TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
NASRADDİN ORAL VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/32915)
Karar Tarihi: 11/1/2023
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Raportör
Ali Erdem ŞAHİN
Başvurucular
1. Nasraddin ORAL
2. Mehmet Ruşen KILIÇ
Başvurucular Vekili
Av. Mehmet Rüştü TİRYAKİ
3. Şerafettin ÇALIMLI
Vekili
Av. Bülent DURAN
4. Edip NAZLIER
5. Hüseyin KAYA
6. Mahmut SEZER
7. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası
Av. İbrahim AFŞAR
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, öğretmen olan başvurucuların üyesi oldukları sendikanın aldığı kararlar uyarınca göreve gelmeme veya derse girmeme şeklindeki eylemleri nedeniyle haklarında açılan idari soruşturmalar sonucu görev yerlerinin değiştirilmesinin örgütlenme özgürlüğünü ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir. Başvurular, süresi içinde yapılmıştır. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
2. 2017/36587, 2018/26077, 2018/32403, 2018/33768 ve 2019/1121 numaralı başvuruların 2017/32915 numaralı başvuru ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.
A. Gerçek Kişi Başvurucular Yönünden
3. Anayasa Mahkemesi, Mustafa Akıcıoğlu (B. No: 2018/2513, 11/5/2022) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan başvuruyu örgütlenme özgürlüğü yönünden incelemiştir. Anılan kararda; kamu görevlisi başvurucunun göreve gelmeme eylemiyle kamu hizmetinin etkin işleyişi için gerekli olan öngörülebilirlik ihtiyacı ile birlikte çalışma ortamındaki güven ilişkisine zarar verdiği, başvuru formunda sunulan bilgi ve iddialardan başvuru konusu naklen atama işleminin hizmet gerekleri dışında cezai ve caydırıcı amaçlarla gerçekleştirildiği veya kamu görevlisinin hayatı üzerinde katlanması gerekenden daha ciddi etkiler yarattığı şeklinde bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Somut başvuruda, söz konusu kararda yapılan değerlendirmeler ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
4. Başvurucular, farklı mahkemeler arasında aynı konuya ilişkin içtihat farklılığı bulunması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini de ileri sürmüştür. Anayasa Mahkemesi sendika kararından kaynaklanan bir müdahaleyi incelediği Dilek Kaya (B. No: 2018/14313, 17/7/2019, §§ 65-70) kararında, somut olayda kısa sürede belli sayıda farklı karar verildiğini ve derece mahkemeleri arasında hukuk kurallarının yorumlanmasından kaynaklanan içtihat farklılığının ancak derinleşmiş ve sürekli bir nitelik kazanmış olması hâlinde adil yargılanma hakkının ihlaline yol açılabileceğini belirterek başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşmıştır. Dolayısıyla anılan kararla benzer şartlara sahip mevcut başvuruda da söz konusu kararda yapılan değerlendirmeler ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
5. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların örgütlenme özgürlüğü ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrası kapsamında açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Tüzel Kişi Başvurucu Yönünden
6. Başvuru, münhasıran gerçek kişi başvurucuların görev yerinin değiştirilmesi işlemlerine ilişkindir. Somut olayda başvurucu sendikaya herhangi bir yaptırım uygulanmamıştır. Bununla birlikte başvurucu, sendika tüzel kişiliğinin haklarını doğrudan etkileyen somut bir olgu ileri sürmemiştir. Dolayısıyla tüzel kişi başvurucunun ihlale konu edilen işlem nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkının doğrudan etkilendiği söylenemez. Buna göre başvurunun tüzel kişi başvurucu yönünden kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014, § § 39-47).
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,
B. 1. Gerçek kişi başvurucular yönünden örgütlenme özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Tüzel kişi başvurucu yönünden başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 11/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.