TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
G.O.U. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/16314)
|
|
Karar Tarihi: 24/6/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Murat BAŞPINAR
|
Başvurucu
|
:
|
G.O.U.
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/1/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyon tarafından başvurucunun tutuklamanın hukuki
olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiası
bakımından kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına,
diğer temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine yönelik iddiaların ise kabul
edilemez olduğuna karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
6. Başvuru formları ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve
belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
7. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe
teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış, bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke
genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verilmiş ve olağanüstü hâl
19/7/2018 tarihinde son bulmuştur. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal
temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında Türkiye'de çok uzun yıllardır
faaliyetlerine devam eden ve son yıllarda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak isimlendirilen bir yapılanmanın
olduğunu değerlendirmişlerdir (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No:
2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-25).
8. Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde
darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa
bile FETÖ/PDY'nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim, sağlık,
ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik
olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş; çok
sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır (Aydın
Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No:
2016/23672, 11/1/2018, § 12).
9. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) İkinci
Dairesinin 16/7/2016 tarihli kararı ile -Anamur Cumhuriyet savcısı olarak görev
yapmakta olan- başvurucunun görevden uzaklaştırılmasına ve 4/10/2016 tarihinde
meslekten çıkarılmasına karar verilmiştir.
10. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının HSYK kararıyla
görevden uzaklaştırılanlar hakkında soruşturma işlemlerinin yapılması yönündeki
yazısı üzerine başvurucu, Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık)
talimatıyla 17/7/2016 tarihinde gözaltına alınmıştır.
11. Başvurucu, aynı tarihte müdafii huzurunda
Başsavcılıkta ifade vermiş; ifadesinde özetle FETÖ/PDY ile bir ilgisinin
bulunmadığını savunmuştur. Başsavcılık, başvurucuyu silahlı terör örgütüne üye
olma suçundan tutuklanması istemiyle Silifke Sulh Ceza Hâkimliğine sevk
etmiştir.
12. Başvurucunun sorgusu Silifke Sulh Ceza Hâkimliğinde
17/7/2016 tarihinde yapılmış ve sorgu sonucunda başvurucunun silahlı terör
örgütü kurma veya yönetme, silahlı terör örgütüne üye olma ve anayasal düzeni
ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından tutuklanmasına karar verilmiştir.
13. Başvurucu tutuklama kararına itiraz etmiş, Mersin 2.
Sulh Ceza Hâkimliği 22/7/2016 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar
vermiştir.
14. Başvurucu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talebi
üzerine Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/9/2016 tarihli kararı ile tahliye
edilmiştir.
15. Başvurucu 16/1/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
16. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 16/5/2018 tarihli
iddianamesi ile başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan
cezalandırılması istemiyle aynı yer ağır ceza mahkemesinde dava açmıştır.
17. Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 21/5/2018 tarihinde
iddianamenin kabulüne karar vermiş ve E.2018/154 sayılı dosya üzerinden
kovuşturma aşaması başlamıştır.
18. Mahkemenin 23/10/2018 tarihli kararıyla başvurucunun
silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine karar
verilmiştir.
19. Başvurucu hakkında verilen beraat hükmüne karşı Adana
Cumhuriyet Başsavcılığı istinaf yoluna başvurmuştur.
20. Adana Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Ceza
Dairesi 13/11/2019 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar
vermiştir.
21. İstinaf Mahkemesinin kararına karşı Adana Bölge
Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz yoluna başvurmuştur.
22. Temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 16. Ceza
Dairesinin 13/2/2020 tarihli kararıyla hüküm onanmış olup, bireysel başvurunun
incelendiği tarih itibarıyla başvurucu hakkındaki beraat kararı kesinleşmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
23. Mahkemenin 24/6/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları
24. Başvurucu; suç şüphesi ve bunu haklı kılan somut olgu
ya da deliller olmamasına rağmen mesleğinden kaynaklanan güvencelere de riayet
edilmeksizin hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma
tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda bulunmadığına karar verildiğini
belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
B. Değerlendirme
25. Başvurucunun şikâyeti tutuklamanın hukuki olmadığına
ilişkindir. Dolayısıyla başvurucunun bu iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin
üçüncü fıkrası bağlamındaki kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında
incelenmesi gerekir.
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru
usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının birinci
cümlesi şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük)
"Başvuru süresi ve mazeret" kenar başlıklı 64. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru
yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin
öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
28. Bireysel başvuruların 6216 sayılı Kanun'un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı
fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu
öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde
yapılması gerekmektedir.
29. Başvurunun süresinde yapılmış olması, her aşamada
dikkate alınması gereken usule ilişkin şarttır (Yasin Yaman, B. No:
2012/1075, 12/2/2013, § 18).
30. Suç isnadına bağlı özgürlükten yoksun bırakılma
hâllerinde, derece mahkemesince hüküm verilmeden önce tutukluluk hâli sona eren
bir kişinin en geç tahliye edildiği tarihten itibaren otuz günlük yasal süresi
içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunarak tutuklulukla ilgili
şikâyetlerini ileri sürmesi gerekmektedir (Cüneyt Kartal, B. No:
2013/6572, 20/3/2014, § 22).
31. Somut olayda başvurucu, soruşturma aşamasında Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin
11/9/2016 tarihli kararı ile tahliye edilmiştir. Buna göre başvurucunun tahliye
edildiği bu tarihten itibaren otuz günlük yasal süre içinde bireysel başvuruda
bulunması gerekirken 16/1/2017 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı
olduğu sonucuna varılmıştır.
32. Açıklanan gerekçelerle kararın öğrenilmesinden
itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun bu kısmının süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tutuklamanın hukuki olmaması dolayısıyla kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 24/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.