TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YUNUS KAYA BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/35062)
|
|
Karar Tarihi: 30/9/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Kadir ÖZKAYA
|
Üyeler
|
:
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
|
|
Basri BAĞCI
|
Raportör
|
:
|
Fatma Gülbin ÖZCÜRE
|
Başvurucu
|
:
|
Yunus KAYA
|
Vekili
|
:
|
Av. Engin ÇALLI
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, başvurucunun sosyal medya hesabından yapmış
olduğu paylaşımlar nedeniyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan
cezalandırılmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 25/9/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1980 doğumlu olup olayların gerçekleştiği
tarihte hemşire olarak görev yaptığını belirtmektedir.
8. Facebook isimli sosyal medya hesabından yapılan iki
paylaşım sebebi ile PKK terör örgütünün propagandasını yaptığı gerekçesiyle
başvurucu hakkında kamu davası açılmıştır. Başvurucunun kamu davasına konu
edilen eylemlerinden ilki Facebook hesabından 21/12/2012 tarihinde yaptığı
belirtilen "Gerilla sesinden anne vurdular beni..." isimli
video paylaşımıdır. 31/8/2014 tarihli ikinci eylem ise PKK terör örgütünün
yaygın olarak kullandığı flama önünde çekilmiş bir fotoğraf paylaşımıdır.
9. Yargılama Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme)
tarafından yapılmıştır. Mahkeme, başvurucunun terör örgütünün propagandasını
yapma suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar vermiştir. Gerekçeli kararda;
paylaşımların yapıldığı Facebook hesabının başvurucunun kullanımında ve
başvurucuya ait olduğu, suça konu paylaşımların sonrasında da silinmediği
belirten Mahkeme söz konusu paylaşımların başvurucudan sadır kabul edilmiştir.
Kararda 21/12/2012 tarihli video paylaşımına ilişkin açıklamaya yer verilmiş,
ilgili paylaşımda örgüt mensubu olduğu anlaşılan leşker kıyafetli iki kişi
tarafından söylenen şarkıda örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren eylemlerinin
övüldüğü belirtilmiştir.
10. Başvurucu söz konusu HAGB kararına itiraz etmiştir.
İtirazı inceleyen Hakkâri 2. Ağır Ceza Mahkemesi 1/8/2017 tarihli kararında
HAGB kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek bu itirazı
reddetmiştir. Ret kararı başvurucuya 26/8/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu 25/9/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
12. Mahkemenin 30/9/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım
Talebi Yönünden
13. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No:
2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini
önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun
olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım
talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu;
i. Facebook hesabından paylaşılan videonun paylaşım
tarihinin annesinin kanser tedavisi gördüğü döneme denk geldiğini, söz konusu
videoyu paylaşıp paylaşmadığını hatırlamadığını, o dönemde Facebook hesabının
kardeşleri tarafından da kullanıldığını,
ii. Cezalandırılmasına konu fotoğrafın ise bir düğüne ait
olduğunu, fotoğrafta fonda yer alan ve PKK terör örgütünü simgeleyen bez
parçasını fark etmediğini, söz konusu bez parçasının Hakkâri yöresine ait yedi
sekiz renkten oluşan kültürel ve geleneksel bez olduğunu düşündüğünü,
iii. Kendisinin kesinlikle PKK terör örgütüne sempati
beslemediğini, terör örgütünün propagandasını yapma kastı bulunmadığını,
iv. Yargılamaya konu videonun şiddet içermediğini,
v. Savunmasında Facebook hesabını aktif olarak
kullanmadığını, üç yıl süre ile hesabının çalındığını belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
15. HAGB, sanığa yüklenen suça ilişkin yargılama sonunda
cezaya hükmedilmesi hâlinde hükmün açıklanmasının belirli koşulların
gerçekleşmesine bağlı olarak ertelenmesi anlamına gelmektedir. Kanunda
belirtilen koşulların gerçekleşmesine karşın sanığın kabul etmemesi hâlinde
HAGB kararı verilemeyeceği 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasının son cümlesinde ifade
edilmektedir. Bu kapsamda yargılamanın hukuki kesinliği ifade eden bir hükümle
sonuçlanmasını ya da cezaya hükmedilmesi durumunda sanığın HAGB'yi tercih etme
imkânı bulunmaktadır (Ali Gürsoy, B. No: 2012/833, 26/3/2013, § 19).
16. HAGB kararı, yargılamayı hükümle sonuçlandıran bir
karar niteliğinde olmayıp ceza yargılamasını sona erdiren düşme nedenlerinden
biridir. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (10) ve (11) numaralı
fıkralarında belirtildiği üzere denetim süresi içinde kasten bir suç
işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun
davranıldığı takdirde davanın düşmesine, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç
işlenmesi veya öngörülen yükümlüklere aykırı davranılması hâlinde hükmün
açıklanmasına karar verilir (Ali Gürsoy, § 21).
17. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (12) numaralı
fıkrasında, HAGB kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceği
düzenlenmiştir. Bununla birlikte ancak denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir
suç işlenmesi hâlinde hükmün açıklanmasıyla veya bu süre içinde kasıtlı yeni
bir suç işlenmemesi hâlinde düşme kararıyla yargılama nihai olarak sona
erdiğinde hüküm niteliği olan bu kararlara karşı kanun yoluna başvurulabilir ve
esasa ilişkin itirazlar bu aşamada ileri sürülebilir (Ali Gürsoy, § 22).
18. 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin (6) numaralı
fıkrasına göre sanık kabul etmediği takdirde HAGB kararı verilmez. Bu durumda
ilk derece mahkemesince istinaf/temyiz kanun yolu açık olarak karar
verilebilecektir. Başka bir deyişle haklarında HAGB kararı verilmesini kabul
eden sanıklar, verilen kararın istinafta/temyizde yapılacak esas ve usul
incelemesini talep etme hakkından vazgeçmişlerdir. Somut olayda başvurucu,
yargılama sonunda hakkında HAGB kararı verilmesine rıza göstermiştir (bkz. §
10). Dolayısıyla başvurucu, söz konusu karar ile ortaya çıkan menfaatlerden
yararlanmayı tercih etmiştir (Adnan Erkuş/Türkiye (k.k.), B. No:
61196/11, 4/12/2012, § 22).
19. Somut olayda yargılamalar sonunda verilen kararların
temel hakları ihlal ettiği iddiası -somut başvurunun özelliği de nazara
alındığında- istinaf/temyiz incelemesinde de ileri sürülebilecek iddialardandır.
Başvurucunun kabulü üzerine HAGB kararı verildiği ve istinaf/temyiz yoluna
başvurmayı mümkün kılan bir karar verilmesinin tercih edilmediği
anlaşılmaktadır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun
yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 30/9/2020 tarihinde
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.