan Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'na (YDS)
girişine izin verilmesi için 18/9/2017 tarihli dilekçesiyle Dinar İnfaz
Hâkimliğine (Hâkimlik) başvurmuştur. Hâkimlik 26/9/2017 tarihli kararıyla
başvurucunun talebini reddetmiştir.
8. Hâkimlik; başvurucunun terör örgütüne üye olma
suçundan tutuklu olduğunu, daha sonra 6/2/2018 tarihli ve 7083 sayılı
Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'la kabul edilerek yasalaşan 677 sayılı
Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde
Kararname'nin (677 sayılı KHK) 4. maddesinde yer alan açık hükme göre anılan
sınava giremeyeceğini belirterek başvurucunun talebini reddetmiştir.
9. Başvurucu tarafından Hâkimlik kararına karşı yapılan
itiraz 28/9/2017 tarihinde Dinar Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmiştir. Ret
kararı başvurucuya 10/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
10. Başvurucu 19/10/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ
HUKUK
11. İlgili hukuk için bkz. Fatih Dokur, B. No:
2017/32217, 24/5/2018, §§ 14-16.
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
12. Mahkemenin 29/9/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Eğitim
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun
İddiaları
13. Başvurucu; 677 sayılı KHK gerekçe gösterilerek
sınavlara girişine izin verilmediğini, eğitimci bir kişi olduğunu, YDS'ye
girişine izin verilmemesi nedeniyle doçentlik sınavına giremeyeceğini
belirtmiştir. Başvurucu ayrıca 677 sayılı KHK'nın 4. maddesinin öngörülebilir
bir düzenleme niteliği taşımadığını, bu düzenlemenin idarenin eğitim hakkının
özünü ortadan kaldıracak düzenlemeler yapmasına imkân tanıdığını ifade
etmiştir.
14. Bundan başka başvurucu, eğitim hakkına yapılan
müdahalenin orantılı bir müdahale olmadığını ve 677 sayılı KHK'nın 4. maddesine
karşı başvurulacak bir yargı yolunun da bulunmadığını ileri sürmüş; tüm bu
nedenlerle adil yargılanma, etkili başvuru ile eğitim haklarının ihlal
edildiğini savunmuştur.
15. Başvurucu son olarak 15 Temmuz darbe teşebbüsü
sonrasında kendileri haricindeki tutuklu ve hükümlülerin sınavların tamamına
girebildiğini ve eğitimlerine devam edebildiğini, kendilerine makul bir neden
olmaksızın ayrımcılık yapıldığını belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun şikâyetlerinin eğitim hakkının ihlal edildiği iddiası
kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (benzer
değerlendirmeler için bkz. Fatih Dokur, § 19; Mehmet Ali Eneze,
B. No: 2017/35352, 23/5/2018, § 24).
17. Öte yandan eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri
süren başvurucunun kendisiyle benzer durumdaki başka kişilere yapılan muamele
ile kendisine yapılan muamele arasında bir farklılığın bulunduğunu ve bu
farklılığın meşru bir temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb.
ayırımcı bir nedene dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir. Somut
olayda başvurucu, benzer olaylar ile kendi durumunun aynı olduğunu ortaya
koyamadığı gibi kendisine hangi temelde bir ayrımcılık yapıldığına ilişkin
açıklayıcı bir beyanda da bulunmamıştır. Bu nedenle başvurucunun ayrımcılık
yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiası ayrıca incelenmemiştir.
18. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından
yoksun bırakılamaz."
19. Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında eğitim hakkının
yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No:
2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, §
36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına etkili bir biçimde
erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve
diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68) ve kamu otoritelerine bireyin
eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Adem
Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44; Yüksel Baran,
B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36) karar vermiştir.
20. Anayasa’nın 42. maddesi devlete ceza infaz
kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülere eğitim öğrenim imkânı sağlanması
yönünde pozitif bir yükümlülük yüklememiştir (Mehmet Reşit Arslan ve
diğerleri, § 71).
21. Bununla birlikte Anayasa’nın 42. maddesinde eğitim
hakkının sınırlandırılmasına ilişkin açık bir düzenleme yapılmamıştır.
Anayasa’nın 42. maddesinde “Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir
ve düzenlenir.” ifadesi ile yasama organına bir takdir alanı yaratılmıştır.
Bu nedenle eğitim hakkı bakımından yapılacak düzenlemelerde Anayasa’nın 13.
maddesinde düzenlenen genel ilkeler çerçevesinde meşru amaçların ne olabileceği
hususunda devletin geniş bir takdir alanı bulunmaktadır (Selçuk Taşdemir [GK],
B. No: 2013/7860, 3/3/2016, § 75).
22. Anayasa Mahkemesi kapalı ceza infaz kurumlarında
bulunan mahpusların tam zamanlı eğitime erişimlerinin engellenmesinin, başka
bir ifadeyle kapalı ceza infaz kurumunda tutulduğu süre zarfında tam zamanlı
eğitim faaliyetlerine devam edememelerinin Anayasa'nın 42. maddesinin birinci
fıkrası kapsamında eğitim hakkından yoksun bırakılma olarak
değerlendirilemeyeceğini belirtmiştir (Seyran Çakmakcı, B. No:
2014/16310, 19/4/2018, § 23).
23. Mahpusların merkezî sınavlara girmesine izin
verilmemesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasını içerir başvuruya
ilişkin temel ilkeleri ortaya koyduğu ve değerlendirmelerde bulunduğu kararında
ise Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 42. maddesinin devlete ceza infaz
kurumlarında bulunan tutuklu ve hükümlülere eğitim ve öğrenim imkânı sağlanması
yönünde pozitif bir yükümlülük yüklemediği, terör suçlarından tutuklu ve
hükümlü olarak bulunan kişilerin merkezî sınavlara katılmalarına imkân tanıyıp
tanımamanın kanun koyucunun takdirinde olan bir husus olduğu, bu kişilerin
merkezî sınavlara girmesine izin verilmemesinin eğitim hakkını ihlal etmeyeceği
sonucuna varmıştır. (Fatih Dokur, §§ 25-28).
24. Anılan içtihat ve mevcut başvurunun koşulları
çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında terör suçlarından tutuklu olarak
ceza infaz kurumlarında bulunan başvurucunun merkezî bir sınav olan YDS'ye
girmesine izin verilmemesinin eğitim hakkını ihlal ettiğinden söz etme olanağı
yoktur.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun eğitim hakkının
ihlali iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin olmadığı açık olduğundan
başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Eğitim
Hakkının İhlal Edildiğine Dair Diğer İddialar
1. Başvurucunun
İddiaları
26. Başvurucu; Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
Adalet Bölümü öğrencisi olduğunu, 677 sayılı KHK gerekçe gösterilerek sınavlara
girişine izin verilmediğini, aynı düzenlemeye dayanılarak doçentlik sınavına
girişine de izin verilmediğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca 677 sayılı
KHK'nın 4. maddesinin öngörülebilir bir düzenleme niteliği taşımadığını, bu
düzenlemenin idarenin eğitim hakkının özünü ortadan kaldıracak düzenlemeler
yapmasına imkân tanıdığını ifade etmiştir.
27. Bundan başka başvurucu, eğitim hakkına yapılan
müdahalenin orantılı bir müdahale olmadığını ve 677 sayılı KHK'nın 4. maddesine
karşı başvurulacak bir yargı yolunun da olmadığını ileri sürmüş; tüm bu
nedenlerle adil yargılanma, etkili başvuru ve eğitim haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
28. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda,
başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki
iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal
edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak
başvurucuya düşer. Başvurucunun kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali
nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa
hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu
ileri sürülen işlem veya kararların neler olduğunu başvuru dilekçesinde
belirtmesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia
edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti
yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi
nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçelerle deliller açıklanmalıdır (Sabah
Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).
29. Başvurucu, açıköğretim öğrencisi olduğu hususunda
herhangi bir bilgi ya da belgeyi başvuru formuna eklemediği gibi Ceza İnfaz
Kurumunun kendisinin açıköğretim sınavlarına girişini engellediği noktasında da
herhangi bir bilgi ya da belgeyi başvuru formuna eklememiştir. Başvurucu
tamamen soyut bir şekilde açıköğretim sınavlarına girişinin engellendiğini belirtmiş;
hukuki iddiasını ortaya koyan ihlal gerekçelerini, dayandığı delillerini ve
ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü işlem veya kararların neler olduğunu
başvuru dilekçesinde belirtmemiştir.
30. Başvurucu, doçentlik sınavına girişinin engellendiği
iddiasını da soyut bir şekilde ileri sürmüştür. Başvurucu, inceleme konusu
iddiasına dair ihlal gerekçelerini, dayandığı delillerini ve ihlale neden
olduğunu ileri sürdüğü işlem veya kararların neler olduğunu başvuru
dilekçesinde belirtmemiş; bu konularda başvuru dilekçesinde bir açıklama
yapmadığı gibi başvurusuna bu hususlarda herhangi bir belge de eklememiştir.
Sonuç olarak iddialarına ilişkin hiçbir bilgi vermeyen başvurucunun şikâyetini
temellendirdiğinden bahsetmek mümkün değildir.
31. Açıklanan gerekçelerle bu bölümdeki iddiaların
temellendirilememiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı'na
girememe nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin diğer
iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
B. Adli yardım talebinin kabulü ile geçici olarak muaf
tutulan 257,50 TL harçtan ibaret yargılama giderinin 12/1/2011 tarihli ve 6100
sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (1) numaralı fıkrası
uyarınca başvurucudan TAHSİLİNE 29/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.