TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
YUNUS SOYASLAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/36966)
|
|
Karar Tarihi: 3/6/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Zeynep KARAKOÇ
|
Başvurucu
|
:
|
Yunus SOYASLAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, temyiz aşamasında adli yardım talebinin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/11/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvurucu bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu, 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken 8/2/2018 tarihli ve 7091 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun ile kanunlaştırılan 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilmiştir. Hâlen Kırşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunmaktadır.
10. Başvurucu, 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlem ile anılan işlemin dayanağı olan Bakanlar Kurulu kararının 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının iptali ile anılan işlemler nedeniyle ödenmeyen maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
11. Başvurucunun Danıştay Onaltıncı Dairesinde (Daire) açtığı dava 8/6/2016 tarihli kararla kısmen kabul, kısmen reddedilmiştir.
12. Başvurucu, idarenin kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna (İDDK) temyiz etmesi üzerine aleyhine olan kısmı için adli yardım talepli olarak karşı temyiz isteminde bulunmuştur. İDDK 4/5/2017 tarihli kararıyla ilgili yasal düzenlemede getirilen şartları taşımadığı gerekçesiyle adli yardım isteminin reddine karar vermiştir.
13. İDDK 18/9/2017 tarihli yazıyla gerekli harç ve posta ücretini bu yazının tebliğinden itibaren on beş gün içinde tamamlamasını başvurucudan istemiş, belirtilen süre içinde yatırmaması hâlinde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceğini bildirmiştir.
14. İDDK 21/11/2018 tarihli kararla başvurucunun temyiz istemi hakkında kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar vermiş, idarenin temyiz istemi hakkında ise onama kararı vermiştir. Başvurucu söz konusu karara karşı karar düzeltme yoluna müracaat etmemiştir.
15. Adli yardım talebinin reddine ilişkin karar 27/9/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu 3/11/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 3/6/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adli Yardım Talebi Yönünden
18. Adli yardım talebinde bulunan başvurucunun başvuru giderlerini karşılayabilecek ölçüde mal varlığının bulunmadığı ve taleplerinin dayanaktan yoksun olmadığı anlaşılmış olup 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca adli yardım talebinin kabulü ile yargılama giderlerini ödemekten geçici olarak muaf tutulmasına karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
19. Başvurucu; adli yardım talebinin haksız ve gerekçesiz olarak reddedilerek temyiz hakkının elinden alınmasının hukuk devleti ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşmadığını, memuriyetten ihraç edildiğini, adına kayıtlı araç ve parasının bulunmadığını, aynı zamanda ikametgâhı olan taşınmazının ise büyük bir kısmının borç olduğunu, bu şekilde temyiz hakkının elinden alındığını ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
20. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir..."
21. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."
22. Bu düzenlemelere göre bireysel başvurunun başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.
23. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadına göre başvuruda bulunulabilmesi için hükmün kesinleşmesi şartı, başvuru yollarının tüketilmesi anlamında değerlendirilmelidir. Başvurucular, etkili yol olarak görmedikleri temyizkanun yoluna başvurmamışlarsa ilk derece mahkemesi kararıyla başvuru yollarını tükettikleri için ilk derece mahkemesi kararını öğrenmelerinden itibaren başvurucuların otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunmaları gerekir (Fikret Güney, B. No: 2013/1936, 18/9/2013, §§ 23, 24).
24. Somut olayda İDDK 4/5/2017 tarihli kararı 27/9/2017 tarihinde tebliğ edildiği hâlde otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra, Kırşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna verilen 2/11/2017 tarihli dilekçe ekinde yer alan başvuru formu ile 3/11/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunulduğu anlaşılmıştır.
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin kabulüne,
B. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından başvurucuların yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 3/6/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.