TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HÜSEYİN BARSAK BAŞVURUSU (2)
(Başvuru Numarası: 2017/23611)
Karar Tarihi: 13/12/2023
Başkan
:
Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler
Muammer TOPAL
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
Raportör
Hüseyin Ozan ADIYAMAN
Başvurucu
Hüseyin BARSAK
Vekili
Av. Raziye ÖZTÜRK
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru; ceza davasında sanığın hazır bulunma talebinin reddedilerek ses ve görüntü aktarımı suretiyle duruşmaya uzaktan katılımının sağlanması nedeniyle duruşmada hazır bulunma hakkının, adil yargılanma hakkının diğer bazı güvencelerinin ve tahliye umudu olmaksızın ölünceye kadar hapis cezasına mahkûm edilme nedeniyle de insan haysiyeti ile bağdaşmayan ceza yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
2. 26/8/2008 tarihinde PKK silahlı terör örgütü üyeleri ile köy korucuları ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada beş köy korucusu şehit olmuştur. Çatışmayla ilgili olarak Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) yürüttüğü soruşturma kapsamında başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir. Başsavcılık, başvurucunun devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme, 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet etme suçlarından cezalandırılmasını talep etmiştir. Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) görülen yargılama beş celsede tamamlanmıştır.
3. Hakkında düzenlenen iddianameyi Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tebliğ alan başvurucu 29/8/2015 tarihinde, kapasite nedeniyle Rize L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna, 8/3/2016 tarihinde ise Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmiştir.
4. Davanın ilk celsesinde hazır bulunmayan ve 3/3/2016 tarihli ikinci celsesine Rize Ceza İnfaz Kurumundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılan başvurucu, duruşmalara fiilen katılma talebinde bulunmuş; SEGBİS aracılığıyla savunma yapmayacağını ifade etmiştir. Mahkemenin talebi hakkında herhangi bir karar vermeden duruşmaya devam etmesi üzerine başvurucu "Biraz ciddi olun, AKP katliam yapıyor, siz de o katliamın ortağısınız, mahkemeye gelmeden beyanda bulunmayacağım." şeklinde söylemlerde bulunmuştur. Bunun üzerine Mahkeme, başvurucunun dava konusu dışında beyanda ve ithamda bulunduğunu belirterek SEBGİS'i kapatmış; başvurucunun yokluğunda, müdafiinin huzurunda tanık A.Y.nin beyanlarını tespit etmiştir.
5. Başvurucu; SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılmayacağını belirterek davanın 14/4/2016, 12/5/2016 ve 31/5/2016 tarihli 3., 4. ve 5. celselerinde bulunmamıştır. Mahkeme 31/5/2016 tarihli celsede başvurucunun maktuller M.İ., Ş.A., B.T., K.T. ve C.A.yı yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle kasten öldürdüğünü kabul ederek beş kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla mahkûmiyetine hükmetmiştir. Bununla birlikte 6136 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçunu işlediği kabul edilen başvurucunun 9 yıl hapis ve 1.500 gün adli para cezasına mahkûmiyetine, ayrıca devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan farklı bir yargılamada da mahkûmiyetine karar verildiği gerekçesiyle anılan suç bakımından açılan davanın reddine karar vermiştir.
6. Mahkûmiyet kararının gerekçesinde başvurucunun güvenlik nedeniyle duruşmada hazır edilemediğine vurgu yapılmış ve SEGBİS aracılığıyla beyanda bulunmayı reddeden başvurucunun bu tutumu ile susma hakkını kullandığı değerlendirilmiştir. Anılan gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
"... Sanığa iddianame tebliğ edilmiş, ancak sanık mahkemeye gelmeden herhangi bir beyanda bulunmayacağını beyan etmiş, savunmasının devamında mahkeme heyetini itham ederek AKP Katliam yapıyor, sizde ona ortak oluyorsunuz şeklinde beyanda bulunması üzerine SEGBİS kapatılmış, daha sonra sanığın SEGBİS sistemiyle beyanı alınmak istenmiş ise de, sanık SEGBİS'te beyanda bulunmayacağını ifade ettiğinden bu husus sanığın susma hakkını kullandığı şeklinde değerlendirilmiştir. Her defasında sanığın mahkemede hazır edilmesi için kaldığı ceza evine yazı yazılmış ancak güvenli olmadığından sanığın hazır edilemeyeceği belirtilmiştir. Sanığın hazır edilememesi nedeniyle SEGBİS sisteminde hazır edilmesi talep edilmiş ancak sanık SEGBİS ile ifade vermeyeceğini her defasında beyan etmiştir."
7. Başvurucu müdafii, mahkûmiyet kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur. 27/6/2016 tarihli temyiz dilekçesinde, SEGBİS aracılığıyla ifade vermek istemediği yönündeki talebin görmezden gelinmesi nedeniyle savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Temyiz incelemesinin sonunda Yargıtay 16. Ceza Dairesi 31/1/2017 tarihinde, 6136 sayılı Kanun'a muhalefet etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün bozulmasına, kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün ise düzeltilerek onanmasına karar vermiştir.
8. Başvurucu müdafii, anılan Yargıtay kararını 20/4/2017 tarihinde tebliğ yoluyla öğrenmiş; 15/5/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
9. Öte yandan başvurucu da 3/5/2017 tarihinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin diğer iddialarının yanında duruşmada hazır bulunma talebi reddedilerek SEGBİS yoluyla duruşmaya katılımının sağlanmaya çalışılması nedeniyle duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiği şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. 2017/23924 numaralı bu ikinci başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 14/10/2020 tarihinde duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ve ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar vermiştir.
10. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına dayanılarak yapılan yeniden yargılama kapsamında başvurucu duruşmada hazır edilmiş ve savunmasını yapmıştır. Yargılama sonunda başvurucunun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme suçundan beş kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar verilmiştir. Yeniden yargılama kararına dayanarak görülen ceza davası bireysel başvurunun incelenme tarihi itibarıyla temyiz aşamasındadır.
II. DEĞERLENDİRME
A. Duruşmada Hazır Bulunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
11. Başvurucu, duruşmalara bizzat katılma yönünde talepte bulunmasına rağmen duruşmalarda hazır edilmediğini belirterek savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde özetle başvurucunun SEGBİS aracılığı ile tüm delillerini eksiksiz olarak Mahkemeye sunma, lehine ve aleyhine olan delilleri anlık olarak duruşmada tartışma imkânına sahip olmasına rağmen herhangi bir gerekçe sunmaksızın bu hakkından feragat ettiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formundaki açıklamalarını yinelemiştir.
12. Başvurucunun savunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetinin adil yargılanma hakkı kapsamındaki duruşmada hazır bulunma hakkı yönünden incelenmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
13. Başvurucu, aynı ihlal iddiasıyla daha önce bireysel başvuru yapmıştır. Anayasa Mahkemesi söz konusu başvuruda duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ve ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar vermiştir (bkz. § 9).
14. Açıklanan gerekçelerle duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden başvurunun mükerrer başvuru niteliğinde olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
B. İnsan Haysiyetiyle Bağdaşmayan Ceza Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
15. Başvurucu 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 17. maddesinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olan terör suçlularının koşullu salıverme hükümlerine tabi olmadığının düzenlendiğini, bu kapsamda kendi cezasının da ölünceye kadar infazına devam edileceğinin öngörülmesi nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
16. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) "Düşme kararı" kenar başlıklı 80. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
...
c) ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması,
(2) Bölümler ya da Komisyonlar; yukarıdaki fıkrada belirtilen nitelikteki bir başvuruyu, Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde incelemeye devam edebilir."
17. İçtüzük'ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi gereği Anayasa Mahkemesi, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olması hâlinde başvurunun düşmesine karar verebilir (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 23; Mehmet Emin Bülbül, B. No: 2014/4463, 16/6/2016, §§ 46-48).
18. Somut olayda şartlı salıverme hükümlerine tabi olmaması nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayacağı ileri sürülen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Anayasa Mahkemesinin 14/10/2020 tarihli kararına bağlı olarak alınan yeniden yargılama kararı ile birlikte ortadan kalkmıştır. Her ne kadar yeniden yargılama sonunda başvurucunun aynı cezayla mahkûmiyetine karar verilmiş ise de bu karar bireysel başvurunun incelenme tarihi itibariyle temyiz aşamasındadır ve kesinleşmemiştir (bkz. § 10). Bu durumda kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı olmadığından cezanın infazına bağlı olarak ortaya çıkabilecek neticelerin ortadan kalktığı değerlendirilmiştir. Somut olaydaki müdahalenin niteliği gözetildiğinde İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen Anayasa'nın uygulanması, yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygı yönünden başvurunun incelenmesini gerekli kılan bir nedenin de bulunmadığı değerlendirilmiştir.
19. Açıklanan gerekçelerle insan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
C. Diğer İhlal İddiaları
20. Başvurucu; ceza davasındaki esaslı iddia ve savunmaların gerekçede değerlendirilmemesi nedeniyle gerekçeli karar hakkının, eksik araştırmayla karar verilmesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin, savunma hakkına riayet edilmemesi nedeniyle savunma hakkının ve savunması tespit edilmeden tanık dinlenmesi nedeniyle de hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
21. Başvurucunun anılan iddialarının Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt (B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16) kararı doğrultusunda başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Duruşmada hazır bulunma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
B. İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan ceza yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddia yönünden başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,
C. Diğer ihlal iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
D. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 13/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.