TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
N.E.İ. BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/35297)
|
|
Karar Tarihi: 4/11/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Kamber Ozan TUTAL
|
Başvurucu
|
:
|
N.E.İ.
|
Vekili
|
:
|
Av. Hürriyet SÜMER KALA
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru, ceza soruşturması aşamasında mal varlığı
hakkında verilen elkoyma tedbiri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvuru 3/10/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu 1945 doğumlu olup İstanbul'da yaşamaktadır.
A. Bireysel
Başvuru Öncesi Süreç
10. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör
Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olma suçundan hakkında
soruşturma yürütülen başvurucunun mal varlığı hakkında elkoyma tedbiri
uygulanmasını 18/5/2017 tarihinde talep etmiştir.
11. Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği aynı gün talebi kabul
etmiş ve başvurucunun mal varlığı değerlerini kaçırmaya yönelik işlemlerinin
önlenmesi amacıyla almış olduğu yaşlılık aylığı hariç olmak üzere tüm
bankalardaki hesaplarına, tapuda kayıtlı tüm taşınmazlarına, ortağı ve sahibi
olduğu şirketlerdeki hisselerine elkonulmuştur. Kararda 4/12/2004 tarihli ve
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128. maddesi dayanak olarak
gösterilmiştir.
12. Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği 23/5/2017 tarihinde
silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başvurucu hakkında adli kontrol
tedbiri uygulanmasına karar vermiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 24/5/2017
tarihinde yer bakımından yetkisizlik kararı vererek dosyanın İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar vermiştir.
13. Başvurucu 1/8/2017 tarihinde elkoyma kararına itiraz
etmiştir. Başvurucunun itirazı inceleyen İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği
15/8/2017 tarihinde kanun yolu açık olmak üzere itirazı reddetmiştir. Kararda
elkoyma kararının usul ve yasaya uygun olduğu, kararın gerekçesinin yerinde
olduğu, soruşturmanın devam ettiği ve kararda değişiklik yapılmasını gerektirir
bir neden bulunmadığı belirtilmiştir.
14. Başvurucu 8/9/2017 tarihinden itirazın reddi kararına
karşı kanun yoluna başvurmuştur. İstanbul 8. Sulh Ceza Hâkimliği 20/9/2017
tarihinde, başvurucunun itirazın reddi kararına karşı itirazını kesin olmak
üzere reddetmiştir.
15. Bu karar başvurucuya 29/9/2017 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
16. Başvurucu 3/10/2017 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. Bireysel
Başvuru Sonrası Süreç
17. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 5/4/2018 tarihinde
yetkisizlik kararı vererek dosyayı tekrar Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
göndermiştir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 15/1/2019 tarihinde tedbir
uygulanan mal varlığının suçtan elde edildiğine dair tespit bulunmaması ve
terör örgütü üyeliğine ilişkin delil yetersizliği gerekçesiyle başvurucu
hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ve adli kontrolün kaldırılmasına karar
vermiştir.
18. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 15/1/2019 tarihinde
başvurucunun mal varlığını suçtan elde ettiğine dair delil bulunmadığı
gerekçesiyle elkoyma tedbirinin kaldırılmasını talep etmiştir. Ankara 3. Sulh
Ceza Hâkimliği aynı gün başvurucunun mal varlığı üzerindeki elkoyma kararını
kaldırmıştır.
IV. İNCELEME VE
GEREKÇE
19. Mahkemenin 4/11/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun
İddiaları ve Bakanlık Görüşü
20. Başvurucu; hakkındaki suçlamalardan haberdar
edilmediğini, hukuki dayanaktan yoksun olarak ceza soruşturması yürütüldüğünü,
savunması alınmadan elkoyma kararı verildiğini ve tedbir kararına karşı yapılan
itirazların gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini belirtmiştir. Hukuka aykırı
olarak ve delilden yoksun bir şekilde mal varlığı hakkında tedbir uygulandığını
öne süren başvurucu, keyfî ve öngörülemez olan müdahalenin meşru amaç
taşımadığı gibi orantısız olduğunu iddia etmiştir. Başvurucu; somut bir delil
olmaksızın tesis edilen elkoyma işlemi nedeniyle terör örgütü üyesi olarak
kabul edildiğini, onurunun zedelendiğini ve mağdur edildiğini ifade etmiştir.
21. Başvurucu sonuç olarak bu gerekçelerle; mülkiyet ve
adil yargılanma hakları ile suçta ve cezada kanunilik, cezanın şahsiliği ve
eşitlik ilkelerinin yanı sıra işkence yasağının ve sözleşme özgürlüğünün ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
22. Bakanlık görüşünde; başvurucunun mal varlığı üzerine
konulan tedbirin kaldırıldığını, bu nedenle mağdur sıfatının bulunmadığını
belirtmiştir. Bakanlık, elkoyma kararının şartları oluşmadığı iddiasının 5271
sayılı Kanun'un 141. maddesi uyarınca tazminat davasında ileri
sürülebileceğinden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvurunun kabul
edilemez bulunması gerektiğini ifade etmiştir. Bakanlık, yürütülen soruşturma
kapsamında 5271 sayılı Kanun'un 128. maddesine uygun olarak verilen elkoyma
kararında herhangi bir keyfîlik ya da takdir hatası bulunmadığı, dolayısıyla
müdahalenin kanuni, meşru ve orantılı olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
23. Başvurucu; Bakanlığın görüşüne karşı beyanında önceki
iddialarını tekrarlamış, ayrıca mağdur sıfatının devam ettiğini, bireysel
başvurunun yapıldığı tarih itibarıyla tazminat yoluna gitme imkânının bulunmadığını
ve elkoyma tedbirinin yaklaşık yirmi ay sürdüğünü, dolayısıyla hak ihlali
nedeniyle tazminata hükmedilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
B. Değerlendirme
24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından
yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki
tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013,
§ 16). Başvurucunun mal varlığı hakkında elkoyma tedbirinin uygulanması
kapsamında ileri sürdüğü şikâyetler esas itibarıyla mülkiyet hakkını ilgilendirdiğinden
başvurucunun tüm iddialarının mülkiyet hakkı bağlamında incelenmesi uygun
görülmüştür.
25. Anayasa'nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes,
mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilmek suretiyle mülkiyet
hakkı güvenceye bağlanmıştır. Anayasa'nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan
mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her
türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, §
20).
26. Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 4/7/2013 tarihli ve
E.2013/8830, K.2013/18335 sayılı; 23/9/2013 tarihli ve E.2013/14435,
K.2013/21106 sayılı; 14/12/2015 tarihli ve E.2014/19906, K.2015/19237 sayılı
ilamlarından da anlaşıldığı üzere 5271 sayılı Kanun'un 141. maddesinde
düzenlenen yol, bir yandan başvurucunun maruz kaldığı elkoyma işleminin hukuka
aykırılığının tespitini, diğer yandan da uğradığı zararın tazmini imkânını
sağlamaktadır. Bu nedenle 5271 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile öngörülen hukuk
yolu başvurucunun şikâyetleri açısından erişilebilir ve elverişli bir çözüm
olanağı ve makul ölçüde bir başarı imkânı sunmaktadır (Mehmet Ali Aslan,
B. No: 2013/2429, 30/3/2016, § 28).
27. Somut olayda, başvurucu hakkında silahlı terör
örgütüne üye olma suçundan yürütülen ceza soruşturması kapsamında başvurucunun
mal varlığına tedbir konulmuş ve söz konusu tedbir kararı 15/1/2019 tarihinde
kaldırılmıştır. Bu doğrultuda başvuruya konu olay yönünden de anılan içtihattan
ayrılmayı gerektirir bir durum olmadığı değerlendirilmiştir.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun mal varlığına
tedbir konulmasına ilişkin şikâyetinin diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 4/11/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.